> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri  (Okunma Sayısı 1044 defa)
28 Ocak 2011, 14:50:13
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 28 Ocak 2011, 14:50:13 »



Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri


Rasûlullah´ın Muaviye B. Ebi Muaviye Üzerine Cenaze Namazı Kılması

Kayser Elçisinin Rasûlullah (S.A.V.)´A Tebük´te Gelişi

Hz. Peygamberin Medine Dönüşünden Önce Tebük´teki Çadırında İken Eyle Hükümdarı, Cerba Ve Ezruh Halkı İle Barış Antlaşması Yapması

Peygamber (S.A.V.)´İn, Halid B. Velid´i Dume Valisi Ükeydir´e Göndermesi

Fasıl

Mescid-Î Dırar Kıssası

Bunlardan Başka Bazı Asîlerin Savaştan Geri Kalmaları

Hz. Peygamberin Tebük´ten Medine´ye Dönüşünden Sonra Meydana Gelen Olaylar.

Hicrî Dokuzuncu Senenin Ramazan Ayında Sakif Heyetinin Hz. Peygamber´e Gelişi

Abdullah B. Ubeyyın Olumu.

Fasıl

Hz. Peygamberin, Ebu Bekir´i Hac Emiri Olarak Mekke´ye Göndermesi

Fasıl

Rasûlullah (S.A.V.)´A Gelen Elçilik Heyetleri

Beni Temim Kabilesinin Fazileti

Beni Abdü´l-Kays Kabilesinin Elçilik Heyeti

Sümame İle Beni Hanîfe Heyeti Ve Mel´un Müseylemetü´l-Kezzab´ın Kıssası

Necran Heyeti



Rasûlullah´ın Muaviye B. Ebi Muaviye Üzerine Cenaze Namazı Kılması


Beyhakî, Yezid b. Harun vasıtasıyla Enes b. Malik´in şöyle dediği­ni rivayet eder:

"Tebük´te Rasûlullah (s.a.v.)´la birlikte idik. Bir gün güneş çok parlak, şualı, ziyalı ve nurlu olarak doğdu ki, daha önce o şekilde doğ­duğunu görmemiştim. Cebrail, Rasûlullah (s.a.v.)´m yanına geldi. Ra­sûlullah ona şöyle sordu:

- Ey Cebrail, bana ne olmuş ki, bugün güneşin daha önce görme­diğim bir şekilde aşırı derecede ışıklı, nurlu ve şualı bir şekilde doğ­duğunu görüyorum

-Ey Allah´ın elçisi, bugün Muaviye b. Muaviye el-Leysî Medine´de vefat etti. Cenaze namazını kılmaları için Allah onun cenazesine 70.000 melek gönderdi.

- Niçin diye soran Hz. Peygamber´e, Cebrail şöyle cevaT) verdi:

- Gece, gündüz, yürürken, ayaktayken, otururken fazlaca İhlâs sûresini okurdu. Ey Allah´ın Rasûlü, ister misin yeri senin için düre-yim de Medine´de Muaviye´nin cenaze namazını kılasm

- Evet.

Cebrail, yeri dürdü. Rasûlullah (s.a.v.), Medine´de Muaviye´nin cenaze namazını kıldı. Sonra Tebük´e döndü."

Bu hadiste şiddetli derecede gariplik ve münkerlik vardır. İnsan­lar, bunun münkerlik ve garipliğim Alâ b. Zeyd´e isnad etmişlerdir ve Alâ hakkında olumsuz konuşmuşlardır.

Beyhakî, Ali b. Ahmed b. Abdan vasıtasıyla Enes´in şöyle dediğini rivayet eder:

"Cebrail geldi ve şöyle dedi:

- Ya Muhammed! Muaviye b. Ebi Muaviye el-Müzenî vefat etti. Onun cenaze namazını kılmak ister misin Bunun üzerine Allah elçi­si:

- Evet, dedi.

Cebrail, kanadını vurdu. Vurunca da bütün ağaçlar ve tepeler sarsıldılar. Rasûlullah da Muaviye´nin cenaze namazım kıldı. Arka­sında iki saf olarak melekler de namaz kıldılar. Her safta 70.000 me­lek vardı.

Ravi, Rasûlullah (s.a.v.)´ın Cebrail´e şöyle sorduğunu rivayet edi­yor: ,

- Ey Cebrail, Muaviye neden bu ilahi mertebeye ulaştı

- İhlâs sûresini sevdiğinden. Çünkü o, ayakta iken, otururken, gi­derken, gelirken, her halükarda bu sûreyi okurdu."

Osman dedi ki:

Ben babama; o esnada Peygamber (s.a.v.)´in nerede olduğunu sor­dum. O da Tebük gazvesinde, Şam´da olduğunu söyledi. Muaviye ise Medine´de vefat etti. Muaviye´nin naaşı göklere yükseltildi. Nihayet Rasûlullah onu gördü ve ona bakıp cenaze namazını kıldı."

Bu rivayet de bu bakımdan münkerdir. [1]



Kayser Elçisinin Rasûlullah (S.A.V.)´A Tebük´te Gelişi


İmam Ahmed b. Hanbel, İshak b. İsa kanalı ile Said b. Ebi Ra-şid´in şöyle dediğini rivayet eder:

"Kayser Herakliyus´un, Rasûlullah (s.a.v.)´a elçi olarak gönderdiği Tennuhlu adamı Humus´ta gördüm. Orada piri fani olmuş bir ihtiyar komşum idi. Ona:

- Kayser Herakliyus ile Hz. Peygamber Efendimiz arasında geçen yazışmayı anlatır mısın dedim. O da dedi ki:

- Rasûlullah (s.a.v.), Tebük´e gelmiş ve Dıhyetu 1-Kelbî´yi Herakli-yus´a göndermişti. Herakliyus da Peygamber Efendimizin mektubu­nu okuduktan sonra Rumların keşiş ve patriklerini kendi odasında toplayıp üzerlerine kapıyı kilitledi ve onlara şöyle dedi:

- Bu adam (Muhammed), bildiğiniz yere kadar gelmiş ve bana üç yoldan birini seçmem için bir mektup göndermiştir. Beni, ya dinine tabi olmaya, ya toprağımız elimizde kalmak üzere ona malımızdan vergi vermeye, veyahut onunla savaşmaya davet ediyor. Ne diyorsu­nuz Çok. iyi bilirsiniz ki, eğer ona tabi olmaz veyahut vergi vermezsek ayaklarımızın altındaki şu yeri bile bizden alacaktır. Zira kitap­larda bunu açık olarak okuyoruz. Gelin de ona tabi olalım. Veya vergi verelim ki, toprağımız elimizde kalsın.

Bunun üzerine hepsi başlarındaki külahları atıp homurdandılar:

- Sen bizi Hristiyanlık dininden ayrılmaya veya Hicaz´dan buraya kadar gelmiş bir Arap bedevisine köle olmaya mı çağırıyorsun dedi­ler.

Kayser yanından çıkar çıkmaz onların halkı ayaklandırıp kendi­sini tahtından düşüreceklerini anlayınca şöyle dedi:

- Ben sizi denemek ve dininize olan bağlılığınızı anlamak için bu­nu söyledim.

Sonra Tecib kabilesinden ve Hristiyan Arapların başında bulu­nan adama; "Bana Arapça´yı bilen ve hafızası kuvvetli olan bir adam bul, onunla şu zatın bana gönderdiği mektuba cevap yazıp göndere­yim," dedi.

Arayıp beni buldular. Herakliyus´un yanına gittiğim zaman bana şöyle dedi:

- Şu mektubu oraya götür ve kendisine verirken ne söylerse hafı­zanda tut. İlk Önce bak, bana gönderdiği mektubtan bahsediyor mu etmiyor mu Mektubumu açıp okuduğu zaman geceden bahsediyor-mu, etmiyor mu Sırtına da bak... Onda herhangi bir işaret var mı, yok mu Araştır.

Ben kendisinden mektubu alıp yola çıktım. Tebük´e vardığım za­man Peygamber (s.a.v.)´in su başında, ashabı arasında oturduğunu gördüm. Onlara:

- Adamınız hangisidir diye sordum. Bana:

- Şudur, dediler.

Bunun üzerine ilerleyip yanına vardım ve Önüne oturup mektubu kendisine uzattım. O da mektubu benden alıp eteğine koydu ve bana:

- Nerelisin dedi.

- Tennuhluyum, dedim. Bana:

- Babanız İbrahim´in dini olan İslâmiyet´e girmez misin dedi.

- Ben başka bir milletin elçisiyim ve onların dini üzerindeyim. Onların yanına bir daha dönmeden dinlerinden dönemem, dedim.

Bunun üzerine Rasûlullah gülümsedi ve:

"Ey Muhammedi Sen, sevdiğini doğru yola eriş tir eme zsin. Ama Allah, dilediğini doğru yola eriştirir. Doğru yola girecekleri en iyi O bilir." (ei-Kasas, 56.) ayetini okudu ve bana şöyle dedi:

- Ey Tennuhlu kardeş! Ben Kisra´ya bir mektup gönderdim. O ise mektubumu parçaladı. Allah da onu ve mülkünü parçalayacaktır.

Ben, Necaşi´ye de bir sahife yazıp gönderdim. O, mektubumu yırttı. Allah da onu yırtacak, mülkünü parçalayacaktır. Senin sahibine (He-rakliyus´a) da bir mektub yazdım. Ama o mektubu yanında koydu. Onun için iyilikle yaşadığı müddetçe o, halk üzerindeki nüfuzunu ve gücünü yitirmeyecektir.

İçimden, bu Herakliyus´un unutmamamı tavsiye ettiği üç şeyden biridir, dedim ve okluğumdan bir ok çekip onunla kılıcımın kını üze­rindeki derisini işaretledim. Sonra o, mektubu sol tarafındaki bir adama uzatıp:

- Al oku, dedi ve adam mektubu açıp okumaya başladı. Onlara:

- Mektubu okuyan bu adam kimdir diye sordum. Bana:

- Muaviye´dir, dediler.

Mektup okunurken baktım ki, Kayser mektubunda, "Sen beni, göklerin ve yerin genişliğince olan Cennet´e davet ediyorsun. Eğer Cennet göklerin ve yerin genişliğini içine alan bir büyüklükte ise, o zaman Cehennem nerede oluyor " diye yazmıştı.

Hz. Peygamber de:

- Sübhanallah! Bu ne biçim bir sorudur Sanki Allah´ın yeri mi yok Öyle ise ben de ona, gündüz geldiği zaman gece nerede oluyor diye sorayım, dedi.

Bunun üzerine okluğumdan bir ok daha çekip kılıcımın derisi üzerine bir işaret daha yaptım. Mektubun okunması tamamlandık­tan sonra Hz. Peygamber bana dönüp:

- Sen haklısın, çünkü sen bir elçisin. Eğer sana verecek bir hedi­yemiz olsaydı verirdim. Ama biz, azıkları bitmiş bir yolcu kafilesiyiz, dedi.

Ama kafilenin içinde birisi: "Ben ona hediye vereyim." diye bağır­da ve yükünü açıp içinden birşey çıkardı. Benim tarafıma doğru ilerle­yip eteğime koydu. Baktım ki, Yemen yapısı sarı renkli bir elbisedir.

Ben:

- Bu adam kimdir diye sordum.

- Osman´dır, dediler. Bundan sonra Hz. Peygamber :

- Bu adama kim refakat edecektir diye sordu. Ensâr´dan bir genç:

- Ben refakat ederim ya Rasûlallah, dedi ve onunla beraber kalk­tım.

Biz kafilenin içinden çıkınca Peygamber (s.a.v.) arkadan bana:

- Ey Tennuhlu! diye seslendi.

Bunun üzerine geri döndüm ve eski yerime oturdum. Bu sefer Rasûlullah (s.a.v.) sırtından elbisesini çıkarıp:

- Şu tarafa dön de sana dendiği şekilde iyice bak, dedi.

Ben de arkasına geçip sırtına baktığımda, kürek kemiği yanında

hacamat yeri kadar bir mühür bulunduğunu gördüm." [2]



Hz. Peygamberin Medine Dönüşünden Önce Tebük´teki Çadırında İken Eyle Hükümdarı, Cerba Ve Ezruh Halkı İle Barış Antlaşması Yapması


İbn İshak dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), Tebük´e vardığı zaman, ona Eyle hükümdarı Yuhanna b. Ruube geldi. Rasûlullah ile barış antlaş­ması yaptı ve ona cizye verdi. Cerba ve Ezruh halkı da geldi. Onlar da ona cizye verdiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), onlara bir antlaşma yazısı yazdı. Bu yazı onların yanındadır.

Yuhanna b. Ruube ile Eyle h...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:24:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri rüya tabiri, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri mekke canlı, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri kabe canlı yayın, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri Üç boyutlu kuran oku Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri kuran ı kerim, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri peygamber kıssaları, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleri ilitam ders soruları, Rasûlullah (S.A.V.)´a Gelen Elçilik Heyetleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes