๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Nisan 2011, 12:58:18



Konu Başlığı: Sehiv secdesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Nisan 2011, 12:58:18
  SEHİV SECDESİ


Sehiv secdesi vâcibdir. Bazıları sünnet olduğunu söylemişlerdir. Esahh olan vâcib olmasıdır. Çünkü bu, namaza isabet eden bir noksanlık sebebiyle meşru kılınmıştır. Noksanlığın giderilmesi vâcib olduğuna göre, sehiv secdesi de vâcib olmaktadır. Sehiv secdesi sünnetin değil, vacibin terki ile yapılması vâcib olur. Tabii, vacibin kasıtlı olarak değil de, yanılarak terkedilmesinde vâcibdir.

Selâmdan sonra (İmam Şâfıî) sehiv için iki secde daha yapılır, yeniden teşehhüde oturulur ve selâm verilir: Hz. Peygamber (sas) şöyle  buyurmuştur:

“Her sehiv için selâmdan sonra iki secdeye daha gidilir.” [149] İmran b. Husayn ve ashabdan bir topluluk şöyle rivayet etmişlerdir; “Hz. Peygamber (sas) selâmdan sonra sehiv için iki secde etti” [150]

Sonra denildi ki; sehiv için iki tarafa selâm verilir. 'Tek tarafa selâm verilir' diyenler de olmuştur ki; en güzeli de budur. Selâmdan sonra Allahü Ekber denilerek secdeye varılır ve secdede tesbih getirilir. Sonra da baş secdeden kaldırılır. İkinci secdeyi de böyle yapar. Sonra teşehhüde oturup duâ okur. Çünkü duanın yeri namazın sonudur. Burası da namazın son kısmıdır.

Namazın rükünlerinden birini fazla yapan kimseye sehiv secdesi vâcib olur: Meselâ fazladan bir rükû, secde, kıyam veya ka'de yapan kimsenin bu hareketinden ya bir vâcib terk edilir veya yapılması gereken bir şey sonraya bırakılır ki; bu da sehiv secdesini gerektirir. Çünkü Hz. Peygamber (sas) son ka'deden beşinci rek'ata kalktığında Sübhânallah denilerek uyarılınca, dönüp oturmuş ve sehiv secdesine gitmiştir.

Sessiz okuması gereken yerde sesli okuyan veya bunun aksini (İmam Şafiî) yapan imama sehiv secdesi vâcib olur: Çünkü sessiz okunması gereken yerde sessiz; sesli okunması gereken yerde de sesli okumak imam için vâcibdir. Bunda esas alınacak ölçü; namazın kendisiyle caiz olacağı bîr ses tonuyla kıraattir. Fakat bu hususda ihtilaf vardır. Ama bundan eksiği azdır, sakınmak da mümkün değildir.

Namazın bir zikrini terketmekle sehiv secdesi gerekmez. Kıraati, birinci ve ikinci oturuşlardaki tahiyyatı, vitir namazındaki kunutu ve bayram namazlarındaki  tekbirleri  (İmam Şâfıî) terk etmek; sehiv secdesini gerektirir: Çünkü bu saydıklarımız vâcibdirler. Bunlardan başka zikirler; meselâ tesbih ve tekbirler sünnettir.

Rükûda veya oturuşlarda Kur'an okuyan sehiv secdesine gider. Fakat kıyamda veya rükûda tahiyyatı okuyan sehiv secdesine varmaz: Çünkü ka'de ve rükû kıraatin (Kur'an-ı kerîm okumanın) yeri değildir. Şayet okunursa, namazın keyfiyetinde değişiklik olur ki; bu da sehiv secdesini gerektirir. Kıyam ise sena mahallidir; orada tahiyyat okunursa, sehiv secdesi gerekmez.

Denildi ki; ka'deye tahiyyat okuyarak başlanılır, sonra da Kur'an-ı kerîm okunursa; sehiv secdesi gerekmez.    Tahiyyatı tamamlamadan yanılarak selâm veren bir kimse sehiv secdesine gider. Çünkü verdiği selâm yerinde değildir.

İki veya daha çok hata yapan hepsi için bir sehiv secdesi yaparsa; yeterli olur: Zira Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Selâmdan  sonra gidilen  iki secde   (sehiv secdesi)  her fazlalık ve noksanlık için yeterli olur.”  [151]

İmam yanılırsa, sehiv secdesi yapar ve cemaat da ona uyar. İmam secde etmeyince, ona uyan cemaat da secde etmez (İmam Şâfıî) ki, imamla cemaat arasında muvafakat sağlansın, muhalefet de önlensin.

İmama uyan yanılırsa, ne imam ne de kendisi sehiv secdesi yapar: İkisi de secde etmez; çünkü imama uyan secde ederse, imamına muhalefet etmiş olur. İmam secde ederse, imam kendisine uyana tabi olmuş olur ki; bu da vaziyeti tersine çevirmek demektir.

Cemaate sonradan katılan kimse imamla birlikde sehiv secdesine varır: Bunu yapar ki; imamla kendisi arasında muvafakat sağlanmış olsun.

Ve kaçırmış olduğu rek'atleri, sonradan kalkıp kılar: Kaçırmış olduğu rek'atleri tamamlarken yanılırsa; kendisi yalnız başına kılmakda olduğu için sehiv secdesine varır. Lâhik; yani imama uyarak namaz kılmakda olan kişi, namazda abdesti bozulunca; gidip abdest aldıkdan sonra geri gelip kaldığı yerden namaza başlayan kimse yanılınca sehiv secdesine varmaz. Çünkü o, imama uymuştur. İmamın arkasında duruyor gibidir. İmamla beraber secde ederse, bu secde nazar-i itibara alınmaz. Çünkü o, namazının ilk kısmını ikmal ediyor. Bu kişi namazını tamamladıkdan sonra sehiv secdesine varır. Çünkü önce de ifade edildiği gibi; sehiv secdesinin yeri namazın sonudur.

Yolcunun arkasında namaz kılan mukimin sehiv secdesi hakkındaki hükmü, mesbukun hükmü gibidir.

Bir kimse ilk ka'dede oturmaksızın yanılarak ayağa kalkacak olup da, oturmamış olduğunu hatırlarsa; eğer oturmaya yakın halde ise, ka'deye dönüp oturur ve tahiyyatı okur: Çünkü bir şeye yakın olan o şeyin hükmünü alır. Öyle ise bu durumda sehiv secdesi gerekmez. Sahih olan da budur. Çünkü bu adam kıyama kalkmamış gibidir.

Ama kıyam haline daha yakınsa, artık ka'deye dönmez: Çünkü o, kıyamda duran kimse gibidir. Bunun için sehiv secdesine varır: Çünkü o, vacibi terk etmiştir. Ayrıca Hz. Peygamber (sas) de böyle yapmıştır.

Son oturuşda yanılıp kıyama kalkan, kalkdığı rek'atin secdesine gitmedikçe, geriye döner: Rivayete göre Hz. Peygamber (sas) son oturuşda yanılıp, beşinci rek'ate kalkmış; Sübhânallah denilerek uyarılınca, ka'deye dönmüştür. Çünkü üzerinde bir rükün kalmıştır ki; o da son oturuşdur. Geriye de döner ki; o oturuşu yerinde yapsın ve böylece farzı tamamlanmış olsun. Ve bu kişi açıklamış olduğumuz sebeplerden dolayı sehiv secdesine de varmalıdır. Kalktığı beşinci rek'atin secdesine gitmişse, ona altıncı bir rek'at daha katar (İmam Şâfıî) ve böylece bu namaz nafileye çevrilmiş olur: Secdeye varmış olmakla bu farz namaz nafile namaza dönüşmüş olur. Çünkü rek'at bir secde ile namaz olur ve bu zaruretten dolayı o namazın farzdan çıkması gerekir. Farziyetten çıkar ve üzerinde bir rükün kalır, farzı bâtıl olur.

Beşinciye altıncı rek'atı ekler; çünkü beş rek'atlik nafile namaz meşru olmaz. İmam Muhammed dedi ki; temel üzerine temel kurulmayacağına göre; bu namaz asıldan bâtıl olur. Ona göre bu namazın farziyeti bâtıl olduğuna göre, aslı da bâtıl olmuştur. Çünkü iftitah tekbiri farz namaz için alınmıştı. Namazın farziyeti bâtıl olunca, o iftitah tekbiri de bâtıl olmuştur.

Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf’a göre, bu durumda namazın aslı bâtıl olmaz; çünkü farziyet sıfatının bâtıl olması, namazın aslının da bâtıl olmasını gerektirmez. Çünkü iftitah tekbiri farz olan bir namaz için alınmıştır.

İkinci oturuşda tahiyyat okuyacak kadar oturur ve sonra beşinci rek'ate kalkarsa; geri döner, selâm verir: Çünkü selâm vermek onun üzerinde bir vecibe olarak kalmıştır. Beşinci rek'ate kalkılıp da, bir rek'atten az durulursa; bu duruş secdeye başlamadığından dolayı nazar-ı itibara alınmaz ve ka'deye geri dönülür.

Beşinci rek'atin secdesini ikmal ederse, farzı tamamlanmış olur: Çünkü Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Bunu söyler veya bunu yaparsan, namazın tamamlanmış olur.”

Ve buna altıncı bir rek'at daha ekler. Sonunda sehiv secdesi yapar. Son iki rek'atlik ilâve ise; nafile namaz olur: Çünkü bu kişi farzı tamamladıktan sonra nafileye sahih bir şekilde başlamıştır. Aradaki kesintiye mani olmak için altıncı rek'at eklenir. Yalnız farzın sonunda vermesi gereken selâm vecibesi üzerinde kalmıştır. Altıncı rek'atin sonunda vermekle selâmı asıl vaktinden sonraya bırakmıştır. Bu sebeple sehiv secdesine varması gerekir.

Kaç rek'at kıldığı hususunda şüpheye düşen kimseye böyle bir şüphe ilk defa geliyorsa, namazı yeniden kılar (İmam Şâfıî) Fakat bu iş onun başına çok kerreler gelmişse, kanaatine göre hareket eder (İmam Şâfıî). Hiç bir şeye karar veremezse en azma göre namazını tamamlar: Bu hususda Hz. Peygamber (sas) den muhtelif haberler rivayet edilmiştir. Rivayete göre bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

“Biriniz namazda   şüpheye düşer; üç rek'at mi, yoksa dört rek'at mi kıldığını bilmezse, ve bu da ilk yanılması ise; namazı yeniden kılar.” [152]

Bu hadîs-i şerîf ilk mes'elemiz için bir nassdır. İbn. Mes'ûd'un rivayetine göre, Hz. Peygamber (sas) namazı kaç rek'at kıldığı hususunda şüpheye düştüğünde, kanaatine göre hareket edermiş. Biz bu kanaate göre hareket etme işini; şüphelenmenin çok kerreler vukuu haline bağladık. İbn. Afv ile Hudrî'nin rivayetlerine göre Hz. Peygamber (sas) şüphelenme halinde yakinî bilgisine göre hareket edermiş. Bunu da kişinin karar verememesi durumuna bağladık ve böylece bütün nasslara uymuş olduk.

Sonra eğer namazın kalan kısmını kendi kanaatine göre tamamlıyorken, ka'de farzını yerine getirmemiş olmaktan sakınmak için, namazın sonu olması muhtemel olan her yerde oturur. [153]




[149] Bu hadîsi Ebû Dâvud, İbn Mâce, Müsned'inde Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.

[150] Bu hadîsi Müslim, Ebû Dâvud ve Neseî rivayet etmiştir.

[151] Bu hadîsi Müsned'inde Ebû Ya'la, El- Kâmil'de İbn. Adiyy, Sünen'inde Beyhakî, Taberânî ve Deylemî rivayet etmiştir.

 

[152] Bu hadîsi Mâlik, Ebû Dâvud, Tirmizî ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.

[153] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları:1/145-150.



Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Kevser 9 üzerinde 27 Ekim 2014, 19:23:19
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh...
Mevlam raz olsun İNŞAALLAH... Yine sizin sayenizde ki merak etmiş olduğum sorunun cevabını aldım...
Emeğinize sağlık Rabbim hizmetimizi daim eylesin İNŞAALLAH...


Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Metin 8/A üzerinde 16 Aralık 2014, 17:29:33
Sehiv secdesi vâcibdir. Bazıları sünnet olduğunu söylemişlerdir. Esahh olan vâcib olmasıdır. Çünkü bu, namaza isabet eden bir noksanlık sebebiyle meşru kılınmıştır. Noksanlığın giderilmesi vâcib olduğuna göre, sehiv secdesi de vâcib olmaktadır. Sehiv secdesi sünnetin değil, vacibin terki ile yapılması vâcib olur. Tabii, vacibin kasıtlı olarak değil de, yanılarak terkedilmesinde vâcibdir.



Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Rüveyha üzerinde 16 Aralık 2014, 18:19:35
Ve Aleykümusselam ve rahmetullah. Namazlarimızdırap hata meydana geldiğini de şehiv secdesi yaparız.InsaAllah hatasız namazlarla Mevlamızın huzuruna duranlardan oluruz.Rabbim razı olsun kardeşim.


Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 16 Aralık 2014, 18:52:49
Ve aleykümüs selam ve berekatuh, Rabbim bizleri hayırlı yoldan ayırmasın ve yarıştığımız din olsun inşaEllah . Bu konuyla olan söylemek istediğimiz "zorluğun yanında bir kolaylığın olduğudur."


Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Züleyha üzerinde 01 Mart 2020, 11:44:34
Allah razi olsun hocam selâm ve dua ile


Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Es-Sabur üzerinde 02 Mart 2020, 06:26:26
Sehiv secdesi unutma yada yanlış düzeltme secdesidir vacip olan bir ibadettir


Konu Başlığı: Ynt: Sehiv secdesi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Mart 2020, 08:25:12
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim