๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Nisan 2011, 14:39:13



Konu Başlığı: Şartlı satış çeşitleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Nisan 2011, 14:39:13
Şartlı Satış Çeşitleri


 

Hülâsa; şartlı satışlar üç çeşittir;


1- Hem satış akdi hem de şart caizdir: Bu satış akdinin gerektirdiği ve satış akdine uygun olan şartla yapılan alış veriştir. Meselâ bir kimsenin kendisine hizmet etmek üzere bir cariye veya yemek üzere yiyecek yahut binmek üzere bir binek satın alması gibi. Ama kendisiyle cinsî münasebette bulunmak üzere bir cariye satın alması fasiddir. Çünkü bu satıcının yararına olur. Müşterinin cariyeyle cinsî münasebette bulunması, onu satıcıya geri vermesine mani bir kusur teşkil eder. İmameyn dediler ki; bu alış veriş akdi fâsid değildir. Çünkü cariye ile cinsî münasebette bulunmak, onu satın alma akdinin bir gereğidir. Bunun cevabı, bizim yukarıda söylediklerimizdir.

2- Hem  satış  akdi,   hem  de  şart  fasiddir: Bu satış akdinin gerektirmediği ve satış akdine uygun olmayan şartla yapılan alış verişdir. Bunda akdi yapan iki tarafdan birinin menfaati vardır. Bu da bu mes'elede ve benzer mes'elelerde geçen şartlardır. Ya da köle azadında olduğu gibi, eğer istihkak ehlindense, üzerinde akid yapılan malın bir menfaati vardır. Müşteri fasid akidle satın aldığı köleyi azad ederse, akid fâsidden caize dönüşür. Ve Ebû Hanîfe'ye göre bu durumda satıcıya kölenin bedelini ödemesi gerekir. Çünkü köleyi azad etmekle fasid akid sona ermektedir. Bir şey sona ermekle de kesinleşir. İmameyn'e göre ise, müşterinin bu takdirde satıcıya kölenin kıymetini ödemesi gerekir. Çünkü alış veriş akdi halen fasiddir. Çünkü fasid şart, onunla kesinlik kazanmıştır.

3- Satış akdi caiz ama şart bâtıldır: Bu satış akdini gerektirmediği ve taraflardan biri için zarar içeren veya taraflardan hiç biri için ne fayda ve ne de zarar içermeyen, veya akdin taraflarından ve satılan malda (bu mal eğer bir köle ise) başkası için fayda içeren her türlü şarttır. Meselâ satılan malı müşterinin başkasına satmasının veya hibe etmesinin ya da satılan elbiseyi müşterinin giymesinin, ya da müşterinin satılan bineğe binmesinin, ya da satılan yiyeceğin yenmesinin, yahut satılan cariyeyle yeni efendisinin cinsî münasebette bulunmamasının veya müşterinin yabancı bir şahsa bir kaç dirhem borç vermesinin ve bunlara benzer şartların koşulması gibi. Bu durumda yapılan satış akdi geçerli ve caizdir ama, ileri   sürülen   şart  geçersiz  ve  bâtıldır.   Çünkü onu hiç kimse haketmemektedir. Faydasız olduğu için de, mülgadır. Bu usule dayanarak daha bir çok mes'ele kurulabilir ki; üzerinde derin düşünülürse, inşâallah onlar da öğrenilecektir.                                                                           

Arılar kovansız satılamaz (İmam Muhammed): İmam Muhammed dedi ki; şayet arılar toplu olarak bir yerde bulunuyorlarsa, kovansız olarak satılmaları caizdir. Çünkü bal arısı kendisinden yararlanılan ve satıldığında müşteriye teslim edilebilen bir hayvandır. Bu sebeple, satışı, diğer hayvanlarda olduğu gibi caizdir.

Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf’un görüşlerinin gerekçesi şudur; bal arısının ne kendisinden ne de vücudunun bir parçasından yararlanılmadığı için, eşek arıları gibi onun da satılması caiz değildir. Kendsinden elde edilecek olan bal, bu hükmü değiştirmez. Çünkü o esnada bal mevcut değildir. Ama içlerinde bal varsa, kovanlarla birlikte bal arıları da satılırsa; arılar kovan ve bala tâbi oldukları için, satılmaları caizdir. Kerhî, El- Cami adlı eserinde buna bu şekilde gerekçe göstermiştir. Ancak sonra bu görüşden vazgeçerek şöyle demiştir; satılan eşyaya tâbi olan ve o eşyanın hukukundan olan şeyler endirekt olarak satışa dahil olurlar. Arıya gelince; o ne balın hukukundandır, ne de bala tâbi olan şeylerdendir.

Buna şöyle cevap vermek mümkündür; kovanların arı olmadan faydaları olmadığına göre, müsamaha yoluyla arı da kovanların hukukundan sayılmıştır. Bilindiği gibi, su içme hakkının direkt olarak satılması caiz değildir. Bu ancak araziye bağlı olarak satılabilir. Çünkü su içme hakkı olmaksızın araziden yararlanılamaz. Bunun misalleri çoktur.

İpek böceği de ipeksiz satılamaz (İmam Muhammed): İmam Muhammed dedi ki; “İpek böceğinin ipeksiz olarak satılması caizdir.” Bunun gerekçesi bal arısı misalinde iki taraf arasında geçen ihtilaflarda anlatılmıştı. İmameyn dediler ki; “İpek böceğinin yumurtasının satılması caizdir. Miktarı ölçekle belirlenerek üretimi zamanında teslim edilmek üzere, ipek selem akdiyle satılılabilir. Çünkü ipek; böcekden çıkan bir çekirdek tohumdur, yararlıdır. Şu halde satışı karpuz çekirdeği hükmündedir. Ebû Hanîfe bunun satışının caiz olmadığını, çünkü kendisinden yararlanılmadığını söylemiştir. İmam Muhammed'e göre satışının câizliğinden dolayı, ipek böceğini öldürenin tazminat ödemesine hükmetmiştir. Ebû Hanîfe ise, tazminat ödemesi gerekmediğini söylemiştir. Çünkü ona göre ipek böceğinin satılması caiz değildir. [31]





[31] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/403-405.