> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek  (Okunma Sayısı 1149 defa)
23 Mart 2011, 14:59:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Mart 2011, 14:59:42 »



Kendisine Mahrem Olan Birini Köle Edin­mek

 

Bir kimse mahremine köle olarak mâlik olursa; mâlik olan çocuk veya  deli olsa bile, mahrem olan akraba hemen azad olur: Bu

hususda Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse mahrem akrabasına köle olarak mâlik olursa, o (akrabası) hürdür." Başka bir

rivayette ise,  "O köle kendisine rağmen azad olur." [4]Denilmektedir

Hadîs-i şerîfde 'bir kimse'denildiği için; köleye sahip olan kimse küçük de olsa, büyük de olsa; akıllı da olsa, deli de olsa; müslüman da olsa, kâfir de olsa; bu kölesi azad olur. Buna kul, yani akrabaların hakkı taallûk ettiği için nafakalarda ve telef edilen malların tazmininde olduğu gibi, küçük çocuk ve deli de bu kapsama girer. Mahrem akraba sözü mutlak olduğu için; kardeşler, kardeş oğullan, amcalar, halalar, dayılar, teyzeler; yani usûl ve fürûdan olan ve olmayan akrabalar bu kapsama girerler.

Mahrem akrabalar; arada vasıta olmaksızın bir asla ulaşan iki kimsedir. Meselâ iki kardeş gibi... Ya da biri vasıta ile diğeri vasıtasız olarak aynı asla ulaşan iki kimsedir. Meselâ amca ile kardeş oğlunun dedeye ulaşmaları gibi... Amca oğlu, dayı oğlu, hala oğlu, teyze oğlu gibi mahrem olmayan akrabalar; hısımlık ve süt bağı sebebiyle mahrem olan, ancak akraba olmayan kimseler köle olarak mülk edinildiklerinde azad olmazlar. Çünkü kölenin azad edilmeden hürriyetine kavuşması, efendisinin zarannadır. Ancak biz nassa dayanarak mahrem olan akrabalarda bu prensibe muhalefet ettik. Diğer akraba ve hısımlarda ise, mevcut prensibe bağlı kalınmıştır.

Usul ve fürûdan olan akrabalar mükâtep tarafından kitabet akdine bağlanabilir. Başkaları ise bağlanamaz (Ebû Yûsuf, İmam Muhammed): İmameyn dediler ki; 'kardeşi ve onun yerindeki kimseler ona karşı kitabet akdine bağlanırlar.' Bu aynı zamanda Ebü Hanîfe'den de gelen bir rivayettir. Zira kendisi hür olsaydı, bunlar kendisine rağmen azad olurlardı. Kendisi mükâtep olduğuna göre bunlar -usûl, turu akrabalığı gibi- kitabet akdine bağlanırlar.

Ebû Hanîfe'nin görüşüne göre mükatebin mülkiyeti nakıs bir mülkiyettir. Öyle ki o köle azad etmeğe muktedir değildir. Vâciblik muktedir olma halinde söz konusudur. Usûl, fürû akrabalarının azad olmaları kitabet akdinin maksatlanndandır. Mükâtepliğin maksadına ulaşması için mükatebin bunlan satması mümkün değildir. Kardeşin ve amcanın hürriyeti ise, mükâtepliğin maksatlarından değildir. Bu hüküm bu ikisinde tezahür etmez.

Bir kimsenin kölesini putlar ve şeytan için azad etmesi ile köle azad olur: Azad olur; çünkü ehliyetli bir kimse kendi velayetindeki bir köleyi azad etmiştir. Efendinin; 'sen hürsün' demesi azad etmede sarih bir söz olduğu için köle azad olur. Ama;'put...'veya'şeytan için...'demesi boş bir sözdür. Ama bunu söylemekle günahkâr olur. Çünkü bu kâfirlerin ve putperestlerin işlerindendir.

Hâmile olan bir cariyeyi azad etmekle karnındaki çocuk da azad olur: Çünkü karnındaki çocuk onunla iç içedir ve onun parçalarından biri gibidir. Burada teslim tesellüm şart olmadığından dolayı, bu sahihtir. Satış ve hibede ise hüküm bunun hilâfinadır. Satın alınan veya hibe edilen şeyi teslim almak veya o şeye muktedir olmak şart olduğundan dolayı böyle bir şey satışda ve hibede sahih olmaz.

Cariyenin karnındakini azad etmekse, sadece o çocuğu hür kılar: Azad etme sözü cariye kastedilerek söylenmemiştir ki, kendisi asaleten azad olsun... Azad edilen karnındaki çocuk olduğundan dolayı, kendisi asıl olduğu için ona tâbi olamaz ki, azad olsun. Bir kimse cariyesinin karnındaki çocuğu mal karşılığında azad ederse, o çocuk azad olur. Ama malî bedel bâtıl olur. Çünkü bu malî bedel rahimdeki çocuğu bağlamaz. Efendinin o çocuğun  leh veya aleyhinde velayeti yoktur. Bu malî bedeli çocuğu karnında taşıyan cariyenin de vermesi gerekmez. Çünkü o böyle bir bedeli ödemeyi taahhüt etmemiştir. Şunu da belirtelim ki; cariye azad etme sözünün söylenişinden sonra altı ay geçmeden doğum yaparsa, çocuğun o zaman ana rahminde mevcud olduğu anlaşılır.

Çocuk; hürriyet, kölelik ve müdebberlikde  annesine tâbidir:

Çocuğun bakım ve hizmeti göz önüne alındığında ana tarafı ağır basar. Efendinin cariyesinden doğan çocuğu hürdür: Çünkü çocuk onun döl suyundan yaratılmış ve onun mülkiyetine geçmiştir. Bu çocuk kendisine rağmen de olsa, hürdür.

Hür diye aldatılarak cariye ile evlenen kimsenin bu cariyeden doğan çocuğu kıymeti ödenerek hür olur: Şöyle ki: Bir kimse hür diye bir kadınla evlenir de, o kadının cariye olduğu ortaya çıkarsa, bu cariyeden doğan çocukları hür olur. Ancak babanın bunların kıymetini o cariyenin efendisine ödemesi gerekir. Bu hususda ashab icmâ etmiştir. Aldatılan erkek mükâtep veya müdebber yahut köle ise; İmam Muhammed'e göre aynı hüküm câri olur. Çünkü ashabdan bu hususda nakledilen icmâda tafsilat verilmemektedir.

Ebû Hanîfe dedi ki; bunların çocukları da köledir. Çünkü bu çocuklar ikisi de başkasının mülkü olan şahıslardan doğmuşlardır. Bunların hür olmalarının hiç bir yolu yoktur. Ama baba hür ise hüküm bunun hilâfmadır. Bu durumda babasına tâbi olarak çocuğun hür kılınması mümkündür. Ashabın icmâı bir kavil olarak nakledilmiş değildir. Aksine onlar babanın hür olması halinde bu hükmü vermişlerdir ki, buna kıyaslama yapılamaz. Kaldı ki, köle olan bir kimse çocuğunun köle olmasından utanç duymaz. Ama hür bir kimse çocuğunun köle olmasından utanç duyar. Dolayısıyla bu iki mes'ele birbirinden ayrılmaktadır.

Bir mal karşılığında azad edilen köle bunu kabul ederse, azad olur ve söylenen mah ödemesi gerekir: Meselâ bir kimse kölesine; 'sen bin dirhem karşılığında...' veya; 'bin dirhem üzerine...1 veya; 'benim sende bin dirhemim olmak üzere...'veya;'bana bin dirhem vermen ya da bana bin dirhem ödemen üzerine hürsün' derse; kölenin bunu kabul etmesi şarttır. Çünkü bu bir muavaza akdidir. Bu akdin şartlarından biri de, satış akdinde olduğu gibi, bedeli ödemenin kabul edilmesiyle hükmün, yani azadlığm derhal sabit olmasıdır. Bu sebeple biz deriz ki; köle bu bedeli ödemeyi kabul edince, azad olur. Çünkü azadlık ödemeye değil de, ödemenin kabulü şartına bağlanmıştır.

'Söylenen malı ödemesi gerekir1 sözü şu mânaya gelir; bu mal kölenin borcu olur. Öyle ki, onun bu borcuna başkasının kefalet etmesi sahih olur. 'Mal' kelimesi mutlak olarak söylendiğinden; para, eşya ve hayvan gibi bütün mal çeşitlerini kapsamına alır. Bu mal aynlardan başka bir mal da olabilir. Çünkü nikâh ve benzeri akidlerde olduğu gibi, burada mal; maldan başka bir şeye bedel olarak verilmektedir. Azadlık, bu sözün söylendiği meclisde hazır ise, kölenin malî bedel ödemeyi o meclisde kabul etmesi, eğer orada hazır değilse; bunu öğrendiği meclisde kabul etmesi şartına bağlanmıştır.

Şarta bağlama (iza) edatıyla yapılmışsa; (in e/a> edatıyla yapılmış gibi olup; kabulün, bu sözün söylendiği meclisde yapılması şart değildir. Bu hüküm talâk bahsinde öğrenilmişti.

Bir kimse kölesine; 'bana bin dirhem verirsen, sen hürsün' derse; kölesine ticaret yapma izni vermiş olur. Köle bu parayı efendisinin alabileceği bir yere bırakınca, azad olur. Efendinin ise, para ödenmeden evvel kölesini satma hakkı vardır: Efendisi böyle demekle ona ticaret yapma izni vermiş olur. Efendisi ondan malı ödemesini istemiştir. Bu malı kazanmanın yolu da, ekseriyetle ticarettir. Demek ki, ona ticaret iznini delaleten vermiştir.

Bu malî bedel kendisine ödenmeden evvel efendisinin kölesini satmasının caiz olmasına gelince; efendi onun azadını, malm tamamının kendisine ödenmesi şartına bağlamıştır. Ödeme yapılmadıkça bu şart meydana gelmemiştir ve köle azad olmaz. Bu köle mükâtep de değildir. Böyle olunca da efendisi onu satabilir.

Paranın, efendisinin alabileceği bir yere konmasıyla azad olmasına gelince; bu bizim mezhebimizdir. İmam Züfer dedi ki; 'para efendiye Ödenmeden köle azad olmaz. Çünkü azad olması için paranın ödenmesi şarttır. Ödemeden evvel azad olmaz.

Bizim görüşümüze göre; buradaki şarta bağlama lâfız, bedelleşme ve maksat itibanyladır. Çünkü bin dirhem azadlık bedeli olmaya elverişlidir. Hatta efendi bunun bir muavaza akdi olduğunu belirtirse, bin dirhem bedel olur ve bu akid maksada ulaşmak için bin dirhemle azadlık arasında bir muavaza olarak yapılmış olur. Muavaza nazar-ı itibara alındığında, bedel kendisine ulaştığı zamanda, efendi bedeli kabul etme durumuna düşer ki, köle bundan mutazarrır olmasın. Efendi bin dirhem kendisine ulaştığında kölenin azadlığına razı olmuş olur. Paranın, kendisinin alabileceği bir yere bırakılması, o paraya ulaşması gibidir. Lâfzın gereği ile amel ederek, başda biz bunu azadlık için bir şart olarak kabul ettik ki, köle bedelsiz olarak onun mülkiyetinden çıkmasın ve bu sebeple zarara uğramasın. Ödeme yapılmadan azadlık, kölenin çocuğuna sirayet etmez. Çünkü bu bir muavaza akdi olmakla, azadlık ödeme anında tahakkuk eder. Kölenin zarardan korunması için, bu kaide konulmuştur. -Evvelce de açıkladığımız gibi- köle bedeli ödemekle azad olur.

Bunun bir benzeri, bedel karşılığı yapılan hibedir. Bu başlangıçda bir hibe, sonunda ise satıştır. Bedelin bir kısmı ödenecek olursa, efendi bu kısmı almaya mecbur tutulur. Ama bildirdiğimiz sebepden dolayı köle bununla azad olmaz. Azadlığının bin dirhem ödemesi şartına bağlanmasından evvel kazanmış olduğu bin dirhemi öderse -bedel ödeme şartı tahakkuk ettiği için- azad olur. Ancak bu parayı efendisinin malından ödediği için, efendisi bu paranın mislini, yani bir bu kadarını daha kendisinden alır. Ama azadlığının bin dirhem Ödemesi şartına bağlanmasından sonra kazandığı paradan bin dirhem öderse, azad olur. Efendisi de ondan bu paranın bir mislini daha isteyemez. Çünkü -evvelce de açıkladığımız gibi- o bu maldan ödeme yapma iznine sahiptir....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:01:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek rüya tabiri,Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek mekke canlı, Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek kabe canlı yayın, Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek Üç boyutlu kuran oku Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek kuran ı kerim, Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek peygamber kıssaları,Kendisine mahrem olan birini köle edin­mek ilitam ders soruları, Kendisine mahrem olan birini köle edin­mekönlisans arapça,
Logged
26 Temmuz 2020, 17:14:11
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 26 Temmuz 2020, 17:14:11 »

Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

27 Temmuz 2020, 00:29:11
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 27 Temmuz 2020, 00:29:11 »

Aleyküm Selâm. Paylaşım için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes