> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Sanayi ortaklığı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sanayi ortaklığı  (Okunma Sayısı 1258 defa)
31 Mart 2011, 17:34:47
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 31 Mart 2011, 17:34:47 »



Sanayi (Müşterek İş Kabul Etme) Ortaklığı:




Sanayi Ortaklığı: Buna iş kabul etme ortaklığı da denilir. Aynı işi yapan   veya işleri değişik olan iki san'atkârın müşterek iş kabul etmelerine sanayi ortaklığı denilir- Kazandıklarını aralarında paylaşırlar. Böyle bir ortaklık caizdir: îmamZüfer dedi ki; farklı iş yapanların sanayi ortaklığı yapmaları caiz olmaz. Çünkü ortaklık; biribirine katıp karıştırma mânasmdadır. Farklı şeylerin birbirine katılıp karıştırılması mümkün değildir.

Bizim görüşümüze göre; bu iş kefaleti ve işden sağlanacak olan ücrette yapılan bir ortaklıktır. Bu ortaklık işin kendisinde değildir. Bunda ortağın ortağa vekâlet etmesi mümkündür. Zira ortaklardan her biri kabul ettiği işin bir yansında asil, diğer yansında ise ortağının vekilidir. Bununla ortaklık tahakkuk eder. Ortakların eşit iş yapmalan, ama elde edilen ücreti farklı oranlarda paylaşmaları caizdir. Alman ücret, çalışmalarının bedelidir ve onlar bunu farklı oranlarda paylaşmaktadırlar. Bu caizdir. Olabilir ki, biri diğerinden daha iyi bir san'atkârdır ve daha güzel iş yapmaktadır. Kıyasa göre bu caiz değildir. Çünkü bu kişinin kefaletinde olmayan bir şeyden kazanç sağlamasıdır. Zira insan çalıştığı kadar ücret almayı hakeder. Fazlası, kefalet ve mes'ûliyetinde olmayan bir şeyden kazanç sağlamasıdır ki, bu caiz değildir.

Biz deriz ki; burada alınan kâr payı değildir. Zira alman şeyin kâr olabilmesi için onunla sermaye arasında cins birliği olması gerekir. Oysa burada böyle bir cins birliği yoktur. Çünkü burada sermaye çalışmaktadır. Kâr da alınan ücrettir ve bu da yapılan işin bedelidir. Nitekim bunu açıklamıştık.

Ortaklardan birinin aldığı, kabullendiği bir işin yapılması, diğer ortağa da lâzımgelir. Bu bakımdan işi veren kimse ortaklardan her hangi birinden işin yapılmasını isteyebilir. Ortaklardan her biri de iş ücretini işi verenden isteyebilir: Bu istihsanen böyledir. Kıyasa göre işi veren, işi kabul eden ortakdan başkasını işin yapılmasında mes'ûl tutamaz. Mes'ûl tutulması mufavaza ortaklığının gereğidir. Oysa burada anlatılan mutlak bir ortaklıktır. İstihsan kaidesine göre bu ortaklıkta alman işin yapılmasından her ortak mes'ûldür ve işi kabul edenin yanı sıra diğer ortak da ücreti hakeder ve bu da işin yapılmasından mes'ûl olmak; yapılan işin ücretini talep etmek hususunda mufavaza ortaklığı gibi olmaktadır.[18]

 

Vücûh (İtibara Dayanan Sermayesiz) Ortaklığı:



Vücûh (İtibar) Ortaklığı: Buna 'müflislerin ortaklığı1 da denilir. Sermayeleri olmadığı halde sırf itibarlarına dayanarak veresiye mal satın alıp satmak üzere iki kimsenin ortaklık kurmalarına vücûh ortaklığı denilir. Bu caiz bir ortaklıktır: Buna vücûh ortaklığı denmesi; vadeli mal alıp satmayı ancak insanların yanında itibarı olan kimselerin yapabileceği sebebine dayanmaktadır. Bu şekilde muamele etmek insanlar arasında normal karşılanmakta ve caiz görülmektedir.

Bu ortaklık da vekâlet esası üzerine kurulur: Başkası, adına tasarrufda bulunmak, ancak onun vekâlet vermesiyle caiz olur. Yoksa kişinin başkası adına tasarrufda bulunmaya salahiyeti olmaz. Bu, ortaklık akdinin mutlak olarak yapılması halinde böyledir. Ortaklık akdi yapılırken ortaklann birbirlerine kefil olmaları şart koşulursa, caiz olur ve bu ortaklıkta mufavaza ortaklığı olur. Çünkü bunu gerçekleştirmek mümkündür. Ancak ortaklık akdi mutlak olarak yapıldığında bu hemen inan ortaklığı olur. Çünkü ortaklığın ednâ olanı budur.

Bu ortaklıkta satın alınacak malın aralarında eşit olduğu şartı koşulmuşsa, sağlanan kârdaki hisseleri de eşit olur ve bunda bir ortağın fazla kâr alması caiz olmaz: Çünkü kârı haketmek risk karşılığında olur. Bu risk, satın alman mala mâlik olmaya tâbidir. Bundan sağlanacak kâr o risk ile eşit orantılıdır.[19]

 

Su Getirip Satma Ortaklığı:
 

Birinin katın, diğerinin su kabı olan iki kişi su alıp getirmek için bir ortaklık kursalar sahih olmaz. Bundan sağlanan kazanç sadece çalışanın olur: Zira su, herkese mubah ve serbesttir. Evvelce de açıkladığımız gibi, suyu başkasının adına almak için onun vekâlet vermesi gerekli değildir. Ve o da çalışmayanın katır veya su kabının kirasını öder: Çünkü o, fasid bir akde dayanarak başkasının malından yararlanmıştır. Dolayısıyla ona bunun ücretini vermesi gerekir.

Fâsid bir ortaklıkta kâr, ortakların sermayesine göre taksim edilir ve ortaklardan birine fazla verilmesi şartı bâtıl olur: Zira kâr, sermayeye tâbidir ve mülkiyette de sermayeye tâbi olur. Kârdan fazla pay almak burada şartla hakedilmektedir ve bu şart bâtıl olmuştur. [20]

 




[18] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/330-331.

[19] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/332.

[20] Yukarıda  Islâmın  müsaade   ettiği  bir  çok  şirket  adı   geçti.   Ancak zamanımızda İslâmın emrettiği tarzdan çok, dışarıdan ve İslâmın, müessisi olmadığı ve kabul de etmediği bir takım şirket çeşitleri ile karşı karşıya bulunmaktayız. Bu gibi şirketler bu durumda cevaz sınırlarının dışına çıkmış olmaktadırlar. 'Zamanın icapları, zaruret, değişim...' gibi bazı kelimelerle de bu duruma fetva verilemez. Yani İslâm'a ters olan bir ortaklık şeklinin İslâm nazarında ancak bir adı olabilir; o da, 'fasid' dir. Bunlar dışarıdan gelme, tepeden inme ve sun'î olmanın ötesine gidemezler.

Diğer tarafdan, bazı şirketlerin hisse senetleri çıkararak, kâr dağıtmaları veya böyle bir vaadde bulunmaları 'mudârabe' olarak görülemez. Çünkü bilindiği gibi aynlarda ve akarlarda mudârabe olmaz. İşin daha da çarpıcı tarafı; bu şirketlerin esasen hiç bir İslâmî kaygı duymamaları, kâr elde edebilmek için akla hayale gelmedik her yolu meşru görmeleri, faiz hususunda hiç tereddüt etmemeleri ve hatta hiç bir kanun tanımamaları; meselâ karaborsa, sun'î anlaşmalar, spekülasyonlarla iş yürütmeleridir. O zaman bunlara parasını yatıranlar da, onların cürümlerine ortak oluyor demektir.

Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/332-333.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sanayi ortaklığı
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:32:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sanayi ortaklığı rüya tabiri,Sanayi ortaklığı mekke canlı, Sanayi ortaklığı kabe canlı yayın, Sanayi ortaklığı Üç boyutlu kuran oku Sanayi ortaklığı kuran ı kerim, Sanayi ortaklığı peygamber kıssaları,Sanayi ortaklığı ilitam ders soruları, Sanayi ortaklığıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes