> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı  (Okunma Sayısı 946 defa)
20 Aralık 2010, 13:15:07
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 20 Aralık 2010, 13:15:07 »



Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı

Hz. Peygamberin Gadir-İ Hum Denen Yerde Hutbe İrad Etmiş Olduğuna Dair Nakledilen Hadisler

Hicri Onbirinci Sene.

Rasûlullah (S.A.V.)´In Hastalığı

Peygamber (S.Â.V.)´İn, Namaz Kıldırması İçin Ebu Bekir´e Emir Vermesi

Faide.

Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı

Hz. Peygamberin Vefatından Sonra Defnine Kadar Meydana Gelen Önemli Hadiseler.

Beni Saide Gölgeliği Kıssası



Hz. Peygamberin Gadir-İ Hum Denen Yerde Hutbe İrad Etmiş Olduğuna Dair Nakledilen Hadisler


Gadir-i Hum, Cühfe´ye yakın bir yerdir. Mekke ile Medine arasın­dadır. Veda haca dönüşünde Rasûlullah (s.a.v,), burada cemaata bir hutbe irad etmiştir. Bu hutbesinde Ebu Talib oğlu Ali´nin fazilet ve üstünlüğünü beyan etmiştir. Irzının sağlam ve temiz olduğunu, Ye­men diyarında beraberinde bulunan kimselerin kendisi aleyhinde söylemiş oldukları sözlerin dayanaksız olduğunu izah etmiştir. Bazı kimseler, onun yaptığı adaletli işleri baskı, zulüm ve cimrilik olarak değerlendirmişlerdi. Oysa onun yaptığı işlerin doğruluğunu Rasûlul­lah bu hutbesinde açıklamıştı.

İşte bu sebeple Peygamber (s.a.v.), hac menasikini beyan edip Medine´ye dönmeye başladığı zaman yolda zilhiccenin onsekizinci gü­nü (pazar günü) Gadir-i Hum denen mevkide bir ağacın altında in­sanlara hutbe irad etmişti. Bu büyük ve önemli hutbesinde bazı şey­leri beyan etmişti. Hz. Ali´nin faziletini, güvenirliğini, adaletini, ken­disine olan yakınlığını beyan buyurmuş, böylece insanların kalbinde ona karşı bulunan şüpheleri gidermişti.

Biz bu konuda varid olan önemli hadisleri nakledecek ve bunların sahih ve zayıf olanlarını beyan edeceğiz. Bunu Allah´ın verdiği güç, kuvvet ve yardımı ile yapacağız:

Muhammed b. İshak, Yezid b. Talha b. Yezid b. Rükane´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Hz. Ali, Mekke´de Rasûlullah´la buluşmak için Yemen´den dönü­şünde biraz acele etti. Kendisi önden gitti. Arkada askerlerin başına arkadaşlarından birini vekil bıraktı. Bu vekili de Hz. Ali´nin Yemen´­den getirmiş olduğu kumaşları askerlere dağıttı. Askerler bu elbisele­ri giydiler. Mekke´ye yaklaştıklarında Ali onları karşılamaya çıktı. Bir de baktı ki, Yemen´den getirmiş olduğu elbiseler, askerlerin üze­rinde... Vekil olarak bıraktığı komutana kızarak:

- Yazıklar olsun sana! Bu nedir diye hesap sordu. Vekili şu ceva­bı verdi:

- İnsanların araşma geldikleri zaman askerlerin biraz düzgün kı­yafetleri olmalarını istedim. Onun için onlara bu elbiseleri giydirdim.

- Yazıklar olsun sana! Bunlar Rasûîullah´ın yanma gitmeden, elbiseleri üzerlerinden çıkar.

Bunun üzerine askerlerin üzerindeki elbiseleri çıkarttırdı ve tek­rar yerlerine koydurdu.

Bunun üzerine askerler, Hz. Ali´nin kendilerine yaptığı bu mua­meleden şikayetçi oldular.»

İbn İshak, Ebu Said el-Hudrî´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: «İnsanlar Ali´yi şikayet ettiler. Rasûlullah (s.a.v.) da aramızda, ayağa kalkıp hutbe irad etti. Şöyle dediğini işittim:

- Ey insanlar! Ali´den şikayetçi olmayın. Allah´a yemin ederim ki, o, Allah´ın zatı hakkında veya Allah yolunda şikayet edilemiyecek ka­dar sert bir kimsedir.»

İmam Ahmed b. Hanbel, Fadl b. Dukeyn tariki ile Büreyde´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Ali ile birlikte gazve için Yemen´e gittim. O´nun biraz sertliğini gördüm. Rasûlullah (s.a.v.)´m yanma geldiğim zaman Ali´nin kusurla-. rını anlattım. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)´m yüz hatlarının de­ğiştiğini gördüm.

Bana şöyle dedi:

- Ey Büreyde! Ben müminlere kendi nefislerinden daha yakın de­ğil miyim

- Öyledir ya Rasûlallah, dedim.

- Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.»

Neseî, "Sünen" adlı eserinde Muhammed b. Müsenna tariki ile Zeyd b. Erkam´ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Rasûlullah (s.a.v.), Veda haccmdan dönüşünde Gadir-i Hum de­nen yere varıp mola verdi. Ağaçların altının süpürülmesini emretti. Sonra kendisi şöyle buyurdu:

«Bana (Rabbim katından) davetiye geldi. Ben de bu davete icabet ettim. Yalnız ben aranızda iki ağır şey bıraktım. Bunlar Allah´ın kita­bı ile aşiretim olan Ehl-i Beyt´imdir. Bakın hele, benden sonra bunla­ra nasıl davranacaksınız Doğrusu bu iki şey, havz-ı kevser yanında, yanıma gelinceye kadar birbirlerinden ayrılmıyacaklardır. Allah, be­nim mevlamdır. Ben de her mü´minin velisiyim.»

Böyle dedikten sonra Ali´nin elini tutup şöyle dedi:

«Ben her kimin mevlası isem, bu da onun velisidir. Allah´ım, bu^ na dostluk edene dostluk et. Buna düşmanlık edene de düşmanlık et.»

Ravi diyorki: Ben Zeyd´e şöyle dedim:

- Sen bunu Rasûlullah´m kendisinden mi işittin Zeyd dedi ki:

- Orada bulunan herkes Rasûlullah´m böyle dediğini iki gözleri ile gördü. İki kulaklarıyla işitti.»

İbn Mace, Ali b. Muhammed kanalı ile Bera b. Azib´in şöyle dedi­ğini rivayet etmiştir:

«Veda haccında Rasûlullah (s.a.v.)´la birlikte Mekke´den Medine´­ye dönmek için yola çıktık. Yolda mola verdi. İnsanların namaz için toplanmalarını emretti. Ali´nin elini tutup şöyle sordu:

- Ben müminlere canlarından daha yakın değil miyim

- Evet, Öylesin ya Rasûlallah.

- Ben her mü´mine kendi nefsinden daha yakın değil miyim

- Evet, öylesin ya Rasûlallah.

- İşte şu (Ali), benim mevlası olduğum kimsenin velisidir. Al­lah´ım, buna dostluk edene dost ol. Buna düşmanlık edene de düşman ol.»

Hafiz Ebu Ya´lâ el-Musilî, Bera´nm şöyle dediğini rivayet eder: «Veda haccında Rasûlullah (s.a.v.)´la birlikteydik. Dönüşte Gadir-i Hum mevkiine vardığımızda Rasûlullah için iki ağacın altı süpürü­lüp temizlendi. İnsanların namaz için toplanmaları duyurusunda bu­lunuldu. Rasûlullah (s.a.v.), Ali´yi çağırıp elinden tuttu. Onu sağ tara­fında durdurup şöyle dedi:

- Ben herkese kendi nefsinden daha yakın ve evla değil miyim

- Evet, öylesin ya Rasûlallah.

- İşte şu (Ali) benim velisi olduğum herkesin velisidir. Allah´ım, buna dostluk edene dost ol. Buna düşmanlık edene de düşman ol.

Ömer b. Hattab

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 17:30:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı rüya tabiri, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı mekke canlı, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı kabe canlı yayın, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı Üç boyutlu kuran oku Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı kuran ı kerim, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı peygamber kıssaları, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatı ilitam ders soruları, Hz. Peygamberin Sekerat Ve Vefatıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes