> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  İsra Ve Miraç
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsra Ve Miraç  (Okunma Sayısı 1188 defa)
02 Şubat 2011, 03:46:29
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 02 Şubat 2011, 03:46:29 »



İsra Ve Miraç

Fasıl

Hz. Peygamber Zamanında Ayın İkiye Bölünmesi

Rasûlullah´ın Amcası Ebu Talîb´în Ölümü.

Hatice Binti Hüveylîdin Vefatı

Hz. Peygamberin Aişe Ve Şevde Bintî Zem´a İle Evlenmesi

Fasıl

Fasıl

Fasıl



İsra Ve Miraç


İbn Asakir, İsrâ ile ilgili hadisleri bisetin baş taraflarında anlatır, tbn îshak´a gelince, îsrâ´yi bu kısımda bisetten on yıl kadar sonraki ha­diseler meyanında zikreder.

Beyhakî, Musa b. Ukbe yoluyla Zührî´nin şöyle dediğini rivayet eder: Rasûlullah (s.a.v.), Medine´ye hicret etmeden bir yıl önce geceleyin Mekke´den Kudüs´e götürülmüştür.

Hakim, el-Esamm vasıtası ile İsmail es-Süddî´nin şöyle dediğini ri­vayet eder: Rasûlullah (s.a.v.)´a, îsrâ gecesinde Kudüs´te beş vakit na­maz farz kılınmıştır. Bu hadise, hicret etmesinden onaltı ay önce vuku bulmuştur.

Süddî´nin kavline göre îsrâ hadisesi zilkade ayında, Zührî ile Ur-ve´nin kavline göre ise rebiyülevvel ayında vuku bulmuştur.

Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, Cabir ile İbn Abbas´m şöyle dediklerini riva­yet eder: Rasûlullah (s.a.v.), fil senesinin rebiyülevvel ayının on ikinci günü olan pazartesi gününde dünyaya gelmiştir. Yine öyle bir günde ri-saletle görevlendirilmiş, öyle bir günde semaya çıkıp miraca gitmiş, öyle bir günde hicret etmiş, öyle bir günde de vefat etmiştir.

Bu hadisin senedinde inkıta vardır. Hafız Abdülgani b. Sürür el-Makdisî, "es-Sîre" adlı eserinde bunu benimsediğini ifade eder. Ayrıca orada senedi sahih olmayan bir hadisi de nakletmiştir.

O hadisi, receb aynım faziletleri bahsinde anlatmıştık. Anılan hadi­se göre îsrâ hadisesi, receb ayının yirmi yedinci gecesinde vuku bulmuş­tur. Doğrusunu Allah bilir. Bazı kimseler ise İsrâ hadisesinin, receb ayı­nın ilk cuma gecesinde vuku bulduğuna dair bir görüş ileri sürmüşler­dir. Aslında receb ayının ilk cuma gecesi, reğaib gecesidir ki, regaib na­mazı diye bilinen meşhur namaz, o gece için ihdas edilmiştir. Bunun aslı yoktur. Doğrusunu Allah bilir. Bazı kimseler bu konuda delil olarak şöy­le bir şiir okumuşlardır:

"Cuma gecesi ki, o gece peygamber miraca çıktı, Receb ayının ilk cuma gecesiydi o gece."

Bu şiirde, düzensizlik vardır. Biz burada bu görüşte olanların delili olarak bunu naklettik.

Aşağıdaki ayet-i kerimeden bahsederken bu konuyla ilgili hadisle­rin çoğunu nakletmişizdir:

«Kulu Muhammedi bir gece Mescid-i Haram´dan, kendisine bir kı­sım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığınız Mescid-i Aksa´ya götüren Allah´ınşanı yücedir. Doğrusu O,işitirvegörür.»(ei-Isrâ,ı.)

Evet, bu ayetin tefsirini yaparken naklettiğimiz ifadelere bakılıp da yeteri kadar sened ve açıklamalar yazılabilir. Orada kafi miktarda ikna edici deliller vardır. Hamd ve minnet Allah´adır.

îbn İshak´m bu konudaki sözlerinin özetini burada nakledeceğiz. O, önceki fasılları anlattıktan sonra şöyle der:

"Sonra Rasûlullah (s.a.v.), geceleyin Mescid-i Haram´dan Mescid-i Aksa´ya götürüldü. Mescid-i Aksa Kudüs´tedir. İslâmiyet, Mekke´de Kureyşliler ve diğer kabileler arasında yayılmıştı. Rasûlullah´m gecele­yin Mekke´den Kudüs´e götürülmesinde ve onun durumunun bana anla­tılmasında bir imtihan vardı. Ayrıca bu, Allah´ın emrinden, kudret ve hakimiyetinden zuhur eden bir işti ki, akıl sahipleri için bunda ibret, iman edip tasdik eden kimseler için de hidayet, rahmet ve sebat vardı. Bu, Allah´ın kesin bir emri idi. Allah dilediği gibi onu geceleyin götürdü ki, istediği ayet ve alametleri ona göstersin. Ta ki o da Allah´ın yapmak istediğini yapabilecek güce sahip olduğunu, yüce kudret ve saltanatı ha­iz olduğunu gözleriyle görsün. Bana gelen rivayete göre Abdullah b. Me-sud şöyle demiştir:

Rasûlullah (s.a.v.)´a bir burak getirildi. Burak, kendisinden önceki peygamberin de bindirildiği bir binit idi. Ayağını, gözlerinin görebilece­ği en son mesafeye kadar atabilirdi. Hz. Peygamber, ona bindirildi. Son­ra göklerle yer arasındaki ilahi ayetleri görmek üzere götürüldü. Niha­yet Kudüs´e varıldı. Orada İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerle karşılaştı. Hepsi, onun için toplanmışlardı. Cemaat oluşturdular, Hz. Peygamber, önlerine geçip onlara namaz kıldırdı. Sonra biri süt, biri iç­ki, biri su dolu olmak üzere üç kupa (bardak) getirildi. İçinde süt buluna­nı alıp içti. Cebrail kendisine: "Sen hidayet buldun. Ümmetin de hidaye­te kavuştu." dedi."

îbn İshak, Hasan-ı Basrî´nin mürsel olarak şöyle dediğini nakleder: Cebrail gelip Hz. Peygamber´i uykudan uyandırdı. Sonra onu Mesid-i Haram´m kapısına götürerek burak denen binite bindirdi. Burak, katır ile eşek arasında orta büyüklükte beyaz bir binit idi. Bacaklarında iki kanat vardı ki ayaklarını, gözünün görebileceği en son noktaya atabilir­di- Peygamber buyurdu ki: « Cebrail, beni buraka bindirdi. O da benimle birlikte yola koyuldu. Ne ben onu geçebiliyordum. Ne de o beni geçebili­yordu.»

Ben derim ki: İbn îshak´a göre Katade´den rivayet edilen bir hadiste şu ifadeler yer almaktadır: Rasûlullah (s.a.v.), buraka binmek istediğin­de burak serkeşlik yaptı. Cebrail elini yelesinin üzerine koyarak şöyle dedi:

- Ey burak, bu yaptığından utanmıyor musun

Allah´a yemin ederim ki, Muhamed´den önce kendisine ilahi ikram­lar gelmiş hiçbir Allah kulu sana binmemiştir!

Cebrail´in böyle demesi üzerine burak utandı. Üzerinden terler ak­tı. Sonra sakinleşti. Nihayet Rasûlullah (s.a.v.) ona bindi.

Hasan-ı Basrî, rivayet ettiği hadisinde sözüne devamla şöyle der:

Rasûlullah (s.a.v.), Cebrail ile birlikte yola devamla Kudüs´teki Mescid-i Aksa´ya geldiler. Orada İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygam­berler cemaatini gördü. Rasûlullah önlerine geçerek onlara namaz kıl­dırdı.

Namazdan sonra ona süt ve içki bardağı sundular. O, süt bardağını alıp içti. Cebrail de ona: "Hidayete erdin, Ümmetin de hidayete erdirildi. Ve size içki haram kılındı." dedi. Bundan sonra Rasûlullah (s.a.v.) Mek­ke´ye döndü. Bu hadiseyi, Kureyşlilere haber verdi. İnsanların çoğu, onu yalanladılar. Bazı kimseler de Müslüman iken İslâmiyet´ten dönüp irti-dat etti. Ama hadiseyi duyar duymaz Ebu Bekir es-Sıddık, Rasûlullah´ı tasdik edip şöyle dedi:

- Gökten kendisine haber geldiğine dair sabah akşam onu tasdik ediyorum. Mescid-i Aksa´ya gittiğine dair haberini mi tasdik etmeyece­ğim!

Hasan-ı Basrî´ye göre Hz. Ebu Bekir es-Sıddık, Mescid-i Aksa´yı Hz. Peygamber´e sormuş, o da kendisine Mescid-i Aksa´nm evsafim anlat­mıştı. İşte o gün Ebu Bekir´e es-Sıddık unvanı verilmişti. Cenâb-ı Allah,1 bu konuda şu ayetiinzal buyurmuştu:

«Sana gösterdiğimiz rüyayı ve Kur´ân´da lanetlenmiş ağacı, insan­ların (imanını) sınama (aracı) yaptık.» (el-îsrâ, 60.)

İbn îshak, Ümmü Hani´nin şöyle dediğini rivayet eder: Rasûlullah (s.a.v.), benim evimde iken îsrâ´ya gitti. O gece yatsı namazını son vakit­te kıldıktan sonra uyudu. Fecir´den az önce bizi uykudan uyandırdı. Sa­bah vakti girince kendisiyle birlikte namaz kıldık. Bana dedi ki:

«Ey Ümmü Hani! Bu gece bu vadide (Mekke´de) son olarak yatsı na­mazım sizinle birlikte kıldım. Sonra Kudüs´e gidip orada namaz kıldım. Gördüğünüz gibi sabah namazım da şimdi sizinle beraber kıldım.»

Böyle dedikten sonra evden çıkmak üzere ayağa kaltı. Ben de abasının ucunu tuttum ve şöyle dedim:

- Ey Allah´ın peygamberi! Bu sözü insanlara söyleme. Yoksa seni yalanlar ve sana eziyet ederler!

- Vallahi, bunu onlara söyleyeceğim!

Hz. Peygamber, İsrâ hadisesini onlara anlattı. Kendisini yalanladı-

lar O da şöyle dedi: Kudüs´e gidişimin isbatlayıcı delili şudur: Falan va­dide filan oğullarının kervanının yanından geçtim. Binek hayvanımın hareketi onları ürküttü ve onların bir devesi korkup kaçtı. Onlardan ay­rıldı. Ben de onu, onlara gösterdim. Ben, Şam´a yönelmiş idim. Sonra döndüm ve Dacinan dağlarının yamna geldiğimde filan oğullarının kafi­lesine rastladım. Onları, uyur vaziyette gördüm, İçi su dolu bir kapları vardı. Üzerini örtmüşlerdi. Ben de örtüsünü açıp, içindeki suyu içtim. Sonra tekrar eskisi gibi üzerini örttüm. Bunun ispatı ise, onların kafile­lerinin şimdi Tenimü´l-Beyda tepesinden inmekte oluşudur. Önlerinde boz renkli bir deve vardır ki, devenin üzerinde biri siyah, diğeri beyaz ol­mak üzere iki çuval vardır.

Ümmü Ham dedi ki; Onu dinleyenler süratle koşup kervana doğru gittiler. Önce, Rasûlullah´ın özelliklerini anlattığı boz renkli deveyi gör­düler. Sonra su kaplarım ve kaçan develerim sordular. Kafiledekiler, onlara Rasûlullah´ın anlattığı gibi hadiseyi naklettiler.

Yunus b. Bükeyr, Esbat vasıtasıyla İsmail es-Süddî´den rivayet etti İd, anılan kervanın gelişinden önce güneş batmak üzereydi. Rasûlullah, yüce Allah´a dua ederek güneşin batmamasım diledi. Kervan gelinceye kadar güneş batmadı. Nihayet kervan geldi. Baktılar ki tıpkı Rasûlul­lah´ın anlattığı vasıftadır. Oysa güneş, hiç kimsenin hatırı için batma-mazhk etmez. Sadece Rasûlullah´ın hatırı için o giın batmamıştı, bir de Yuşa b. Nun (a.s.) için batışını ertelemişti. Bunu, Beyhakî rivayet eder.

İbn İshak dedi ki: Kendilerini yalancıhkla itham edemiyeceğim kimseler, Ebu Said´in şöyle dediğini rivayet ettiler: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

«Mescid-i Aksa´daki işimi tamamladıktan sonra miraç merdiveni getirildi. O zamana kadar ondan daha güzel birşey görmüş değildim. Hastanız canım verirken gözünü ona diker. Arkadaşım Cebrail beni o merdivene çıkardı. Nihayet göğün Hafaza kapısına vardım. Kapıda İs­mail adında görevli bir melek vardı. Eli altında görevli 12.000 melek da­ha vardı. O meleklerden her birinin idaresinde de 12.000´er melek vardı.

Ravi diyor ki: Bu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsra Ve Miraç
« Posted on: 26 Nisan 2024, 16:16:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsra Ve Miraç rüya tabiri, İsra Ve Miraç mekke canlı, İsra Ve Miraç kabe canlı yayın, İsra Ve Miraç Üç boyutlu kuran oku İsra Ve Miraç kuran ı kerim, İsra Ve Miraç peygamber kıssaları, İsra Ve Miraç ilitam ders soruları, İsra Ve Miraçönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes