> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar  (Okunma Sayısı 1011 defa)
02 Nisan 2011, 13:22:26
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Nisan 2011, 13:22:26 »





Öncelikli Olarak Kabul Edilen İkrarlar




Bir kimsenin sıhhatli iken ettiği borçları ve hasta iken bilinen bir sebepden ileri gelen borçları, ölüm hastalığında iken ikrar etmiş olduğu borçlardan evvel alınıp ödenir. Ölüm hastalığında iken ikrar edilen borçlar da mirasdan öne alınır: Bu, şu mânaya gelir: Ölünün sıhhatliyken edindiği borçlan ile, sebebi bilinen borçlan ödenir. Malı artarsa, hastalığında iken ikrar ettiği mal lehdara ödenir. Bundan sonra malından bir şey artarsa, mirasçılarına verilir. Bunun delili şudur: Sıhhatliyken borçlandığında alacaklılann hakları onun hastalığa yakalanmasının ilk anında onun malına taalluk eder. Öyle ki, onlann haklannı başkalanna bağışlarsa, bu bağışı bozulur. Onlardan başkasının lehine ikrarda bulunması, onlann haklannı iptal etmek olur ki, bu sahih değildir. Keza, kendisi borçlu iken elindeki bir aynın başkasına âit olduğunu ikrar etmesi de caiz olmaz. Zira ikrar, geçişsiz; yani kasır bir hüccettir; başkası hakkında sabit olmaz. Beyyine veya hâkimin görmesiyle sabit olan şey, herkes hakkında bir hüccet olup, ikrara nisbetle önceliklidir.

Nikâh da  böyledir. Çünkü o, aslî ihtiyaçlardandır. Sebebi bilinen borçlar   da böyledir. Çünkü bunlarda töhmet olmaz. Alacaklılann bir kısmının hakkım Ödeyip, bir kısmınınkini ödememek de caiz değildir. Çünkü böyle yapmakla geridekilerin haklan iptal edilmiş olur. Sıhhatli iken alman borçlarla sebebi bilinen borçlar Ödendikten sonra ölünün hasta iken ikrar ettiği mallar hak sahiplerine ödenir. Artık sıhhatli iken edindiği borçlan yokmuş gibi kabul edilir. İkrara ihtiyacı olduğundan dolayı, bu hususda kendisi mirasçılara nisbetle daha fazla hak sahibidir. Çünkü kendisinin ihtiyacı kalmadığından, malı mirasçılanna intikal eder. Zimmetten kurtulması ise, onun en mühim ihtiyaçlarmdandır.

Hastanın mirasçılarından biri için ikrarda bulunmasını diğer mirasçılar tasdik etmezlerse, bâtıldır: Bu hususda Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:   "Mirasçı için vasiyette bulunulmaz. Borç ile ikrarda

da bulunulmaz. " [7] Terekeye bütün mirasçılann hakkı taalluk eder. Miras bırakanın bazısı için ikrarda bulunması, diğerlerinin hakkını iptal etmesi demektir. Aynca mirasçılar birbirlerine düşman olur, birbirlerine saldınriar. Bu kin ve adavetin menşei olur. Hz. Yûsuf (as) ile kardeşlerinin mes'elesi bunun en büyük şahididir. Borcunu ondan kabzetmiş veya hasta iken hibe ettiğini ondan geri almışsa veya gasbettiğini yahut yanına rehin bıraktığını ondan almışsa veya fasid olarak yapılan satışda satılan nesneyi ondan geri almışsa; ettiği ikrar -açıkladığımız sebeplerden dolayı- sahih olmaz.

Mirasçının kölesine veya mükâtebine ikrarda bulunması caiz olmaz. Çünkü ikrar ettiği şey, kölesine bir hak veya mülk olarak döner. Hasta iken bu ikrarı mirasçısı için ikrar ettikten sonra iyileşir ve daha sonra ölürse, bütün bunlar caiz olur. Çünkü o hastalığı ölüm hastalığı olmamış ve dolayısıyla mirasçilannm hakkı o döneme taalluk etmiştir. Mirasçısı olan kardeşi için ikrarda bulunan bir kimsenin daha sonra bir oğlu olur, ardından da kendisi vefat ederse; kardeşi için ettiği ikrar sahih olur. Oğlu varken kardeşi için ikrarda bulunur da oğlu ölür ve daha sonra kendisi de ölürse; kardeşi için ettiği ikrar bâtıl olur. Zira mirasçı; onun malına miras hükümlerine göre sahip olandır. Bu da ancak ölümle ortaya çıkar. Birinci mes'elede lehinde ikrarda bulunulan şahıs mirasçı olmadığı için, kendisi lehine edilen ikrar sahih olur. İkinci mes'eledeyse, lehinde ikrarda bulunulan şahıs mirasçı olduğu için, kendisi lehine edilen ikrar sahih olmaz.

Bir kimse hastalığında ailesini üç talâkla boşar ve sonra onun için bir ikrarda bulunup ölürse; kadın mirasın ve ikrar edilen hakkın hangisi daha az ise, onu alır: Kişinin hasta iken karışım boşaması ve boşanan karısının iddet bekleme müddetini tamamlaması, sonra da bu kansı için vasiyyet ya da ikrarda bulunması hususunda taraflar birbirlerini doğrularlarsa, yine aynı hüküm geçerli olur.

îmameyn dediler ki; kadın ikinci duruma göre lehine edilen ikrar ya da vasiyyette belirtilen malı hakeder. İmam Züfer dedi ki; birinci duruma göre de hakeder. Çünkü o kadın her iki mes'elede de erkeğe yabancıdır.

İmameyn'in bu mes'eİedeki görüşlerinin gerekçesi şudur; o kadın boşanıp iddet müddetini doldurduğu için, o erkeğe yabancı olduğundan; lehinde ikrar veya vasiyyette bulunulması sahih olur. Çünkü bunda bir töhmet sebebi yoktur. Ama birinci mes'elede hüküm bunun hilâfınadır. Zira kadının iddet müddetinin dolmamış olması, töhmet delilidir.

Ebû Hanîfe'nin bu mes'eİedeki görüşünün gerekçesi şudur; burada töhmet sebebi mevcuttur. Lehinde vasiyyet ve ikrar edilmesine kapı açılsın diye, aynlmayı tercih eder. Böylece kocasından kalan mirasdan daha fazlasına kavuşur. Bu sebeple kan-koca ayrılıp iddet müddetini bekleme hususunda anlaşırlar. Eğer vasiyyet veya ikrar yoluyla elde edeceği mal, miras yoluyla elde edeceğinden daha fazla ise, töhmet vâki olur ki, bunda mirasçıların hakkı iptal edilmiş olur. Bu da caiz değildir. Ama miras yoluyla elde edeceği mal daha fazla ise, töhmet vâki olmaz. Dolayısıyla, kocasının lehinde ikrar veya vasiyyette bulunması caiz olur.

Hasta, mirasçı olmayan bir yabancı için ikrarda bulunur ve sonra onun kendisinin oğlu olduğunu söylerse; ikrarı geçersiz olur. Fakat bir kadın için böyle bir ikrarda bulunup sonra o kadınla evlenirse, bu ikrarı geçerli olur: Çünkü oğulluk, ilişki vaktine dayanır.

Şu halde ikrar vaktinde o çocuk onun oğludur. Böylece ikrar vaktinde çocuğun ikrar sahibinin mirasçısı olduğu ortaya çıkar. Zevcelik; nikâh akdi varsa, vardır. Nikâh akdi mevcut olmadığına ve dolayısıyla ikrar sahibi erkeğe yabancı bir kadın olduğuna göre, hakkındaki ikrar sahih olur, geçersiz olmaz.

Hatta hasta bir adam bir kadın için vasiyyette veya bağışta bulunur da, sonra onunla evlenirse; bu vasiyyet veya bağış sahih olmaz. Çünkü vasiyyet ancak ölümünden sonra sahih olur. Ölümünden sonra da o kadın onun mirasçısı olacağına göre, mirasçı hakkında bulunulan vasiyyet sahih olmaz. Hastalık halinde bulunulan bağış da vasiyyet sayılır. Bu da diğerinin hükmüne tâbidir.

Bir erkeğin; 'bu benim çocuğumdur, anamdır, babamdır, âilemdir, kölemdir' şeklindeki ikrarını anılan kimseler doğrularsa, sahih olur: Çocuk kendi meramını ifade edebiliyorsa; babasının bu ikrarını doğruladığı takdirde, ikrar sahih olur. Eğer meramını anlatamıyorsa, o zaman sırf babasının iddiasıyla bu sabit olur. Çünkü nesebin sübûtu; nafakasınm vâcib olması ve nazar-ı itibara alınması gereken diğer sebepler vardır.

Kadının ikrarı da erkeğin ikrarı gibi sahih olur. Ancak bir çocuğun kendisinin olduğunu ikrar etmesi, kocasının tasdikine veya ebenin şehâdetine bağlıdır: Bunun aslı şudur; bu ikrarın sahih olabilmesi için, hakkında bir hüccet olsun diye, lehdann bunu tasdik etmesi şarttır. Tarafların birbirlerini tasdik etmeleri ile ikrarın hükümleri ikisini de bağlar. Yine bu ikrarın sahih olabilmesi için, bu çocuğun ondan olduğu tasavvur olunabilmeli ki, akıl bu ikrarı yalanlamasın. Ayrıca bu çocuğun başkasının nesebinden olduğu bilinir olmamalı ki, Şeriat bunu yalanlamasın.

Kadının, bir çocuğun kendi çocuğu olduğunu ikrar etmesine gelince; o, kocasının tasdikine muhtaçtır. Çünkü bu ikrarıyla o çocuğun nesebini kocasına yüklemiş olmaktadır. Ki, bu da ancak kocasının onu tasdik etmesiyle ya da bir beyyine ile kabul edilir. Bu beyyine de ebenin şâhidliğidir.Yeri gelince anlatılacağı gibi ebenin şâhidlik etmesi gerekir. Bunlarla ikrarda bulunmak sahih olduğuna göre, artık sahibi bu ikrardan geri dönemez. Çünkü neseb sabit olunca, ikraı lan geri dönmekle neseb bâtıl olmaz. Ancak evlatlıkdan başka bir yakınlık gibi, nesebi kendisinden sabit olmayan bir kimse için ettiği ikrardan geri dönebilir. Çünkü bu manen edilen bir vasiyyettir. Ancak nesebi başkasına yükleme vakıasını içerdiğinden dolayı, evlatlıkdan başka bir yakınlıkdaki ikrar sebebiyle neseb sahih olmaz. Meselâ kardeşin nesebi babaya, amcanın nesebi dedeye yüklenir. Ancak bu durumda başka mirasçısı yoksa, bunlar ikrar şahinine mirasçı olurlar. Çünkü ikrarı iki şeyi tazammun etmektedir. Nesebi başkasına yüklemektedir ama, kendisi ona mâlik olmadığı için bu ikrar geçersizdir. İkinci durumda onun için mal ikrarında bulunmaktadır. Bu mala, mirasçı bulunmaması halinde mâlik olur. Bu sebeple bu ikrar sahih olur.

Babası ölen kimse birisinin kardeşi olduğunu ikrar ederse, bu kimse mirasta kendisine ortak olur: Çünkü kendisi için mirasın yansını itiraf etmiştir. (Fakat) açıkladığımız sebeplerden dolayı; nesebi babasından sabit olmaz: Ölümünden sonra ikrarı tasdik etmek, varlığı devam ettiğinden dolayı, neseb hususunda sahih olur. Zevcenin tasdik etmesi de böyledir. Çünkü aralarındaki nikâhın hükmü kocanın ölümünden sonra da devam eder. Meselâ ölen kocasını yıkayabilir; iddet beklemesi gerekir. Kadının ölümünden sonra kocanın tasdiki böyle değildir. Çünkü kadının ölümüyle aralarındaki nikâh bağı kopar. Kocanın ölen karısını yıkaması caiz değildir. Bu, aynın telef olmasından sonraki tasdik gibidir, sahih olmaz. İmameyn'e göre bu tasdik sahih olur. Çünkü miras da evlilikden doğan hükümlerdendir. [8]



[7] Bu hadîsi Müsned'inde Ebû Ya'lâ rivayet etmiştir.

[8] Bu hadîsi Tirmizî ve Beyhakî rivayet etmiştir


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:31:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar rüya tabiri,Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar mekke canlı, Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar kabe canlı yayın, Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar Üç boyutlu kuran oku Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar kuran ı kerim, Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar peygamber kıssaları,Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlar ilitam ders soruları, Öncelikli olarak kabul edilen ikrarlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes