> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Âriyenin şekilleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Âriyenin şekilleri  (Okunma Sayısı 772 defa)
29 Mart 2011, 18:24:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Mart 2011, 18:24:42 »



Âriyenin Şekilleri:
 



Sonra âriye dört şekilde olur:


1-İğretinin zaman ve intifa hususunda mutlak olması: Meselâ bir kimse bir binek veya elbiseyi iğreti olarak alır; alırken de kullanma zamanını tâyin etmez. O bineği ya da elbiseyi kimin kullanacağını belirlemezse, onu dilediği zaman ve dilediği menfaatte kullanabilir. Mutlaklık uyarınca da o bineğe başkasını bindirebilir, o elbiseyi başkasına giydirebilir. Ama o bineğe kendisi binerse, başkasını bindiremez. O elbiseyi kendisi giyerse, başkasına giydiremez. Aynı şekilde başkasını o bineğe bindirirse, kendisi binemez. Bunu icar bahsinde açıklamıştık.

2-İğretinin zaman ve intifa hususunda mukayyed olması: Meselâ bir  kimse  bir   bineği veya bir elbiseyi kendisi kullanmak üzere bir günlüğüne iğreti olarak  alırsa, -kullanma keyfiyetinin kullananlara göre değişik olması sebebiyle- o bineğe başkalarını bindiremez,   o elbiseyi başkalarına giydiremez. Ancak o bineği yük taşıması için başkalarına iğreti  olarak verebilir. Çünkü bu hususda bir farklılık olmaz. Keza, iğreti aldığı köleyi ve evi -arada farklılık olmayacağından dolayı- başkasına iğreti olarak verebilir.

3-İğretinin zaman hususunda mutlak, intifa hususunda mukayyed olması: Meselâ bir bineği zaman kaydı koymaksızın üzerinde buğday taşımak   üzere   iğreti alması halinde dilediği zaman o binek üstünde buğday taşıyabilir.

4-İğretinin zaman hususunda mukayyed, intifa husususnda mutiak olması: Meselâ bir kimsenin üzerine yükleyeceği şeyi belirtmeksizin bir bineği bir günlüğüne iğreti olarak alması. Bu kişi o gün o bineğe dilediği şeyi yükleyebilir. Ama tayin edilen zaman sona erdikden sonra da o bineği yanında alıkor ve ikinci günde de ondan yararlanırsa, tazminat öder.

Bir görüşe göre denildi ki; yararlanmasa bile, sırf yanında alıkoymakla da tazminat ödemesi gerekir. Çünkü o, sahibinin izni olmadan başkasının malını yanında alıkoymuştur. Sahih olan görüş de budur.

İğreti alanla iğreti veren, iğreti bineğin kullanma zamanı, yeri ve üzerine yüklenecek şey hususunda ihtilâf ederlerse, yemin etmesiyle birlikde iğreti verenin sözüne itibar edilir. Çünkü iğreti maldan faydalanma izni ondan alınır. Şu halde iğreti maldan faydalanma hakkı onun ikrar ettiği miktarda sabit olur. Fazla bir faydalanma olursa, iğreti alan izinli olmadığı şeyi kullanmış olur ki, bu sebeple tazminat ödemesi gerekir.

İğreti alan iğreti malı kiraya verir de, o mal telef olursa, kıymetini öder: O, tecavüzkârdır: Çünkü sahibinin emri olmadan başkasının mülkünde tasarrufda bulunmuş ve gasbedici olmuştur. Bu durumda iğreti verenin iğreti alana -açıkladığımız sebepden dolayı-kıymetini ödettirme hakkı vardır. İğreti alan bunun kıymetini ödeyince, dönüp onu kiracısından alamaz: Bundan anlaşılıyor ki o, kendi mülkünü kiraya vermiştir. Ama kendisinin emri olmadan malını kabzettiği için kiracıya bunu Ödetebilir.

Fakat iğreti veren zayi olan malını kiracıya ödetirse, kiracı dönüp ödediği şeyi iğreti alandan alır: Kiracı o malın iğreti olduğunu bilmiyor idiyse, aldanmasından dolayı uğrayacağı zararı kendisinden savmak için ödediğini dönüp iğreti alandan alır. Ama o malın iğreti olduğunu biliyor idiyse, Ödediğini iğreti alandan alamaz.

İğreti veren; zaman, intifa ve kullanma yeri hususunda bir kayıt   koymuşsa,   iğreti   alan,   bir   hayır olmaksızın bu kayıtlara muhalefet ederse, zayi olduğunda o malın kıymetini öder: Bunu icar bahsinde tamamiyle açıklamıştık.

İğreti için bir kayıt konulmamışsa; geri istenilmediği müddetçe iğreti alan, onun sağladığı menfaatlerin mutlaklık uyarınca her çeşidinden faydalanma hakkına sahip olur:

Bir kimse arazisini bina yapması veya ağaç dikmesi için birine iğreti verse, bu akidden vazgeçebilir: Bu, bağlayıcı bir akid değildir. Zira bu akidde bahis mevzuu, menfaatler peyderpey ortaya çıkmakta ve aynı yolla da elde edilmektedir. Öyle ise, henüz mevcud olmayan ve kabzedilmeyen  bir  menfaat   akdinden geri dönme hakkı vardır. Hz. Peygamber (sas);"İğreti alman mal geri verilir," [8] buyurmuştur. Evi yıktırıp, ağaçları söktürme teklifinde bulunabilir: Bu iğreti akdinden geri dönmek sahih olduğuna göre, iğreti alan iğreti verenin mülkünü işgal etmiş kimse durumuna düşer. Dolayısıyla bu mülkü tahliye etmesi gerekir. İğreti için müddet konulmamışsa, iğreti verenin iğreti alana tazminat ödemesi gerekmez. Zira iğreti alanın başına gelen şey, kendi yaptığı işlerden dolayıdır.

Ama bu iğreti süreli olursa, bu süre dolmadan o yeri geri alması hoş karşılanmaz: Çünkü geri alırsa, sözünde durmamış olur. Süre dolmadan o yeri geri alırsa, bina veya ağaçların kıymetini ödeyip onlara sahip olur: Burada her iki tarafın durumu nazar-ı itibara alınmaktadır. İmam Züfer dedi ki; 'iğreti yerin sahibi süre dolmadan o yeri geri alırsa tazminat ödemesi gerekmez. Çünkü o gerektiğinde yerini geri alma hakkına sahip olduğunu bildiği için bu iğreti akdine razı olmuştur.'

Bizim görüşümüze göre iğreti veren, akid için süre koymakla iğreti alanı aldatmıştır. Çünkü verilen sözde durmak, zahir hükmün gereğidir. Verilen söze muhalefet edilmesi halinde iğreti alan ettiği masrafı iğreti verenden   alır.   Çünkü   karşılaştığı   zarar   iğreti    veren sebebiyle ona gelmiştir. Ama akid süreli olmazsa, hüküm bunun hilâfmadır.

Bu durumda iğreti alanın eğer araziye çok büyük zarar vermiyorsa, bunları sökme hakkı vardır. İğreti veren de muhayyerdir. Çünkü asıl arazi kendisinin malıdır. Asıl, tâbi olana karşı daha ağırlıklı olur: Eğer binayı ve ağaçlan sökerse, tazminat ödemesi gerekmez. Bir görüşe göre denildi ki; iğreti veren iğreti alana bunları sökmesini teklif ederse, söker. Sökme sebebiyle bunlarda meydana gelen değer noksanlığını iğreti verenin ödemesi gerekir. Çünkü o, iğreti akdinde öngörülen müddetin sonuna kadar o arazisini onun elinde bırakacağına dâir taahhüdünü yerine getirmediğinden dolayı ona hile yapmıştır

Tarım için iğreti verilen arazi bir zaman tâyin edilmemişse bile, hasaddan evvel geri alınamaz: Zaman tâyin edilmemişse, arazi hasad zamanına kadar iğreti alanın yanında kira karşılığında kalır. Çünkü bu hükümde her iki tarafın hukuku gözetilmiş, iğreti alan zarara karşı korunmuş, iğreti verenin hakkına riâyet edilmiştir. Çünkü ekili arazinin hasad zamanına kadar iğreti alanın elinde bekletilmesi, kısa bir müddet içindir. Ama iğreti arazide bina ve ağaç varsa, hüküm bunun hilâfmadır. Çünkü bunların nihayeti yoktur. İğreti verene dokunacak zararı savmak için bunlar araziden sökülür.

Bir kimse hamama girer ve hamamcının taslarını kullanır da, taslar kınlırsa veya şerbetçiden şerbet içerken elindeki bardak düşüp kınlırsa veya sahibinin izniyle bir adamın evine girer de, sahibinin izni olmaksızın o evdeki bir kabı bakmak veya onunla bir şey içmek üzere eline alır da, elinden yere düşüp kınlırsa; kıymetini ödemesi gerekmez. Çünkü o, bu kaplan veya bardakları kullanma hususunda delaleten izinlidir.

Bir kimse okumak için bir kitabı iğreti olarak alır da, kitapda bir hata görürse; düzeltmesini sahibinin normal karşılayacağını bilirse, düzeltir. Aksi takdirde o hatayı düzeltmez. Zahir kavle göre sahibi bunu normal karşılar ve düzeltmenin de bir sakıncası olmaz. [9]

 

[8] Bu hadîsi Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir.

[9] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/431-434.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Âriyenin şekilleri
« Posted on: 29 Nisan 2024, 10:21:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Âriyenin şekilleri rüya tabiri,Âriyenin şekilleri mekke canlı, Âriyenin şekilleri kabe canlı yayın, Âriyenin şekilleri Üç boyutlu kuran oku Âriyenin şekilleri kuran ı kerim, Âriyenin şekilleri peygamber kıssaları,Âriyenin şekilleri ilitam ders soruları, Âriyenin şekilleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes