> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Selem
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Selem  (Okunma Sayısı 1366 defa)
05 Nisan 2011, 14:24:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Nisan 2011, 14:24:43 »



SELEM





Selem; lügatte öne almak ve teslim etmek mânasındadır. Selef de bu mânayı taşır. Şer’î ıstılahda ise selem; bedele peşin, mala ise veresiye mâlik olmayı gerektiren bir akdin adıdır. Bedelin peşin olarak ödenmesi gereğini içerdiğinden dolayı bu akde bu ad verilmiştir.

Kudurî dedi ki, Arap Dilinde selem; iki bedelden birinin peşin, diğerinin ise belli bir vâde sonunda ödenmesi gereğini içeren bir akiddir ve bu bir alış veriş türüdür. Yalnız bedeli peşin ödeme gibi hususî bir hüküm taşıdığından dolayı; sarf akdinde olduğu gibi, kendine has bir isim (selem) adını almıştır.

Selem; akid esnasında mevcud olmayan bir şeyi satmak olduğundan dolayı, kıyasa muhalif olarak meşru kılınmış bir akiddir. Ancak biz Kitab, sünnet ve icmâ sebebiyle, kıyası bu konuda bir kenara bıraktık. Bu akdin meşruiyeti şu âyet-i kerîmeye göredir:

“Ey iman edenler! (yaptığınız alış veriş sonunda) muayyen bir vâde ile birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın.” [57] İbn Abbas (ra) dedi ki; şehâdet ederim ki, Allah (cc) selem akdine izin verdi ve onun hakkında Kur'an-ı kerîmdeki en uzun âyet-i kerîmesini indirdi.

Selemin sünnetteki meşruiyetinin delili şu hadîs-i şerîfdir; Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Sizden selem akdi yapan kimse belli  ölçekdeki, belli  tartıdaki mal ile belli bir vâdeye kadar selem yapsın.”[58] Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sas) kişinin yanında mevcud olmayan şeyi satmasını yasaklamış, ancak selem akdine ruhsat vermiştir. Selemin meşruiyeti üzerinde icmâ edilmiştir.

Seleme; bey'-i mefalis (müflislerin satışı) denilir. Bu onların sermayeye muhtaç olmalarından dolayı meşru kılınmıştır. Çünkü bu akdi yapanların ekserisi mülkiyetlerinde mevcud olmayan şeyleri satmaktadırlar. Eğer mülkiyetinde mevcud olsa, o malı iki bedelden en fazlası karşılığında satar ve selem akdine ihtiyaç duymaz.

Selem akdi, selem lafzıyla yapılır. Meselâ; 'bir ton buğday karşılığında sana on dirhemi selem olarak verdim.' demek gibi. Çünkü bu alış verişin hakikati selem lâfzındadır. Bu akid selef lâfzı ile de yapılır; çünkü selef kelimesi de bu mânaya gelir. Hasan'ın rivayetine göre, bey' kelimesiyle bu akid yapılabilir. Çünkü selem de bir bey' (satış) türüdür. Mücerred'in rivayetine göre selem akdi bey’ kelimesiyle yapılamaz. Esahh olan birinci rivayettir.

Sıfatı belirlenebilen ve miktarı bilinebilen her şeyde selem akdi yapmak caizdir: Böyle olması taraflar arasında meydana gelebilecek anlaşmazlıklara mâni olur.

Eğer malın sıfatı belirlenemiyor ve miktar  bilinemiyorsa, onun üzerine selem akdi yapmak caiz değildir: Çünkü bu durumda belirsizlik vardır ve bu da taraflar arasında anlaşmazlığa yol açar. Bu; selem mes'elesinin çoğuna esas teşkil eden bir kaidedir. Anlatılanlar üzerinde derin düşünülerek geride kalan diğerleri de bilinsin diye; üzerlerinde selem akdi yapılabilecek bazı maddeleri belirleyeceğiz. Bu hengâmda deriz ki; selem akdi ölçeklik, tartılık, ölçülebilir mallarda yapılabilir. Ceviz ve yumurta gibi taneler birbirine yakın irilikdeki sayılık maddelerde de yapılabilir. Çünkü bu gibi şeylerin evsafım ve miktarını bilmek mümkündür. Nar, karpuz ve benzeri kendi taneleri farklı irilikde olan sayılık maddelerde selem caiz değildir. Mücevher ve boncuklarda da selem caiz değildir. Çünkü bu gibi maddelerin evsaf ve miktarlarının bilinmesi mümkün değildir. Tas, ibrik, mest vb. şeylerde de anlattığımız sebeplerden dolayı selem akdi caizdir. Kalınlık, incelik, pişkinlik sebebiyle taneleri arasında aşırı bir farklılık bulunduğundan dolayı, ekmek üzerinde selem akdi caiz değildir. İmameyn'e göre ise, caizdir. İnsanların ihtiyacı sebebiyle tercih edilen görüş de budur. Taneleri arasındaki farklılıkdan dolayı, ekmeğin sayı ile ödünç alınması Ebû Hanîfe'ye göre caiz değildir. İşçilik bakımından ekmekler birbirlerinden farklı olacakları sebebiyle, tartı ile de ödünç alınamazlar. Ebû Yûsuf’a göre ekmeklerin sayı ile değil ama, tartı ile ödünç alınmaları caizdir. Çünkü tartı ile alınması daha âdilâne olur.

İmam Muhammed'e göre ekmeğin hem sayı ile hem de tartı ile ödünç alınması caizdir. İnsanların bu yolda muamelede bulunmalarından ve buna ihtiyaçtan olduğundan dolayı, tercih edilen görüş de budur.

Selem akdinin şartları şunlardır: Malın cinsini, vasfını, nevini, teslim zamanını, miktarını, eğer nakledilmesi gereken yük ve meşakkat ver ise teslim yerini (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed); sayı, ölçü ve tartı ile satılan malların karşılığında verilen para miktarını belirtmek (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed), selem akdi yapılan yerden ayrılmadan parayı peşin almak: Bu gibi şeylerin akid esnasında söylenmeleriyle belirsizlik ortadan kalkar, anlaşmazlığın önüne geçilir. Bunlar söylenmezlerse, üzerinde selem akdi yapılan şey belirsiz olur ve bu da taraflar arasında anlaşmazlığa sebep olur.

Cins belirlenmelidir; meselâ buğday ve hurma gibi. Nevi belirlenmelidir; meselâ bürnî hurması, mektum hurma, ova buğdayı, dağ buğdayı gibi. Vasıf belirlenmelidir; meselâ iyi buğday, kalitesiz buğday gibi. Vâde belirlenmelidir; meselâ bir aya kadar demek veya benzeri bir vâde belirlemek gibi. Bu şarttır; çünkü Hz.  Peygamber (sas) “Belli bir vâdeye kadar” buyurmuştur.

Selemin; müflislerin ihtiyacını gidermek için meşru kılındığını açıkladığımıza göre; müşteriye vereceği malı satıcının bulup elde edebilmesi için mutlaka ortaya bir vâde konması gerekmektedir. Kerhî'nin ifadesine göre bu vâdeyi belirlemek akdin iki tarafının takdirine bırakılmıştır. Tahavî'den gelen bir rivayete göre, bu vâdenin en azı üç gündür. O, alış verişde muhayyerlik müddetini esas alarak bunu arkadaşlarımızdan rivayet etmiştir. Arkadaşlarımızdan rivayet edildiğine göre; selem akdi yapılırken yarım günlük bir vâde şart koşulsa, bu caizdir. Çünkü muhayyerliğin en az müddetinin bir ölçüsü yoktur. Selem vâdesi de böyledir. İmam Muhammed'den nakledildiğine göre, selem alış verişinin en az vâdesi bir aydır. Esahh olan görüş de budur. Çünkü bir aylık müddet; peşinin en uzağı, vâdenin de en yakınıdır.

Üzerine selem akdi yapılan maddenin miktarı belirlenmelidir. Meselâ elli ölçek veya yirmi kile gibi. Bunu belirlemek şarttır. Zira Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Belli ölçekde, belli tartıda selem yapsın.”

Malın teslim edileceği yerin belirlenmesi eğer nakledilmesi gereken yük ve meşakkat varsa şarttır. İmameyn'e göre bu şart değildir. Mal, selem akdinin yapıldığı yerde müşteriye teslim edilir. Çünkü akdin yapıldığı yer bellidir. Ve malın müşteriye burada teslim edilmesi, diğer alış verişlerde ve taşıma gerektirmeyen işlerde de olduğu gibi, zahmetsizdir.

Ebû Hanîfe'nin görüşünün gerekçesi şöyledir; selem akdinde malın hemen teslimi vâcib değildir. Ancak vâdesi dolunca teslimi vâcib olur. Vâde dolduğunda nerede olacağı belli olmadığı için, akid yapılırken teslim yerinin belirtilmesi gerekir ki, taraflar arasında anlaşmazlık meydana gelmesin. Kaldı ki, malın kıymeti yerine göre değişmektedir. Ama diğer alış verişlerde durum bundan farklıdır. Çünkü diğer alış verişlerde malın hemen teslimi gerekmektedir. Taşıma gerektirmeyen alış verişlerde satıcı ile müşteri arasında anlaşmazlık olmaz. Bu ihtilâf; eğer taşınmaları gerekiyorsa, ücret ve bedel için de câri olur.

Paylaşmanın da belirlenmesi gerekir. Bu iki paydan birine taşıma ve masraflarının eklenmesidir. Akid yapılırken malın belli bir mekânda teslimi şart koşulmuşsa, bu şarta uyularak malın o yerde teslim edilmesi kesinlik kazanır. Misk ve kâfur gibi taşıma ve zahmeti ile masrafı olmayan mallar için bunun şart olmadığı hususunda ittifak vardır.

Malın nerede teslim edileceği belirtilmemişse; teslim yeri olarak acaba akdin yapıldığı mekân mı kendiliğinden belirlenmiş olacaktır? Bu hususda Ebû Hanîfe'den iki rivayet nakledilmiştir. Esahh görüşe göre, akdin yapılmış olduğu mekân kendiliğinden belirlenmiş olur. Ama akid yapılırken malın teslim edileceği mekân olarak belli bir yer şart koşulmuşsa, bu durumda akid yeri taayyün etmez. Çünkü bunun bir faydası yoktur. Zayıf bir görüşe göre ise, faydalı olduğundan dolayı taayyün eder. Çünkü Mısır'da anberin kıymeti, Sevad'dakine göre daha fazladır. Ayrıca bunda yol tehlikesine karşı güvenlik avantajı da vardır.

Satın alınan mal için ödenecek bedelin (sermayenin) miktarının açıklanmasına gelince; bu Ebû Hanîfe'nin görüşüdür. İmameyn ise, sermayenin işaretle beyanının yeterli olacağını söylemişlerdir. Çünkü sermaye işaretle bilinir hale gelir. Sermaye bir elbise ise, bunu işaretle de beyan etmek mümkün olur. Ebû Hanîfe'nin, sermaye miktarının mutlaka beyan edilmesi gerektiğine dâir görüşünün gerekçesi şudur; sermaye miktarı açklanmazsa, bu taraflar arasında anlaşmazlığa yol açar. Çünkü satıcı aldığı bedelin (sermayenin) müşteriden alıp bir kısmını harcadıkdan sonra, paranın bir kısmının sahte olduğunu görürse, parayı aynı meclisde geri verir, başka para ile değiştirmez. Üzerinde selem yapılan mal mislî mallardansa, bu mal sermayeye taksim edilir ve selem, iade edilen mal nisbetinde bozulur, geride ne kadarının kaldığı bilinemez. Bu taraflar arasında anlaşmazlığa yol açar.

Selem akdi kıyasa muhalif olarak meşru kılındığından dolayı; selemde vehmî olan şey, gerçek şey gibidir. Ama sermaye bir kumaş ise, hüküm bunun hilafına olur. Çünkü selem akdi onun miktarına bağlanmamıştır.

Bir kimse iki cins mal üzerinde selem akdi yapar, ama bu mallardan her birine tekabül edecek olan sermaye miktarını açıklamazsa, veya ikisinden birinin miktarını açıklamaksızın, dirhem ve dinarları selem olarak verirse, yine yukarıdaki hükümler cereyan eder. Bu mes'elenin sureti şöyledir: Bir kimse bir başkasına; 'şu dirhemleri bir ton buğday karşılığında sana selem olara...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Selem
« Posted on: 27 Nisan 2024, 21:31:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Selem rüya tabiri,Selem mekke canlı, Selem kabe canlı yayın, Selem Üç boyutlu kuran oku Selem kuran ı kerim, Selem peygamber kıssaları,Selem ilitam ders soruları, Selem önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes