> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Redd
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Redd  (Okunma Sayısı 1171 defa)
12 Mart 2011, 16:38:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Mart 2011, 16:38:42 »



REDD




Redd, avlin zıddıdır. Muayyen hisse sahiplerine hisseleri verildikten sonra geriye hisse kalır ve bunu alacak bir asabe bulunmazsa, geri kalan hisse yine muayyen hisse sahiplerine hisseleri miktarınca geri çevrilip verilir. İşte buna redd denmektedir. Ancak karı ile kocaya redd yapılamaz: Bu Hz. Ömer (ra), Hz. Ali (ra), İbn. Mes'ûd (ra) ve İbn Abbâs (ra) ın görüşleridir. Hz. Osman (ra) ın karı ve kocaya da redd yaptığı rivayet edilir. Ancak bu râvinin bir vehmidir. Şu kadar var ki; Hz. Osman (ra) ın başkasına değil, kocaya redd yaptığı sahih bir rivayette bildirilmiştir. Bunu da şöyle tevil edebiliriz: Onun kendisine redd yağtığı koca ölen karısının amcasının oğlu olduğu için, Hz. Osman (ra) artan hisseyi asabe sıfatıyla ona vermiştir. Zevceye gelince; bir kimsenin ona redd yaptığı hakkında bir nakil mevcut değildir.

Zeyd b. Sabit (ra), 'hisselerden artan tereke beytü'l- male bırakılır’ demiştir. İmam Mâlik ile İmam Şafiî de bu görüştedirler. Bizim bu hususdaki delilimiz ise, şu hadîs-i şerîfdir:

“Bir kimse (ölüp de geride) bir mal veya hak bırakırsa, bu onun mirasçılarınındır.” Akrabalık kalan mirasın tamamını haketmenin illetidir. Zira mal sahibi ölmüş ve artık o mala ihtiyacı kalmamıştır. Bu mal bir kimseye intikal etmezse, sahipsiz kalır. Bu malı almaya insanlar arasında öncelikli olanlar, ölünün yakınlarıdır. Onlar bu malı akrabalık sebebiyle bir ihsan olarak alma hakkına sahip olurlar. Ancak bir mirasçı başka mirasçıların da bulunması halinde o malın tamamını alma hakkına sahip olamaz. Çünkü onların da bu malı alma hakları vardır. Tek mirasçı yalnız kaldığında mirasın tamamını alma hakkına sahip olur. Şu halde başka mirasçıların da mevcud olmaları halinde bir mirasçı hissesi kadarını miras olarak almalıdır. Yalnız başına kaldığında artan kısmı da alır.

Karı-kocaya gelince; bunların ölüye olan akrabalıkları kısıtlıdır. Ancak kendi hisseleri miktarınca mirastan pay alma hakkına sahip olurlar ki, diğer akrabalara nisbetle mertebelerinin düşüklüğü ortaya çıkmış olsun. Ayrıca karı-kocalık ölümle son bulduğuna göre, miras sebebi de ortadan kalkar. Aslında mirasçı olmamaları gerekir. Ancak Kur'ân-ı kerîmin sarih hükmü sebebiyle biz onlara farz hisseleri verdik. Bundan fazlası onlara verilmez.

Şunu bilmeliyiz ki; kendilerine redd yapılanlar toplam olarak yedi kişidir: Ana, nine, kız, oğlun kızı, ana baba bir kız kardeşler, baba bir kız kardeşler ve ananın çocukları.

Redd; bir cins, iki cins ve üç cins kimseler üzerinde meydana gelir: Bundan fazlası olamaz. Üzerine redd yapılan hisseler dört tanedir: 2, 3, 4, 5. Sonra bir mes'elede kendisine redd yapılmayanlar ya bulunur ya da bulunmaz. Bulunmazsa, kendilerine redd yapılanlar ya bir cins olurlar, ya da daha fazla cins olurlar. Bir cins olduklarında tereke bunların sayısına bölünür. İki veya daha fazla cins olduklarında mes'ele bu farz sahiplerinin hisseleri toplamından olur. Fazla geleni düşürmek gerekir: Buna şu misalleri verebiliriz: Ölen kimse geride bir nine bir de ana bir kız kardeş bırakırsa, nineye altıda bir, ana bir kız kardeşe de altıda bir verilir. Kalan, hisseleri nisbetinde kendilerine redd yoluyla verilir. Mes'eleyi bu hissedarların sayısına göre kurmalıyız ki, o da ikidir. Çünkü ikisi de farz hisse bakımından birbirlerine eşittirler. Bu mes'elenin asıl kuruluş sayısı altıdır. Ama redd yoluyla ikiye döner.

Ölen kimse geride bir nine ve ana bir iki kız kardeş bırakırsa; nineye altıda bir, iki kız kardeşe üçte bir verilir. Bu mes'ele hissedarların sayısı üzerine, yani üç üzerine kurulur.

Ölen kimse geride bir kız ve bir de ana bırakırsa; kıza üç, anaya bir hisse verilir ve bu mes'ele hisselerin sayısı, yani dört üzerine kurulur.

Ölen kimse geride dört kız ve bir ana bırakırsa, kızlarına altıda dört, anasına altıda bir verilir. Bu mes'ele hissedarların sayısına, yani beş üzerine kurulur. Beşde dördü kızlarına, beşde biri de anasına verilir.

Mes'elede kendisine redd yapılamayan kimse (koca veya karı) varsa, diğer mirasçılar da aynı cinsden iseler; kendisine redd yapılmayana hissesini paydanın en azından vermeli, sonra kalan malı hesap tam çıkıyorsa kendilerine redd yapılan kimselerin sayısına göre taksim etmeliyiz. Mes'elâ, ölen kimse geride koca ve üç kız bırakırsa, mes'eleyi dört üzerine kurup kocaya farz hissesi olan dörtte biri, kalan dörtte üçü de kızlara vermeliyiz. Onlar da üç tane oldukları için, her birine bir hisse verilmiş ve böylece mes'ele tam ve doğru çıkmış olur. Ama mes'ele onların sayısına uygun olarak tam çıkmıyorsa, kendilerine redd yapılanların sayısı ile onların hisselerinin sayısı arasında muvafakat varsa; kendilerine redd yapılanların sayısının vıfkını, kendilerine redd yapılmayanın paydasıyla çarparız.

Meselâ; ölen kimse geride koca ve altı kız bırakırsa, mes'ele dört üzerine kurulup, kocaya dörtte bir verilir. Geride dörtte üç kalır ki, bunu altı kıza kesirsiz olarak taksim etmek mümkün değildir. Ama kızların sayısı ile kalan mal, yani üçte bir arasında muvafakat vardır. Şu halde kızların sayısının vıfkı olan ikiyi, kendisine redd yapılmayan kocanın hissesinin paydası, yani dört ile çarparak sekizi elde ederiz. Buna göre kocaya iki hisse verilir. Geride altı hisse kalır ve bu da altı kıza birer hisse verilerek tamamlanır. Ama kendilerine redd yapılmayanların sayısı ile kalan hisse arasında muvafakat yoksa, meselâ; ölen kimse geride koca ve beş kız bırakırsa; kızların sayısı olan beşi, kendisine redd yapılmayan kocanın hissesinin paydası, yani dörtle çarparak yirmiyi elde ederiz. Buna göre kocaya yirmide beş, geri kalan yirmide on beşi de beş kıza veririz. Bunların da her birine yirmide üç düşer. Mesele de tam ve doğru neticeye ulaşır.

Kendisine redd yapılmayan şahıs kendilerine redd yapılan iki veya üç cins mirasçı ile beraber bulunduğunda, kendisine redd yapılmayana farz hissesi verilir. Kalan kısım eğer tam netice verecekse kendisine redd yapılmayanın mes'elesine göre taksim edilir. Ama tam netice vermeyecekse, kendilerine redd yapılanların bütün mes'elesi kendisine redd yapılmayanın paydasıyla çarpılır. Çıkan sayıya göre mes'ele kurulursa; kesirsiz ve doğru bir taksimat yapılmış olur. Sonra kendisine redd yapılmayanın hisse sayısı kendilerine redd yapılanların mes'elesiyle çarpılır. Kendilerine redd yapılanların hisse sayısı da, kendisine redd yapılmayanın farz hissesinin paydasıyla çarpılır.

Kendilerine redd yapılanların iki cinsden olmasının misali: Ölen kimse geride karı, dört nine ve ana bir altı kız kardeş bırakırsa; karıya dörtte bir hisse verilir. Geride dörtte üç kalır. Kendilerine redd yapılanların hisse sayısı da üçtür. Mesele böylece tama çıkar.

Kendilerine redd yapılanların üç cinsden olmasının misali: Ölen kimse geride dört karı, dokuz kız ve altı nine bırakırsa; terekenin sekizde biri dört karıya paylaştırılır. Geride sekizde yedi hisse kalır ki, kendilerine redd yapılanların hisse sayısı beştir. Beş ile sekiz arasında ne muvafakat vardır, ne de taksimat kusursuz yapılabilir. Şu halde beşi sekizle çarpar, kırkı elde ederiz. Daha sonra kendilerine redd yapılanların hissesi olan biri, kendilerine redd yapılanların mes'elesi olan beş ile çarpar ve beş neticesini elde ederiz. Demek ki, kendisine redd yapılmayana kırkda beş hisse verilir. Kendilerine redd yapılanların hisse sayısı olan beş, kendisine redd yapılmayan hissenin mahreci olan yedi ile çarpılır ve otuz beş rakkamı elde edilir. Buna göre kızlara otuz beşin beşde dördü olan yirmi sekiz hisse, ninelere de otuz beşin beşte biri olan yedi hisse verilir.

Başka bir misal: Ölen kimse geride bir karı, bir kız, bir oğul kızı ve bir nine bırakırsa; karıya sekizde bir hisse verilir. Geride ise sekizde yedi hisse kalır. Kendilerine redd yapılanların hisse sayısıysa beştir. Beş ile yedi arasında ne muvafakat vardır, ne de kusursuz bir taksimat yapılabilir. Öyle ise beş ile sekiz çarpılarak kırk rakkamı elde edilir: Karıya beş, kıza yirmi bir, oğul kızına yedi, nineye yedi hisse verilir ve mes'ele tam çıkar.

Mes'ele hisse sahipleri sayısına göre tashih edilmek istendiğinde yukarıdaki usûle uyulur. Doğrusunu Allah (cc) bilir. [47]



[47] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/410-413.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Redd
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:48:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Redd rüya tabiri,Redd mekke canlı, Redd kabe canlı yayın, Redd Üç boyutlu kuran oku Redd kuran ı kerim, Redd peygamber kıssaları,Redd ilitam ders soruları, Reddönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes