๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2011, 15:36:03



Konu Başlığı: Mürteddin mirası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2011, 15:36:03
Mürteddin Mirası:




Miras hususuna gelince; müslümanken kazandığı malları müslüman mirasçılarına intikal eder. Bu hususda sahabeler icmâ etmişlerdir. Hz. Ali (ra) mürted olarak öldürdüğü Müstevrid ile İclî'nin malları için böyle hüküm vermiş ve sahabelerden hiç biri bu hükme itiraz etmemişlerdi. İbn. Mes'ûd (ra) dan da böyle bir görüş rivayet edilmiştir. Mürteddin irtidad halinde iken kazandığı mallar müslümanlara ganimet olur. İmameyn dediler ki; 'irtidad halinde iken kazandığı malları da, mürteddin müslüman mirasçılarının olur.' Çünkü İmameyn'e göre irtidaddan evvel de, sonra da kazandığı malları üzerinde mürteddin mülkiyeti sabittir. İrtidad halinde iken kazandığı mallar irtidad öncesine istinad etmektedir. Böyle olunca da, sanki müslüman müslümana mirasçı olmuştur. Çünkü irtidad ölüm sebebidir.

Ebû Hanîfe'nin bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; istinad, irtidad öncesinde müslümanken kazandığı mallarda mümkündür; ama mürtedken kazandığı mallarda mümkün değildir. Çünkü bu mallar irtidaddan sonra meydana gelmiş olup, irtidaddan öncesine isnadı düşünülemez. Bunlar kanı mübah edilmiş bir kimsenin kazancı olduğundan, harbînin malı gibi ganimet olurlar.

Sonra Ebû Hanîfe'den gelen ve Züfer'in de kavli olduğu bildirilen bir rivayete göre; mürteddin dinden çıktığı günde meycud olan mirasçıları nazar-ı itibara alınırlar. Çünkü irtidadı ölüm sebebidir. Yine Ebû Hanîfe'den gelen ve İmam Muhammed'in de kavli olduğu bildirilen ve zâhirü'r- rivâye olan bir görüşe göre; öldüğü veya dâr-ı harbe iltihak ettiği günde mevcud olan mirasçıları nazar-ı itibara alınır. Çünkü mirasçı olma sebebi budur. İhtimalleri ortadan kaldırmak için hâkimin, dâr-ı harbe iltihak ettiğine hüküm vermesi gerekir.

Başka bir rivayete göre; ki, bu Ebû Yûsuf’un kavlidir mürteddin dâr-ı harbe iltihak ettiğine hüküm verildiği günde mevcud olan mirasçıları nazar-ı itibara alınır. Çünkü mirasçıların istihkakı bu hükümle kesinleşir ve iltihakı ölüm sayılır. Ebû Hanîfe'ye göre onun vasiyyetleri geçersiz olur. Çünkü irtidad etmesi, vasiyyetinden geri dönmesi gibidir. İmameyn dediler ki; 'başkaları hakkında değil de, yakınları için etmiş olduğu vasiyyetleri geçersiz olur.'

Mürteddin dinden dönmeden evvel ettiği borçları müslümanken kazandıklarından, irtidad halinde ettiği borçları da, irtidad halinde iken kazandıklarından ödenir: (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed): İmameyn dediler ki; 'borçları her iki kazancından da ödenir.' Çünkü İmameyn'e göre her iki kazanç da onun mülküdür. Ebû Hanîfe'ye göre nimetin külfet karşılığında oluşması için, borca hangi devrede girmişse, bu borcu o devrede edindiği kazançtan ödenir.

Mürted müslüman olarak geri dönerse, mallarından mirasçılarının elinde bulduğunu alır: Çünkü irtidad etmiş olan kimse müslüman olarak geri dönerse, diri olarak vatanına geri dönmüş olur. Mallarına olan ihtiyacı da doğmuş olur. Yokluğunda ihtiyacı olmadığı için, mirasçısı onun yerine malı üzerinde tasarrufta bulunma salahiyetine sahip olmuştur. İhtiyacı doğduğunda bu ihtiyacı mirasçıdan ve söylediklerimiz hâriç hâkimin bütün yaptıklarından önde gelir. Çünkü mürted, mirasçısını kendi malına bedelsiz olarak mâlik kılmıştır. Hibede olduğu gibi, kendi mülkiyetinde bulunduğu müddetçe bundan geri dönme hakkının sabit olması caizdir. Hibe edilmiş şey gibi, mirasçısının mülkiyetinden çıkmış olan malı geri alamaz. Bu malın mirasçının mülkiyetinden çıkması, satış vb. kendisinde fesih cereyan eden bir tasarrufla olabileceği gibi; azad etme gibi kendisinde fesih cereyan etmeyen bir tasarrufla da olabilir.

Hâkimin azadlığına hükmettiği kölesini de geri alamaz. Çünkü bunda da fesih cereyan etmez. Kitabet bedelini mürteddin mirasçılarına ödeyerek hürriyete kavuşan mükâtep kölesini de geri alamaz. Ama mevcutsa kitabet bedelini diğer mallar gibi mirasçılardan alır. Mürted hakkında hâkim tarafından hüküm verilmeden müslüman olarak yurduna geri dönerse; bu anlattığımız hükümlerden hiç biri onun hakkında sabit olmaz. Çünkü dâr-ı harbe iltihakı mahkeme kararına bağlanmadıkça, ölümüne hüküm verilemez. [129]




[129] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/103-105.


Konu Başlığı: Ynt: Mürteddin mirası
Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Haziran 2020, 06:14:47
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Mürteddin mirası
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Haziran 2020, 04:42:31
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri ilim yolundan ayırmasın