๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2011, 17:39:28



Konu Başlığı: Nikâhın feshi talâk değildir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mart 2011, 17:39:28
Nikâhın Feshi Talâk Değildir:




Küçük yaşda evlendirilip de bulûğa erme sebebiyle muhayyer kılman kadın nikâhın feshini tercih eder de, buna dayanarak hâkim onu eşinden ayırırsa; bu talâksız bir ayırma olur ve yine bu mes'ûliyeti bertaraf etme zarureti dolayısıyla sabit olan bir fesihtir; talâk değildir. Bu sebeple kadın için fesih hakkı sabit olur. Fesih gerdekden evvel yapılırsa, bu kadın için mehir yoktur. Zira fesihden maksat, nikâh akdinin gerektireceği masraftan ortadan kaldırmaktır. Ama fesih gerdekten sonra yapılırsa, kadın nikâhda belirtilen mehri almayı hakeder. Çünkü bu durumda koca üzerine akid yapılan şeyi elde etmiştir. Aynı şekilde baliğ değilken evlendirilen erkek çocuk da bulûğa ermekle muhayyerlik hakkını kullanarak gerdekden evvel feshi tercih ederse, kadına mehir vermesi gerekme?. Burada koca tarafından gelen bir ayrılma yoktur. Bundan başka da mehir vermesi gerekmez. Bunun gerekçesi de şudur: Eğer mehir vermek gerekse idi, muhayyer kılınmasının bir faydası olmazdı. Çünkü o boşayarak ayrılmaya muktedirdir. Muhayyerlik hakkı sabit olunca, bunun bir fayda için sabit olduğunu anladık ki; bu fayda da mehrin sakıt olmasıdır. Kan-kocadan biri bulûğdan evvel ölür veya bulûğdan sonra anıa ayrılmadan evvel ölürse, sağ kalan ölene mirasçı olur. Çünkü nikâh akdi şahindir ve mülkiyet de onun sebebiyle sabittir. Ancak akid ölüm sebebiyle sona ermiştir.

İnşâallah yeri gelince de anlatılacağı gibi; kan-kocadan her hangi biri zeker kesikliği, burukluk ve iktidarsızlık haricindeki ayıplar sebebiyle muhayyerlik hakkına sahip olamazlar: Hz. Peygamber (sas); "Nikâh salâhiyeti asabeîere bırakılmıştır." diye buyurduğu için, veliler miras ve hacbdaki sıralarına göre asabeler, sonra azadlıların efendileridir: Ferâizde de bilindiği gibi, azadlının efendisi, asabelerin sonuncusudur.

Ananın ve yakınlarının, sonra mevle'l-muvâlâtın, sonra da kadının   (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed) evlendirme hakkı vardır:

Ananın ve yakınların evlendirme hakkının olması Ebû Hanîfe'nin mezhebidir. İmamın kendisinden rivayet edilen ve İmameyn'in de kavline göre; ananın akrabalarının böyle bir hakkı yoktur. Kadın kendi dengi ile evlenmezse, utanç lekesini silmek için velilik hakkı sabit olur. Bu hak da asabelerindir. Çünkü kadın kendi dengi olmayan biriyle evlenirse, utanç duyacak olanlar onlardır.

Ebû Hanîfe'nin bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; bu velilikde esas, velayet altmda bulunanın çıkarlarını gözetmek ve ona şefkat göstermektir. Bu da akrabalık vasfına sahip olan her kesde tahakkuk eden bir esasdır. Ananın şefkati kendisinden başka uzakta bulunan amca oğullannın, ananın babasının ve dayılann şefkatinden daha fazladır. Zira ana ebeveynden biridir. Babanın velilik hakkı misliyle ana kadar da sabittir. Bu görüş Hz. Ali (ra) ile İbn. Mes'ûd (ra) dan rivayet edilmiştir.

Bunda temel kaide şudur; vârisin taallûk ettiği her yakınlığa veliliğin sübûtu da taallûk eder. Çünkü bu yakınlık da asabelerde olduğu gibi, velayet altındaki kimseye şefkat beslemeğe ve insanı onun çıkarlanni gözetmeğe davet eder. Ancak bu grupdaki yakınlar mirasda olduğu gibi, velayette de asabelerden geride kalmışlardır. Çünkü bunlann akrabalık dereceleri uzak ve reyleri de zayıftır.

"Nikâh salâhiyeti asabeîere bırakılmıştır, "hadîs-i şerifine gelince; bu, var olmalan halinde nikâh akdetme salahiyetinin onlara verilmesini gerektiriyor, ancak var olmamalan durumundan bahsetmiyor. Bu sebeple biz deriz ki; bu durumda nikâh akdetme salahiyeti; şefkat hususunda asabe mânasında olan kimselere geçer ki, bu bizim aleyhimize değil, lehimize bir delil olur. Bunun tamamı ferâiz'in zevi'l- erham faslında anlatılmıştır.

Köle ve cariyeleri azad eden efendilere gelince; bunlar zevi'l-erhamdan sonra mirasçı olduklan gibi, onlardan sonra da nikâh akdetme velisi olurlar. Çünkü ferâizde de bilindiği gibi; bunlar asabedirler. [58]



[58] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 3/43-45.


Konu Başlığı: Ynt: Nikâhın feshi talâk değildir
Gönderen: Mehmed. üzerinde 01 Eylül 2020, 14:37:59
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun