> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Riba
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Riba  (Okunma Sayısı 1621 defa)
05 Nisan 2011, 14:27:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Nisan 2011, 14:27:21 »



RİBA (FAİZ)




Riba; Arap Dilinde fazlalık mânasındadır. Meselâ diğerlerine nisbetle fazla yüksek olan bir mekâna Arapça'da rebve denilir.

Şer’i ıstılahda ise riba; akid yapılırken şart koşulan fazlalıktır. Bu da aynı cins malların birbirleriyle karşılıklı takaslarında söz konusu olur.

Zayıf bir görüşe göre, denildi ki; Şer'î ıstılahda riba; içinde fazlalık olsun veya olmasın, bir sıfat sebebiyle fasid olan bir akidden ibarettir. Meselâ bir kaç dirhemin vadeli olarak bir kaç dinar karşılığında satılması nesie ribasıdır, ama bunda fazlalık yoktur.

Ribanın haram oluşunun delili şu âyet-i kerîmelerdir;

“Allah (cc) alış verişi helâl, faizi ise haram kıldı.” [44]

"Faizi yemeyin.” [45] Ribanın haramlık delillerinden biri de şu meşhur hadîs-i şerîfdir; Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Altın altın karşılığında; ağırlık ölçüsü ile peşin olarak, misli misline satılır, fazlalık faizdir. Buğday buğday karşılığında peşin olarak ölçekle misli misline satılır, fazlalık faizdir. Arpa arpa karşılığında peşin olarak ölçekle misli misline satılır, fazlalık faizdir. Hurma hurma karşılığında peşin olarak ölçekle misli misline satılır, fazlalık faizdir. Tuz tuz karşılığında peşin olarak misli misline satılır, fazlalık faizdir.” [46] Bu hadîs-i şerîfin hükmünün başka maddelere de sirayet ettiği hususunda icmâ-ı ümmet vardır. Ancak Osman el- Betti ile Dâvud ez- Zâhirî'den buna aykırı rivayetler vardır ama, bunlara itimad edilmez.

Bizim görüşümüze göre; ribanın, yani faizin haram olmasının illeti, cins ile birlikte ölçü veya tartıdır (İmam Şafiî): Bir hadîs-i şerifin son kısmında Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Ölçülen ve tartılan her şey bu hükme tâbidir.”  Bu hadîs-i şerîfı Mâlik b. Enes ile Muhammed b. îshak el- Hanzelî rivayet etmişlerdir. Bu hadîs-i şerîfde riba illetinin ölçü ve tartı olduğu ifade edilmektedir. Bir başka hadîs-i şerîfde Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Bir ölçeği iki ölçeğe, iki ölçeği de üç ölçeğe satmayın.” [47] Bu hadîs-işerîf yenilir olsun veya olmasın; ölçülebilir malların tamamı için umumî bir hüküm ifade etmektedir. Bu hüküm ölçek ve tartıya bağlanmıştır. Bu ya icmâ ile ya da satılan şeyle bedeli arasındaki gerçek eşitlik ancak ölçü ve tartı ile bilindiği için; ölçü ve tartıya bağlanmıştır.

Ribanın haram olma illetinin icmâ ile ya da satılan şeyle bedel arasındaki gerçek eşitliği bildirdiği için, ölçüye ve tartıya bağlanması, ihtilaflı şeylere bağlanmasından daha iyidir. Çünkü ihtilaflı ölçülerle takas edilecek şeyler arasındaki gerçek eşitlik bilinemez. Oysa, takas edilecek şeylerin eşit miktarda ve misli misline olması gerekir. Hz. Peygamber (sas) de; misli misline, bazı rivayetlerde de eşit miktarda buyurmuştur. Ya da riba; insanların mallarını korumak için haram kılınmıştır. Böylece takas edilen mallar arasında maddeten ve manen misliyet geçekleşmiş olur ki, bu da bizim söylediklerimizde vardır. Çünkü ölçek ve tartı mallar arasında mânevi misliyeti gerekli kılar. Cinsiyet ise, mallar arasında maddî misliyeti gerekli kılar. Dolayısıyla bu daha evlâdır. Bu, bir çok riba meselelerinin dayandığı bir kaidedir.

Düşünenler için diğer mes'eleler hususunda bir ikaz olsun diye, bu mes'elelerin bazısını anlatacağız. Meselâ bir kimse bir avuç yemeği iki avuç yemeğe veya bir elmayı iki elmaya satarsa, ölçü ve tartı olmadığı için satış akdi caiz olur.

Ribanın haramlık illetinin bizim söylediğimiz olduğu sabit olduğuna göre, (cins ile tartıdan biri bulununca) haramlık illetinin gereğince amel edilerek (fazlalıkla satış haram olduğu gibi, bu gibi durumlarda fazlalıkla satış yapmak da haramdır. İkisinden hiç biri yoksa, hem fazlasına ve hem de veresiye satış helâl olur). Çünkü bu durumda haram kılıcı illet yoktur. Ayrıca;

“Allah (cc) alış verişi helâl kıldı.” [48] âyet-i kerîmesi de mutlaktır; hiç bir kayıtla kayıtlı değildir.

Eğer iki illetten sadece biri bulunursa, fazlalıkla satış helâldir. Fakat veresiye satış yine haramdır: Kıstas, yani ölçü veya tartı bulunur ama, cins birliği olmazsa; meselâ buğday arpa ile, altın da gümüş ile satılırsa, hüküm ne olacaktır? Bunu Hz. Peygamber (sas) şöyle beyan buyurmuştur:

“İki cins (başka bir rivayette iki nevi) değişik olursa; peşin olduktan sonra satışı dilediğiniz gibi yapın.” [49] Herat kumaşının takası örneği gibi, takas edilen mallar arasında cins birliği bulunur ama, kıstas; yani ölçü ve tartı yoksa, alış verişin peşin olması, veresiye olmasından daha hayırlıdır. Bu durumda kumaşın biri diğerinden fazla olsa da, bu riba sayılmaz. Ancak veresiye yapıldığında riba meydana gelir. Bu; sakınılabilecek bir ribadır, haramdır.

Ribevî malların iyisi ile kötüsü veya kalitelisi ile kalitesizini cinsi cinsine mübadele etmek de, aynı şekilde ribadır: Zira Hz. Peygamber (sas);

“İyisi de, kötüsü de aynıdır.” buyurmuştur. Ribevî mallar kaydını koymakla; ribevî olmayan mallar kapsam dışına çıkarılmış oldu. Onların kötüsüyle iyisi birbirleriyle satılabilirler. Aksi takdirde alış verişlerin önü tıkanmış olur. Bu sebeple bu kısıtlama ribevî mallar dışındaki mallar hakkında geçersizdir.

Ölçeklik olduğuna dair nass bulunan mallar ebediyyen ölçeklikdirler. Tartılık olduğuna dair nass bulunan maddeler de ebediyyen tartılıktırlar: Böyle derken de nassa uyulmaktadır. Ebû Yûsuf’dan gelen bir rivayete göre bunda örf de muteber olur. Çünkü nass da insanların âdetine göre vârid olmaktadır. Bu sebeple de âdet muteber olmaktadır. Hakkında nass bulunmayan mes'elelerde örfe uyulur. Çünkü örf de Şer'î delillerdendir.

Sarf (paraların mübadelesi) akdinde alınan ve verilen paraların aynı akid meclisinde alınıp verilmesi şarttır: Bu hususda Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:   

“Gümüş gümüş ile peşin olarak satılır. Altın altın ile peşin olarak satılır.” [50]

Sarf akdinden başka diğer ribevî maddelerin mübadelesinde ise, tayin etmekle akid gerçekleşir: Bu maddeler belirlenmekle belirlenir ve artık üzerlerinde tasarrufda bulunulabilir. Bu maddelerin teslim alınmaları şart değildir; meselâ elbise satın almak gibi. Ama sarf, yani paraların mübadelesi akdi böyle değildir. Paranın nasıl olduğunun belirginlik kazanması için teslim alınması şarttır. İnşâallah ileride anlatılacağı gibi para teslim alınmadan belirginlik kazanmaz. Hz. Peygamber (sas) in peşin sözü ile kasdedilen; alınıp verilen şeyin ayn olarak karşılıklı tesellümüdür. İbn. Sâmit'in rivayetinde de böyle anlatılmaktadır.

Aynlarıyla bir felsin iki fels karşılığında satılması caizdir (İmam Muhammed): İmam Muhammed dedi ki; bu caiz değildir. Çünkü fülüsler de paradırlar. Dirhem ve dinar gibidirler. Aynlarıyla olmasa da, birbirleriyle para olarak satılmaları caiz değildir.

Ebû Hanîfe ile Ebü Yûsuf’un bu hususdaki görüşlerinin gerekçesi şöyledir: Fülüsün paralığı anlaşma iledir. Paralığın iptali de anlaşma ile olacaktır. Akdin iki tartafı da fülüsü paralıkdan çıkarma hususunda anlaşmışlardır. Oysa akid taraflarının bu hususda her hangi bir salahiyetleri yoktur. Ama dirhem ve dinarlarda hüküm bundan farklıdır. Çünkü bunlar para olarak icat edilmişlerdir. Fülüsler aynlarıyla olmaksızın birbirleriyle satıldıklarında satış akdi caiz olmaz. Çünkü bu takdirde vadeli şey, vadeli şey karşılığında satılmış olmaktadır ki, o da yasaklanmıştır.

Buğdayın buğday unu, kavut ve kepek karşılığında satılması caiz değildir. Unu da kavut karşılığında satmak caiz değildir (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed): Bunun belirleyici formülü şudur; riba şüphesi ve cinsiyet şüphesi, haram karşısında ihtiyatlı olmak için riba babında hakikate; yani bu sayılanların aslı olan buğdaya ilhak edilir. Asla bakılırsa, bu şeylerin hepsi; yani un, kavut, kepek bir cinsdir. Bizi bu şeylerin takasında ribadan kurtaracak olan çare, ölçekte eşitliktir. Ancak bu da unun ölçeğe daha fazla miktarda gireceği sebebiyle, imkânsızdır. Kurtuluş çaresine kavuşmak mümkün olmadığına göre bu alış veriş haram olmaktadır.

Kavrulmuş buğday, kavrulmamış buğdayla satılamayacağı gibi, kavut ve unla da satılamaz. Kaynatılmış buğday da, kaynatılmamış buğdayla satılamaz. Çünkü kulun işlediği fiil sebebiyle bunlar arasında eşitliğin sağlanması mümkün olmaz. Kulun fiilinin de, kendisi aleyhine koşulan şartın ortadan kaldırılmasına tesiri yoktur.

Kırağıyla ıslanmış buğdayın kırağıyla ıslanmış buğdayla ve kuru buğdayla satılması caizdir. Firik buğday da kuru buğdayla ve kendisi gibi firik buğdayla satılabilir. Çünkü aralarındaki farklılık Allah (cc) ın fiiliyle meydana gelmiştir. Bu sebeple bunların birbirleri ile satılmaları (takas edilmeleri) caiz olur. Kırağıyla ıslanmış buğday için 'caizdir' demiştik. Çünkü buğday aslında yaş ve taze olarak yaratılır, sonradan kurur. Kırağı onu ilk yaradılış (yeşerme) haline döndürdüğünden, bu durumda buğday sanki hiç değişikliğe uğramamıştır. Ve böylece sağlam buğdayın kımıllı buğdayla, sağlam buğdayın kurtlu buğdayla satılmasına benzer bir durum meydana gelmiş olmaktadır.

Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed dediler ki; unun kavutla satılması caizdir. Çünkü amaçlanan şeyin muhtelif olmasına nazaran ikisi de aynı cinsdir. Bunun cevabı bizim açıkladığımızda vardır. Çünkü amacın büyük bir kısmı gıdalanmaktır ki, kavut ile unun ikisi de bu amacın kapsamına girmektedirler. Arada eşitliği sağlamak için bu şeylerin misli misline birbirleriyle satılmaları caizdir.

Ekmeğin, un ve buğdayla satılması her ne suretle olursa olsun, caizdir. Çünkü tartılık veya sayılık olan ekmek, ölçeklik olan şeylerle satılmıştır. Bu satılan (takas edilen) şeylerden biri peşin, diğeri de vadeli verilse; muamele yine caizdir. Bu mes'elelerde ihtilaf ve tafsilat vardır. Fetva be...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Riba
« Posted on: 28 Nisan 2024, 06:21:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Riba rüya tabiri,Riba mekke canlı, Riba kabe canlı yayın, Riba Üç boyutlu kuran oku Riba kuran ı kerim, Riba peygamber kıssaları,Riba ilitam ders soruları, Ribaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes