> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları  (Okunma Sayısı 1529 defa)
03 Şubat 2011, 14:33:06
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 03 Şubat 2011, 14:33:06 »



İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları

Peygamber Efendimizin Tebük Savaşında, Semud Kavminin Toprağı Olan Hicr Vadisine Uğraması.

İbrahim Halil Peygamber.

Zayıf Bir Kul Olduğu Halde Mütekebbirlik Elbisesine Bürünerek Rablık İddiasında Bulunan Ve Yüce Allah İle Boy Ölçüşmek İsteyen Nemrud´la İbrahim (A.S.)´İn Münazarası

İbrahim Halil (A.S.)´İn Şam´a Göçü, Mısır Diyarına Girişi Ve Kudüs´e Yerleşmesi

Hacer Hanımın İsmail (A.S.) i Doğurması

İbrahim (A.S.)´În Oğlu İsmail Ve İsmail´in Anası Hacer´le Birlikte Mekke´deki Faran Dağlarına Hicret Etmesi Ve Orada Şerefli Beytullah´ı İnşa Etmesi

İsmail´in Kurban Edilmesi

İshak (A.S.)´In Doğumu.

Ka´be-Î Muazzama´nın İnşası

Allah Ve Rasûlü´nün, Aljlah Kulu Ve Dostu İbrahim´i Övmeleri

İbrahîm (A.S.)´În Cennetteki Köşkü.

İbrahim (A.S.)´În Evsafı

İbrahim: (A.S.)İn Vefatı Ve Ömrü Hakkında Söylenenler.

İbrahim Halil (A.S.)´İn Çocukları


Peygamber Efendimizin Tebük Savaşında, Semud Kavminin Toprağı Olan Hicr Vadisine Uğraması.


İmam Ahmed b. Hanbel, îbn Ömer (r.a.)´in şöyle dediğini rivayet et­ti. Rasûlullah (s.a.v.) halkı Tebük´e götürdüğünde onları, Semud mille­tinin evlerinin bulunduğu Hicr mıntıkasına da götürdü. Halk, Semud milletinin sulannı içmiş olduğu kuyulardan su çekti. O sularla hamur-lannı yoğurup kazanlanm kurdular. Rasûlullah (s.a.v.)´m emri üzerine kazanlanndaki sulan döktüler. O sularla yoğurmuş olduklan hamurla-n da develere yedirdiler. Rasûlullah (s.a.v.) daha sonra halkı ahp, Salih peygamberin devesinin suyunu içmiş olduğu kuyunun yanına götürdü. Azaba uğramış milletin yurduna girmekten onlan alıkoydu ve şöyle de­di: «Onlara gelen belanın size de gelmesinden korkanm. Onun için, yurtlanna girmeyin.»

Yine İmam Ahmed dedi ki: AfFan, Abdullah b. Ömer´den rivayet ede­rek Rasûlullah (s.a.v.)´m Hicr mmtıkısmdayken şöyle buyurduğunu söyledi: «Şu azaba uğramışların yurduna ancak ağlayarak girin. Eğer ağlamayacaksanız girmeyin. Yoksa, onlara gelen musibet size de gelir.»[1]

Bazı rivayetlerde anlatıldığına göre Rasûlullah (s.a.v.), Semud hal­kının harabelerinin yanından geçerken başım semaya kaldınr, bineğini hızlandırır ve beraberindekileri o harabelere girmekten men´ederdi.

Ancak ağlayarak oralara girmelerine izin verirdi. Bir rivayette de şöyle buyurduğu nakledilir: "Eğer ağl ay anlıyorsanız, onlara gelen belanın si­ze de gelmesinden korkarak ağlamaya çalışın." Allah´ın salat-ü selamı Rasûlullah´ın üzerine olsun.

İmam Alımed b. Hanbel, Amir b. Sa´d´ın şöyle dediğini rivayet etti: "Tebük gazvesine gidilirken insanlar, Hicr halkına doğru koşuştular." Durumdan haber alan Ra,sûlullah (s.a.v.), "Namaz kılmak üzere topla­nın." diye seslendi. Yanına vardım. Devesinin yularını tutmuş şöyle di­yordu:

"Allah´ın gazab ettiği bir milletin yanma ne diye gidiyorsunuz " Adamın biri: "Onlara hayret ediyoruz ya RasûlaUah!" diye yüksek sesle karşılık verdi. O da buyurdu ki: "Size bundan daha çok hayret edilecek bir durumu haber vereyim mi İçinizden bir adam, sizden önce olanlarla sizden sonra olacak şeyleri size haber veriyor. Şu halde kendinize çeki­düzen verip doğru dürüst davranın. Çünkü Allah, sizi azablandırmakla yorgunluk duymaz ve sizden sonra öyle bir kavim gelir ki, kendilerinden hiç bir şeyi savamazlar."[2]

Anlatıldığına göre Salih peygamberin kavmi, çok uzun ömürlü kim-selermiş. Balçıktan evler yaparlarmış. Ama bu evler, onlardan birinin ölümünden önce yıkılıp harab olurmuş. Bunun üzerine kendileri için dağlarda kayalardan evler oymaya başlamışlar.

Salih peygamberden bir mucize istediklerinde, Cenâb-ı Allah onla­ra kayadan bir dişi deve çıkarmış. Bu deveye ve karnındaki yavrusuna ilişmemelerini emretmiş, yoksa Allah´ın azabına uğrayacaklarını bildi­rerek onları sakındırmış; ama eninde sonunda bu deveyi boğazlayacak­larını ve bunun da onların helaklerine neden olacağını bildirmiş. Deveyi boğazlayacak olan caninin evsafım dahi vermiş; onun sarışın, mavi göz­lü bir kimse olacağını bildirmiş. Bunun üzerine Semud halkı, ebeleri ül­kenin dört bir yanma göndererek, bu evsafta doğan bir çocuk olursa onu derhal öldürmelerini emretmişler. Bu hal, uzun süre böyle, devam et­miş. O zaman mevcud olan nesil inkıraza uğrayıp yerini başka bir nesil almış. Zamanın birinde Semud halkının reislerinden biri, başka bir rei­sin kızını oğluna istemiş, oğlunu o kızla evlendirmiş. Salih peygamberin devesini boğazlayacak olan Kudar b. Salif, bu evlilikten doğmuş. Ana babası ve dedeleri halkın şereflisi olduğu için, ebeler, doğan bu çocuğu öldürememişlerdi. Bu çocuk (yani Kudar b. Salif), emsalleri olan diğer çocukların bir ayda aldıkları mesafeyi bir haftada alarak hızlı bir büyü­me gösterdi. Gün geldi,emrine uyulur bir reis oldu. Deveyi boğazlama tutkusuna kapıldı. Eşraftan sekiz kişi daha bu komploda ona katıldılar. Salih peygambere suikast planlayan dokuz kişi, işte bunlardı.

Nihayet deveyi boğazladılar. Durumdan haberdar olan Salih pey­gamber, ağlayarak yanlarına geldi. Özür dileyerek onu karşıladılar. De­diler ki:´Bu işi bizim grup yapmadı. Yalnız şu yeni yetmelerimiz bu kötü­lüğü işlediler. Denilir ki, Salih peygamber onlara, devenin yavrusunu bulup ona ölen anasının yerine iyi davranmalarını emretti. Yavrunun peşine düştüler. Yavru, orada bulunan yüksek bir dağa tırmandı. Onlar, da tırmanmaya başladılar. Ama yavru, dağın o kadar yüksek bir yerine çıktı ki, arkasındakiler ona ulaşamadılar. Oraya ancak kuşlar ulaşabi­lirlerdi.´Yavru, dağın o yüksek yerine çıktıktan sonra ağlamaya başladı; gözlerinden yaşlan boşandı. Sonra Salih peygambere yüzünü çevirdi ve üç defa böğürdü. İşte o zaman Salih (a.s.), kavmine şöyle dedi:

«Yurdunuzda üç gün daha kaim. Bu, yalanlanmayacak bir sözdür.»(Hûd, 65.)

Onlara böyle bir tehditte bulunduktan sonra, ertesi gün sabanla-dıklarında yüzlerinin sararacağım, ikinci gün kızaracağını, üçüncü gün kararacağını haber verdi. Dördüncü güne girdiklerinde, yıldırım gibi bir çığlık kendilerine geldi ve yurtlarında çökmüş vaziyette helak oldular...

Bu kavimden ve bu kavmin kıssasından bahseden Kur´ân ayetleri­nin zahirinden anlaşıldığına göre, bunlarla ilgili olarak nakledilen ha­berlerin bazısında Kur´ân haberlerine muhalefet vardır. Nitekim daha önce de bundan söz etmiştik. Doğruyu en iyi bilen Allah´tır. [3]



İbrahim Halil Peygamber


İbrahim (a.s.), Nahoroğlu Tareh´in oğludur. Nahor, Rağooğlu Saroğ´un oğludur. Rağo, Abir oğlu Faliğ´in oğludur. Abir, Erfahşiz oğlu Saleh´in oğludur. Erfahşiz ise, Nuh oğlu Sâm´m oğludur. Bu, Ehl-i Kitabın kitabında yer alan bir ifadedir. O kitapta yani Tevrat´ta verilen bilgilere göre Tareh, 250 yıl; Nahor, 448 yıl; Saroğ, 239 yıl; Rağo, 230 yıl; Faliğ, 439 yıl; Abir, 464 yıl; Şaleh, 433 yıl; Erfahşiz, 438 yıl; Sâm ise 600 yıl ömür sürmüştür. Nuh peygamberin ne kadar yaşadığını daha önce söylediğimiz için, burada tekrara lüzum görmedik.

Hafiz b. Asakir, Tarih´inde İbrahim Halil (a.s.) ´in hayatından bah­sederken, "el-Mübteda" adlı eserin sahibi İshak b. Bişr el- Kahilî´den naklen, İbrahim peygamberin anasının adının Emile olduğunu söyle­miştir. Sonra da Hz. İbrahim´in doğumuyla ilgili olarak uzun bir hikaye anlatmıştır. Kelbî, İbrahim peygamberin anasının adının Bona olduğu­nu söylemiştir. Onun anlattığına göre Bona, Kersi oğlu Kerbeta´nın kızı­dır. Kersi, Erfahşiz b. Sanı b. Nuh´un oğullanndandır. îbn Asakir´in ri­vayetine göre Hz. İbrahim Halil, Eba Dîfan (misafirlerin babası) künye-siyle çağmlırmış.

Dediler ki: Tareh yetmişbeş yaşma vardığında oğulları İbrahim, Nahor ve Haran doğdular. Haran´ın da Lut adlı oğlu doğdu. Bu rivayetin sahiplerine göre Hz. İbrahim, babasımn ortanca oğludur. Haran, babası daha hayattayken kendi doğum yeri olan Keldanî ülkesi olan Babil ülke­sinde ölmüştür. Siyerci ve tarihçilere göre meşhur olan görüş budur. Ha­fiz b. Asakir de bu görüşü doğrulamıştır. Bunu doğrulamadan önce de İbn Abbas (r.a.)´m şöyle dediğini rivayet etmiştir:

İbrahim (a.s.), Şam ovasmdaki Berze köyünde (Bu köy, Kasyon dağı yanındadır.) doğmuştur.

Bu rivayetinden sonra İbn Asakir demiş ki: Sahih görüşe göre İbra­him (a.s.), Babil´de doğmuştur. Berzeli olduğu da söylenmiştir. Çünkü Lut (a.s.)´a yardıma geldiğinde orada namaz kılmıştır.

Dediler ki: Hz,İbrahim, Sare ile; Nahor da kardeş kızı Melka ile ev­lendi. Sare kısırdı. Tareh, oğlu İbrahim, İbrahim´in zevcesi Sare ve İbra­him´in kardeşi Haran oğlu Lut´u yanma alarak Keldanî toprağından çı­kıp Kenanî toprağına girdi; Harran´a yerleşti ve 250 yaşma varıncaya kadar orada yaşadı, sonra da öldü. Bu da onun Harran´da doğmadığını gösteriyor. Doğum yeri Keldanî ülkesidir ki, orası da Babil ve Babil´e bağh olan yerlerdir.

Evet.. Sonra Kenanî toprağına yönelerek göçtüler. Orası, Beyt-i Makdis (Kudüs)´e bağh beldelerdi. O zaman Keldanüerin elinde bulu­nan Harran´a yerleştiler. Şam ve Cezire de Keldanîlerin elinde bulunu­yordu. Keldanüer, yedi yıldıza taparlardı. Şam´ı imar edenler de bu dine mensuptular. İbadet ederken kuzey kutbuna yönelir; çeşitli dua ve ha­reketleriyle yedi yıldıza taparlardı. Bu nedenledir ki Şam´ın yedi eski kapısından her birinin üstünde bu yıldızlardan birinin heykeli bulunur­du. Bu yıldızlar için bayram ve şenlikler tertipler, kurbanlar sunarlardı. İşte böyle.. Harranlılar´m tamamı yıldızlara ve putlara taparlardı. Yalnız İbrahim Halil peygamber ile zevcesi Sare ve kardeşi oğlu Lut (a.s.), bu saçmalıklardan uzak kaldılar. Cenâb-ı Allah, bu kötülükleri İbrahim (a.s.) aracılığıyla ortadan kaldırdı ve bu sapıklığı onun vasıta­sıyla iptal etti. Doğrusu, noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah, îbrahimü küçüklüğünde doğru yola ileterek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları
« Posted on: 24 Nisan 2024, 17:04:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları rüya tabiri, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları mekke canlı, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları kabe canlı yayın, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları Üç boyutlu kuran oku İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları kuran ı kerim, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları peygamber kıssaları, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocukları ilitam ders soruları, İbrahim Halil (A.S.) ve Çocuklarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes