๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:50:10



Konu Başlığı: Vasiyetler kitabı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:50:10

VASİYYETLER KİTABI




Vasiyyet kelimesinin çoğulu vesayâdır. Vasiyyet; bir kimsenin yokluğunda veya ölümünden sonra bir işin kendi maslahatına uygun bir şekilde yapılmasını bir başkasından istemesidir. Borçların ödenmesi, ihtiyaçların karşılanması ve diğer şeyleri vasiyyet etmek gibi. Meselâ şöyle denilir; 'falan adam yolculuğa çıktı ve şunu vasiyyet etti’, ‘falan öldü ve (ölmeden evvel) şunu vasiyyet etti.’

İstisâ; vasiyyeti kabul etmek demektir. Meselâ; 'falan adamın vasiyyetini kabul etti' denilir. Veda hutbesinde de Rasûlullah (sas)

“Kadınlar hakkında ettiğim vasiyyeti kabul edin. Doğrusu  onlar sizin yanınızda esirdirler.” [1] buyurmuştur.

Vasiyyette bulunmak; meşru bir kaziyye ve kurbet olup mendubdur: Buna Kitab, sünnet ve icmâ delalet etmektedir. Kitab'daki delili şu âyet-i kerîmedir:

“(Bütün bu paylar ölenin) bulunacağı vasiyyetten ve borçtan sonradır.” [2] Bu vasiyyetin meşrüiyet delilidir. Sünnetteki delili ise şudur; rivayet edildiğine göre, Sa'd b. ebî Vakkas (ra) Mekke'de hastalandığında üç gün sonra Rasûlullah (sas) onu ziyarete gitmiş ve bu ziyaret esnasında Sa'd (ra) Rasûlullah (sas) a şöyle sormuş (ve aralarında bir konuşma geçmişti).

“Yâ Rasûlullah (sas), ben geride sadece bir kız evlat bırakıyorum. Malımın tamamını başka yerlere ve şahıslara verilmesini vasiyyet edeyim mi?”

“Hayır.”

“Malımın üçte ikisini vasiyyet edeyim mi?”

“Hayır.”

“Yarısını?”

“- Hayır.”

“- Üçte birini.?”

“- Üçte biri çoktur. Mirasçılarını zengin olarak bırakman, onları insanlara el açan yoksullar olarak bırakmandan daha hayırlıdır.” [3]

Diğer bir hadîs-i şerîfde de Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:

“Ömrünüzün sonunda Allah (cc) daha fazla amel işleyesiniz diye mallarınızın üçte birini size sadaka olarak verdi ki, o malları  dilediğiniz yere koyasınız (sarfedesiniz).” [4] Başka bir rivayette;

“Sevdiğiniz yere.” ifadesi kullanılmıştır. Bu da vasiyyet etmenin meşruiyetine delalet etmekte ve vâcib olduğunu söyleyenlerin iddiasını reddetmektedir.

Bir başka hadîs-i şerîfde Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:

“Hakkında vasiyyette bulunacağı bir malı olup da, Allah (cc) a ve âhiret gününe iman etmiş bir adamın vasiyyeti başının altında olmaksızın iki geceyi geçirmesi helâl olmaz.” [5] Bu da vasiyyette bulunmanın mendubluğuna delalet etmektedir.

İcmâ deliline gelince; hidayet önderi imamlar ve selef-i sâlihîn vasiyyette bulunmuşlardır. İslâm ümmeti günümüze kadar bu tatbikatı devam ettiregelmişlerdir. Her insanın mutlaka başkalarına hakkı geçtiği gibi, başkalarının da ona geçmiş hakları vardır ve o, bu haklardan dolayı hesaba çekilecektir. Kendisi bizzat bu hakların gereğini yerine getiremiyorsa, başkasını bu hususda kendisine nâib tayin etmelidir. Vasî bu hususda onun naibidir. Bunun mes'ûliyetinden kurtulmak için vasiyyette bulunmakla ihtiyatlı davranılmış ve gerekli tedbir alınmış olur. Dolayısıyla vasiyyette bulunmaya teşvik vardır. Bu faydaların temini için de meşru kılınmıştır. [6]



[1] Bu hadîsi Tirmizî tahric etmiştir.

[2] Nisa: 4/11.

[3] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvud, Neseî, İbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir.

[4] Bu hadîsi El- Kebîr'de Taberânî rivayet etmiştir.

[5] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvud, Neseî, İbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir.

[6] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/325-327.