> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Fâsid alış verişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fâsid alış verişi  (Okunma Sayısı 1244 defa)
05 Nisan 2011, 14:40:25
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Nisan 2011, 14:40:25 »



 

FÂSİD ALIŞ VERİŞ





Fâsid alış veriş malın kabzedilmesiyle mülkiyet ifade eder:


Satıcının sarahaten emretmesi üzerine kabzedilirse, mülkiyet ifade eder. Delaleten emretmesiyle, meselâ alış veriş akdinin yapıldığı meclisde müşteri malı kabzeder, satıcı da susarsa, müşterinin intifa hariç o mal üzerinde tasarrufda bulunması caiz olur. Zira rivayet edildiğine göre Hz. Aişe (ra) cariye Berire'yi satın almak istediğinde; efendileri ancak veli hakkı kendilerinde kalmak şartıyla satabileceklerini beyan etmişler, Aişe (ra) de Berire'yi bu şartla satın alıp azad etmiş ve bunu Hz. Peygamber (sas) e anlatmış, Rasûlullah (sas) da; bu şartla yapılan satış fasid olmakla birlikde, azad etme tasarrufunu tasdik etmişti. Çünkü temlik rüknü ki bu sattım ve satın aldım sözleridir mükellef ve Şer'î emirlere muhatap olan kimselerin ağzından mahalline, yani mala izafe edilerek çıkmıştır. Ve bu rükün, yani temlik de cariyenin velâyetiyle alâkalıdır. Çünkü söylenen söz; satmak ve satın almak hakkındadır. Bu akid maslahatlara vesile olduğu için gerçekleşir. Ama cuma günü ezan okunurken yapılan satışda olduğu gibi civarında bulunan bir mâna sebebiyle de bu akid fasid olur. Zira o esnada alış verişi bırakmalarını müslümanlara emreden Allah (cc) dır. O esnada alış veriş yapmanın yasaklanmış olması, alış veriş akdinin gerçekleşmesine mâni olmaz. Aksine o akdi takrir eder. Çünkü bu, yasaklanan şeyin tasavvur edilmesini ve o işin yapılabilirliliğini gerekli kılmaktadır. Çünkü tasavvur edilemeyen ve yapılamayan bir işin yasaklanması çirkindir. Ancak burada yasaklamanın mevcudiyetinden dolayı fasid satış akdi habis bir mülkiyet ifade eder. (Ve) bu sebepden dolayı akdi yapanlardan her biri akdi feshedebilir: Ki, habislik giderilsin ve fasidlik ortadan kaldırlsın.

Fesih durumunda satılan malın mevcud olması şarttır: Çünkü satılan mal mevcud değilken, akdin feshi mümkün değildir.

Müşterinin teslim almadan evvel malı satması, azad etmesi, başkasına bağışlaması caizdir: Çünkü bu tasaruflar kendisinin mülküne tesadüf etmiştir ve bunlar feshe mânidirler. Müdebberlik ve istilad (efendinin cariyesinden çocuk doğurarak ümm-ü veled olmasını istemesi) gibi feshedici olmayan her türlü tasarruf da böyledir. İcar gibi feshe ihtimali olan tasarruflar akdi fesheder. Çünkü satış akdi özürler sebebiyle feshe uğrar. Bu da bir özürdür. Satın alınan malı müşterinin başkasının yanına rehin olarak bırakması, alış veriş akdini feshetmeye mâni olur. Rehine gelirse, müşteri alış veriş akdini feshedebilir. Çünkü hükmünü ortadan kaldırmak için akdi bozmak Şer'î bir hakdır. Bu tasarruflara kul hakkı taalluk etmektedir. Bilindiği gibi kul hakkı diğer haklardan önce gelir.

Bu durumda müşteri malı teslim aldığı zamandaki kıymeti ile satılan cinsdense kıymetini ve misliyle satılan cinsdense mislini satıcıya öder: Fâsid satışla satın alınan malın müşteri tarafından teslim alınması yasaklandığından dolayı bu malı teslim almak, gasb gibidir. Fasidlik unsuruna mücavir oluşu sebebiyle bu akid zayıfdır ve hibede olduğu gibi mülkiyet ifade etmesi kabza, yani malın teslim alınmasına bağlıdır.

Bâtıl alış veriş mülkiyet ifade etmez: Çünkü bâtıl alış veriş, karşılıksız ve faydasız bir alış veriş akdidir.

Bu alış verişle alınan mal, müşterinin elinde emanet olarak bulunur (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed): Bu mal müşterinin yanında iken telef olursa, müşterinin mal sahibine bir şey vermesi gerekmez. Bu Ebû Hanîfe'nin görüşüdür.

İmameyn'e   göre ise, müşterinin bu malın kıymetini ödemesi gerekir. Çünkü satıcı müşterinin bu malı karşılıksız almasına rıza göstermemiştir.

Ebû Hanîfe'nin görüşünün gerekçesi şudur; satıcı mal olmayan bir şeyi satıp, müşteriye de o şeyi teslim almasını emrettiğine göre, o şeyin malî bir karşılığı olmaksızın alınmasına rıza göstermiştir. Bu sebeple müşterinin o şey telef olduğu takdirde tıpkı emanetçi gibi tazminat ödememesi gerekir.

Leş, kan, içki, domuz, hür insan, ümm-ü veled ve müdebber köleyi satmak; hür ile köleyi, leş ile temiz eti (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed) birlikde satmak bâtıldır: Leş, kan ve hür insan mal değildir. Satmak ise; bir malı başka bir mal karşılığında başkasına mülk etmektir. İçki ve domuza gelince; onlar da böyledirler. Çünkü içki ve domuz da bizim açımızdan mal değildirler. Ümm-ü veled ile müdebber de böyledirler. Bunlar, meydana geleceği muhakkak olan bir hadiseden dolayı azad edilmeyi hakettikleri için, hür kimseye benzerler. Hür ile köleyi, leş ile temiz eti bir arada satmaya gelince; bu bâtıldır. Çünkü yapılan satış akdi bir tanedir. Hür insan ile leş mal olmadıkları için satış akdine dahil olmazlar. Satış akdi malın bir kısmında bâtıl olunca, tamamında da bâtıl olur. Çünkü akid bölünmez bir bütündür. Birinde sirke, diğerinde içki bulunan iki küpün satılması da böyledir. Adı belirtilmeyen şey ölü gibidir. Hür insan ve leş mal sayılmadıklarından, satın alınmaları için kendilerine karşılık olarak bir bedel verilmez. Bu sebeple köle ve temiz et de satış akdinde meçhul bedelli nesneler olarak ortada kalmaktadırlar. Hür insanda ve leşde kabul, kendileriyle birlikte satılan köle ile temiz etin satışı için şart koşuluyor; oysa bu bâtıldır.

Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed dediler ki; bir akidle satılan iki şeyden her biri için bir bedel tayin edilirse, köle ve temiz et için bu caiz olur. Bu tıpkı bir erkeğin kendi kız kardeşiyle birlikde yabancı bir kadını aynı nikâh altında kendine bir arada zevce edinmesine benzer.

Biz deriz ki; nikâh akdi, fasid kılıcı şartlar sebebiyle bâtıl olmaz. Ama satış akdi böyle değildir.

Mükâtep kölenin satışı bâtıldır: Çünkü o bir yönden hürriyeti hak etmiştir. Yani o kendi nefsine el koymuştur. Ancak mükâtebin kendisi satılmasına izin verirse, caizdir: Zira kendisinin satılmasına izin verirse, kendi hürriyetini elde etmekten âciz kalmış gibi olur ve tekrar köleliğe döner. Dolayısıyla satılması caizdir.

Balıkları ve kuşları avlamadan, firarda olan köleyi yakalamadan satmak caiz değildir. Cariyenin karnındaki cenini ve hayvanın karnındaki yavruyu, henüz sağılmamış memedeki sütü, hayvanın sırtındaki yünü, koyundaki eti, tavandaki kirişi ve iki elbiseden her hangi birini satmak fâsiddir: Balık ve kuş avlanmadan evvel mülk olmadıkları için satılamazlar. Balıklar kişinin kendi müdahalesi olmaksızın bir kamışlıkda toplanırlarsa; kendisinin mülkü olmadığı için, kişinin onları satması caiz değildir. Kendi müdahalesi neticesinde balıklar oraya toplanmışlarsa, avlamaksızın onları oradan alabiliyorsa; onları satması caizdir. Çünkü bu balıklar onun mülküdürler ve sattığı kimseye onları teslim edebilir. Ama müşterinin de bu alış verişde görme muhayyerliği vardır. O kamışlıkdaki balıkları avlamaksızın ele geçiremiyorsa, başkasına satması caiz değildir.

Firari köleye gelince; onu müşteriye teslim etmeye gücü yetmediği için, efendisinin onu satması caiz değildir. Ama köle firardan dönerse, onu satmak caizdir. İmam Muhammed'den gelen bir rivayete göre, onu satmak caiz değildir. Firari köleyi, yanında kaldığını iddia eden kimseye efendisinin satması, gasbedilmiş malı gasbedene satmak caiz olur. Cariyenin karnındaki cenini, hayvanın karnındaki yavruyu satmak; Hz. Peygamber (sas) in yasaklamasından dolayı caiz değildir.

Memedeki sütü satmak, miktarı meçhul olduğundan ve satılık nesne başka şeyle karışacağından dolayı, caiz değildir. Hayvanın sırtındaki yünü satmak; kesim yerinde anlaşmazlık meydana geleceğinden ve satılık nesne başka şeyle karışacağından dolayı, caiz değildir. Ama kasıl (gök arpa) böyle değildir; onu biçmek, kökünden sökmek mümkündür. Hz. Peygamber (sas) de, hayvanın sırtındaki yünü, memedeki sütü, sütteki yağı satmayı yasaklamıştır. Ebû Yûsuf’dan gelen bir rivayete göre, şecere-i hilafa (hilaf ağacına) kıyaslanarak bunları satmak caizdir. Biz deriz ki; şecere-i hilaf üstten biter ve meydana gelen fazlalık müşterinin mülkiyetine girer. Bu sebeple iki mülkiyet birbirine karışır.

Koyundaki eti ve tavandaki kirişi satmaya gelince; bunları haketmediği bir zarara katlanmadan, satıcının müşteriye teslim etmesi mümkün olmadığı için, satmak caiz değildir. Bir elbiseden bir arşın kumaşı kesip satmak ve kılıçdaki süslemeyi söküp satmak da böyledir. Ama satıcı satış akdinin bozulmasından evvel bunları söküp teslim ederse, caiz olur. Ve müşteri de bunu kabul etmekten kaçamaz. Ama ham bezden mamul bir elbiseden bir arşınlık bez kesip satmak, sikkelenmemiş gümüş külçesinden on dirhem gümüş satmak bunun hilafınadır; bunları satmak caizdir. Çünkü bu satışta bir zarara uğrama söz konusu değildir.

İki elbiseden her hangi birini belirlemeden satmaya gelince; hangisinin satıldığı belli olmadığı için caiz değildir. Ama satıcı müşterinin ikisinden hangisini isterse alabileceğini söylerse, aralarında çekişme olmayacağından dolayı, satış akdi caiz olur.

Müzabene ve muhakale satışı fâsiddir: Çünkü Hz. Peygamber (sas) bu iki satışı yasaklamıştır. Müzabene; ağaçtaki bir miktar hurmayı tahminen onun kadar olan hazır hurma karşılığında satmak (takas etmek) tır. Muhakale; başaktaki bir miktar buğdayı tahminen onun kadar olan biçilmiş hazır buğday karşılığında satmaktır. Bu iki satış da caiz değildir. Çünkü bu durumda ölçeklik bir mal kendi cinsinden ve tahminen kendi miktarınca olan başka bir ölçeklik mal ile satılmakta (takas edilmekte) dır ki, bu da caiz değildir.

Bir malı ay başında teslim etmek üzere satmak fâsiddir: Vadenin ödemeye değil de, malın kendisine konulması bâtıldır. Çünkü bunun bir faydası yoktur. Zira vade; malın bedelini ödemede meşru kılınmıştır ki, ödemede kolaylık sağlansın ve müşteri ödeyeceği parayı temin edebilsin. Ama satılan mal için böyle bir durum söz konusu olmadığında...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fâsid alış verişi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:17:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fâsid alış verişi rüya tabiri,Fâsid alış verişi mekke canlı, Fâsid alış verişi kabe canlı yayın, Fâsid alış verişi Üç boyutlu kuran oku Fâsid alış verişi kuran ı kerim, Fâsid alış verişi peygamber kıssaları,Fâsid alış verişi ilitam ders soruları, Fâsid alış verişiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes