> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > el-İhtiyar  > Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi  (Okunma Sayısı 1189 defa)
01 Nisan 2011, 16:49:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Nisan 2011, 16:49:29 »



Alacaklının Alacağını Yarıya Düşürmesi:




Bin lira alacağı olan borçlusuna; 'bana yarın borcunun beş yüz lirasını öde, gerisini sana bağışlıyorum1 der, borçlu da beş yüz lirayı Ödemezse, bin lira borç olduğu gibi kalır (Ebû Yûsuf): Ebû Yûsuf; 'beş yüz lira düşer' demiştir. Ama beş yüz lirayı yann öderse, kalan beş yüz liranın da ortadan kalkmış olacağı hususunda icmâ edilmiştir.

Ebû Yûsufun bu mes'eledeki görüşünün gerekçesi şudur; alacaklının o ifadeyi kullanması mutlak bir ibradır. Çünkü kalan beş yüz Harayı bağışlamayı, yann beş yüz lirayı ödeme şartına bağlamıştır. Burada ödeme, ibranın karşılığı kılınmıştır. Oysa ödeme, ibranın karşılığı kılınmaya elverişli değildir. Çünkü borçlunun ödeme yapması zaten üzerine düşen bir vazifedir. Şu halde böyle bir şey söylense de, söylenmemiş gibidir.

Ebû Hanîfe ile İmam Muhamrned'in bu mes'eledeki görüşlerinin gerekçesi şudur; bu ibra ödeme şartına bağlanmıştır ve bu uygun bir maksattır. Borçlunun iflasından çekindiği veya peşin alacağı beş yüz lira ile daha faydalı ve kârlı bir ticaret yapmak veya kendi borcunu ödemek, yahut hapisden kurtulmak için şartlı bir ibrada bulunmuştur. Bu şart yerine getirilmezse, ibra da bâtıl olur. Şartlı ibrada bulunan alacaklının sözlerini tashih etmek ve örfe uymak için muâvaza imkânsız olduğundan, böyle bir şartlı ibra yapılabilir. Bin lira alacağı olan borçlusuna; 'kalan beş yüz liradan seni ibra ettim; yann bana beş yüz lira ödemen şartıyla' derse; borçlu beş yüz lirayı ödese de, ödemese de, bu ibra sahih olur. Çünkü alacaklı ibrayı mutlak olarak yapmıştır. Bu ibrayı şarta bağlaması hususunda şüphe meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu ibra kayıtlanamaz.

Bu, birinci mes'eleye benzemez. Burada ödeme, ibra için bedel olmaya elverişli olmaması bakımından, ibra mutlak olarak vâki olur.

Ödeme ibra için bir şart olmaya elverişli olması   bakımından, bu ibra mutlak olarak vâki olmaz. Zira şüphe ile beraber mutlaklık sabit olmaz.

Alacaklı kimse borçlusuna; 'bana beş yüz lirayı ödersen, kalan borcundan seni ibra ederim' der ve ödeme için vakit belirlemezse, bu mutlak bir ibra olur. Zira ödemeyi yapması her zaman ona vâcibdir. Şu halde ödeme ibra için bir bedel olmaya elverişli değildir. Ve dolayısıyla bu ibra da ödemeyle kayıtlanamaz.

Bir kimse borçlusuna; 'yann bana beş yüz lira ödersen, seninle sulh olurum ve sen kalan borçdan berâet etmiş olursun. Ancak yarın ödemezsen, bin liralık borcun olduğu gibi kalır' derse, dediği gibi olur. Çünkü o burada sarih bir kayıtlamada bulunmuştur.

Bir kimse bir şahsın kendi kölesi olduğunu iddia eder de, o şahıs o kimseyle bir aylık gelirine karşılık olarak sulh olursa, bu caiz olmaz. Ama bir aylık hizmetine karşılık sulh olması caiz olur. Çünkü bir aylık hizmeti bellidir. Ama bir aylık geliri belli değildi ve teslim edilmesine muktedir olunacak bir şey değildir. Çünkü gelir ancak kölenin işçi olarak işverenle akid yapıp çalışmasını tamamladıkdan sonra hakedeceği bir şeydir.

İki ortakdan biri kendi hissesi olan alacağına karşılık bir miktar kumaş alsa, diğer ortak muhayyer olur: İsterse ortağından almış olduğu kumaşın yarısını alır: Zira onun ortaklık hakkı vardır ve bu da onun borcunun karşılığıdır. Bunu tercih ederse, ortağının yapmış olduğunu tasdik etmiş olur. Ancak ortağı alacağın dörtte birini kendisine verirse, o zaman alamaz: Çünkü onun hakkı borçdadır, kumaşda değil. Yahut isterse borçluyu takib edip alacağının yansını alır: Çünkü borçdaki hissesi borçlunun zimmetinde kalmakda devam etmektedir. Çünkü alacaklı borçluya; hissesine düşen parayı başkasına vermesine izin vermiş değildir. Müşterek borç, miras kalan mal; ikisi arasında telef edilen malın kıymeti ve satılan malın bedeli gibidir.

Ortaklaşa selem akdi yapan iki ortakdan biri sermayeden kendi hissesine düşen miktardan sulh olsa, Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed'e göre caiz olmaz: Bu sulh akdi ortağın tasdikine bağlı kalır.

Ortağı reddederse, bu sulh esasdan bozulur. Ve üzerine selem yaptıkları (sipariş ettikleri) şey eski hali üzerine ortaklaşa ikisinin olur. Ama ortağı tasdik ederse, sulh akdi her ikisi için geçerli olur ve sermayenin yarısı ile üzerine selem yaptıkları (sipariş ettikleri) gıda maddesinin yansı ortaklaşa ikisinin olur. Çünkü bu, teslim alınmadan Önce bir borcu taksim etmektir ki, bu caiz değildir. Meselâ iki ortağın bir adamdan bir kaç dinar alacakları olur da, bu iki ortak dirhemlerin bir ortağın, dinarlar da öbür ortağın olması üzerine sulh yaparlarsa, sahih olmaz. Bunun bir taksim olduğu söylenemez: Çünkü bu durumda iki paydan biri diğerine karşı imtiyazlıdır. Burada ortaklardan biri diğerine karşı ortaklık akdini feshetmektedir ki, bu caiz değildir. Çünkü ortaklık akdi ikisinin iradesiyle yapılmıştır. Bu sebepledir ki, kalan kısmı dâvâlıda telef olduğu ortağına dönüp sermayenin yarısını ondan talep eder.

Ebû Yûsuf dedi ki; bu durumda yapılan sulh caiz olur ve sermayenin yansı kendisinin olur. Ortağı da dilerse aldığının yansını kendisinden alır, dilerse o yanyı dâvâlıyı tâkib ederek ondan ister. Ama o yarı davalının yanında telef olursa, bu defa ortağına dönerek aldığının yansını ister. Ebû Hanîfe'ye göre burada diğer borçlar nazar-ı itibara alınır. Bu iki ortağın bir köle satın almaları ve ortaklardan birinin bu alış verişin kendi payına düşen kısmım bozmasına da benzer. [10]





[10] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/311-313.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:14:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi rüya tabiri,Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi mekke canlı, Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi kabe canlı yayın, Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi Üç boyutlu kuran oku Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi kuran ı kerim, Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi peygamber kıssaları,Alacaklının alacağını yarıya düşürmesi ilitam ders soruları, Alacaklının alacağını yarıya düşürmesiönlisans arapça,
Logged
29 Ağustos 2020, 18:44:01
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #1 : 29 Ağustos 2020, 18:44:01 »

Esselâmü Aleyküm. Alacaklı borçlu olan kişiye vereceği borcun yarısını öde demesi üzerine borçlu kişi yine halen ödemez ise borcu eski miktarınca ödemesi gerekir.
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes