๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => El-Bidaye Ven Nihaye => Konuyu başlatan: Esila üzerinde 03 Şubat 2011, 14:27:58



Konu Başlığı: Yuşa-Hızır-Îlyas peygamberler ve Hz.Musa´nın Vefatı
Gönderen: Esila üzerinde 03 Şubat 2011, 14:27:58
Yuşa-Hızır-Îlyas peygamberler ve Hz.Musa´nın Vefatı

Kubbetü´z-Zeman´ın Yapılışı

Karun İle Musa Peygamber ´ Arasında Geçenler.

Musa Peygamberin Faziletleri, Nitelikleri, Vücudunun Şeklî Ve Vefatı.

Musa Peygamberin Kabe´ye Gidip Haccetmesi

Musa Peygamberin Vefatı

Yuşa (A.S.)´Nın Peygamberliği

Hızır Ve İlyas Peygamberlerin Kıssası

Îlyas Peygamberin Kıssası



Kubbetü´z-Zeman´ın Yapılışı


Ehl-i Kitap kaynaklarında anlatılır ki: Cenâb-ı Allah, Musa aley-hisselam´a şimşir ağacından, sığır derisinden ve keçi kılından bir kubbe yapmasını emretti. Bu kubbenin (çadırın) boyalı ipek, altın ve gümüşle süslenmesini buyurdu. Bu çadırın on tane çeperi olacaktı. Bu çeperler­den her birini uzunluğu yirmi sekiz, genişliği de dört zira olacaktı. Dört kapılı olup astarları da boyalı ipek ve ibrişimden olacaktı. İçinde altın ve gümüşten raflarla tabaklar bulunacaktı. Her köşesinde iki kapı olup ay­rıca büyük kapıları da bulunacaktı. Boyalı ipekten perdeleri olacaktı.....

Cenâb-ı Allah, ayrıca Musa´nın, iki buçuk zira uzunluğunda, iki zira genişliğinde ve bir buçuk zira yüksekliğinde şimşir ağacından bir tabut yapmasını da emretti. Bu tabut, içten ve dıştan som altınla kaplana-caktı. Dört köşesinde dört halkası bulunacaktı. Tabutun iki ucunda altın kanatlı melek timsalleri bulunacaktı. Bu melek timsalleri de kar­şılıklı duracaklardı. Tabutu, Salyal adındaki bir adam yapmıştı.

Cenâb-ı Allah, Musa´ya ayrıca iki zira uzunluğunda ve iki buçuk zi­ra genişliğinde şimşir ağacından bir masa yapmasını da emretmişti. Masa, altın kaplamalı olup üzerinde yüksekçe altın bir taç da yapılacak­tı. Her dört köşesi de halkalı olacaktı. Tahtadan ama altın kaplamalı ve nar şeklindeki çivilerle çivilenecekti. Masanın üstünde tabaklar, kaşık­lar ve süzgeçler bulunacaktı.

Ayrıca Musa´nın altından bir minare yapması da emredilmişti. Bu minarenin üzerinde altından yapılmış altı bukle sarkıtılacaktı. Mina­renin her üç tarafında bu bukleler sarkıtıldığı gibi her bukle üzerinde üç kandilde bulunacaktı. Minarede ayrıca dört kandil daha asılı olacaktı. Bütün bunlar ve masa üzerindeki kaplar altından yapılmış olacaktı.. Bunları da Salyal adındaki usta yapmıştı.

Bu kubbe (çadır), senenin yani baharın ilk gününde kuruldu. Ayrıca şahadet tabutu da o zaman yapılıp oraya konuldu. Allah bilir ya söz ko­nusu tabuttan şu ayet-i kerimede de bahsedilmektedir: «Onun hüküm­darlığının alameti, tabutun size gelmesidir. Onun için de, Rabbinizden bir ferahlık ve Musa ailesinin, Harun ailesinin geriye bıraktıklarından bir kalıntı vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanıyorsanız bun­da sizin için (Talut´un hükümdarlığına) kesin bir alamet vardır.» (el-Bakara, 248.)

Bu fasıl, Ehl-i Kitabın kitaplarında gerçekten uzun uzadıya anlatıl­maktadır. Onların kitaplarında kendileri için şeriat ve hükümler vardı. Kurbanlarım ne şekilde takdim edecekleri ve kurbanlarının nitelikleri anlatılmaktaydı. Yine kitaplarında anlatıldığına göre kubbetü´z-zeman, onların buzağıya tapmalarından önce de mevcuttu. Bütün bun­lar, onların Beyt-i Makdis´e gelmelerinden Önce olmuştu. Kubbetü´z-zeman, onlar için tıpkı Ka´be gibi bir şeydi. İçinde namaz kılar ve yanın­da Allah´a ibadet ederlerdi. Musa, içine girdiği zaman ayağa kalkarlar­dı. Kapısının önüne buluttan bir direk inerdi. Bu bulutun indiğini gör­düklerinde onur ve üstünlük sahibi olan Cenâb-ı Allah´ın huzurunda secdeye kapanırlardı. Cenâb-ı Allah, bir nur olan bu buluttan direğin önünde Musa aleyhisselam´a hitapta bulunur, onunla konuşur, ona ba­zı emir ve yasakları bildirirdi. Musa´da tabutun yanında ve iki melek timsalinin arasında durarak Cenâb-ı Allah´ın hitabını dinlerdi. Cenâb-ı Allah´ın konuşması nihayete erdikten sonra Rabbinin kendisine vah-yettiği emir ve yasakları İsrailoğullanna aktarırdı.

îsrailoğulları, hükmü Tevrat´ta bulunmayan bir hususta kendi ara­larında anlaşmazlığa düştüklerinde, Musa peygamber kubbetü´z-zemanın yamna gelir, tabutun Önünde durur ve iki melek timsali arası­na kendini vururdu. Böyle yapınca da söz konusu anlaşmazlığı