๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:23:46



Konu Başlığı: Müteferrik meseleler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:23:46
MÜTEFERRİK MES'ELELER




Bir kimse vesayeti altındaki yetimin malını müflis birine satarsa, kadı o müşteriye üç gün müddet tanır: Parayı öderse, ne âlâ. Aksi halde yetimin hakkını korumak için satışı fesheder.

Bir kimse bir adama malının üçte birini dilediği yere koymasını vasiyyet ederse, o adam onun malını kendisine alıkoyabilir. Böyle yapmakla vasiyyet edenin emrine de uymuş olur. Onun emri kayıtsız olduğu için yerine getirilmiş olur. Eğer o adama; 'malımı dilediğine ver' demiş olsa, o malı kendisine veremez. Çünkü vermek; ancak başkasının alması ile tahakkuk eder. Almak ile vermek aynı kişiden sadır olamaz. Ama koymakta hüküm bunun hilâfınadır. Bu fiil, kişinin kendi yanında da tahakkuk eder.

Bir kimse bir adama; 'şu on dirhemi benden taraf on düşküne sadaka olarak ver' derse, o adam o on dirhemi bir düşküne sadaka olarak verir, yahut; 'şu on dirhemi bir düşküne sadaka olarak ver' der de o adam o on dirhemi on düşküne sadaka olarak verirse, caiz olur. Çünkü sadaka kurbettir, Allah (cc) a yakın olmak için verilir. Düşkünler de kendilerine zekât verilebilecek kimselerdir. Hasan'ın Ebû Hanîfe'den, İbn. Semmâa'nın da Ebû Yûsuf’dan rivayet ettikleri görüşe göre; bu caiz değildir.

İmam Muhammed'den rivayet edilen bir görüşe göre; bir kimse bir adama; 'şu bin dirhemi.' veya; 'şu elbiseyi.' veya; 'şu köleyi sadaka olarak ver.' ya da; 'şu büyük baş hayvanı benim adıma kurban et' diye vasiyyette  bulunursa, o vasinin bu malların kıymetini sadaka olarak vermeğe hakkı yoktur. Muhtar olan kavle göre zekât ya da sadakada olduğu gibi, bu malların kıymetini de sadaka olarak vermesi caizdir.

Bir kimse vasisine, kendisinin ölümünden sonra insanlara yiyecek almasını ve taziyesine gelenlere üç gün müddetle yemek vermesini vasiyyet ederse; Fakih Ebû Cafer dedi ki; 'bu vasiyyetin terekenin üçte birinden yerine getirilmesi, uzak yerden gelip taziyede uzun müddet bekleyenlere yemek verilmesi caiz olur.’ Uzun müddet bekleyenlere yemek verilmesi caiz olmaz: Bu hususda misafirlerin zengin ya da fakir olmaları aynıdır. Vasî çok miktarda yemek yaparsa, fazla masrafı kendisinin karşılaması gerekir. Ama az miktarda yemek yaparsa, masrafı karşılaması gerekmez. Bu vasiyyetin geçersiz olduğunu söyleyenler de vardır.

Bir kimsenin; kefeni, defni ve cenazesinin bir yerden başka bir yere nakledilmesi hususunda etmiş olduğu vasiyyet geçersizdir. Çünkü ölünce, kendi malı üzerinde salahiyeti sona erer. [46]



[46] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/372-373.