> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları  (Okunma Sayısı 1120 defa)
02 Nisan 2011, 13:29:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Nisan 2011, 13:29:34 »



Davacının Hâkim Huzurunda Birbirini Tutmayan Sözlerle İfade Vermesi



Hâkim huzurunda bulunan davacının ağzından birbirine zıt iki söz çıkar da bu iki sözü birbiriyle bağdaştırmak mümkün olursa, aklına ve dinine bakılarak sözünü boşa çıkarmamak için dâvası kabul edilir. Ama sözlerini birbirleriyle bağdaştırmak mümkün olmazsa, -bu sözleri şâhidler söylemiş gibi- dâvası kabul edilmez. Şehâdeti çürütmeye tesir eden her şey, dâvayı dinleme yasağına da tesir eder. Bu hususda Ebû Hanîfe şöyle demiştir: Davacı, !bu hakkı iddia etme hususunda delilim yoktur1 der ve sonra da delil getirirse, delili kabul edilmez. Çünkü o kendi delilini yalanlamıştır.'

İmam Muhammed'den gelen bir rivayette anlatıldığına göre; bu delil kabul edilmez. Zira davacının bu delili daha evvel unutmuş olması mümkündür. 'Falan adam aleyhine şâhidlik etmeyeceğim1 der, sonra da o adamın lehine şâhidlik ederse, şehâdeti kabul edilmez. Hasan'ın Ebû Hanîfe'den rivayetine göre; yine unutmuş olması ihtimaline binâen onun bu şâhidliği kabul edilir.

İbn. Rüstem'in İmam Muhammed'den rivayetine göre; bir adam, 'ayniyle bir hak hususunda falan adam lehine ben şâhidlik edecek değilim' der, sonra da gelip o adam lehine şehâdette bulunursa, şehâdeti kabul edilir. Çünkü daha evvelini kasdederek; 'o zaman unutmuştum' der.

Bir adam; 'benim bu işde bir hakkım bulunduğunu' veya 'bu hususda bir delilim bulunduğunu bilmiyorum' der; sonra da o işde hakkı olduğunu iddia eder veya o hususda bir delil getirirse, iddiası da delili de kabul edilir. 'Hakkım yoktur' deyip sonra hak iddiasında bulunursa, dâvası kabul edilmez. 'Delilim yoktur' deyip, sonra delil getirse; hakda değil de, delilde gizli kalma ihtimali bulunduğundan dolayı delili kabul edilir. İbn Semma'a'nın İmam Muhammed'den rivayetine göre; bir kimse, 'bu ev benim değildir1 deyip, sonra da evin kendisine âit olduğuna dâir bir delil ortaya koyarsa, evin kendisine âit olduğuna hükmolunur. Çünkü bunu yapmakla o bir kimse için bir hakkı sabit kılmamakta ve sakıt olmaktadır. Bilindiği gibi liân yapan kişi çocuğun nesebinin kendisine âit olduğunu iddia ederse, dâvası sahih olur. Çünkü liân sebebi ile o, nesebi sabit kılmamaktadır.

Hişam'm İmam Muhammed'den rivayetine göre; bir kimse, 'takdirime göre benim ne bir evde, ne de bir arazide hakkım vardır' der, sonra da bir insanın elinde buna dâir bir delili re'y ile getirirse, delili kabul edilir. Belirli bir yeri kasdederek; 'falan adamın elinde, falan köyde benim hakkım yoktur1 der, sonra da buna dâir bir delil getirirse, delili kabul edilmez. Meğer ki, ikrardan sonra o köyü o adamdan aldığına dâir bir beyyine ibraz etsin. O zaman dâvası kabul edilir.

Bir kimse bir başkasına; 'şu evi bana ver de içinde oturayım' der, veya 'şu elbiseyi bana ver de giyeyim' veya buna benzer bir şey söyler de, muhatabı vermez; sonra da kendisi o şeyin kendi malı olduğunu iddia ederse; dâvası sahih olur. Zira bu durumda o; 'ben o şeyi kendisinden iğreti olarak değil, kendi malım olarak istemiştim' diyecektir.

Fetâvâ'da şöyle bir mes'ele geçmektedir; bir kimse oğlu ve eşi yanında hazır iken akannı bir adama satar, müşteri de satın aldıktan sonra o akarda tasarrufta bulunur ve bundan sonra satıcının oğlu gelip o akarın babasının değil de kendi mülkü olduğunu iddia ederse; hüküm ne olacaktır?

Üstadlarımız bu gibi dâvalara kulak verilmemesi hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü bu, işi karıştırmaktan başka bir şey değildir. İddia sahibinin satış esnasında satıcının yanında durup niza çıkarmaması, o malın satıcıya âit olduığunu ikrar etmesi demektir. Zamanımızda kötü niyyetlilerin insanlara zarar verme yolundaki kötü emellerini yok etmek için onun bu durumdaki susuşu, ikrar gibi kabul edilmiştir.

Bir kimse bir tarlayı satar, sonra da o tarlanın kendisine vakfedilmiş  olduğunu iddia ederse; çelişkili olduğundan dolayı iddiasına kulak verilmez. Çünkü o tarlayı satmaya teşebbüs etmesi, onun mülk olduğunu ikrar etmesi demektir. Ve bu durumda onun dâvâlıya yemin ettirme hakkı yoktur. Tarlanın vakıf olduğuna dâir bir delil getirirse; bir görüşe göre denildi ki, delili kabul edilir. Çünkü vakıf üzerinde yapılan şâhidlik dâvasız olarak da kabul edilir ve yapılan satış bozulur.

Başka bir görüşe göre ise, şöyle denildi; burada getirmiş olduğu delil kabul edilmez. Çünkü bununla o, satışın fesadını ve kendi şahsı için bir hakkın varlığını ispatlamaya çalışmaktadır. Çelişkili olduğundan dolayı, bu delil kabul edilmez.

Bir kimse satın aldığı cariyeyi kusuru sebebiyle geri vermek ister de, satıcı cariyeyi kendisinin satmadığını söylerse; bu defa müşteri cariyeyi ondan satın aldığına dâir bir delil getirirse, buna karşılık satıcı da satarken cariyedeki kusurlardan mes'ûl olmayacağını söylediğine dâir bir delil getirirse; satıcının delili kabul edilmez. Çünkü daha evvel satışı inkâr etmekle, satarken kusurdan mes'ûl olmayacağını söylediğini de inkâr etmiş, dolayısıyla kendi şâhidliğini tekzib etmiş olur.

Bir kimse nikâhı evvelâ inkâr edip, sonra kabul ederse; buna dâir delili kabul edilir. Ama satışda böyle bir durum kabul edilmez. Çünkü satış, inkâr sebebiyle bozulur, ama nikâh bozulmaz. Bilindiği gibi bir adam bin dirhemlik bir mehir üzerine evlendiğini iddia eder de, karısı bu miktan inkâr edip iki bin dirhemlik bir mehir üzerine evlendiğine dâir bir delil getirirse, delili kabul edilir ve inkârı şâhidleri yalanlamak sayılmaz. Ama satışda böyle bir delil kabul edilmez ve edilen inkâr, şâhidleri yalanlamak sayılır. [21]



[21] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/194-196.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 13:19:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları rüya tabiri,Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları mekke canlı, Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları kabe canlı yayın, Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları Üç boyutlu kuran oku Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları kuran ı kerim, Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları peygamber kıssaları,Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamaları ilitam ders soruları, Davacının hâkimin huzurunda sözlerini tutmamalarıönlisans arapça,
Logged
29 Ağustos 2020, 18:49:27
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #1 : 29 Ağustos 2020, 18:49:27 »

Esselâmü Aleyküm. Hakim huzurunda kişilerin ifadelerinin birbirine zıt olması nedeniyle bağdaştırılırsa aklına ve dinine bakılır. Fakat bağdaştırılmazsa aynı şahidin ifadesi sayılarak davası kabul edilmez
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes