๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Nisan 2011, 16:59:51



Konu Başlığı: Havale kitabı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Nisan 2011, 16:59:51
 
20- HAVALE KİTABI




Havale; intikal mânasına gelen tahavvül masdanndan türemiştir. Evden başka bir yere intikal eden kimse hakkında; 'tahavveîe mine'l-menzili' (evden başka yere intikal etti) denilir. Yatağı değiştirme mânasına gelen; 'tahvîîü'l-fıraş' da buna misal olarak gösterilebilir.

Şer'î ıstıîahda ise havale; bir borcu muhîlin (borçlunun) zimmetinden muhâlün aleyhin (onu kabullenenin) zimmetine nakletmektir. Bu sebeple biz deriz ki; havale sahih olunca, -borç muhâlün aleyhin zimmetine intikal ettiği için, muhîl borçdan berâet eder. Zira bir şeyin aynı zamanda iki ayn yerde kalması mümkün değildir.

Havale meşru bir akiddir. Bir hadîs-i şerîfde Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:   "Kim bir borcu  ödemeye muktedir birine havale edilirse,

buna   tâbi  olsun   (kabul etsin).[1] Eğer havale caiz olmasaydı, Hz. Peygamber (sas) alacaklının havaleyi kabul etmesini emretmezdi. Hatta bazı âlimler bu hadîs-i şerifin zahirî mânasına bakarak, başkasına havalesi durumunda alacaklının bunu kabul etmesinin vâcib olduğunu söylemişlerdir.   Biz deriz ki; bu hadîs-i şerîfden murad edilen mâna; havalenin mübahlığıdır. Zira alacaklının hakkının borçlunun zimmetinden başka birisinin (muhâlün aleyhin) zimmetine, kendisinin arzu ve ihtiyarı olmadan aktarılması onun için zarardır. Hz. Peygamber (sas) havalenin borcu ödemeye muktedir olan birine yapılması şartını -umumi prensibe uygun olarak- koymuştur. Zira umumiyetle havale, borcu ödemeye muktedir olan kimseye yapılır. Çünkü havalenin caiz olması için bu şarttır.

Sonra Ebû Yûsufa göre havale; muhâlün aleyhin zimmetine aktarılan borcun zayi olmasına kadar muhîlin borçtan ve borç mutâlebesinden berâetini gerekli kılar. Öyle ki, muhal, muhîli borçdan ibra ederse, sahih olur. Rehin veren başka bîr şahısdaki alacağını rehinciye havale ederse, ondaki rehin malını geri alır.

İmam Muhammed'e göre havale; muhîli borçdan değil de, borç mutâlebesinden berâet ettirir. Borçdan ibrası sahih olmaz. Bu takdirde rehin veren rehincideki rehin malını geri alamaz.

İmam Muhammed'in bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; havalede borcu muhâlün aleyhe nakletmek mümkün değildir. Çünkü bu malı temlik etmektir ki, bunun da nakli mümkün değildir. Havalenin icabı; borcu talep etmenin bir şahısdan başka bir şahsa intikaldir ki, bu mümkündür. Bu sebepledir ki, muhîlin kendisi borcu öderse, muhal bunu kabule zorlanır.

Ebû Yûsuf un bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; havale borca izafe edilmiştir. Eğer mutâlebeye izafe edilirse, yapılan iş havale sayılmaz. Şu halde havalede borcun, muhîlin zimmetinden çıkıp, muhâlün aleyhin zimmetine intikal ettiğini söyleyenlerin görüşünü kabul etmek gerekir. Çünkü havale gerçekten borca izafe edilmektedir. Muhîlin kendisinin ödeme yapması sahihtir. Çünkü havale sebebiyle onun için geçici bir berâet sabit olmuştu. Ödeme sebebiyle de daimî bir berâet sabit olmuştur ki, bu alacaklı için fazladan bir faydadır.

Havale borçlarda caiz olup, mallarda caiz değildir: Evvelce de ifade edildiği gibi, havale intikal esasına dayanmaktadır. Ama mallar değil de, sadece borçlar havale yoluyla intikal ederler.[2]





[1] Bu hadîsi Buharî, İbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir

[2] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/297-298.