๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:21:53



Konu Başlığı: Mezarların imarı ve orada Kurânı Kerîm okuma
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Mart 2011, 14:21:53
Mezarların İmarı ve Orada Kur'ân-ı Kerîm Okuma Vasiyyeti:



Mezarının sıvanmasını ve üzerine kubbe yapılmasını veya mezarının yanında Kur'ân-ı kerîm okuyanlara bir şey verilmesini vasiyyet etmesi bâtıldır. Çünkü sağlamlaştırmak maksadıyla mezarlarda imar faaliyetlerinde bulunmak mekrühtur. Kur'ân-ı kerîm okumak için bir şey almak da caiz olmaz. Çünkü bu ücret gibidir. [47]

Zımmîlerin Kilise ve Manastır İçin Vasiyyette Bulun­maları:

Zımmînin kilise ve manastır için vasiyyette bulunması caizdir. Şunu bilmeliyiz ki, zımmînin vasiyyeti hem biz ve hem de kendilerine göre, ya sadece kendilerine göre veya sadece bize göre kurbet (sevap getirici bir iş) için olur ya da hiç kurbet için olmaz.

Birinciye misal: Mescid-i Aksanın imarı, kandillerin yakıtı, kendilerine muhalif harbîlerle savaşan gaziler için vasiyyette bulunmak gibi. Bu sahihtir. Çünkü bu hem hakikatte hem de onların inançlarına göre kurbet (sevap kazandırıcı bir iş) tir.

İkinciye misal: Evini bir manastır veya kilise için vasiyyet etmesi ya da bir manastır veya kilisenin yapılması için vasiyyette bulunması ya da domuzlarının kesilip müşriklere yedirilmesini vasiyyet etmesidir ki, bu da caizdir.

Ebû Yûsuf ile îmam Muhammed dediler ki; 'caiz olmaz. Çünkü bu bir mâsiyetin işlenmesini vasiyyet etmektir. Bu vasiyyet caiz sayılacak olursa, mâsiyetin işlenmesi tasdik edilmiş olur.’ Ebû Hanîfe'nin bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; bu onların inançlarına göre sevap getirici bir vasiyyettir. Biz onları kendi inançları ile başbaşa bırakmakla emrolunmuşuzdur. Peygamber Efendimiz (sas);

“Onları kendi itikadları ile baş başa bırakın.” buyurmuştur. Böyle bir vasiyyette bulunmak onların inançlarına göre caizdir. 'Bu vasiyyet caiz sayılacak olursa, mâsiyetin işlenmesi tasdik edilmiş olur' sözünün bir hükmü yoktur. Eğer böyle bir vasiyyet yasaklanacak olursa, o zaman onlardan cizye almak da caiz olmaz. Çünkü bu da onların kâfirliklerini tasdik etmek ve küfür halinde kalmalarını kabullenmek olur.

Üçüncüye misal: Mescidlerimizin imar edilmesini ve hacca gidilmesini vb. işlerin yapılmasını vasiyyet etmek gibi. Bu, onların inançlarına göre bâtıldır. [48]

 

Ağıtçı ve Türkücü Kadınlar İçin Vasiyyette Bulunmak:


Dördüncüye misal: Ağıtçı ve türkücü kadınlar için vasiyyette bulunmak. Bu caiz değildir. Çünkü bu iş hem bize, hem onlara, hem de bütün dinlere göre mâsiyettir. Burada vasiyyetin câizliğinin hiç bir sebebi yoktur. Eğer bu bilinen belirli bir kavim için olursa, vasiyyet ve istihlaf yoluyla değil, mülk etme yoluyla caiz olur. Üçüncü fasıldaki vasiyyet de böyledir. [49]

 

Eman Almış Harbînin Vasiyyeti:


Harbî bir kimse eman alarak ülkemize girer ve malının tamamını müslüman veya zımmî bir kimse için vasiyyet ederse, caiz olur. Terekenin üçte birinden fazlasını kapsayan terekenin caiz olmaması sadece mirasçıların hakkından dolayıdır. Görülmez mi ki; terekenin üçte birinden fazlasını kapsayan vasiyyet, mirasçıların tasdiki ile geçerli olur. Bu mes'eledeki mirasçıların saygın bir hakkı yoktur. Onlar dâr-ı harpte bulunduklarından dolayı, dinî hükümlerimiz bakımından ölü gibidirler. Dolayısıyla bu ölünün mirasçısı yok gibidir ve bu vasiyyet sahih olur. [50]




[47] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/373.

[48] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/373-374.

[49] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/374.

[50] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/375.