๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Nisan 2011, 14:28:52



Konu Başlığı: Satışın nevileri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Nisan 2011, 14:28:52
SATIŞIN NEVİLERİ




Tevliye; bir malı maliyet fiatına satmaktır.

Murabaha; alış Fiatına kâr ekleyerek satmaktır.

Vazia; bir malı alış fiatından aşağısına satmaktır: Çünkü adları, bu alış verişlerin bu mânaya geldiklerini haber vermektedir. Bunun temeli, güvene dayanmaktadır. Çünkü müşteri fiat hususunda satıcının söylediklerine güvenmektedir. Satıcının da, müşteri aldanıp zarara uğramasın diye hıyanete tenezzül etmemesi ve yalandan uzak durması gerekir. Satıcının hıyaneti ortaya çıkarsa, inşâallah ileride de anlatılacağı gibi müşteri ya malı geri verir, ya da malı kabullenir.

Tevliye, murabaha ve vazia gerekli şartları taşıdıkları için meşru alış veriş akidleridir. İnsanlar ilk zamanlardan günümüze kadar bu nevi alış verişleri yapagelmişlerdir. Sahih bir rivayette geldiğine göre, Hz. Peygamber (sas) hicret etmek istediğinde iki deve satın almış olan Ebübekir (ra) e;

“Onlardan birini aldığın fıata bana sat.” buyurmuştur. İnsanlann buna ihtiyacı vardır. Çünkü onlann arasında bazıları eşyanın değerini bilemez. Dolayısıyla bilenlerin yardımına baş vurur ve kâr vererek satın aldığı malı da gönül rahatlığı ile alır. Bu sebeple bu nevi alış verişlerin temeli güven duygusuna dayanmaktadır.

Kişi malını alış fiatından daha eksiğine satma hakkına da sahiptir.

Bu satış muameleleri ilk bedel misliyattan olmadıkça, veya kıyemiyattan olup müşteri elinde bulunmadıkça, sahih olmaz: Tevliye satışında müşterinin satıcıya malın alış fıatını ödemesi gerekir. Eğer satılan mal misliyattan ise, o malın takdir edilen mislini müşterinin satıcıya vermesi gerekir. Kıyemi mallardansa ve kıymeti de müşterinin elinde mevcutsa, ödemeye muktedir olduğundan dolayı malın kıymetini satıcıya vermesi gerekir. Kıymetler belirsiz olup, zann ve tahmin ile bilinir. İlk bedel satıcıya ödenmiş olan bedel olmayıp, üzerine akdin yapılmış olduğu bedeldir. Meselâ bir kimse bir malı on dirheme satın alır ama satıcıya on dirhemi değil de, bir elbise verirse; bu malın bedeli elbise değil on dirhemdir. Satılan malın alış fıatının üzerine konulacak olan kârın veya alış fiatından yapılacak olan indirim miktarının belirlenmesi gerekir ki, taraflar arasında çekişme ve anlaşmazlık olmasın.

Bir satıcı malını yüzde on kârla sattığını ifade ederse, satış meclisinde iken o malın alış fıatını müşteriye bildirmediği takdirde yapılan alış veriş caiz değildir. Çünkü bu bildirimi yapmadan evvel malın önceki alış fıatı belirsizdir. Satılan mal misliyattan ise, o malın yarısını kendi hissesi ile murabahalı olarak satabilir. Satılan mal elbise ve benzeri şeylerdense, onun bir cüz'ünü satamaz. Çünkü satıcının kendisi zarara uğramaksızın o cüz'ü müşteriye teslim etme imkânına sahip değildir.

Boyama, dikiş, gıda maddelerini bir yerden başka bir yere taşıma, simsar, hayvan sevketme masrafları da ilk alış fiatına eklenir. Bu durumda satıcı; 'bu mal bana şu kadara mal oldu' demelidir. Satıcı kendi nafaka parasını, çoban, tabip, terbiyeci ve muallim ücretlerini, firarda olan kölesi için yaptığı masrafları ve kira parasını ilk alış fîatına ekleyemez: Bunda usul şudur; tüccarın örfüne göre alış fıatına eklenmesi gereken her türlü masraf alış fiatına eklenir. Örfe göre eklenmesi uygun olmayan masraflar eklenmez. Âdete göre yukarıda sayılan birinci kısımdaki masraflar alış fıatına eklenirler, ama ikinci kısımda sayılanlar eklenmezler. Satılık malın değerini ve kendisini artıran masraflar alış fiatına eklenirler ki, bu masraflar birinci kısımda mevcutturlar.

Boyama ve dikiş masrafları alış fiatına eklenir. Bunun sebebi açıktır. Taşıma ve sevk  masrafları da alış fıatına   eklenir. Çünkü mekânların değişmesiyle malın değeri artar. İkinci kısımdaki masraflar böyle değildirler. Meselâ çoban ücreti hayvanın alış fiatına eklenmez. Çünkü çoban hayvanın kendisi üzerinde bir fiil icra etmiş değildir. O ancak bir koruyucudur ve eşyaları muhafaza altında tutma bakımından tıpkı bir ev gibi fonksiyon icra etmektedir. Firardaki köleyi yakalamak için yapılan masraflar da, kölenin alış fiatına eklenmez. Çünkü bu az rastlanılan bir durumdur ve kölede bir fazlalık meydana getirmez.

Tabip de böyledir. Muallim ve terbiyeci ile sabit olan şey o maldaki bir mânadan dolayıdır ki, o mâna da onun zekâ ve fetanetidir. Satıcı, alış fiatına eklenmesi caiz olmayan şeyi eklerse, bu bir hıyanettir. Satılan malın bir kısmını yanında tutar veya bedelin vasfını gizler veya ondaki vadeyi ya da kendisinin yahut bir başkasının fiiliyle o malda meydana gelen bir kusuru gizlerse, bu da bir hıyanettir. Ama o maldaki kusur semavî bir âfet sebebiyle meydana gelmişse, bu bir hıyanet olmaz. Satıcı satmakta olduğu malı, kendisi için şehâdeti kabul edilmeyen bir kimseden satın almışsa, Ebû Hanîfe'ye göre bunu açıklamadıkça kârla satamaz. Ancak İmameyn bu görüşe muhalifdirler. Bu malı kölesinden veya mükâtebinden satın almışsa, bunu açıklaması gerektiği hususunda icmâ vardır. Bu malı borçlusundan alacağına karşılık almışsa, bunu müşteriye açıklaması gerekmez. Bu hususda icmâ vardır. Satıcının satmakta olduğu malı kendisi için şehâdeti kabul edilmeyen bir kimseden almış olması durumunda, Ebû Hanîfe'ye göre bunu açıklaması gerektiğini, ancak İmameyn'in buna muhalif olduklarını söylemiştik. İmameyn'in muhalefet gerekçeleri şudur; satıcıyla, malı kendisinden almış olduğu ve kendisi hakkında şehâdeti kabul edilmeyen kimse arasında mal ayrılığı ilkesi vardır. Bu sebeple ikisi birbirine yabancı gibidirler. Ebû Hanîfe'nin gerekçesi ise, şöyledir; ama ikisi arasında menfaat birliği vardır. Bu durumda o sanki malı kendi şahsından satın almıştır. Ayrıca muamelâtta bunlar arasında kayırma ve müsamaha âdeti cereyan eder. Bu sebeple satıcının bu malı -köleden satın aldığında da açıklaması gerektiği gibi açıklaması gerekir.

Müşteri maliyet fiatına aldığı bir malda aldatıldığını anlarsa, ücretini maliyet fîatından öder (İmam Muhammed): Vazia, yani maliyetin altındaki satışlarda da kıyasın hükmü budur.

Kârla satışda aldatıldığını anlarsa, ya tam fiatla malı kabul eder (Ebû Yûsuf) ya da mîlı geri verir: Bu Ebû Hanîfe'nin görüşüdür. Ebû Yûsuf dedi ki; hem maliyetine hem de kârla yapılan satışlarda aldatıldığını anlayan kimse her iki alış verişde de aldatıldığı kadarını fîattan düşürür. İmam Muhammed dedi ki; bu kimse her iki durumda muhayyer olur. Çünkü o bedelde kendisi için rağbet olunan bir vasfı elinden kaçırmıştır. Maldaki kusursuzluk vasfı gibi bir vasıf yok olmuşsa, müşteri o malı alıp almama hususunda serbest olur.

Ebû Yûsuf’un gerekçesi şudur; maliyetine satış malın ilk bedeline başlanan bir satış akdidir. 'Bu malı ilk bedeli ile sana sattım' veya; 'bu malı ilk bedelinin üzerine kâr koyarak sana sattım' veyahut; 'bu malı ilk bedelinden eksiğine sana sattım' demekle satış akdi gerçekleşir. Buradaki hıyanet miktarı malın ilk alış fiatında değildir ki, ondan düşünülsün.

Ebû Hanîfe'nin gerekçesi ise, şöyledir; kârla yapılan satışda fazla fiatın tesbit edilmesi bu satışın mânasını iptal etmez. Ancak bu 'durumda müşteri kendisine rağbet olunan bir vasfı elden kaçırdığı için İmam Muhammed'in de dediği gibi muhayyer olur. Satışda fazla fîatın tesbit edilmesi, maliyetine yapılan satışın mânasını iptal etmez. Bu durumda 'maliyetine satış' adı geçersiz olur, alınan fazla bedel de fîattan düşülür ki; maliyetine satış mânası gerçekleşmiş olsun.

Evvelki kısımlarda 'vazia; yani maliyetin altındaki satışlarda da kıyasın hükmü budur' şeklinde bir ifade geçmişti. Yani satıcı 'maliyetin altında satış' mânasını ortadan kaldıracak derecede hıyanette bulunursa, o zaman bu fazlalığı fiattan düşürür. Ama hıyanette bulunmakla beraber yine de bu mâna mevcut ise , o zaman müşteri muhayyer olur. Bu hüküm Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf’un; 'her iki alış verişde de fazlalık miktarı fîattan düşülür' şeklindeki sözlerine İmam Muhammed'in de 'her iki alış verişde de müşteri muhayyer olur' şeklindeki kavline kıyasla verilmiştir. [43]


[43] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları:1/409-412.



Konu Başlığı: Ynt: Satışın nevileri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 22 Haziran 2020, 04:19:27
Esselâmü Aleyküm. Paylaşım için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Satışın nevileri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Haziran 2020, 11:50:44
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Satışın nevileri
Gönderen: Es-Sabur üzerinde 24 Haziran 2020, 06:39:44
Bir malı satmanın çeşitleri vardır aynı fiyata düşük fiyata yada yüksek fiyata belirli bir kâr koyarak hepside caizdir değerinden aşırı fazla satmak doğru değildir