๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Mart 2011, 17:33:26



Konu Başlığı: Ortaklığın bozulması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Mart 2011, 17:33:26
 

Ortaklığın Bozulması:

 

Ortaklardan biri ölür veya dininden dönerek dâr-ı harbe giderse, ortaklık bozulur: Çünkü ortaklık vekâleti içermektedir ve evvelce de açıkladığımız gibi, vekâlet de bu sebeple bozulmaktadır.[21]

 

Ortağın Ortağa Düşen Zekâtı Vermesi:
 

Ortaklardan hiç biri diğerinin malına düşen zekâtı onun izni olmadan veremez: Zekâtın ödenmesi ortaklığa dâhil değildir. Çünkü bu ticaret işi değildir. Ortaklar zekât ödeme iznini birbirlerine verdikten sonra her biri aynı zamanda zekâtı ödemiş olsa, birbirlerine zekât hisselerini tazmin ederler. Fakat biri önce, diğeri sonra ödemişse; sonra ödeyen ödediğini bilse de, bilmese de, ilk ödeyene tazminde bulunur: Bu Ebû Hanîfe'ye göredir. Ondan gelen başka bir rivayete göre; zekâtı sonra ödeyen ödediğini bilmese; ilk ödeyene tazminde bulunması gerekmez. Bu İmameyn'in de kavlidir. Çünkü o zekâtı fakire ödemekle emrolunmuştur ve bu emri yerine getirmiştir. Ebû Hanîfe'ye göre onun zekât vermesi emrolunmuştur. Ancak verdiği zekât yerini bulmuş değildir. Dolayısıyla o emre muhalefet etmiştir. Zira o, kendisini mes'ûliyetten kurtaracak bir ödeme yapmakla emrolunmuştur. Ancak o, bu mes'ûliyetten kurtulamamış; emre muhalefet etmiş ve dolayısıyla tazminle mükellef olmuştur. Doğrusunu Allah (cc) bilir.[22]

 

Sigorta Şirketleri:[23]




[21] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/333-334.

[22] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/334.

[23] Sigorta   mes'elesinin   târihi   çok eski değildir. Bunlar iki türlüdür; biri dayanışma sigortası, diğeri ise belli aidatlar şeklinde sigortadır. Dayanışma sigortaları; bir kaç kimsenin bir tehlike vukuunda birine isabet edecek zararı telafi etmek için aidatlar verme şeklinde olup, pratik hayatta tatbikatı çok azdır. Diğeri ise; sigortacıya belli bir aidatı ödemek şeklindedir. Bunda sigortacı bir tehlikenin ortaya çıkmasında belli bir ödeme talebini kabul eder. Günümüzde de ekseriyetle görülen budur.

Dayanışma sigortalan bağış akidleri kapsamına girer ve bunlar iyilik üzere yardımlaşma kabi İmdendirler. Ancak zamanımızda cereyan eden sigorta ihtiyaç olmadığı halde ileri derecede gararı ihtiva eden bir ivazlaşma akdidir ve bu İslâm'da menedilir. Buna göre sigortalının meydana gelen zararın bedelini de sigortadan alması helâl değildir. Çünkü sigortacıya tazminat ödeme şartını koşmak bâtıldır. (Geniş bilgi için Bkz. El- Fıkhu'l- İslâmî ve Edilletuhu, Dr. Vehbe ez-Zuhaylî, Alış Veriş Akdi Bahsi).

Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/