> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi  (Okunma Sayısı 1708 defa)
03 Şubat 2011, 14:23:27
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 03 Şubat 2011, 14:23:27 »



İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi

Meryem Oğlu İsa´nın Büyümesi Ve Kendisine Vahyin Gönderilmesi

Dört Büyük Kitap Ne Zaman Ve Ne Şekilde Nazil Olmuştur .

Sofra Hadisesi

Fasıl

İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi

İsa Peygamber, Göğe Nasıl Yükseltildi .

İsa Peygamberin Şemaili Ve Faziletleri

Fasıl

Beytü´l-Lahm İle Kamame Kilisesi´nin Yapılışı

Geçmişle İlgili Haberler.

Zülkarneyn´in Haberi

Zülkarneynin Hayat Pınarını Araması



Meryem Oğlu İsa´nın Büyümesi Ve Kendisine Vahyin Gönderilmesi


Önceki sayfalarda da anlatıldığı gibi İsa peygamber, Mescid-i Ak-sa´ya yakın Beytü´1-Lahm denilen yerde doğmuştur. Vehb b. Münebbih ise, onun Mısır´da doğduğu görüşündedir. Anası Meryem ile Yusuf b. Yakub en-Neccar, Mısır´dan sefer etmişlerdir. Meryem, semersiz bir merkebin üzerinde sefere çıkmıştır.

Bu, sahih olmayan bir rivayettir. Önceki sayfalarda geçen hadisler­de İsa peygamberin, Beytü´1-Lahm denilen yerde doğduğuna delâlet edilmektedir. Bu rivayete aykırı sözler, asılsızdır.

Vehb b. Münebbih´in anlattığına göre İsa peygamberin doğduğu günde putlar yüzüstü yere yıkılmışlardır. Bu olay, bütün dünyada gö­rülmüştür. Hatta şeytanlar, putların her tarafta yüzüstü yıkılmaları­nın sebebini bilemedikleri için hayrete düşmüşlerdir. Nihayet büyük şeytan, onlara bunun sebebini açıklamış; İsa´nın doğduğunu haber ver­mişti. Onlar da araştırarak İsa peygamberi anasının kucağında bul­muşlardı. Melekler, onu çevrelemişlerdi. Yine o gecede gökte büyük bir yıldız görülmüştü. Fars hükümdarı, o yıldızı görünce korkuya kapılmış ve kahinleri toplayarak bu durumu sorunca kahinler de şöyle demişler­di: "Bu durumun görülmesi, yeryüzünde büyük bir insanın doğduğuna işarettir!" Bunun üzerine hükümdar, elçilerini hediyelerle İsa´ya gön­derdi. Beraberlerinde altın, kürek ve kalın halat vardı. Şam´a geldikle­rinde oranın hükümdarı, geliş sebeblerini sordu, onlar da geliş sebeble-rini anlattılar. Gökteki o büyük yıldızın göründüğü vakti sordu ve o za­man İsa´nın, Kudüs´de doğduğunu anladı. İsa peygamber, beşikte ko­nuşmuş olduğu için durumunu herkes duymuş ve böylece meşhur ol­muştu. Şam hükümdarı, İsa peygamberi öldürmek için bu elçilerin ya­nma kendi adamlarını da kattı. Bu elçiler heyeti, hediyelerle Meryem´in yanma varıp ellerindeki hediyeleri takdim edip yanından ayrıldılar. Ayrıldıklarında Meryem´e, başkaları dediler ki: "Şam hükümdarının adamları, senin çocuğunu öldürmek için gelmişler!" Bunun üzerine Meryem, çocuğunu alarak Mısır´a gitti. Orada İsa (a.s.), yaşı onikiye va­rıncaya kadar kaldı. Küçüklük demlerinde İsa´da bir çok mucize ve ke­rametler görüldü. Anlatıldığına göre Meryem ile oğlu İsa´nın, yanma varıp misafir oldukları valinin evinden birşey çalınmıştı. Oysaki vali­nin evine ancak yoksullar, zayıflar ve muhtaçlar gelip barmırlardı. Ça­lman malım, kimin aldığını bilemiyordu. Bu durum Meryem´in ağırına gitti. İnsanlarla ev sahibi olan vali de hırsızı bulmakta güçlük çektiler. Aciz kaldıklarında bu işi İsa peygamber halletmişti. Şöyle ki: Orada bu­lunan ama bir adamla kötürüm bir adama işaret etmişti. Amaya: "Şu kötürümü omuzuna al da kaldır bakalım!" demişti. Ama: "Ben bunu ya­pamam!" deyince İsa ona şöyle demişti: "Yapabilirsin.. Evin şu yüksek­teki penceresinden malı çalmak için nasıl omuzuna alıp kaldırdıysan, şimdi de kaldır bakalım!" İsa böyle deyince ama ile kötürüm onun söyle­diklerini doğruladılar ve çaldıkları malı getirdiler. Bunun üzerine İsa peygamber, küçük bir çocuk olduğu halde insanların gözünde büyüdü ve itibarı arttı.

İsa peygamberin bir başka mucizesi de şu olmuştu: Yanında barın­dıkları vali, çocuklarını sünnet ettirdiği için halka ziyafet çekmişti. Halk toplanıp yemeklerini yedikten sonra vali onlara şarap içirmek is­tedi. O zamanın âdetine göre ziyafet sahibinin, yemekten sonra şarap ikram etmesi gerekiyordu. Fakat vali, şarap küplerinin başına gidince, içlerinin bomboş olduğunu gördü. Bundan son derece rahatsız olup utandı. İsa (a.s.), onun sıkıntılı durumunu görünce şarap küplerinin ya­nı basma gitti; elini küplerin ağzına sürdü; hangi küpün ağzına elini sü­rüyorsa o küp, şarapların en iyisi ile dolup taşıyordu. İnsanlar bu durum karşısında son derece hayrete düştüler. İsa (a.s.), onların gözlerinde büyüdü, ona ve anasına büyük servetler bağışladılar, ama onlar bu ser­vetleri ve hediyeleri kabul etmediler. Kudüs´e doğru yola çıktılar. Doğ­rusunu Allah bilir.

İshak b. Bişr, Ebu Hüreyre´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Mer­yem oğlu İsa, henüz bir bebek iken, Allah´ın, dilini açmış olduğu ilk ço­cuktur. Cenâb-ı Allah´a öyle övgüler dizmişti İd, kulaklar onun gibisini duymuş değildi. Övgü ve methiyesinde ne güneşi, ne ayı, ne dağı, ne ır­mağı, ne pınarı bırakmamış, hepsinden bahsetmiş ve şöyle demişti: "Al­lah´ım! Yüce olduğun halde insanlara yakınsın. Yakın olduğun halde çok yücesin. Yaratmış olduğun her şeyin fevkindesin. Havada yedi kat gökleri «ol» buyruğunla düzgün bir şekilde yarattın, onlar bir duman halindeyken düzgün biçimli gök tabakaları haline geldiler. Senin emri­ne itaat edip geldiler. O gök tabakalarında seni teşbih eden melekler vardır. Seni kutsamak için teşbihte bulunurlar. O göklerde, karanlıkla­rı bastıran nurunu yarattın. Gündüzleyin güneş ışığıyla kainatı aydın­lattın. Gök tabakalarında seni hamd ile teşbih eden yıldırımları halk et­tin. Senin izzetinle karanlıklar aydınlığa dönüşür. O karanlıklar içinde, yolunu kaybetmiş kimseler için kandil gibi yıldızlar yarattın. Yaratmış olduğun semalarla sen mübarek oldun. Sular üzerine serdiğin yer ile yüce oldun ki, o yeri büyük dalgaların üzerine yükselttin. Sen onu emrin altına alıp boyun büktürdün. O güçlüdür ama senin emrine itaat etmiş­tir. Denizin dalgaları sana karşı boyun eğip teslim oldu. Denizlerden sonra yeryüzünden nehirler fışkırdı. Nehirlerden sonra ırmaklar mey­dana geldi. Bunlardan sonra da yerin derinliklerinden gelen su kaynak­lan nşkırdı. Daha sonra nehirler, ağaçlar ve türlü ürünler meydana gel­di. Bunların akabinde yer üzerinde sağlam kazıklar gibi dağlar meyda­na geldi ki bunlar, yeri sular üzerinde sabit kılarlar. Bütün bu yüce dağlar, senin buyruğuna itaat ettiler.

Allah´ım, sen mübarek ve kutlusun! Senin evsafına kim ulaşabilir; Senin niteliklerine kim erişebilir! Bulutları yayar, boyunları esaretten kurtarır, hakkı sahibine verirsin. Sen, hükmedenlerin en iyisisin. Sen­den başka tanrı yoktur. Noksanlıklardan uzak ve münezzehsin. Suç ve günahlarımızdan ötürü senden bağışlanma dilememizi emrettin, Sen­den başka tanrı yoktur. Sen noksanlıklardan münezzeh ve yücesin. Gökleri insanlardan gizledin. Senden başka tanrı yoktur. Sen noksan­lıklardan uzak ve münezzehsin. Ancak akıllı kulların senden korkarlar.

Kendi uydurduğunuz bir tanrı olmadığına tanıklık ederiz. Sen öyle bir Rabsin ki zikrinin sonu gelmeyecektir. Senin ortakların yoktur ki seni bırakıp da onları çağıralım. Bizi yaratırken sana kimse yardım etmiş değildir ki senin varlığından şüpheye düşelim. Senin bir ve tek olduğu­na, hiç birşeye muhtaç olmadığın halde herşeyin sana muhtaç olduğu­na, doğurmadığına ve doğmadığına, hiç birşeyin de senin dengin olma­dığına tanıklık ederiz."

İshak b. Bişr, İbn Abbas´ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: İsa pey­gamber beşikte konuştuktan sonra, artık konuşmadı. Buluğa erinceye kadar kimselerle konuştuğu görülmedi. Buluğa erdikten sonra Cenâb-ı Allah onun dilini açtı. Ardı sıra da ona hikmet ve beyan verdi. Yahudi­ler, O´nun ve anasının hakkında çokça konuştular. Onun (haşa) veled-i zina olduğunu söylediler ve onu bu ad ile çağırmaya başladılar. «Küfür­lerinden ve Meryem´e büyük bir iftira atmalarından (dolayı başlarına belalar getirdik).» (en-Nisâ, ıge.)

İsa peygamber, yedi yaşına vardığında anası onu mektebe gönder­di. Hocası ona birşey öğretmek için derse başladığında, mutlaka İsa on­dan önce dersi anlatmaya başlardı. Günün birinde hocası ona (Ebu Cad) kelimesini öğretti. İsa: "Ebu Cad nedir " diye sorunca hocası bilemem dedi. İsa: "Bilemediğin şeyi bana nasıl öğreteceksin " dedi. Bunun üze­rine îsa (a.s.) ona, yerinden kalk dedi. Hocası yerinden kalktı, İsa da onun yerine oturdu. İsa (a.s.), ona: Şimdi sor bakalım, deyince hocası: "Ebu Cad nedir " diye sordu. İsa ona şu cevabı verdi: "Ebu Cad kelime­sindeki (Elif) Allah´ın nimetlerine işarettir. (Be) harfi de Allah´ın üstün­lüğüne işarettir. (Cim) harfi, Allah´ın güzellik ve cemaline işarettir! Ho­cası, İsa´nın bu izahatı karşısında hayrete kapıldı. Böylece Ebu Cad ke­limesini ilk tefsir edip açıklayan, îsa peygamber oldu.

Anlatıldığına göre Osman (r.a.), bunu Rasûlullah (s.a.v.)´a sormuş, o da bunu açıklarken Ebu Cad kelimesindeki her harf üzerinde uzun uzadıya konuşmuştu.

Bu, bir uydurma hadis olup üzerinde durulmaya değmez!

İbn Adî, bunun asılsız bir hadis olduğunu ve mesned kabul edileme­yeceğini söylemiştir.

İbn Luhay´a, Abdullah b. Ömer´in şöyle dediğini rivayet etmiştir: İsa b. Meryem, henüz çocuk iken başka çocuklarla oynar ve onlardan bi­rine şöyle dermiş: "Annenin senin için gizlediğini sana söyliyeyim mi " Çocuk da evet, deyince îsa: "Annen, senin için şunu ve şunu gizledi." der­miş. Bunun üzerine çocuk, annesine gidip: "Benim için gizi edikle dikle­rini bana yedir." dermiş. Annesi: "Senin için neyi gizledim ki " diye so­runca çocuk, "Şunu ve şunu gizlemişsin." diye cevap verirmiş. Annesi: "Bunu sana kim söyledi " diye sorunca çocuk: "Meryem´in oğlu îsa bana söyledi." dermiş.Büyükler biraraya gelerek: "Vallahi şu çocukları Meryem´in oğlu ile birarada bırakırsanız, Meryem´in oğlu bunların ahlakını bozacaktır." demişler ve çocukları bir odaya hapsederek kapışım üzerlerine kilitle­mişler. İsa (a.s.), onl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi
« Posted on: 18 Nisan 2024, 04:30:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi rüya tabiri, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi mekke canlı, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi kabe canlı yayın, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi Üç boyutlu kuran oku İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi kuran ı kerim, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi peygamber kıssaları, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberi ilitam ders soruları, İsa Peygamberin Semaya Yükseltilmesi ve Zülkarneyn´in Haberiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes