> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü  (Okunma Sayısı 809 defa)
03 Nisan 2011, 13:57:11
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Nisan 2011, 13:57:11 »



Kadıların Birbirleriyle Yazışmalarının Kabulü





Şüphe ile düşmeyen bütün hukuk dâvalarında bir kadı'nın başka bir kadıya gönderdiği yazı kabul edilir: Çünkü buna ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç da hasımlarla şâhidleri bir araya getirmeme durumudur. Ama hadd ve kısas gibi şüphe ile düşen dâvalarda kadılar arasında yazışma kabul edilmez. Çünkü bu gibi dâvalarda bedellik şüphesi vardır.

Kadılar arasında yazışmanın caiz oluşunun delili şudur: Mektup; ihtiva ettiği ifadelerin şifahen söylenmesinin ve hitabın yerine geçer. Şundan dolayıdır ki; Allah (cc) m Rasûlullah (sas) a gönderdiği Kitab, O'nun Rasûlüne emir, yasak ve diğer hususlarda bulunacağı hitabın yerine geçer. Rasûlullah (sas) in da; Bizans ve Fars hükümdarlarına, çeşitli beldelerde vazife yapan kendi valilerine gönderdiği mektuplar da böyle olup, bunlar Rasûlullah (sas) in alâkadarlara hitabı yerine geçer. Bu mektuplarında yer alan yazılı emirlere onların adetâ şifahî emir gibi uymaları gerekir.

Bu hakikat böyle sabit olduğuna göre, biz deriz ki; kadı'nın kadıya gönderdiği yazı onun ona hitabı gibidir. Ona söylemek istediklerini    şifahen söyleyip bildirirse, sahih olur. Yazılı nâmesi de böyledir. Bu şöyle olur; şâhidler kadı'nın huzuruna gelerek; 'hazırdaki şu adamın giyapdaki şu adamdan şu kadar alacağı vardır' diye şehâdette bulunurlar. Kadı da dâvâlının bulunduğu şehrin kadısına bunu bir yazı ile bildirir. Bu şâhidliğin naklidir. Yazıyı alan kadı da bu sebeple kendi re'yi ile hükmeder. Şâhidlik hazırdaki bir adamın aleyhine yapılırsa, kadı onun aleyhine hüküm verir ve bu hükmünü de başka şehirdeki kadıya yazılı olarak bildirirse, buna da sicil denilir.

Bu yazışma; nikâh, borç, gasp, inkâr edilen emanetler, mudârebe şirketi dâvalarında yapılır. Çünkü bu bir borçtur ve vasıflandırmakla bilinir.

Yazışma nesep dâvalarında da yapılır. Çünkü nesep; baba, dede, kabile ve diğer şeylerin belirtilmesiyle bilinir ve yazışma akar dâvalarında da yapılır: Çünkü akar, hudutların belirtilmesiyle bilinir.

Menkul mallarla alâkalı dâvalarda bu yazışma kabul edilmez: Çünkü işaret için bu dâvalarda şâhidliğe ihtiyaç vardır. İmam Muhammed'e göre ise, bütün menkul mal dâvalarında yazışma kabul edilir ve fetva da buna göre verilmiştir: Buna ihtiyaç vardır. Vasfı, miktarı ve diğer bazı şeyleri söylenerek menkul malın tarif edilmesi mümkündür. Rivayet edildiğine göre; Ebû Yûsuf bu hususda şöyle demiştir; 'kadılar arasında yazışma cariye hakkında değil ama, köle hakkında olursa, kabul edilir. Çünkü cariye değil ama, köle sık sık kaçıp firar eder'. Ebû Hanîfe kadılar arasında yazışmanın hem cariye hem de köle hakkında makbul olacağını söylemiştir.

Bu yazışmanın sureti şöyledir; bir kadı bu hususda başka bir kadıya yazdığı mektubunda şöyle der; 'huzuruma gelerek falan adama kölenin (böyle derken kölenin adını, şemailini ve cinsini de yazar) kaçıp firar ettiğine ve onu falan adamın almış olduğuna dâir şehâdette bulundular.1

Yazının hangi kadıya âit olduğunu ispatlayan bir beyyinesi olmadıkça, kabul edilmez: Çünkü bu yazı bağlayıcı olmak için yazılır. Beyyine olmadan da bağlayıcı olmaz. Zira yazı yazıya benzer. Yazıyı ancak beyyine belirler. Kadı mektubunda  davacı ile dâvâlının adlarını, baba adlarını, dede adlarını, kabile, oymak ve mesleklerini yazar. Dedelerinin adlarını yazmazsa, caiz olmaz. Sadece Ebû Yûsuf a göre caiz olur. Oymaklarında benzer isimlli kimseler varsa; o zaman karışıklığa mani olmak için onları diğerinden ayırt edici bazı vasıflarını da yazması gerekir ki, bu yazı geçerli ve caiz olsun.

Ayrıca    yazının   hangi   kadıya   gönderildiğinin   de   yazıda belirtilmiş olması gerekir: Mektubuna şöyle başlaması gerekir; 'falan oğlu, falan oğlu falandan; falan oğlu falan oğlu falana...'Bundan sonra da dilerse şöyle der; müslümanların kadılarından yazı kendisine ulaşan her kese. Müslüman olmayan kadılara değil': Böyle yazmalı ki, mektubun kime yazıldığı bilinsin. Gerisi buna bağlı teferruattır.

Kadı yazdığını şâhidlere okur ve muhteviyatını onlara anlatır ki, neye şâhidlik ettiklerini bilsinler. Sonra huzurlarında yazıyı mühürler. Şâhidler de o yazıda olan şeyleri bellerler: Öyle ki, bunun falan kadî'nın mektubu ve mührü olduğuna şehâdet edip de, mektupda anlatılanların doğruluğuna şehâdet etmezlerse, kabul olunmaz. Çünkü mühür mühüre benzer. Bu mektup davacının elinde bulunduğuna göre; değiştirilmiş olduğu vehmi akla gelebilir. Karışıklığa mâni olmak için şâhidlerin isimleri, baba ve dede adları yazıya dâhil edilir. Ebû Yûsuf kadılığa tâyin edilince, insanlara kolaylık olsun diye, bu kayıtlardan hiç birini şart koşmadı. Sarahsî de Ebû Yûsuf un bu görüşünü benimsemiştir. Tabii ki, hiç bir zaman haber almak, görmek gibi olmaz: Ebû Bekir er-Râzî dedi ki; 'kadı eğer falan oğlu, falan oğlu falandan müslümanların kadı ve hâkimlerinden bu mektubun kendisine ulaştığı her kese...' diye yazarsa, mektubun kendisine ulaştığı her kadî'nın mektubu kabul etmesi gerekir. Çünkü belirsiz bir topluluğa hitap caizdir. Zira Hz. Peygamber (sas) tanımadığı beldelerin idarecilerine mektuplar yazarak onları İslâm'a davet etmişti.

Keza, tanımadığı halde bizlere de emirler vermiş ve yine bazı şeylerden de yasaklamıştır. Bu hususdaki hitabı sahih olup, bizi bağlayıcı vasıftadır. Günümüzde kadılar da bu mevkidedirler. Mektupda gönderici kadı ile kandisine gönderilen kadî'nın adlarının yazılı olması gerekir. Adresde de adlarının yazılı olması gerekir. Sadece adresde yazılı olur da, mektubun içinde yazılı olmazsa, mektup kabul edilmez. Ancak    Ebû Yûsuf     bu    görüşe    muhalifdir.    Çünkü    mühürlü    olmayan    şeyin değiştirilmesi muhtemeldir.

Yazı dâvaya bakan kadıya gelince, mührüne bakar. Şâhidler, 'bu yazının falan kadî'nın yazısı olduğuna ve hüküm meclisinde kendilerine teslim ettiğine, kendilerine okuyup mühürlediğine' şâhidlik edince; kadı mektubu açar ve hasma karşı okur. İçindekilerle hasmı ilzam eder: Çünkü başkasının (davacının) hakkı onun üzerinde sabit olmuştur. Kadı, gelen mektubu ancak hasmın huzurunda kabul eder:

Çünkü bu yazı da şehâdet gibi hasmı ilzam etmek içindir. Nasıl ki, şehâdeti hasmın huzurunda dinlerse, mektubu da onun huzurunda açar. Zayıf bir görüşe göre denildi ki; hasım hazırda olmadan da mektubun açılması caizdir. Çünkü bu hak onun huzurunda sabit olmuştur. Şu halde mektubu açmak için onun hazır olmasına ihtiyaç yoktur.

Yazı varması gereken yere varmadan yazıyı gönderen kadı ölür veya azledilir, yahut delirerek yahut bayılarak ya da başka bir sebeple kazaî ehliyetini kaybederse, bu yazı bâtıl olur: Çünkü yerine ulaşınca, mektup da hitap gibidir. Ama göndericisi ölünce, hitap etme ehliyetini kaybeder. Kadı; azil ve diğer sebeplerle de sıradan reâyâ mevkiine dâhil olur. Yazının gönderildiği kadı da ölürse, yine bâtıl olur. Ancak yazının altına gönderilen kadî'nın adından sonra; 'müslümanların kadılarından bu yazının kendilerine ulaştığı her kese* diye bir kayıt konulmuş ise, ismi yazılı olan kadı ölse de, bu yazı geçerli olur: Bunun sebebini açıklamıştık.

Hasmın vefatıyla yazı bâtıl olmayıp, mirasçılarına geçer: Çünkü mirasçılar onun yerine geçerler. Hasım, yazının gönderildiği kadı'nın bölgesinde yoksa ve davacı onun delilini dinlemek ve onun için hasmının bulunduğu yerdeki kadıya bir mektup yazmak isterse, yazar: Çünkü buna ihtiyaç vardır. Bu mektuba ilk gelen yazının bir nüshasını veya o mânada bir yazı koyar ki kendi nezdinde sabit olan Şeyi yazsın. [26]

 

[26] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/116-119.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü
« Posted on: 25 Nisan 2024, 23:57:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü rüya tabiri,Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü mekke canlı, Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü kabe canlı yayın, Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü Üç boyutlu kuran oku Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü kuran ı kerim, Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü peygamber kıssaları,Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulü ilitam ders soruları, Kadıların birbirleriyle yazışmalarının kabulüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes