> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Menkul malı teslim almadan satmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Menkul malı teslim almadan satmak  (Okunma Sayısı 1576 defa)
05 Nisan 2011, 15:08:45
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Nisan 2011, 15:08:45 »



Menkul Malı Teslim Almadan Satmak:

 

Menkul malı teslim almadan evvel satmak caiz değildir: Çünkü Hz. Peygamber (sas) teslim alınmamış şeyin satılmasını yasaklamıştır. Zira teslim alınmamış şey belki de telef olur ve bu sebeple satış akdi de infisah eder (fesholur). Bu da meçhul şey üzerine alış veriş yapmaktır. Sulh ve icar bedeli gibi, telef olması sebebiyle akdin infisah edeceği her şey üzerine yapılan alış veriş de bu hükme tâbidir. Mehir, hul’ bedeli ve amden adam öldürmede sulh bedeli gibi, telef olmasıyla akdin infisah etmeyeceği şeylerin teslim alınmadan evvel üzerlerinde tasarrufda bulunulması caizdir. Çünkü bunlarda hiç bir tarafdan meçhuliyet yoktur.

Akar ise teslim almadan evvel satılabilir (İmam Muhammed): İmam Muhammed dedi ki; rivayet ettiğimiz hadîs-i şerîfden ve menkul mallar üzerine yaptığımız kıyasdan dolayı, bu caiz değildir. Ebü Hanîfe ile Ebû Yûsuf’un görüşlerinin gerekçesi şudur; satılan şey arsadır ve umumiyetle telef olma tehlikesiyle karşı karşıya değildir. Dolayısıyla akdin infisahı gibi bir belirsizliğin bu akidle bir münasebeti yoktur. Bu arsa deniz kıyısında olsa veya satılan şey bir evin üst katı olsa; bunların tesellümden evvel satılmaları caiz değildir. Teslim alınmamış şeyin satılmasını yasaklayan hadîs-i şerîf ile, menkul mallar kastedilmiştir. Çünkü gerçek tesellüm ancak menkul mallar için düşünülebilir. Cevaz delilleriyle amel edilerek, gayrimenkullerin tesellümden evvel satılmaları caiz görülmüştür.

Şunu da belirtelim ki; birinci satışda eğer malın bedeli nakden ödenmişse, ikinci satış geçerli olur. Aksi takdirde askıda kalır: Meselâ; bu ihtilâf doğrultusunda rehindeki malın satılması veya icar edilmesi gibi. Bunun caiz olmayacağına dâir ittifak olduğu da söylenmiştir. Çünkü bu durumda üzerinde akid yapılan şey, menfaatlerdir. Bunun telef olması sebebiyle bu menfaatlerin de telef olacağı az rastlanılan bir durum değildir.

Ele geçirilmeden evvel bedel üzerinde tasarrufda bulunulabilir: Çünkü ele geçirilmemiş de olsa, bu bedel artık satıcının mülkiyetine geçmiştir. Ve bu bedel belirlenmeyle belirlenmez. Bu sebeple de akdin infisahı gibi bir meçhuliyet söz konusu olmaz.

Bedeli (İmam Züfer) ve malı (İmam Züfer) artırmak ve bedelde indirim yapmak caizdir. Ve bu değişiklik akdin aslına dâhil olur: İmam Züfer dedi ki; bedel, başda yapılan satış akdinin bir bölümüdür. Bunun yeni bir akdin içinde yer alması mümkün değildir. Şu halde artırılan bedel, satıcının mülkü olan asıl bedel karşılığında mülkü olmaktadır. Şu halde artırılan bedeldeki ilâve kısmı biz, satıcıya re'sen verilen bir hibe saymaktayız.

Bizim bu hususda diyeceğimiz şudur; bedelin artırılması veya eksiltilmesi ile akdin tarafları akdin vasfını kârlılıkdan zararlılığa veya bunun aksine doğru döndürerek değiştirmişlerdir. Taraflar akdi iptal edebildikleri gibi, vasfını da değiştirebilirler.

Bedelin artırılması akid meclisinde kabul edilmelidir. Çünkü bu artırma bir mülkedişdir. Bu yapılırken de üzerinde akid yapılan şeyin ortada mevcud olması üzerinde tasarrufda bulunulmasına elverişli olması gereklidir. Çünkü üzerinde akid yapılan şey telef olduktan sonra, bedel üzerinde artırmaya gitmek sahih olmaz. Ama üzerinde satış akdi yapılan şey telef oldukdan sonra bedelinde indirim yapmak sahih olur. Çünkü bu sırf bir hak düşürmedir. Artırma ise, bir hakkın sabit kılınmasıdır. Satılan mal ortada mevcud iken bedelde biraz indirim yapılırsa, bu muamele akdin aslına dâhil olur. Ama bedelin tamamı düşürülürse, bu muamele akdin aslına dâhil olmaz. Çünkü bu durumda bedel hiç olmamış gibi olmakda ve buna bağlı olarak bedel indirimi de iptal edilmiş olmaktadır. Bedel artırımı sahih olduğuna göre, bunun için bedelden payına düşen bir hisse de olacaktır. Bu da murabaha ve tevriye satışlarında açıkça ortaya çıkacaktır. Eğer satılan mal tesellümden evvel telef olursa, bedeldeki hissesi sakıt olur.

Evvelâ peşin paraya satıp sonra veresiyeye çevirmek sahih olur: Çünkü bunu yapmaya hakkı vardır. Görülmez mi ki; satıcı dilerse sattığı malın bedelini almamaktadır. Bu mümkün olduğuna göre, bedeli peşin almayıp, bir müddet sonraya tehir edebilir. Vadesi gelmiş bir borcu alacaklı kişi anlattığımız sebepden dolayı belli bir vâdeye tehir edebilir. Ancak ödünç alınan borç (karz-ı hasen) bu hükümden müstesnadır. Çünkü bu ilk başda yapılan bir iyiliktir. Öyle ki, teberruda bulunma ehliyetine sahip olmayanların başkalarına borç vermeleri caiz değildir. Teberrûlarda, meselâ iğreti akdinde vâde koymak bağlayıcı olmaz. Bu; son verilebilecek olan bir muavazadır. Bunda vâde koymak caiz değildir. Eğer vâde konulursa, dirhemin dirhem karşılığında vadeli olarak satılması durumu cereyan etmiş olur ki, buna nesie ribası denilir ve bu haramdır.

Cariyesi olana; hayızdan temizleninceye kadar, yahut bir aydan evvel veya hâmileyse, doğumunu müteakip nifasdan evvel onunla cinsî münasebette bulunması ve sevişmesi helâl olmaz: Bunun delili, Hz. Peygamber (sas) in Evtas esirleri hakkındaki şu emridir;

“Doğum yapmadıkça, gebe kadınlarla cinsî münasebette bulunulmasın. Bir âdet devresi geçirerek rahimlerini temizlemedikçe, gebe olmayanlarla da cinsî münasebette bulunulmasın.” [15]  Bu hadîs-i şerîfde Hz. Peygamber (sas) esir alınan cariyelerle rahimleri temizlenmedikçe cinsî münasebette bulunulmasını yasaklamıştır. Cariye üzerindeki mülkiyet; satış, hibe, vasiyyet, miras vb. sebeplerden her hangi biriyle yenilendiğinde de bu hüküm söz konusu olur. Şayet cariye âdet görmeyenlerdense, o zaman bir aylık müddet bir adet müddeti yerine geçer. Bir aylık müddeti beklemekte iken kanama görülürse, o zaman iddet beklemede yapıldığı gibi âdet müddeti esas alınır. Muteber olan, cariyenin teslim alınmasından sonraki âdet görme; veya bu mümkün değilse bir ay bekleyerek istibranın sağlanmasıdır. Cariye teslim alınmadan evvel âdet görür veya doğum yaparsa, yeniden istibrası gerekir. İstibradan evvel onunla cinsî münasebette bulunmak haram olduğu gibi, onunla sevişmek de haramdır. Çünkü sevişmek cinsî münasebete yol açar; iddet beklemekte olan kadında  olduğu gibi. Ama âdet hali bunun hilafınadır. Çünkü âdet halinde cinsî münasebet kadına eziyet vereceğinden haram kılınmıştır. Oysa sevişmede kadına eziyet sözkonusu değildir.Bir kimse cariyesiyle cinsî münasebette bulunur, sonra da onu satmak veya evlendirmek isterse; istibra ettirerek onun rahmini temizlemesini sağlaması müstehabdır. Eğer kendisi bunu yapmazsa, kocanın yaptırması çok iyi olur.

Temizlik müddeti uzayan cariyenin durumuna gelince; Ebû Hanîfe dedi ki; onun hâmile olmadığı mutlak olarak anlaşılmadıkça kendisiyle cinsî münasebette bulunulamaz. Bu müddetin Ebû Hanîfe'ye göre en çok iki yıl olduğuna dâir bir rivayet vardır. İhtiyata en uygun olan da budur. Bu aynı zamanda İmam Züfer'in de kavlidir. Çünkü bilindiğine göre çocuk ana rahminde en fazla iki yıl kalır.

Ebû Hanîfe'den başka bir rivayette anlatıldığına göre; temizlik müddeti uzayan cariye teslim alındıktan dört ay on gün sonra kendisiyle cinsî münasebette bulunulabilir. Bu İmam Muhammed'in de kavlidir. Çünkü bu müddet; kocası ölen hür kadının iddet bekleme müddetidir. Bu müddetin sonunda kadının rahminin temizlendiği anlaşılır. İmam Muhammed'den nakledilen bir görüşe göre; bu cariyenin iki ay beş gün beklemesi gerekir. Bu müddet cariyenin iddetidir. Ebû Hanîfe'den rivayet edilen İmam Ebû Yûsuf’un kavline göre; üç ay geçmeden bu cariyeyle cinsî münasebette bulunulamaz. Çünkü henüz âdet görmeye başlamamış küçük yaşdaki kadınla menapoz devresine girmiş (âdetten kesilmiş) kadının rahminin temiz olduğu ancak bu kadar bir müddet içinde anlaşılabilir. İmam Şafiî'ye göre dört sene geçmeden bu cariye ile cinsî münasebette bulunulamaz. Çünkü bu hamileliğin en uzun müddetidir.

Ebû Mutî el- Belhî dedi ki; bu cariye ile cinsî münasebette bulunabilmek için dokuz ay beklemek gerekir. Çünkü normal hamilelik müddeti bu kadardır. Cariyeden her bakımdan yararlanma hakkı onu cariye olarak elde etmekle hasıl olunca, onu satmış olan efendisi onunla cinsî münasebette bulunmuş olsa da, olmasa da; veya onu satan kendisiyle cinsî münasebette bulunmayan bir kadın veya küçük yaşdaki bir erkek çocuk vaya kendisinin süt kardeşi gibi biri ise, ya da kendisi bakire olsa bile; yine de istibrası (rahminin temizlik müddetinin beklenmesi) gerekir.

İmam Ebû Yûsuf’dan gelen bir rivayete göre, bu durumda istibraya gerek yoktur. Bu İmam Mâlik'in de kavlidir. Bu ihtilaf doğrultusunda  deriz ki; cariye satışından sonra, ama henüz satıcının elinde iken âdet görürse; artık istibrasına gerek kalmaz. Çünkü istibra rahmin temiz olduğunu anlamak için yaptırılır. Bu suretlerin tamamında cariyenin rahminin temiz olduğu zahiren sabittir. Birinci meselenin izahı şöyledir: İstibranın sebebi, esir satın alarak yenilenen mülkiyet durumunda cariyeyle cinsî münasebette bulunmaya teşebbüstür. Bu istibranın hikmeti, rahmin temiz olduğunu anlamaktır. Hüküm sebebe göre verilir, hikmete göre değil.

Bir kimse esir düşüp cariye mesabesine düşen karısını satın alırsa, istibra ettirmesi lâzım değildir. Çünkü karısının rahmini kendi döl suyuna karşı koruması lâzım değildir. Zaten oraya girecek olan da kendi döl suyudur. [16]




[15] Bu hadîsi Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî ve Ahmed rivayet etmiştir.

[16] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/372-376.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Menkul malı teslim almadan satmak
« Posted on: 23 Nisan 2024, 14:10:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Menkul malı teslim almadan satmak rüya tabiri,Menkul malı teslim almadan satmak mekke canlı, Menkul malı teslim almadan satmak kabe canlı yayın, Menkul malı teslim almadan satmak Üç boyutlu kuran oku Menkul malı teslim almadan satmak kuran ı kerim, Menkul malı teslim almadan satmak peygamber kıssaları,Menkul malı teslim almadan satmak ilitam ders soruları, Menkul malı teslim almadan satmakönlisans arapça,
Logged
27 Nisan 2020, 02:58:02
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #1 : 27 Nisan 2020, 02:58:02 »

Esselâmü Aleyküm. faydalı bilgiler, Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Nisan 2020, 15:02:35
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 28 Nisan 2020, 15:02:35 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes