Konu Başlığı: Hz. Ömer´in Halife Oluşu Gönderen: Esila üzerinde 06 Aralık 2010, 15:23:29 Hz. Ömer´in Halife Oluşu Hicri Onüçüncü Sene. Yermük Savaşı Yermük Savaşından Sonra Şam Emirliğinin Halîd B. Velid´den Ebu Ubeyde´ye Geçmesi Halid B. Velid´in Şam´a Gelmesinden Sonra Irak´ta Cereyan Eden Bîr Vak´a. Hz. Ömer´in Halife Oluşu. Dımaşk (Şam)´In Fethi Fasıl Fasıl Fihl Savaşı O Sıralarda Irak Diyarında Yapılan Savaşlar. Nemarîk Savaşı Köprü Savaşı Ve Müslümanların Komutanı Ebu Ubeyd Île Birlikte Birçok Askerîn Öldürülmesi Büveyb Savaşı Fasıl Farsılıların, Yezdücürd´ün Hükümdarlığı Hususunda Birleşmeleri Hîcrî Onüçüncü Senenin Olayları Hîcrî Onüçüncü Senede Vefat Eden Şahsiyetler. Hîcrî Ondördüncü Sene. Hicri Onüçüncü Sene Bu senenin başında Ebu Bekir es-Sıddık Şam´a göndermek için ordu toplamaya başladı. Bu işi, hac- dönüşünde şu ayet-i kerimelere uyarak yaptı: "Ey inananlar! Yakınınızda bulunan inkarcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar. Bilin ki Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir." (et-Tevbo, 123.) "Allah´a ve ahiret gününe inanmayanlarla savaşın," (et-Tevbe, 29.) Hz. Ebu Bekir, Rasûlullah´a uymak için böyle yapmıştı. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.), Tebük gazvesi senesinde Müslümanları Şam´da savaşmak için toplamıştı. Bu ordu şiddetli sıcaklarda büyük bir yorgunluktan sonra o bölgeye ulaşmış, aynı sene geri dömüştü. Rasûlullah (s.a.v.) vefatından önce azadlısı Zeyd´in oğlu Üsame´yi, Şam ve sınırlarında savaşmak için göndermişti. Hz. Ebu Bekir, Arap Yarım adasındaki düzeni sağladıktan ve mür-tedlerle savaştıktan sonra bütün gücünü Irak´a teksif etti. Oraya Halid b. Velid´i gönderdi. Sonra Irak´a asker gönderdiği gibi Şam´a da göndermek istedi. Arap yarımadasının çeşitli yerlerinden emirler toplamaya başladı. Amr b. Ası Velid b. Ukbe ile birlikte Kudaalılann zekatlarını toplamakla görevlendirmişti. Ona, Şam´a gitmesi için mektup yazdı. Mektubunda şöyle diyordu: "Ben, seni daha önce Rasûlullah´m görevlendirip söz vermiş olduğu işe, Rasûlullah´m sözünü yerine getirmek üzere iade etmiştim. Sen de bu görevin başına getirilmiş bulunuyorsun. Şimdi senin için hem dünyada, hem ahirette hayırlı olacak birşeyle görevlendirmek istiyorum. Ancak şu andaki görevin senin için daha sevimli olması müstesna, " Bunun üzerine Amr ona şunları yazdı: "Ben, İslâm´ın oklarından birisiyim. Allah´tan sonra sen, bu okları atan ve onları bir arada toplayansın. Bu okların en yamamnı, en korkutucusunu ve en faziletlisini araştır, bul ve onları kullan." Hz. Ebu Bekir, Velid b. Ukbe´ye de yukarıdakine benzer bir mektup yazdı. Velid de ona aynı cevabı verdi. Bu iki komutan, yerlerine birer halef tayin ettikten sonra Medine´ye yöneldiler. Halid b. Said b. As, Yemen´den Medine´ye geldi. Medine´ye girerken üzerinde ipek bir cübbe vardı. Hz. Ömer, bu cübbeyi görünce orada bulunan insanlara, cübbeyi üzerinden çekip çıkarmalarını ve parçalamalarını emretti. Halid b. Said de bu duruma öfkelenip Hz. Ali´ye şöyle dedi: - Ey Abdumenaf oğulları, halifelik konusunda yenilgiye mi uğradınız Hz. Ali de ona şöyle cevap verdi: - Sen bu işi bir yenişme mi, yoka halifelik olarak mı görüyorsun Halid b. Said: - Bu işi sizden daha iyi kimseler ele geçirmemeli, deyince Ömer b. Hattab, Halid b. Said´e şöyle karşılık verdi: - Sus, Allah senin ağzını dağıtsın. Allah´a yemin ederim M, içine daldığın bu sözleri yalan olarak söylemeye devam ediyorsun. Ama, sonunda sadece kendine zarar vereceksin. Hz. Ömer, Halid b. Said´in bu sözlerini Hz. Ebu Bekir´e iletmiş, ama Hz. Ebu Bekir buna içerlememişti. Askerler, Hz. Ebu Bekir´in emri üzerine yanında toplandıkları zaman Ebu Bekir kalkıp onlara bir konuşma yaptı. Allah´a gerekli şekilde hamdü senada bulundu. Sonra insanları cihada teşvik edip şöyle buyurdu: "Dikkat edin. Her iş için derleyici ve düzenleyiciler vardır. Her kim işinin gereğini yerine getirirse, bu onun için yeterlidir. Her kim Allah için çalışırsa, Allah ona yeter. Gayretli olsun, haddi aşmayın. Çünkü mutedil olmak çok daha tesirlidir. Dikkat edin, imanı olmayan kimsenin dini yoktur. Allah´tan korkusu bulunmayan kimsenin de imanı yoktur. Niyeti olmayan kimsenin ameli hiçtir. Dikkat edin, Allah´ın kitabında Müslümanm sahip olmayı arzuladığı Allah yolunda cihad sebebiyle sevap ve mükafat vardır. Bu da Allah´ın gösterdiği kurtuluştur. Böylelikle insan rezil rüsvay olmaktan ve utanmaktan kurtulur. Ben, şerefli ve onurlu olmayı da buna ekliyorum." Bu nutkunu irad ettikten sonra Hz. Ebu Bekir, komutanları tayin etmeye, sancak ve bayrakları onlara hazırlayıp vermeye başladı. Anlatıldığına göre ilk sancağı Halid b. Said b. As´a vermişti. Hz. Ömer gelip onu bundan vazgeçirmeye çalışmış ve söylediği sözleri ena hatırlatmıştı. Ancak Hz. Ebu Bekir, Ömer gibi bundan etkilenmiş ve içerlemiş değildi. Aksine Halid´i Şam´a gitme görevinden alıp Teyma´ya gitmek üzere görevlendirmişti. Halid´e, oradaki Müslümanlarla durup, göndereceği emrin kendisine ulaşmasını beklemesini tenbihlemişti. Sonra Yezid b. Ebu Süfyan için bir sancak hazırlayıp verdi. Onun yanında da bir kalabalık vardı. Ayrıca maiyetinde Süheyl b. Amr ve benzeri Mekkeliler vardı. Hz. Ebu Bekir, Yezid b. Ebu Süfyan´ı uğurlarken beraberinde yaya olarak yürüdü. Yürürken ona, savaş bilgisi hususunda güvendiği kimselere ve beraberindeki Müslümanlara iyi davranmasını tavsiye etti. Şam vilayetini ona bıraktı. Sonra Ebu Ubeyde b. Cerrah´ı da başka bir ordu üzerine gönderdi. Onu da uğurlarken de beraberinde bir süre yaya yürüdü. Ona bazı tavsiyelerde bulundu. Humus valiliğini ona verdi. Amr b. As´ı beraberindeki bir ordu ile Filistin´e gönderdi. Göz önünde bulundurduğu bazı faydalar için her komutanın, diğer komutanların yolundan ayrı başka bir yoldan gitmelerini emretti. Hz. Ebu Bekir, bu emri verirken Allah´ın peygamberi Yakub´un oğullarına verdiği şu talimata uymuştu: "Oğullarım! Tek bir kapıdan değil, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah katında size bir faydam olmaz. Hüküm ancak Allah´ındır. O´na güvendim, güvenenler de O´na güvensinler." (Yûsuf, 67.) Yezid b. Ebu Süfyan, Tebük üzerine gitti. Medainî, hocalarının şöyle dediklerini rivayet etmiştir: Ebu Bekir´in bu orduları harekete geçirmesi, hicri onüçüncü sene başlarında olmuştu. Muhammed b. îshak, Salih b. Keysan´m şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ebu Bekir yaya, Yezid b. Ebu Süfyan ise süvari olarak bir süre yürüdüler. Hz. Ebu Bekir, ona bazı tavsiyelerde bulundu. Tavsiyelerini tamamladıktan sonra ona: "Sana selam söylüyor ve seni Allah´a emanet ediyorum." dedi. Sonra Medine´ye döndü. Yezid de yoluna devam edip yürüyüşünü hızlandırdı. Sonra Şurahbil b. Hasene, Yezid´in ardı sıra gitti. Bunlardan sonra da Ebu Ubeyde bunlara takviye olarak yola çıktı. Ama her biri ayrı bir yoldan gittiler. Amr b. As yola çıktı. Nihayet Şam diyarına bağlı Aramat´a inip konakladı. Anlatıldığına göre Yezid b. Ebu Süfyan da ilk olarak Belka´ya inip konaklamıştı. Şurahbil Ürdün´e inmiş, ama Basra´ya indiğini söyleyenler de olmuştur. Ebu Ubeyde ise, Cabiye´ye inmişti. Hz. Ebu Bekir de bunlara takviye askerler göndermeye başlamış. Bu takviye birliklerden her birine, diledikleri komutanın maiyetine girmelerini emretmişti. Ebu Ubeyde, Belka diyarına vardığı zaman Belkalılarla savaşmış, sonunda onlarla barış antlaşması yapmıştı ki, bu da Şam´da yapılan ilk barış antlaşması olmuştu. Şam´da vuku bulan ilk savaş, şöyle olmuştu: Bizanslılar, Filistin´e bağlı Ariye denen yerde toplanmışlardı. Ebu Ümame, bir birlik ile onların üzerlerine gitmiş, onları öldürmüş, mallarını da ganimet olarak ele geçirmişti. Onlardan büyük bir komutanı da öldürmüştü. Bundan sonra Mercü´s-safra savaşı yapılmıştı ki bu savaşta Halid b. Said b. As ile Müslümanlardan bir topluluk şehid edilmişlerdi. Denildiğine göre Mercü´s-safra savaşında Halid b. Said´in bir oğlu şehid edilmiştir. Kendisi ise kaçmış, Hicaz diyarına kendini atmıştı. Doğrusunu Allah bilir. Ibn Cerir, bunu böyle anlatmıştır. Yine tbn Cerir der ki: Halid b. Said, Teyma´ya varınca Bizans askerleri Gayra, Tenub, Beni Kelb, Selih (Süleyh ), Lahm, Cüzzam ve Gassan kabilelerinden birçok Hristiyan Arabi da aralarına katarak ona karşı büyük bir askeri birlik teşkil ettiler. Halid b. Said, onların üzerine yürüdü. Yakınlarına varınca onun karşısındaki bu düşman birlik dağıldı. Birçoğu İslâm´a girdi. Halid b. Said de gerçekleşen bu fethi, Hz. Ebu Bekir´e bildirdi, Hz. Ebu Bekir, ona ilerlemesini ve geri dönmemesini emretti. Ayrıca Velid b. Utbe ve İkrime b. Ebi Cehil refakatindeki bir askeri birliği de ona takviye kuvveti olarak gönderdi. Bunun üzerine Halid b. Said yoluna devam etti. Kudüs yakınlarına varınca Bizans komutanlarından Mahan´la karşılaştı. Askerlerini kırıp geçirdi. Mahan kaçıp Şam´a sığındı. Halid b. Said, onun peşine düştü. Askerler Şam´a ulaşmak için olanca gücüyle yürüyüşlerini hızlandırdılar. Şam´a yaklaşmak istediler. Mercü´s-safra´ya ulaştılar. Orada Mahan´ın silahlı adamları yollarını kestiler. Mahan savaştı, Halid b. Said kaçtı. Zu´1-merve´ye giremedi. Bizanslılar, Müslüman askerleri çembere aldılar. Sadece süvariler kaçıp kurtuldular, ikrime b. Ebi Cehil sebat etti. Şam´ın yakınlarına kadar geriledi ve orada kaçıp kendisine gelenlere yardımcı oldu. Şurahbil b. Hasene de Irak´taki Halid b. Velid´in yanından kalkıp Ebu Bekir es-Sıddık´m yanına vardı. Ebu Bekir, onu ordusunun başına komutan yapıp Şam´a gönderdi. Halid b. Said Zu´1-merve´ye uğradığı zaman kendisiyle birlikte Zu´1-merve´ye kaçan arkadaşlarının çoğunu topladı. Sonra bir grup insan, Hz. Ebu Bekir´in yanında toplandılar. Hz. Ebu Bekir onların başına Muaviye b. Ebi Süfyan´ı komutan yaparak kardeşi Yezid b. Ebu Süfyan´a takviye olsun diye gönderdi. O, Halid b. Said´e uğrayınca beraberindeki adamları Zu´1-merve´den alıp Şam´a götürdü. Sonrada Halid b. Said´in Medine´ye girmesi için Muaviye, Hz. Ebu Bekir´den izin istedi. Hz. Ebu Bekir ise: "Onun durumunu Hz. Ömer daha iyi bilir." dedi. [1] Yermük Savaşı Seyf b. Ömer´in anlattığına göre Yermük savaşı, hicri onüçüncü senede Dımaşk´m fethinden önce yapılmıştır. Ebu Cafer b. Cerir de, Seyf in bu görüşüne katılmıştır. Hafız b. Asakir´in, Yezid b. Ebu Ubeyde, Velid, İbn Luha/a, Leys ve Ebu Maşer´den naklettiğine göre bu savaşı, hicri onbeşinci senede Dımaşık´m fethinden sonra yapılmıştır. Muhammed b. îshak ise, bu savaşın hicri onbeşinci senenin receb ayında yapıldığını ifade etmiştir. Halife b. Hayyat, Ibn Kelbf nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yermük savaşı hicri onbeşinci senenin receb ayınım beşinci gününde pazartesi günü yapıldı. Ibn Asakir, bunun sağlam bir rivayet olduğunu söylemiştir. Seyf in: "Yermük savaşı, hicri onüçüncü senede Dımaşk´m fethinden Önce yapılmıştır." sözüne gelince, onun bu sözüne tabi olan bir kimse olmamıştır. Ben derim ki: Seyf b. Ömer´in bu sözleri, İbn Cerir´in şu nakline dayanmaktadır: Bu ordular, Şam´a yöneldikleri zaman Bizanslılar, şiddetli bir korkuya kapıldılar. Kendilerine yol göstermesi için Herakli-yus´a mektup yazdılar. O zaman Herakliyus, Humus´ta bulunuyordu. Anlatıldığına göre Herakliyus, o sene Kudüs´e gidip hac görevini ifa etmişti. Bu durumdan haberdar olunca Şam´daki Bizanslılara şu talimatı göndermişti: "Yazıklar olsun size. Bunlar yeni bir dine bağlı kimselerdir. Bunlara kimse karşı koyamaz. Bana uyun da Şam haracının yarısını, kendilerine vermek üzere onlarla barış antlaşması yapın ki Bizans dağları sizin elinizde kalmaya devam etsin. Eğer bu tavsiyeme uymazsanız onlar sizden Şam´ı alırlar ve sizi Bizans dağlarında sıkıştırırlar." Bizanslılar, Herakliyus´un bu talimatı karşısında vahşi hayvanlar gibi sesler çıkarmaya başladılar. Din ve dünya savaşı ve zaferi konusunda bilgi ve görüşleri kıt olduğu için bu gibi durumlarda bu tür sesler çıkarmak, onların âdeti haline gelmişti. O esnada Herakliyus, Humus´a doğru hareket etti. B |