> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye > Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri  (Okunma Sayısı 986 defa)
30 Kasım 2010, 16:51:51
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 30 Kasım 2010, 16:51:51 »



Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri

Hicretin Altmışıncı Senesi

Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri

Muaviye´nin Zevceleri Ve Çocukları

Safvanb. Muattal

Ebu Müslim El-Holanî



Hicretin Altmışıncı Senesi


Bu senede Malik b. Abdullah, Suriye´ye gidip gaza yaptı. Vakidf nin ifadesine göre bu senede Cünade b. Ebu Ümeyye, Rodos adasına girdi. Yine bu sene de Muaviye, Ubeydullah b. Ziyad ile birlikte Şam´a gelen heyetten oğlu Yezid için bey´at aldı. Yine bu senenin recep ayında Mua­viye ölümle sonuçlanan hastalığa yakalandı. Nitekim bunu ileride de açıkl ayağız.

Ibn Cerir´in rivayetine göre Muaviye, ölümle sonuçlanan hastalığı­na yakalandığı zaman oğlu Yezid´i yanına çağırdı ve ona şöyle dedi:

"Ey oğulcuğum! Ben yükünü tutman için sana gerekli imkanları ve-adamları hazırladım. Herşeyi senin emrine verdim.Güçlü adamları sa­na boyun eğdirdim. Arapların boynunu senin Önünde uzattım. Onları sana itaat ettirdim. Kurmuş olduğum bu düzende kimsenin seninle çe­kişmesinden korkmuyorum. Sadece dört kişi hariç. Onlar da Ali´nin oğ­lu Hüseyin, Ömer´in oğlu Abudullah, Zübeyr´in oğlu Abdullah ve Ebu Bekir´in oğlu Abdurrahman´dır."

Sahih rivayetlerde anlattığına göre Hz. Ebu Bekr´in oğlu Abdurrah-man, Muaviye´nin vefatından iki sene önce vefat etmiştir.

Muaviye, oğlu Yezid´e nasihatim şöyle sürdürmüştü:"Ömer´in oğlu Abdullah´a gelince o, mutemet bir kimse olup kendim ibadete vermiştir. Kendisinden başka kimse kalmadığı zaman o sana bey´at eder. Hüse­yin´e gelince Iraklılar, onun arkasmdadırlar. Sana isyan ettirinceye ka­dar onu kışkırtırlar. Eğer isyan eder de onu mağlup edersen onu affet. Çünkü onun Rasûlullah´a büyük bir yakınlığı ve akrabalığı vardır. Ebu Bekir´in oğlu Abdurrahman´a gelince arkadaşları ne yaparsa o da aynı şeyi yapar. O, kadınlardan ve eğlenceden başka birşey bilmez. Senin karşında aslan gibi dikilecek, tilki gibi kurnazca hareket edecek, fırsat bulursa üzerine atılacak olan kişi ise Zübeyr´in oğlu Abdullah´tır. Şayet Abdullah sana bunu yapacak olursa ve sen de onu ele geçirirsen onu pa­ramparça et, elinden geldiği kadar da kavminin kanını akıtmamaya ça-hş."

Babasının hastalığı ve ölümü sırasında Yezid´in orada hazır bulun­mayıp av partisinde bulunduğu, Muaviye´nin Dahhak b. Kays ile Mürre kabilesinden Müslim b. Ukbe´yi huzuruna çağırtarak onlara bu mesajı oğlu yezid´e iletmelerini emrettiği söylenmiştir: "Hicaz bölgesi halkını iyi gözet. Çünkü onlar senin aslındır. Irak halkına da göz kulak ol. Her­ktin senden üzerlerindeki bir valiyi görevden almanı isteseler bile bunu yap. Çünkü bir valiyi görevden almak, sana karşı yüz kılıç çekilmesin­den daha hayırlıdır. Şam halkına da dikkat et. Senin sırdaşların onlar olsun.Sırlannı onlara söyle. Yardımcıların onlar olsun. Onların huku­kuna riayet et. Kureyşliler arasında sana zorluk çıkarmalarından kork­tuğum sadece üç kişidir. Ali´nin oğlu Hüseyin, Ömer´in oğlu Abdullah ve Zübeyr´in oğlu Abdullah (Burada Muaviye, Hz. Ebu Bekir´in oğlu Ab-durrahman´dan söz etmemiştir. Doğru olan rivayet de budur.). Ömer´in oğlu Abdullah kendini ibadete vermiştir. Ali´nin oğlu Hüseyin zayıf bir adamdır. Umarım ki Allah, babasının katilleri ve kardeşini yardımsız bırakanlarla uğraştığından ötürü onu sana iliştirmez. Onun Rasûlullah´a büyük bir akrabalığı, yakınlığı ve büyük bir hakkı vardır. Onu sana isyan ettirmedikçe Iraklıların onun peşini bırakacaklarını sanmıyorum. Eğer isyan ederde sen onu ele geçirirsen bağışla. Zü­beyr´in oğlu Abdullah´a gelince o, hilekar ve dessastır. Onunla karşıla­şırsan ona vur, ancak seninle barışmak isterse o zaman vurma, barış is­teğini kabul et.Elinden geldiği kadar kavminin kanını akıtmaktan vaz-geç."

Muaviye, hicri altmışıncı senenin receb ayının başında vefat etti. Hişam b. Kelbî böyle demiştir. Bu ayın ortalarında vefat ettiğine dair zayıf bir rivayette vardır ki, bu Vakidî´ye aittir. Bu senenin receb ayının yirmi ikisinde vefat etmiş olduğuna dair Medainf nin bir rivayetide var­dır. Ibn Cerir´in ifadesine göre Muaviye hicri altmışıncı senenin receb ayında vefat etmiş ve bu hususta icma yapılmıştır. Bağımsız yöneticiliği hicretin kırk birinci senesinin cemaziyelevvel ayında başlamıştı. O za­man Edrec´de Hz.Ali´nin oğlu Hüseyin ona bey´at etmişti. Böyle olunca da onun vefatına kadar bağımsız yöneticiliği ondokuz yıl üç ay sürmüş­tür. Takriben Şam´daki yöneticiliği yirmi seneyi bulmuştur. Başka ifa­deler kullananlar da vardır. Vefat ederken yetmiş üç yaşındaydı. Yet­miş beş yaşında, yetmiş sekiz yaşında, seksen yaşında olduğuna dair ri­vayetler de vardır. Bu husustaki değişik ifadeleri biyografisinin sonun­da nakledeceğiz.

Ebu Seken Zekeriya b. Yahya, Humeyd b. Münhib´in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

´Hind binti Utbe, Fakih b. Muğire el-Mahzumfnin zevcesi idi.Kureyş delikanlılardandı. Onun bir misafirhanesi vardı ki,insan îzin almaya gerek duymaksızın oraya girip çıkarlardı. Bir gün misafirhane boştu, o esnada Fakih misafirhanede yan gelip uzanmıştı. Hind istirahatı esnasında orada bulunuyordu. Sonra Fakih, bir iş için ısafırhaneden dışarı çıkıp gitti. Misafirlerden biri içeriye girdi.

md´ın orada bulunduğunu görünce kaçıp dışarı çıktı. Misafirhaneye dönmekte olan Hind´in kocası Fakih de yabancının misafirhaneden çık­makta olduğunu gördü. Hind´in yanına gitti. Hind, uzanmış yatıyordu. Ayağıyla ona vurdu ve şöyle dedi:

- Az önce yanından çıkan adam kimdi

- Kimseyi görmedim, uykudaydım. İşte şimdi sen beni uykudan uyandırdım.

- Haydi, babanın evine git.

İnsanlar, bu hadiseyi duyunca ileri geri konuşmaya başladılar. Ba­bası da Hind´e şöyle dedi:

- Kızım, insanlar senin hakkında fazlaca dedikodu yapıyorlar.Ola­yı sen bana anlat. Eğer kocan senin hakkında doğru konuşuyorsa, o ya­bancıyı bir yolunu bulup öldürtürüm. Böylece hakkındaki dedikodular sona erer. Eğer kocan iftira ediyorsa, onu Yemen´deki bir kahine götü­rüp muhakeme ettiririm.Babasının böyle demesi üzerine Hind, cahiliye döneminde yapılan yeminlerden birini ağzına alarak kocasının yalan söyleyip kendisine iftira ettiğini söyledi.

Hind´in babası Utbe de damadı Fakih´e şöyle dedi:

- Be adamlSen kızıma büyük bir iftira attın .Ona büyük bir leke sürdün. Bu lekeyi su yıkamaz. Araplar arasında bizi utandırıp küçük düşürdün. Eğer yakınım olmasaydın, seni öldürürdüm. Ama seni Ye­men´deki kahinlerden birine götürüp muhakeme ettireceğim. Haydi be­nimle gel de Yemen´deki falan kahinin yanına gidelim.

Fakih, Beni Mahzum kabilesinden bir grup yakını ile birlikte yola çıktı. Kayın pederi Utbe de Abdumenaf kabilesinden bir toplulukla yola çıktı. Bunlar Hind´i de birkaç kadınla birlikte yanlarına alıp yola çıktı­lar. Yemen yolunu tuttular, kahinin beldesine yaklaştıklarında: "Yarın kahinin yanına varalım." dediler. Hind, babasının ve etrafındaki adam­ların böyle konuştuklarını işitince yüzünün rengi değişti. Durumu fe­nalaştı, ağlamaya başladı. Babası ona dedi ki: "Ey kızcağızım, durumun kötüleşti. Çokça ağlıyorsun, yoksa bir kötülük mü işledin ki sende bu durumu görüyorum. Eğer böyle bir suç işlemişsen keşke yola çıkışımızı kimse duymadan bize anlatsaydm."

- Allah´a yemin ederim ki ey babacığım, bendeki bu fena durum, iş­lediğim bir kötülükten dolayı değildir. Ben suçsuzum, ama bende gördü­ğün bu fenalaşma ve üzüntünün sebebi şudur: Biliyorum ki beni yanına götürdüğünüz kahin yamlabilen, bazen de doğru söz söyleyen bir insan­dır. Korkarım ki benim hakkımda yanlış birşey söyler, hata yapar. Bu da zamanın sonuna dek benim üzerimde bir utanç lekesi olur. İnanamı­yorum, belkide bu bana kötü bir damga vurur ve bu, Araplar arasında benim için bir küfür sebebi olur.

- Korkma, ben, senin hakkında konuşmadan önce onu imtihan ede­ceğim. Eğer imtihanda başarısız olursa, senin hakkında konuşmasına firsat vermeyeceğim.

Bu konuşmadan sonra Hind´in babası Utbe, topluluktan ayrılıp bir-tepenin arkasına gitti. Bir ata binmişti. Tepenin arkasında atından in­di. Islık çaldı. Atı erkeklik organım uzattı, Bir buğday tanesini alıp or­ganın deliğine yerleştirdi ve ucunu sağlamca bir iple bağladı. Sonra yine ıslık çaldı. At organını geri çekti. Bundan sonra Utbe, arkadaşlarının yanına döndü. Onlar, Utbe´nin def-i hacette bulunmak için yanlarından uzaklaşmış olduğu kanısına vardılar. Sonra kahinin yanma gittiler. Ya­nına vardıklarında kahin onlara ikramda bulundu. Onlar için kurban kesti. Utbe, kahine şöyle dedi:

- Biz bir iş için senin yanma gelmiş bulunuyoruz. Ancak senin için gizlediğim şeyi açıklamadan işimiz hakkında konuşmana müsaade et­miyorum. Ben, senir açığa çıkarmanı istediğim birşeyi gizledim. Söyle bakalım, o şey nedir

- Erkeklik organı ucunda bir bitki tanesi.

- Bunu daha da açıkla.

- Atının penisinin deliğinde bir buğday tanesi.

- Doğru söyledin. Senin için getirdiğimiz şeyi al, meselelerimizi açıkla, şu kadınların durumuna bak.

Utbe, getirdiği kadınları Hind´le birlikte kahinin arka tarafına oturtmuştu. Kahin, Hind´i tanımıyordu.Sonra Utbe, kadınları birer bi­rer kahinin yanına yaklaştırdı. Elini kadınların omuzuna vuran kahin, suçsuz olduklarını birer birer söyleyip; "Haydi kalk bakalım." diyordu. Sonunda Hind, kahinin yanma yaklaştı. Kahin elini onun omuzuna vur­du ve şöyle dedi:

- Kalk bakalım. İffetin sağlamdır. Kötülük yapmamışsın, zinakar değilsin. Sen Muaviye adında bir hükümdar doğuracaksın.

Kahinin böyle demesinden sonra Fakih kalkıp karısı Hind´in elini tuttu. Hind elini çekti ve ona şöyle karşılık verdi:

- Benden uzak dur. Allah´a yemin ederim ki artık seninle birlikte aynı yastığa baş koymayacağım ve Allah´a yemin ederim ki, benden do­ğacak hükümda...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 30 Kasım 2010, 17:04:33 Gönderen: Esila »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:20:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri rüya tabiri,Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri mekke canlı, Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri kabe canlı yayın, Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri Üç boyutlu kuran oku Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri kuran ı kerim, Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri peygamber kıssaları,Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri ilitam ders soruları, Muaviye´nin Biyografisi Ve Menkıbeleri önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes