Konu Başlığı: Hz. Ömer´in Kudüs´ü Fethetmesi Gönderen: Esila üzerinde 06 Aralık 2010, 15:21:22 Hz. Ömer´in Kudüs´ü Fethetmesi Kadîstye Savaşı Fasıl Hîcrl Ondördüncü Senede Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Utbe B. Gazvan. Amrb. Ümmümektum.. Müsenna B. Harise. Ebu Zeyd El-Ensârî Ebu Kuhafe. Hîcrî Onbeştncl Sene. İlk Humus Savaşı Kînnesrin Savaşı Kisariye Savaşı Ecnadeyn Savaşı Hz. Ömer´in Kudüs´ü Fethetmesi Nehreşîr Savaşı Alfabetik Sıraya Göre Hicri Onbeşînci Senede Vefat Eden Şahsiyetler. Hicri Onaltıncı Sene. Medain in Fethi Celûla Savaşı Kadîstye Savaşı Sa´d, yoluna devam etti. Kadisiye´ye inip konakladı. Birliklerini etrafa gönderdi. Orada bir ay süreyle ikamet etti. İranlılardan hiç birini görmedi. Durumu, Hz. Ömer´e bir mektupla bildirdi. Etrafa gönderdiği müfrezeler her yerden erzak getiriyorlardı. Farshlar, beldelerinin çevresinde dolaşan müfrezelerin mallarım yağmalayıp adamlarını esir almalarından rahatsız olup hükümdarları Yezdücürd´e şikayette bulundular ve şöyle dediler: - Eğer bize yardıma gelmezseniz, elimizde bulunan herşeyi onlara verir, kalelerimizi de onlara teslim ederiz. Farshlar, kendilerine gelecek olan takviye birliklerinin başına Rüs-tem´in komutan olarak atanması hususunda görüş birliği ettiler. Yez-dücürd, Rüstem´e haber gönderdi. Onu askeri birliğin başına komutan yaptı. Ancak Rüstem, bu görevden istifa edip şöyle dedi: "Bu, savaş hususunda uygun bir görüş değildir. Çünkü ordulardan sonra başka ordular göndermek, Araplar için büyük bir orduyu bir defada mağlup edip kırmaktan daha zor ve şiddetlidir." Yezdücürd ise, Rüstem´in bu teklifini kabul etmeyip kendi görüşünde İsrar etti. Bunun üzerine Rüstem, sefere hazırlandı. Sa´d, daha sonra Hire ve Saluba beldelerine keşifçiler gönderdi. Gelen haberde Yezdücürd´ün ordunun başına Rüstem b. Ferahzad el-Ermenî adında birini komutan yaptığı ye onu askerlerle takviye ettiği bildiriliyordu. Sa´d, bu durumu Hz. Ömer´e mektupla bildirdi. Hz. Ömer de gönderdiği cevabi mektubunda Sa´d´a şöyle diyordu: "Onlardan sana gelecek haberler ve onların sana getircekleri durumlar seni üzmesin. Üzülme, Allah´tan yardım dile, ona güvenip dayan. Fars ordusunun komutanına görüş ve rey sahibi güçlü adamlarım gönder ki, onu imana davet etsinler. Çünkü Cenâb-ı Allah, bu adamlarımızın dualarını Farshlarm gevşemesine ve sizin zafer kazanmanıza vesile kılacaktır. Her gün bana mektup yazarak durumu bildir." Rüstem, ordusuyla yaklaşıp Sabat´ta ordugah kurduğu zaman Sa´d, bu durumu Hz. Ömer´e bir mektupla bildirdi. Mektubunda şöyle diyordu: "Rüstem, Sabat´ta ordugah kurdu. Atlarını ve fillerini üzerimize sürdü. Ama ben Allah´tan yardım dileyip ona güvenip dayanmayı çok sevdiğim için başka hiçbir şeyi önemsemiyorum." Rüstem, askerlerini mevzilendirdi. 40 000 askerden oluşan öncü birliğin başına Calinos´u; sağ cenaha Hürmüzan´ı; sol cenaha da Meh-ran b. Behram´ı komutan tayin etti. Bu iki cenahtaki askerler toplam 60000 kişiydiler. Rüstem, 20000 askerden oluşan artçı birliklerin başına da Benderan´ı komutan yaptı. Seyf ile diğerlerinin anlattıklarına göre ordusundaki askerlerin tamamı 80 000 kişiydiler. Başka bir rivayete göre ise Rüstem ordusunun askerleri 120 000´di. Ardında 80 000 kişilik takviye bir birlik vardı. Bu ordu da otuzüç fil vardı. Bunlardan biri beyazdı ki Sabur´a aitti. Bu onların en büyüğü idi. Diğerleri ona tabi idiler ve ona alışmışlardı. Sonra Sa´d, Numan b. Mukrin, Furat b. Hibban, Hanzele b. Rebi et-Temimî, Utarid b. Hacib, Eş´as b. Kays, Muğire b. Şube ve Amr b. Madi-kerib´den teşekkül eden bir cemaatı, imana davet etsinler, diye Rüs-tem´e gönderdi. Rüstem, onlara sordu: - Niçin buraya geldiniz Onlar da şu cevabı verdiler: - Allah´ın bize va´d etmiş olduğu şu husus için. Beldenizi almak, kadınlarınızı ve çocuklarınızı esir almak, mallarınızı ele geçirmek için geldik. Biz bunun gerçekleşeceğine kesinlikle inanıyoruz. Rüstem şöyle bir rüya görmüştü: Gökten bir melek inip Farshların bütün silahlarını mühürleyerek Rasulullah (s.a.v.)´a vermiş, Rasûlullah da onları Hz. Ömer´e vermişti. Seyf b. Ömer´in anlattığına göre Rüstem, Sa´d´la karşılaşmayı geciktirmişti. Öyle ki onunla Medain´den çıkışıyla Kadisiye´de Sa´d´la karşılaşması arasında dört aylık bir süre geçmişti. Bunu da Sa´d ve beraberindeki Müslümanları bıktırıp sıkıntıya sokmak amacıyla yapmıştı. Hükümdar Yezdücürd, kendisini acele davranma hususunda zorlama-saydı bu karşılaşma yerine gelmeyecekti.Çünkü Müslümanların kendilerini yenip muzaffer olacaklarını, gördüğü rüyaya dayanarak biliyordu. Astroloji bilgisine sahip bir kimse olduğu için bu rüyanın doğruluğuna inanıyordu. Ayrıca rüya tabiriyle ilgili deneyimleri de vardı. Rüstem´in ordusu, İslâm ordusuna yaklaştığı zaman Sa´d, onların haberlerini apaçık bir şekilde öğrenmek istedi. Bu amaçla Farslardan bir adamı yakalayıp kendisine getirmeleri çin bir müfrezeyi harekete geçirdi. Bu müfrezede daha önce Peygamberlik iddiasında bulunup sonra tevbe eden Tüleyha el-Esedî de vardı. Müfreze komutanı Haris, arkadaşlarıyla düşman saflarına doğru ilerledi. Nihayet geri döndü. Müfrezede bulunan Tüleyha, düşman ordusundaki safları yarıp ilerleyerek çok sayıda asker öldürdü ve onlardan birini esir alarak Sa´d´a getirdi. Öyle heyecanlanmıştı ki kendini tutamıyordu. Sa´d, gerilen esire Fars ordusunun durumunu sordu. O ise, Tüleyha´nın gösterdiği cesaret ve bahadırlığı anlatmaya başladı. Sa´d, ona: - Bırak bu meseleyi de Rüstem hakkında bize haber ver, dedi. O da şu cevabı verdi: - Rüstem´in 120 000 kişilik bir ordusu var. Bir bu kadar asker de bu ordunun ardı sıragelmektedir. Böyle dedikten sonra İranlı esir hemen Müslüman oldu. Allah, ona rahmet etsin. Seyf b. Ömer, üstadlanndan naklen şöyle demiştir: İki ordu karşı karşıya geldiği zaman Rüstem, Sa´d´a haber göndererek kendisine soracağı şeyler hakkında bilgisi olan akıllı bir adam göndermesini istedi. Sa´d da ona, Muğire b. Şube (r.a.)´yi gönderdi. Muğire, onun yanına varınca Rüstem ona şöyle dedi: - Siz komşularımızsınız. Biz size iyi davranıyor ve size ulaşacak eziyetleri Önlüyorduk. Memleketinize dönün. Ülkemize gelerek ticaret yapmanıza engel olmayacağız. Muğire de ona şöyle cevap verdi: -t-Biz, dünya peşinde değiliz. Bizim asıl istediğimiz ve amaçladığımız, ahirettir. Allah, bize bir peygamber gönderdi. Gönderdiği peygamberine şöyle dedi: "Dinime tabi olmayan kimselere şu Müslüman cemaati musallat kılacak ve bu Müslüman cemaat vasıtasıyla onlardan intikam alacağım. Müslümanları hak din olan dinime bağlı oldukları sürece - galip ve üstün kılacağını. Dinimden yüz çeviren kişi mutlaka alçalır. Dinime bağlanan kişi de mutlaka yücelir." - Sözünü ettiğin din nedir - Bu dinin -onsuz hiçbir işin yarar sağlamayacağı yegane prensibi; Allah´tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed´in de Allah Rasûlü olduğuna şahadet etmek, Muhammed´in Allah katından getirdiği hükümleri tasdik etmektir. - Bu ne güzel birşeydir. Başka bir umdesi de varmıdır - Kullan, kullara kulluktan çıkarıp Allah´a kulluk seviyesine yükseltmektir. - Bu da güzel birşeydir. Başka birşey var mı - Bütün insanlar Adem´in çocuklarıdırlar. Onlar ana baba bir kardeştirler . - Bu da güzel. Söylermisin bana, eğer dininize girersek ülkemizden çıkıp memleketinize donermisiniz - Evet, vallahi son ticaret veya herhangi bir ihtiyaç sebebi dışında ülkenize yaklaşmayız. - Bu da güzel. Muğire, yanından ayrıldıktan sonra Rüstem, kavminin reisleriyle islâm´a girme konusunda müşavere yaptı. Onlar, isl |