๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Nisan 2011, 16:02:04



Konu Başlığı: Orucu bozup yalnız kazayı gerektirenler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Nisan 2011, 16:02:04
ORUCU BOZUP, YALNIZ KAZAYI GEREKTİREN SEBEPLER


Ön ve arkadan başka bir yerden cinsî münasebette bulunan, hayvanla münasebette bulunan, öpme veya dokunma sebebiyle menisi akan, makaddan ilaç alan, burun veya kulağına ilaç damlatan, karındaki (İmam ebû Yûsuf, İmam Muhammed) veya başdaki bir yarasına ilaç koyan ve bu ilacın karnına veya dimağına ulaştığı kimse, demir yutan, ağız dolusunca kusan (İmam Muhammed, İmam Züfer),

fecir doğduğu halde gece zannederek sahur yiyen, güneş batmadığı halde; akşam oldu zannederek iftar eden kimsenin Ramazandan sonra bir gün kaza etmesi gerekir. Başka bir şey yapması gerekmez: Ön ve arkadan başka bir yerden veya bir hayvanla cinsî münasebette bulunulur da meni akarsa, kaza gerekir. Dokunma veya öpmekle beraber meni akarsa, yine kaza gerekir. Çünkü bu gibi hallerde iki şehvetten sadece biri tatmin olmaktadır. Bu, oruca aykırıdır. Şehvetin tatmininde eksiklik olduğu için, bu durumda keffaret vâcib olmaz. İbadet olduğundan dolayı oruçda ihtiyatlı olmak, icapda bulunmak; yani kaza etmek gerekir. Hadlerden olması hasebiyle, keffaretlerde uzaklaştırmak; yani keffareti bu durumda ortadan kaldırmak esasdır.

Makaddan ilaç almak, buruna veya kulağa ilaç damlatmak, karında veya başda bulunan bir yaranın üzerine ilaç koymak durumunda da kaza gerekir. Çünkü böyle yapmakla oruç bozucu nesneler vücudun iç kısmına ulaşır ki; bunda da gıda ve tedavi gibi bedenin yararına olan şeyler vardır. Bu hususda Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Vücuda giren şeyden dolayı oruç bozulur.”

Oruçlu bir kimse kulağına su damlatırsa, bunda oruç bozucu şeyin sureti de mânası da mevcud olmadığı için orucu bozulmaz. Ama yağ damlatırsa, bunda oruç bozucu şey manen mevcud olduğu için ki o da dimağın İslah edilmesidir orucu bozulur.

İmam ebû Yûsuf ile İmam Muhammed dediler ki; karında ve başda bulunan yaraların üzerine ilaç koymakla oruç bozulmaz; çünkü bunlara göre orucun bozulması için vücuda giren şeyin yaradılışda mevcud olan aslî bir menfezden girmiş olması şarttır. Ayrıca bu yaralar üzerine konulan ilacın vücudun içine girdiği hususunda kesin bir bilgi de yoktur. Çünkü menfez (yara deliği) dar olabilir. Veya üzerine ilacın konulması sebebiyle tıkanabilir ve kuru bir yara gibi olabilir.

Ebû Hanîfe'ye göre ise; ilacın rutubetiyle yaranın rutubeti birleşince, ilacın vücut içine akıcılığı daha da artar. Böylece yaranın üzerine konan ilaç vücudun içine ulaşır. Ama kuru ilaç böyle değildir; yaranın üzerine konan ilaç kuru ise, yaranın rutubetini kurutur ve ağzı kapanır.

Üstadlarımız dediler ki; Ebû Hanîfe'ye göre bu mes'elede esas, ilacın vücut içine ulaşmasıdır. Öyle ki; kuru da olsa, ilacın vücut içine ulaştığı anlaşılırsa, oruç bozulur. Ama yaş bile olsa; ilacın vücut içine ulaşmadığı öğrenilirse, oruç bozulmaz. Oruçlunun demir parçası yutması halinde sureten oruç bozulduğu için kaza gerekir. Ama manen bozulmadığı için keffaret gerekmez.

Bir kimse kendi müdahalesiyle ağız dolusu kusarsa, orucu bozulur. Çünkü bu hususda Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse kusarsa orucunu kaza etmesi gerekmez. Ama kendi müdahalesiyle kusarsa, orucunu kaza etmesi gerekir.” [28] Bu hadîs-i şerîf İkrime (ra) den merfü ve mevkuf olarak rivayet edilmiştir. İmam Muhammed ile İmam Züfer'e göre; bu durumda ağız dolusu olmasa bile oruç bozulur. Zâhirü'r-rivâyede kusuntunun ağız dolusu olmasıyla olmaması arasında hüküm bakımından bir ayırım yapılmamıştır. Çünkü bu hususdaki hadîs-i şerîf mutlaktır. Ama sahih olan, hüküm bakımından ayırım yapılmasıdır. Hasan, Ebû Hanîfe'nin bu görüşde olduğunu rivayet etmiştir. Çünkü ağız dolusundan az miktardaki kusuntu tükürüğe tâbidir. Bu geğirme gibi olur. Ama ağız dolusu kusuntu böyle değildir.

Fecir doğduğu halde gecenin devam ettiğini zannederek sahur yiyen veya güneş batmadığı halde gece olduğunu zannederek iftar eden kimse; orucun rüknü (imsak) fevt olduğu için, bir gün kaza etmelidir. Ama kasdın bulunmaması gibi bir mazeret bulunduğu için keffaret gerekmez. Çünkü keffaret, suçlu kimse için vâcibdir.

Uyumakda olan veya delirmiş olan oruçlu bir kadınla cinsî münasebette bulunursa; oruç bozucu  durumun  (cinsî  münasebetin) mevcudiyeti sebebiyle, hem edenin hem de edilenin orucu bozulur. Ancak bu durumda edilenin kasdı bulunmadığı için keffaretle mükellef olması söz konusu değildir.

Bir kimse oruçluyken mastürbasyon (elle doyum) yaparsa; manen cinsî münasebet mevcud olduğu için orucu bozulur. Ama sureten cinsî münasebet mevcud olmadığı için keffaret gerekmez. [29]




[29] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları:1/266-269.


Konu Başlığı: Ynt: Orucu bozup yalnız kazayı gerektirenler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Mayıs 2020, 01:39:47
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Orucu bozup yalnız kazayı gerektirenler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Mayıs 2020, 16:22:09
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun