Konu Başlığı: Hicretin Yediyüzyirmiyedinci Senesi Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Eylül 2010, 07:49:57 Hicretin Yediyüzyirmiyedinci Senesi Hicretin Yediyüzyirmiikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Kadı Şemseddin B. İzz El-Hanefî . Şeyh Radiyüddin Ebû İshak. Şeyhimiz Allame Rükneddîn Ebû Yahya. Nasirüddin. Şemseddin Muhammed B. Mağribî Şeyh Necmeddîn. Şemseddin Muhammed B. Hasan. Şeyh Abîd Celaleddin. Şeyh, İmam Kutbeddin Muhammed. Hicretin Yediyüzyirmiüçüncü Senesi Hicretin Yediyüzyîrmiüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Tarihçi İmam Kemaleddîn El-Futî Kadîlkudat Necmeddin B. Sasari Alaaddin Ali B. Muhammed. Şeyh Zîyaeddin. Kurra Şeyh Şihabeddin. Şihabeddin Ahmed B. Muhammed. Kadı İmam Cemaleddin. Uzun Ömür Yaşayan Şeyh Cemaleddin. Şeyh İmam Muhaddîs Safiyyüddin. Hatun El-Musavvene. Kıymetli Şeyhimiz Bahaeddin. Emir, Vezir Necmeddin. Emir Saîümüddin B, Kara Sungotıl-Oqgındar Mm.. Şıyh Ahmto El^Akıf Kurra Şeyh Ebu Abdillah. Şeyhimiz Asil İnsan Şemseddin. Şeyh Ebu Bekir. Emir Alaeddin B. Şerefüddin. Fakih Şerefüddin El-Harranî Hicretin Yediyüzyirmidördüncü Senesi Hicretin Yediyüzyirmîdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Bedreddin B. Memduh B. Ahmed El-Hanefî Hüccetü´l- Kebire Honda Binti Mekkiye. Şeyh Muhammed B. Cafer B. Fer´ûş. Şeyh Eyyûb Es-Suudi Şeyh Nureddin Ebü´l- Hasan. Şeyh Muhammed El-Bacrîkî Şeyhimiz Kadı Ebu Zekeriya. Büyük Fakih, Vezir, İmam, Alim Ve Hatip Bedreddin. El-Katibü´l -Müfid Kutbedpin. Emirü´l-Kebir Melikü´l-Arap Muhammed B. İsab. Mühenna. Büyük Vezir Alişah B. Ebu Bekir Et-Tebrizî Emir Seyfeddin Bektimur. Şerefüddin Ebu Abdillah. Şeyh Hasan El-Kürdî El-Müleh. Sultan Vekili Kerimüddin. Şeyh İmam Alim Alaeddin Ali Hicretin Yediyüzyirmibeşinci Senesi Hicretin Yediyüzyirmibeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Şeyh İbrahim Sabbah. İbrahim El-Muleh. Şeyh Afifüddin. Şeyh Abdullah B. Musa B. Ahmed El-Cezerî Şeyh Takiyüddîn İbn Saiğ. Şeyh, İmam Sadreddin Ebu Zekeriya. Sadrü´l-Kebîr Şeyh Şihab Mahmud. Şeyhimiz Afifüddin El-Amidî Bedir El-Avvam.. Şihab Ahmed B. Osman El-Emşatî Kadı Sadreddin Süleyman B. Hilal Müezzin Ahmed B. Sabih. Hattab Hanının Banisi Hattab. Rükneddin Hattap B. Sahip Kemaleddin. Bedreddin Ebu Abdillah. 2 Kadı Muhiddin. Hicretin Yediyüzyirmîaltıncı Senesi Hicretin Yediyüzyirmialtıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. İbn Mutahhar Eş-Şiî Cemaleddin. Kâtip Şems Muhammed B. Esed El-Harranî İzz Hasan B. Ahmed B. Züfer. Şeyh İmam Eminüddin Salim B. Ebiddür. Şeyh Hammad. Şeyh Kutbeddin El-Yonini Kadîlkubat İbn Müslim.. Kadı Necmeddin. İbn Kadı Şehbe. Şeref Yakup B. Faris El-Caberî Hacı Ebu Bekir B. Teymuraz Es-Sayrefî Hicretin Yediyüzyirmiyedinci Senesi Hicretin Yediyüzyirmîyedîncî Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Emir Ebu Yahya. Şeyh Ziyaeddin Ebü´l-Fidâ. Şeyh Ali El-Muharifî El-Melikü´l-Kâmil Nasirüddin. Şeyh İmam Necmeddin. Salih Şeyhlerden Ebü´l-Kasım.. Kadı İzzeddin. Şeyh Kemaleddîn B. Zemlekanî Emevî Camii´nin Meşhur Müezzini Hacı Ali Şeyh Fadl B. Şeyh Er-Recihî Et-Tunusî Hicretin Yediyüzyirmisekizinci Senesi Hicretin Yediyüzyirmiikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler Kadı Şemseddin B. İzz El-Hanefî . Şemseddin b. İzz el-Hanefî Ebû Adillah Muhammed b. Şeyh Şere-füddin Ebü´l-Berekât Muhammed b. Şeyh İzzeddin Ebü´1-İzz Salih b. Ebi´1-İzz b. Vüheyb b. Atâ b. Cübeyr b. Kabin b. Vüheyb el-Ezruî el-Hanefî. Hanefîlerin çeşitli ilimlere vakıf şeyhlerinden, imamlarından ve faziletli şimalanndandı. Yirmi sene kadar hakim naibliği yaptı. Doğru hükümler verirdi. Yolu düzgün, yaşantısı mazbut, ahlakı güzeldi. Çok iyilikleri, arkadaşlarına ve başkalarına da ihsanları vardı. Bir süre Efrem Camii´nde hatiplik yaptı. Orada ilk hatiplik yapan kişi kendisidir. Muazzamiye, Yağmuriye, Kinciye, Zahiriye medreselerinde ders verdi. Zahiriye Medresesi´nin vakıflarının nazın idi. Fetva verme hususunda insanlara izin verdi. Heybetli, saygın ve ulu bir şahsiyetti. Bu sene hac dönüşünden birkaç gün sonra, muharremin sonunda perşembe günü vefat etti. Aynı gün Öğleden sonra Efrem Camii´nde cenaze namazı kılındı. Muazzamiye´de akrabalarının yanına defnedildi. Cenazesi muhteşemdi. İnsanlar onun hayırlı bir kimse olduğuna şehadet ettiler. Bu şekilde ölümüne gıpta ile baktılar. Allah ona rahmet etsin. Vefatından sonra Zahiriye Medresesi´nde Necmeddin el-Kofçazî; Muazzamiye ve Kıhciye medreselerinde de ders verme ve Efrem Camii´nde hatiplik yapma hususunda oğlu Alaeddin görevlendirildi. Kendisinden sonra kadı İmamüddin et-Tarsusî hakim naibliğine başladı. Bu zat kalenin müderrisi idi. [1] Şeyh Radiyüddin Ebû İshak Şeyh, imam, âlim ve selef-i salihinin son halkası idi. Künyesi Ebû Ishak´tı. Radiyyüddin lakabım taşırdı. Şeceresi şöyledir: İbrahim b. Muhammed b. İbrahim b. Ebu Bekir b. Muhammed b. İbrahim el-Taberî el-Melikî. Şafiî Mezhebine mensuptu. Elli seneden fazla bir süre Makam-ı ibrahim´de imamlık yaptı. Kendi beldesinin şeyhlerinden ve oraya gelen ulemadan hadis dinledi. Başka bir yere seyahatte bulunmuş değil- dir. Uzun zamandan beri insanlara fetva verirdi. Beğavî´nin Şerhü´s-Sünne adlı eserini ihtisar ettiğini söylerdi. Rebiyülevvel ayının sekizinde cumartesi günü öğleden sonra Mekke´de vefat etti. Ertesi gün defnedildi. Önde gelen ulemâdandı. [2] Şeyhimiz Allame Rükneddîn Ebû Yahya Şeyhimiz allame, zâhid ve selef-i salihinin son halkası idi. Şeceresi şöyledir: Rükneddin Ebû Yahya Zekeriya b. Yusuf b. Süleyman b. Ham-mad el-Becelî. Şafiî mezhebine mensuptu. Hatip naibi idi. Tabibiye ve Esediye medreselerinin müderrisi idi. Emevi Camii´nde ders halkası vardı. Orada talebeleri yanına gelip kendisinden feraiz ve diğer dersleri alırlardı. Dersine ara vermezdi. Bu sene cemaziyelevvel ayının yirmiü-çünde perşembe günü yetmiş yaşındayken vefat etti. Şeyhi Taceddin el-Fezarf nin yakınma defnedildi. Allah ikisine de rahmet etsin. [3] Nasirüddin Nasirüddin Ebû Muhammed Abdillah b. Vecihüddin Ebû Abdülah Ali b. Muhammed b. Ali b. Ebî Talib b. Süveyd b. Mealî b. Muhammed b. Ebîbekir er-Rib´î et-Tağlibî. Tikritliydi. Dımaşk´m önde gelen vüzera-sındandı. Kendisinden önce babası Dlmaşk´a gelmiş, Melik Zahir´in zamanında ve ondan önce devlet makamlarında yükselmişti. Nasîrüddin, hicretin 650. senesinde doğdu. Çok malı ve mülkü vardı. Receb ayının yirmisinde perşembe günü vefat etti. Kasyun´daki türbelerine defnedildi. Allah rahmet etsin. [4] Şemseddin Muhammed B. Mağribî Gezgin tacirlerdendi. Yolcular için ana caddedeki Sanemiyyin hanını yaptırmıştır. Allah bu hayrım kabul etsin. Bu han gerçekten çok güzel ve faydalı bir yerdedir. İnsanlara yararı dokunmaktadır. Şemsed-cün, bu sene şevval ayının onbirinde pazar günü vefat etti. Allah rahmet etsin. [5] Şeyh Necmeddîn Kıymetli bir zat olan Şeyh Necmeddin´in şeceresi şöyledir: Necmed-din Ebû Abdillah Hüseyin b. Muhammed b. İsmail el-Kureşî. İbn Ankud adıyla tanınmıştır. Mısırlıdır. Devlet erkânı nezdinde itibarlı ve önde gelen bir şahsiyetti. Şevval ayının yirmiüçünde cuma sabahı vefat etti ve zaviyesine defnedildi. Kendisinden sonra bu zaviyede kardeşinin oğlu görev yaptı. [6] Şemseddin Muhammed B. Hasan Bu zât; fakihlerden Şeyh Muhiddin Ebû´1-Huda Ahmed b. Şeyh Şi-habeddin Ebû Şamen´in oğlu olup hicretin 653. senesinde doğdu. Babası onun hadis âlimlerinden istifade etmesini sağladı, hadis dinletti. Kur´an okudu, fıkıhla iştigal etti. Kitap istinsahı yapar, medreselere ve Seb´ül-Kebîr´e giderdi. Şevval ayının yirmiye di sinde vefat etti. Babü´l-Feradis Mezarhğı´na, babasının mezarının yanma defnedildi. [7] Şeyh Abîd Celaleddin Şeyh Abid Celaleddin Ebû İshak İbrahim b. Zeyneddin Muhammed b. Ahmed b. Mahmud b. Muhammed el-Ukaylî. İbn Kalanisî adıyla tanınmıştır. Hicretin 654. senesinde doğdu. İbn Abdüddâim´den, îbn Are-fe´nin hadis cüz´ünü dinledi. Bunu defalarca rivayet etti. Başkalarından da hadis dinledi. Yazı ve inşâ sanatıyla iştigâl etti. Sonra bütün bunları bırakıp kendini zühd ve ibadete verdi. Emirler Mısır´da onun için bir zaviye yaptırdılar. Ziyaretine gidip geliyorlardı. Güler yüzlü, fasih konuşan, ancak ağır duyan bir kimseydi. Sonra Kudüs´e göçtü. Bir defa Dı-maşk´a geldi. İnsanlar etrafında toplanarak kendisine ikramda bulunurlardı. Dımaşk´ta hadis okudu, vaaz verdi. Sonra Kudüs´e döndü. Zilkade ayının üçünde pazar gecesi Kudüs´te vefat etti. Mamili Mezarlı-ğı´na defnedildi. Allah kendisine rahmet etsin. O, muhtesip İzzeddin b. Kalanisf nin dayısı idi. İzzeddin de sahip Takiyyüddin b. MeramTin da-yısıdır. [8] Şeyh, İmam Kutbeddin Muhammed Kutbeddin Muhammed b. Abdüssamed b. Abdülkadir es-Sinbatî. Mısırlıydı. er-Ravza adlı eseri ihtisar etti. Kitabü´t-Ta´ciz´i tasnif etti. Fadiliye Medresesi´nde ders verdi. Mısır´da hakim naibliği yaptı. Önde gelen fakihlerden biri oldu. Zilhicce ayının ondördünde cuma günü yetmiş yaşındayken vefat etti. Vefatından sonra Fadiliye Medresesinde Zi-yaeddin el-Münadî ders vermeye başladı. Bu zat Kahire hakim naibi idi. Dersinde İbn Cemâa da hazır bulundu. Ayan tabakasına mensup kimseler de bu dersi dinlediler, doğrusunu Allah bilir. [9] Hicretin Yediyüzyirmiüçüncü Senesi Bu sene ocak ayı pazar günüyle başladı. Sene başında İslâm ülkesinin yöneticileri önceki senede adları anılan kimselerdi. Yalnız Dımaşk´taki Berr valisi emir Alaaddin Ali b. Hasan el-Mervanî idi. Bu göreve geçen senenin safer ayında başlamıştı. Bu sene safer ajanda Medine valiliğine Sarınıüddin el-Coganda-rî´nin yerine Şihabeddin b. Yaruk atandı. Sultan vekili Kadı Kerinıüd-din, yakalandığı hastalıktan safer ayında kurtulup şifa buldu. Bu münasebetle Kahire şehri süslendi, mumlar yakıldı, yoksullar onun dağıtacağı sadakayı almak için Mansurî hastahanesinde toplandılar. Rebi-yülevvel ayının sonunda dağıtılan sadakadan pay almak için toplanan yoksullardan bir kısmı izdiham nedeniyle öldü. İmam, allame, muhad-dis Takiyyüddin es-Subkî eş-Şafiî, Kadı Cemaleddin Ezerî´nin Dı-maşk´a nakli nedeniyle Kahire´deki Mansuriye Medresesi´nde ders verdi. Dersinde Necin b. Sasarî´nin yerine atanan Şeyhü´ş-Şüyûh Alaaddin el-Konevî eş-Şafiî de hazır bulundu. Günlerden de cemaziyelevvel ayının dördü olan cuma günüydü. Sübkî, Adiliye Medresesi´ne geldi. Oradan kadıların, şeyhü´ş-şüyûh´un ve kazaskerin ziyaretine gitti. Adiliye, Gazzaliye ve Atabeki´ye medreselerinde ders verdi. Pazar günü sultan vekili Kadı Kerimüddin b., Abdülkerim b. Hibe-tüllah b. Şedid tutuklandı. Daha önce sultan nezdinde başkalarının hatta büyük vezirlerin bile ulaşamadıkları yüksek mertebelere ulaşmış iken malına mülküne el konuldu. Saltanat naibinin yanında tutuklandı, sonra Kurafe´deki türbesine gitmesi kararlaştırıldı. Oradan da Şo-bek´e sürgün edildi. Kendisine bir miktar da para verildi. Kudüs´teki hankâhında ikametine izin verildi. Daha sonra kardeşinin oğlu Kerimüddin fls-Sagir de tutuklandı. Malına el konuldu. Bu zat divanların nazın idi. Burçta hapsedildi. Halk bu duruma çok sevindi. İkisinin de tutuklanmaları nedeniyle sultana duacı oldular. Daha sonra Kerimüddin es-Sağir, Şifd´a sürgün edildi. Kudüs´te bulunan Eminü´1-Mülk Abdullah, Mısır´a davet edildi. Vezirliğe atandı. Yeniden kendisine hü´at giydirildi. Halk bu duruma da çok sevindi, bu münasebetle mum yaktılar. Dımaşk´ta bulunan Sahip Bedreddin Gabriyel de Mısır´a çağrıldı. Çok miktarda mal ve para ile Mısır´a gitti. Sonra Kerimüddin el-Kebir´in malları da kendisine verildi ve saygı görmüş olarak Dımaşk´a döndü. Kadı Muineddin b. Hasişî, azledilen Kutup İbn Şeyh es-Sülâmi-ye´nin yerine ordu nazırlığı görevine atanarak Şam´a geldi. Azledilen Kutup ise yirmi gün süreyle Azraviye Medresesi´nde ikamete mecbur kılındı. Sonra serbest bırakılarak evine gitmesine izin verildi. Cemaziyelevvel ayında Türkeşî, divanların başkanlığından azledildi. Yerine Bektimur atandı. Cemaziyelahir ayının ikisinde İbn Ceh-bel, Zer´î´nin hakim naibi olarak göreve atandı. Daha önce İbn Hilal´in yerine öksüzlerin nazırlığına bakıyordu. Şaban ayında Türkeşî, divan başkanlığına iade edildi. Bektimur da İskenderiye naibliğine atanarak İskenderiye´ye gitti, vefat edinceye kadar orada kaldı. Ramazan ayında doğu beldelerinin hacılarından bir topluluk Dımaşk´a geldi. Aralarında Abakahan´ın kızı da vardı. Ergun´un kızkarde-şi, Kazan ile Harbendan´m halaları da bu kafilede bulunuyordu. Bunlar ikram gördüler ve Kasr-ı Ablak´a konuk edildiler. Kendilerine hacca gidecekleri zamana kadar harçlık ve nafaka verildi. Hac kafilesi, şevvalin sekizinde pazartesi günü Emir Kutluca el-Ebu Bekrî´nin idaresinde yola koyuldu. Bu zat Kassaîn´de ikamet ediyordu. Kafilenin kadısı da Şemseddin Kadilkudat İbn Müslim-el-Hanbelî idi. Cemaleddin el-Mizzî, İmadüddin İbn Şeyrecî, Eminüddin el-Vafî, Fahreddin el-Baalbekkî ve bir cemaat da onlarla birlikte hacca gittiler. Bu hususta sözcü olarak Şerefüddin b. Sadüddin b. Necih görevlendirilmişti. Şihabüddin ez-Zahirî de bana böyle anlatmıştır. Bu kafileyle birlikte Mısırlılardan da Kadilkudat Bedreddin b. Cemâa, oğlu İz-zeddin, Katibül-Memalik Fahreddin, Şemseddin el-Harisî, Şihabüddin el-Erzuî ve Alaadin el-Farisî de hacca gitmişti. Şevval ayında Kahire´de Zekiyüddin el-Münadî´den sonra Zahiriye Darü´l-Hadisinin şeyhliğine Takiyyüddin es-Sübkî atandı. Kendisine Abdülazim b. Hafız Şerefüddin ed-Dimyatî deniliyordu. Sonra bu görev Sübkf den alınarak Fethüddin b. Seyyidü´n-Nas el-Ya´murî´ye verildi. O da zilkade ayında bu göreve başladı. Zilhicce ayının başında perşembe ^ünü Kutbeddin b. Şeyhü´s-Süla-miye´y© hü´at giydirildi ve Muîneddin b. Haşişî´ye yardımcı olarak ordu komutanlığına atandı. Uzun bir süre sonra Kutbeddin yalnız başına ordu nazırı oldu. İbn Haşişi ise görevden azledildi. [10] Hicretin Yediyüzyîrmiüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler Tarihçi İmam Kemaleddîn El-Futî Kemaleddin Ebü´1-Fadl Abdürrezzak Ahmed b. Muhammed b. Ah-med b. Futî Ömer b. Ebi´l-Maâlî eş-Şeybanî. Bağdatlıydı. İbn Futî adıyla tanınmıştır. Futî, onun annesinin babası idi. Kemaleddin el-Futî hicretin 642. senesinde Bağdat´ta doğdu. Tatar vak´asmda esir düştü. Sonra, esaretten kurtuldu. Müstansıriyye kütüphanesinin amiri idi. Ellibeş ciltlik bir tarih ile yirmi ciltlik başka bir tarih tasnif etti. Başka tasnifatı da vardır. Güzel şiirler yazardı. Muhiddin b. Cevzî´den hasen hadisler dinlemiştir. Muharrem ayının üçünde vefat etti ve Şoniziye Mezarlı-ğı´na defnedildi. [11] Kadîlkudat Necmeddin B. Sasari Necmeddin Ebü´l-Abbas Ahmed b. Adi İmadüddin b. Muhammed b. Adi Eminüddin Salim b. Hafız el-Muhaddis Bahaeddin Ebil-Mevahib b. Hibetüllah b. Mahfuz b. Hasan b. Hasan b. Muhammed b. Hasan b. Ah-med b. Muhammed b. Sasarî et-Tağlibî er-Rib´î. Şafiî Mezhebine mensuptur. Şam Kadilkudatı idi. Hicretin 655. senesinin zilkade ayında doğdu. Hadis dinledi. İlim tahsil etti. Kadı Şemseddin b. Hallikan´dan dinlemek suretiyle Vefayatü´1-Ayân adlı eseri yazdı ve tekrar huzurunda okudu. Şeyh Taceddirı el-Fezarf den de nahiv dersleri aldı. İnşâ ve güzel ibarede otorite idi. Hicretin 682. senesinde Adiliyetüssağire Medresesi´nde, hicretin 690. senesinde Eminiye Medresesi´nde, hicretin 694. senesinde de Gazaliye Medresesi´nde ders verdi. Adil Kutboğa´nın zamanında kadıaskerlik yaptı. Sonra hicretin 702. senesinde İbn Daki-kü´1-İyd´den sonra İbn Cemâa´nın Mısır kadılığına atanmasının ardı sıra kendisi de Şam kadılığına atandı. Daha sonra Adiliye, fazaîiye ve Ata-bekiye medreselerinin müderrisliği ile birlikte şeyhü´ş-şüyûhluk görevi de kendisine verildi. Sonra Dünyevî bütün bu makamlardan vazgeçti, bunları başkalarına bıraktı. Vefat ederken, "Keşke bu makamlara hiç atanmasaydım, bunlar küçük metalardır "demiştir. Reis, ihtişamlı, vakarlı, âlicenab, güzel ahlâklı bir kimseydi. Sultanın nezdinde ve devlet kademelerinde saygı görürdü. Rebiyülevvel ayının onaltısında perşembe gecesi bahçesinde otururken kendisine isabet eden bir okla aniden vefat etti. Muzafferi Camii´nde cenaze namazı kılındı. Cenazesinde saltanat naibi, kadılar, ümera ve ayan tabakasına mensup kimseler hazır bulundular. Cenaze merasimi cidden muhteşem olmuştu. Rükniye´deki aile mezarlığına defnedildi. [12] Alaaddin Ali B. Muhammed Alaaddin Ali b.Muhammed b. Osman b. Ahmed b. Ebi´1-Müna b. Muhammed b. Nihle, Dımaşklıydı. Şafiî mezhebine mensuptu. Hicretin 658. senesinde doğdu. Muharrer´! okudu. Şeyh Zeyneddin el-Farikfnin derslerine devam etti. Doleiye ve Rükniye Medreselerinde ders verdi. Beytü´1-mal nazırı idi. Rükniye Medresesi´nin bitişiğinde güzel bir ev yaptırdı. Rebiyülevvel ayında vefat etti. Kendisinden sonra Doleiye Medresesi´nde Kadı Cemaleddin b. Cümle, Rükniye Medresesinde de kadı Rükneddin el-Horasanî ders verdi. [13] Şeyh Zîyaeddin Şeyh Ziyaeddin Abdullah ez-Zerbendî. Nahivciydi. Aklını yitirdi. Dımaşk´tan Kahire´ye göçtü. Şeyhü´ş-Şüyûh el-Konevî´nin önerisi üzerine akıl hastahanesine yatırıldı. Ancak iyileşemedi. Sonra kılıcını çekmiş olarak kaleye girdi, Hristiyan olarak bu senenin rebiyülevvel ayında öldürüldü. Öldürülmeden önce sultanın huzuruna götürüldü. Casus olduğunu sandılar. Sultan idam edilmesini emredince idam edildi. Ben kendisinden nahiv dersi almıştım. [14] Kurra Şeyh Şihabeddin Şeyh, salih ve fazıl bir insandı. Rurraydı. Şeceresi şöyledir: Şiha-beddin Ahmed b. Tabib b. Ubeydullah el-Hillî el-Azizî el-Fevarisî. İbn Halebiye adıyla tanınmıştır. Hatip Merdav b. Abdüddaim´den hadis dinledi. İlim tahsil etti. İnsanlara Kur´an öğretti. Bu sene rebiyülevvel ayında yetmişsekiz yaşındayken vefat etti. Kasyun Mezarlığı´na defnedildi. [15] Şihabeddin Ahmed B. Muhammed Şihabeddin Ahmed b. Muhammed b. Kutniye ez-Zer´î. Malı mülkü, eşyası ve emlâki çok olmakla şöhret bulmuş tacirlerdendi. Anlatıldığına göre Kazan vak´asmın meydana geldiği sene malının zekâtı 25.000 dinara ulaşmıştır. Kendisi bu senenin rebiyülahir ayında vefat etti. Sevra ırmağı yanındaki Kabon yolunda Müreffa´ adıyla bilinen bahçesinin yanındaki türbesine defnedildi. Burası gerçekten muazzam bir türbeydi. [16] Kadı İmam Cemaleddin Cemaleddin Ebu Bekir b. Abbas b. Abdullah el-Haburî. Baalbek kadısı idi. Şeyh Taceddin el-Fezarî´nin önde gelen arkadaşlarından di. Kadı ez-Zer´î ile buluşmak için Baalbek´ten gelmiş ve cemaziyelevvel ayının yedisinde cumartesi gecesi Baderaiye Medresesi´nde yetmiş yaşında vefat etmiş ve Kasyun Mezarlığı´na defnedilmiş ti. Ömrü bir hayal gibi gelip geçti. [17] Uzun Ömür Yaşayan Şeyh Cemaleddin Cemaleddin Ömer b. îlyas b. Reşid. Baaebek´li bir tacirdi. Hicretin 602. senesinde doğdu. Bu sene cemaziyelevvel ayının onikisinde 120 yaşında vefat etti. Matha´ya defnedildi. Allah rahmet etsin. [18] Şeyh İmam Muhaddîs Safiyyüddin Safıyyüddin Ebû´s-Senâ Mahmud b. Ebî Bekir b. Muhammed el-Hasenî b. Yahya b. Hüseyin el-Ermem. Sofiydi. Hicretin 646. senesinde doğdu. Çok hadis dinledi. Hadis toplamak amacıyla çeşitli beldelere seyahatlerde bulundu. Çok hadis derledi. Hayli kitap hazırladı. İbnü´l-Esir´in en-Nihâye adlı eserine bir zeyl yazdı. et-Tenbih adlı eseri okumuş, lügat ilmini tahsil etmiş, bu hususta güzel bilgilere sahip olmuştu. Hicretin 677. senesinde aklını oynattı. Sevda illetine yakalandı. Bazan ayılıyor, o zaman sağlıklı müzakerede bulunuyor, sonra tekrar mezkur hastalığın etkisine maruz kalıyordu. Nihayet bu sene cemaziyelahir ayında Nuriye Hastahanesinde vefat etti ve Babü´s-Sağir Mezarlığı´na defnedildi. [19] Hatun El-Musavvene Hatun binti Melik Salih İsmail b. Adil b. Ebî Bekir b. Eyyûb b. Şâdl Bu sene şaban ayının yirmibirinde perşembe günü Dar-ı Kâfur diye bilinen evinde vefat etti. Önder ve saygın bir hatundu. Hiç evlenmemişti. O zamanda Eyyubîlerden kendi tabakasında başka biri hayatta yoktu. Ümm-ü Salih türbesine defnedildi. Allah rahmet eylesin. [20] - Kıymetli Şeyhimiz Bahaeddin Mr ömür yaşayan ve ilim tahsili uğruna çeşitli beldelere seya, bulunan kıymştÜ şeyhimizin şeceresi şöyledir; Bahaeddin b, Şeyh Beireddin Ebû Galib Muzaffer b, NeemMdin b, Ibi´s-Ssnft Mahmud b, İmam TaeuWmena. Ebü´l F&di Ahm§d b: Muhammed b, U&g&n b, Hibetüllah b, Abdullah b. Hüseyin b. Dımaşkhydı, Usun ömür iürmüş tabiplerdendi, Hieretin §29, bi doğdu, Gerek hadii âlimlerinin kendilerinden dinleyerek, gereki© ba§* kalan vasıtalıyla, çok miktarda hadis toplada Hafız Alamüddin e> Bmmlî vefat ettiği mm onun hadis şeyhlerinin adını vermiştir, Aynı şekilde hafiz Selahaddin el-Alâî de onun Ali isnadlı hadislerini bir kitapta toplamıştır, Muhaddis Nasirüddin b. Tuğurbek onun hadis üstadiarı» nm haklarındaki bilgileri yedi ciltlik bir eserde vtraüştir ki, bu eserde 570, hadis şeyhinden bahsedilmektedir. Ben bu kitabı kendiline okudum, o da dinledi, O sırada başka hadis hafızları da dinlediler, Berzalî dedi ki: "Tekrarları çıkarırsak ona yirmiüç ciltlik hadig şeyhleriyle ilgili kitabı okudum. Ayrıca mükerrerlerin de dahil olduğu 550 eüz´lük hadis kitabı okudum." Şeyhimiz Bahaeddin tıpla da iştigal etmiştir. İnsanları ücretsiz tedavi ederdi. Birçok hadis, hikâye ve şiir ezberlemişti. Nazmı da vardı. Çeşitli yazılan yazmakta ustaydı. Sonra bütün bunları bırakarak evine kapandı. Kendini hadis nakletmeye verdi. Ahir ömründe yalnız başına çok şeyler yaptı. Münferit rivayetlerde bulundu. Hadis rivayetinde çok kolaylık sağlardı. Evini Darü´l-Hadis olarak vakfetti. Hafiz Berzalî´ye ve Mizzfye ihsanlarda bulundu. Bu şene şaban ayının yîrmibeşinde pazartesi günü öğle vakti vefat etti. Kasyun Mezarlığı´na defnedildi. Allah rahmet etsin, [21] Emir, Vezir Necmeddin Necmeddin Ahmed b. Şeyh Fahreddin Osman b. Ebi´l-Kasım el-Basravî el-Hanefî Basra´da amcası Kadı Sadrettin el-Hanefî´den sonra ders verdi, Dımaşk´ta muhtesiplik ve hazine nazırlığı görevinde bulundu. Daha sonra vezirliğe atandı. Bir süre sonra vezirlikten istifa etti, kendisine muazzam iktalar verilerek istifası kabul edildi. Saygınlığı ve giysileri hususunda vezir muamelesi gördü. Nihayet bu sene şaban ayının yirmisekizinde perşembe günü Basra´da vefat etti ve oraya defnedildi. Âlicenab, bahşedici, övgüye lâyık, çokça sadaka verip ihsanda bulunan bir kimseydi. Vefat edince geride çok miktarda mal ve evlat bıraktı. Kendisinden sonra bütün bunlar yok oldu. Mah dağıtıldı, kadınları, başkaları tarafından nikahlandı, evlerine de başkaları yerleşti. [22] Emir Saîümüddin B, Kara Sungotıl-Oqgındar Mm Dımaşk´a emir olarak atandı. Oradaki emirlik vefatından altı ay önee azledildi, Bu sene ramazan ayımn detaunda. vefat etti, Tarih MefeMnin doğusundaki aydınlık ve beyaz renkli türbesine defnedildi Burayı ölmedin öne© kendi şahsı için . [23] Şıyh Ahmto El^Akıf Şihabüddin Ahmed b, Hamid b, SaRet-Tenuhî ekHarirî. Hicretin 644, senesinde doğdu, Çoeukluğunda Şeyh Taeeddin e^Fezarî´den gt-Tenbih adlı eseri okudu. Sonra Haricîlere arkadaş oldu, Hizmetlerinde bulundu- Şeyh Necmeddin b. İsmail´in derslerine devam etti, Hadii dinledi. Defalarca hacca gitti. Şekli ve ahlâkı güzel olup insanlar tarafından çok sevilirdi. Bu sene ramazan ayının yirmiüçünde pazar günü Miss-ze´dekî zaviyesinde vefat etti ve Mizze Mezarlığı´na defnedildi. Cenaze" sine büyük bir kalabalık iştirak etmişti. Bu sene ramazan ayının yirmisekizmde cuma günü Dımaşk´ta Şeyh Harun el-Makdisî´nin gıyabî cenaz;© namazı kılındı. Bu zat ramazan ayının yirmisinden sonraki günlerden birinde Baalbek´te vefat etmişti. Salih bir insan olup fakirler tarafından tanınan ve sevilen meşhur bir kimseydi, [24] Kurra Şeyh Ebu Abdillah Ebu Abdillah Muhammed b. İbrahim b, Yusuf b. Asr eUEnsarî el-Kasrî es-Septî, Zilkade ayımn üçünde perşembe günü Kudüs´te vefat etti. MamîU Mezarlığı´na defnedildi. Cenaze merasimi muhteşem olmuştu. Merasime Kerimüddin ile insanlar, yaya olarak gelmişlerdi, Hicretin 653. senesinde doğan Ebu Abdillah, heybetli bir şeyh olup kına yaktığından ötürü sakalının rengi kırmızıydı. Bu sene Kudüs-ü Şerifi ziyarete gittiğimde kendisiyle görüşüp konuştum. Bu, ona yaptığım ilk ziyaretti. Maliki Mezhebine mensuptu. el-Muvattâ adlı eseri sekiz ayda okumuş, Mahiv ilmini da Züccacî´nin el-Mücmel adlı eserini şerheden Ebu Rebî´den tahsil etmişti. [25] Şeyhimiz Asil İnsan Şemseddin Şemseddin Ebu Nasr b. Muhammed b. İmadüddin Ebü´1-Padl Mu-hamnıed b. Şemseddin Ebu Nasr Muhammed b. Hibetüllah b. Muhammed Yahya b. Bendar b. Memil eş-Şirazî. Hicretin 629. senesinin şevval ayında doğdu. Çok hadis dinledi, rivayet etti. Alî senetlerle şeyhimiz el-Mizzî´ye hadis nakletti. Bu hususta faydaları oldu. Allah kendisini rah-metiyle örtsün. Şeyhimiz Mizzf ye hadis cüz´lerini bizzat okudu. Allah sevabını artırsın. Hayırlı, mübarek, mütevazi, güzel bir âlimdi. Hizipleri ve mushafları süslerdi. Bu hususta sanatkârdı, devlet dairelerinde çalışmazdı. Emirlik yapmadı. Medreselerde ve meşhedlerde de vazife alarak onurunu düşürmedi. Nihayet bu sene arefe günü Mizze´deki bahçesinde vefat etti. Mizze Camii´nde cenaze namazı lalındı ve türbesine defnedildi. Allah rahmet etsin. [26] Şeyh Ebu Bekir Abid bir insandı. Şeceresi şöyledir: Ebu Bekir b. Eyyûb b, Saîd ez-Zerî el-Hanbelî Kayyimu´l-Cevziyye. Salih bir insandı. İbadet ehliydi. Faziletliydi. Reşid el-Amirî´den Delailü´n-Nübüvve´nin bir kısmını dinledi. Zilhicce ayının ondokuzunda pazar gecesi Cevziye Medresesi´nde vefat etti. Öğleden sonra cenaze namazı kılındı. Babü´s-Sağir Mezarlı-ğı´na muhteşem bir merasimle defnedildi. İnsanlar kendisini hayırla yâd edip övdüler. Allah rahmet etsin. Bu zat allame Şemseddin Muhammed b. Kayyim el-Cevziyye´nin babasıdır. Bilindiği gibi Şemseddin de faydalı ve kıymetli birçok eser tasnif etmiştir. [27] Emir Alaeddin B. Şerefüddin Alaeddin b. Şerefüddin Mahmud b. İsmail b. Mabed. Baalbekli olup. Tabılhane enıirlerindendi. Babası Baalbek´te tacirdi. Emir Alaeddin, devlet kademelerinde görev aldı. Mertebesi yükseldi. Nihayet Ta-bibhane emirliğine atandı. Vakıflar idaresinin başkanlığıyla birlikte Dımaşk posta müdürlüğü görevine başladı. Sonra Havran vilayetine atandı. Hastalandı. İri yan, boylu poslu bir kimseydi. İstifa etti. İstifası kabul edildi. Bu sene zilhicce ayının yirmibeşinde vefat edinceye dek Mizze´deki bahçesinde ikamet etti. Cenaze namazı orada kilindi ve Mizze Mezarlığı´na defnedildi. Diyanet sahibi, hayırlı ve güzel emirlerdendi. Allah kendisini affetsin. [28] Fakih Şerefüddin El-Harranî Şerefüddin Ebu Abdillah Muhammed b. Muhammed b. Sadullah b. Abdüllahad b. Sadullah b. Abdülkahir b. Abdülvahid b. Ömer el-Harra-nî. İbn Necih adıyla tanınmıştır. Bu sene zilhicce ayının yirmibeşinde Benî Salim vadisinde vefat etmiş, Medine´ye götürülerek orada yıkanmış ve Ravza´da cenaze namazı kılınarak Cennetü´1-Bakî Mezarlığı´na Âkil´in kabrinin doğu tarafına defnedilmiş ti. İnsanlar onun bu şekilde Ölümüne ve böyle bir yere defnedilmesine gıpta ile bakmışlardı. Allah kendisine rahmet etsin. Ona gıpta edenlerden biri de Hanbelîlerin Kadısı Şeyh Şemseddin b. Müslim´di. O da bundan üç sene sonra vefat etmiş ve yanına defnedilmiş ti. Allah ikisine de rahmet etsin. Şeyh Şerefüddin Muhammed el-Harranf nin cenazesinin defnedildiği günde, Şerefüddin b. Ebi´1-İzz el-Hanefî de hac dönüşünde Mekke´den iki konak ötede iken durumu haber almış ve Şerefüddin el-Harrinî´nin bu şekilde ölümüne gıpta etmiş, kendisi de aynı şekilde Medine´de ölme bahtiyarlığına ermişti. Şerefüddin b. Necih, şeyhimiz allame Takiyyüddin b. Teymiye ile arkadaşlık etmiş, çok yürekli ve bahadır kimselerin cesaret edebileceği zorlu durumlarda onunla beraber olmuş, onunla birlikte zindana atılmıştı. İbn Teymiye´nin en büyük hizmetkârlarından ve has arkadaşlarındandı, O´nun uğruna defalarca eziyetlere maruz kalmıştı. Eziyet gördükçe îbn Teymiye´ye olan sevgisi ve düşmanlarına karşı direnişi, sabrı daha da artıyordu. Bu zat hem kendi nefsinde, hem de insanlar nezdinde mazbut biri olup yaşantısı ve davranışları şükranla karşılanıyordu. Aklı ve anlayışı sağlamdı. Son derece dindar ve zahitti. Bu nedenle hac dönüşünde böyle bir ölüm kendisine nasip olmuştu. Cenaze namazı Rasûlullah (s.a.v)´ın ravzasında kılınmış, Me-dine-i Münevvere´deki Bakiü´l-Ğarkad Mezarlığı´na defnedilmiş, ömrünü salih amelle noktalamıştı. Selef-i Salihinden çok kimseler böyle salih bir amel işledikten hemen sonra ölmeyi temenni etmişlerdi. Cenaze merasimi çok muhteşem olmuştu. Yüce Allah kendisine rahmet etsin. Doğruyu noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah daha iyi bilir. [29] Hicretin Yediyüzyirmidördüncü Senesi Bu sene başında İslâm ülkesinin yöneticileri adları önceki senede anılan kimselerdi. Şöyle ki: Halife, Müstekfî Billah Ebu Rebî Süleyman b. Hakim Biemrillah el-Abbasî; Ülkenin Sultanı Melik Nasır; Mısır´daki naibi Seyfeddin Ergun, veziri Eminü´1-Mülk, Mısır´daki kadıları önceki senede adları anılan kadılardı. Şam´daki naibi Tengiz olup Şam´daki kadılar da Şafiî Kadısı Cemaleddin ez-Zer´î, Hanefî Kadısı Sadr Ali el-Basravî, Maliki Kadısı Şerefüddin el-Hemedanî, Hanbelî Kadısı Şemseddin b. Müslim, Emevî Camii´nin hatibi Celaleddin Kazvinî, Beytü´1-mal vekili Cemaleddin b. Kalanisî, beldenin muhtesibi Fahreddin b. Şeyhü´s-Sülamiye, divanların nazırı Şemseddin Gabriyel, divanların başkam Alemüddin Türkeşî, ordu komutanı Kutbeddin b. Şeyhü´s-Sülamiye ve Muineddin b. Haşiş, sır katibi Şihabeddin Mahmud, Nakibü´l-Eşraf Şerefüddin b. Adnan, cami nazırı Bedreddin b. Haddad, hazine nazırı İzzeddin b. Kalanisî, Berr valisi Alaeddin b. Mervanî, Dımaşk valisi de Şihabeddin Berk idi. Rebiyülevvel ayının onbeşinde İbn Şeyhü´s-Sülamiye´nin yerine İzzeddin b. Kalanisî muhtesipliğe ve hazine nazırlığına atandı. Bu ayda sultan vekili Kerimüddin, Kudüs´ten Mısır´a çağrıldı. Mısır´da tutuklandı. Sonra kendisinden çok miktarda mal ve zahire alındı. Daha sonra Said´e sürgün edildi. Kendisine ve aile efradına sultan tarafından nafaka bağlandı. Kerimüddin es-Sağir de huzura çağrıldı ve çok miktarda malı müsadere edildi. Rebiyülahir ayının onbirinde cuma günü sultanın mektubu, Emevî Camii´nin maksuresinde saltanat naibi ve kadıların huzurunda okundu. Mektupta bütün Şam yöresindeki gelirlerden alınan harçların artık alınmaması emrediliyordu. Bu yüzden sultana çokça dua edildi. Rebiyülahir ayının yirmibeşinde cuma günü Dımaşk´ta Şam naibine bir ferman geldi. Bu fermanda Şafiî Kadısı Zerî´nin azledildiği bildiriliyordu. Bu haberi alan Zer´î kendiliğinden hüküm vermekten vazgeçti. Azledildikten sonra onbeş gün müddetle Adiliye´de ikamet etti. Sonra Atabekiye Medresesi´ne geçti. Şeyhüş-Şüyûhluk ve Atabekiye müderrisliği elinde kaldı. Saltanat naibi şeyhimiz imam zahid Burhaneddin el-Fezarî´yi yanma çağırarak kendisine kadılık teklifinde bulundu. Ancak o, bu teklifi kabul etmedi. Saltanat naibi, olanca ısrarlarıyla o´na bu görevi teklif ettiyse de o, bu görevi kabul etmedi. Huzurdan çıkıp gitti. Saltanat naibi, ayan tabakasına mensup kimseleri o´nun medresesine gönderdi. Onlar da çeşitli yollara baş vurarak o´na karşı bütün hileleri uyguladılarsa da o yine de bu görevi kabule yanaşmadı. Şiddetle karşı koydu. Allah bu mürüvvetinden ötürü o´nu hayırla mükâfatlandırsın. Cuma günü posta geldi ve şeyhimizin Şam Kadılığına atandığını bildirdi. Aynı günde Ta-kiyyüddin Süleyman b. Meracil´e, vefat eden Bedreddin b. Haddad´m yerine cami nazırlığına atanması nedeniyle hil´at giydirildi. Uhdesinde bulunan küçük Maristan yöneticiliği Bedreddin b. Attar´a verildi. Cemaziyelahir ayının ortasında perşembe gecesi yatsıdan sonra ay tutuldu. Hatip, dört sûre ile cemaate Küsûf namazı kıldırdı. Namazda â İkterebe, Vakıa ve Kıyame surelerini okudu. Sonra yatsı namazını kıldırdı. Namazdan sonra hutbe irâd etti. Sabah olunca cemaate sabah namazını kıldırdı. Sonra postayla Mısır´a gitti. Sultan kendisine ihsanda bulundu, birkaç gün sonra onu kadılığa atadı. Tekrar Şam´a döndü. Receb ayının beşinde hatipliğin yanısıra Adiliye ve Gazali´ye medreselerinin müderrisliği ile birlikte kadılık görevine de atanmış olarak Dınıaşk´a girdi ve bu görevlerin ifâsına başladı. Uhdesinde bulunan Eminize Medresesi´nin müderrisliği kendisinden alınacak bu göreve Beytü´1-mal vekilliği vazifesi ile birlikte Cemaleddin b. Kalanisî atandı. Kadıaskerlik görevi de ona verildi ve kendisine Kadükudat Celaleddin el-Kazvinî diye hitap edildi. Bu sene receb ayının yirmibeşinde hac münasebetiyle Tekrur meliki Kahire´ye geldi, Kurafe´ye indi. Beraberinde yirmi kadar da Mağripli vatandaş ve hizmetçi vardı. Yanlarında çok miktarda altın getirmişlerdi. Öyle ki altın fiyatları her miskalde iki dirhem ucuzladı. Kendisine Melik Eşref Musa b. Ebî Bekir deniliyordu. Güzel suretli bir gençti. Üç sene yaya yürüyerek bir ucundan diğer ucuna ulaşılabilecek kadar genişlikte bir memleketi vardı. İfadesine göre idaresinin altında yirmidört hükümdar bulunuyormuş ve her hükümdarın elinin altında çok miktarda vatandaş ve asker varmış. Melik Eşref IVIusa, Cebel kalesine sultana selam vermek için girdiğinde yer öpmesi emredilince bunu kabul etmedi. Sultan ona ikramda bulundu. Sultanın, huzurundan çıkıncaya kadar oturma imkânı bulamadı. Ama sultan ona atlar, develer ve şanına layık çok sayıda savaş aletini hediye etti. Atların üzerinde sarı atlastan şallar vardı. Develer hecin cinsindendi. Kendisi de sultana çok miktarda hedi->e gönderdi ki, bu hediyeler arasında 40.000 dinar para vardı. Naibe de 10.000 dinar ile çok miktarda armağan göndermişti. Şaban ve ramazan aylarında Nil nehrinin sulan aşırı derecede arttı. Yüz seneden beri bu kadar artış görülmemişti. Sular arazilerin üzerine taştı ve araziler üçbuçuk ay kadar sular altında kaldı. Bu su taşkınında çok miktarda kamışda su altında kalmıştı. Ama bunun faydası zararından daha büyüktü. Şaban ayının onsekizinde perşembe günü Kadı Celaleddin Kazvinî, iki hakim naibi atadı ki bunlardan biri Yusuf b. İbrahim b. Cümle el-Mahaccî es-Salihî idi. Bu zat ileride de anlatılacağı gibi bir süre sonra kadılığa getirilmiştir. Diğer hakim naibi de Muhammed b. Ah b. ibrahim el-Mısrî idi. İkisi de atandıkları gün hüküm vermeye başladılar. Ertesi gün posta geldi. Postada Şeyh Kemaleddin b. Zemlekânî´nin Haleb Kadılığına atandığına dair ferman vardı. Saltanat naibi, onu ya-nına çağırdı. Bu hususta onunla görüştü. Ancak o kadılığı kabul etmedi. Nâib onunla tartıştı! Sonra sultanla görüştü. Ramazan ayının oniki- sinde postanın tekrar getirdiği bir yazıda mezkur şahsın, yani Kemaled-din b. Zemiekânî´nin Haleb Kadılığına atandığı te´kiden bildirildi. Bunun üzerine o da Haleb´e gitmeye hazırlandı. Nihayet şevval ayının on-dördünde perşembe sabahı yola çıktı. Şevvalin yirmialtısmda salı günü Haleb´e ulaştı. Aşın derecede ikram gördü. Orada ders verdi. Dunaşk´ta-kine nisbetle orada daha çok talebeye ders verdi. Halebliler onun ilim ve irfanıyla şereflendiler, Şamlılar ise onun derslerinden mahrum kaldıkları için üzüldüler. Şair Şemseddin Muhammed el-Hanrat bu hususta bir kasidesinde şöyle demiştir: "Geniş toprakları olan Dımaşk seni kaybettiğine üzüldü. Beyaz taşlı Haleb şehri ise senin gelişine sevindi." Ramazan ayının onikisinde Emîrü´1-Mülk, Mısır vezirliğinden azledildi. Vezirlik, saltanat sarayının üstadı Emir Alaeddin Moğultay Cemalfye verildi. Ramazan ayının sonlarında Sahip Şemseddin Gabriyel Kahire´ye çağrıldı. Kerîmüddîn es-Sağîr´in yerine divanların nazırlığına atandı. Sözü edilen Kerîmüddin de şevval ayında Dımaşk´a geldi. Dımaşk´ın Kassaîn mıntıkasındaki adalet sarayına yerleşti. Seyfeddîn Kudeydar da Mısır Valiliğine atandı. Bu; kan akıtan, atılgan, cesaretli biri idi. İçkileri döktürdü. Esrarları yaktırdı. Yan kesicileri tutuklattı. Onun sayesinde Mısır´da ve Kahire´de asayiş sağlandı. Mısır´da ikamet ettiği sürede İbn Teymiye´nin yanından hiç ayrılmamıştı. Ramazan ayında Şeyh Necmeddîn Abdurrahim b. Şahham el-Musulî, Özbek sultanının ülkesinden Mısır´a geldi. Tıbba ve diğer ilimlere dair bilgisi vardı. Yanında bir tavsiye mektubu da getirmişti. Bunun üzerine Cemaleddin b. Kalanisî´den boşaltılan Zahiriyetü´l-Berra-niye Medresesinin müderrisliğine atandı. Sonra Carudiye Medresesinde de ders verdi. Şevval ayının dokuzunda Emir Gogencebar el-Muhammedî´nin idaresinde hac kafilesi yola koyuldu. Kafilenin Kadısı da Şihabeddin ez-Zahirî idi. Hacca gidenler arasında Burhaneddin el-Fezarî ile Trablus, Saruha ve şehri ve beldeleri ile ve diğer beldelerin naibi Şihabeddin Kur-tay en-Nasırî de vardı. Şevval ayının ortasında sultan, Hasiriye Medre s esindeki fakihle-rin maaşları ile kontenjanları artırdı. Bu medresede her mezhepten otu-züç fakih vardı. Her mezhebin kontejanını ellidörde çıkardı. Maaşlarım da artırdı. Şevval ayının yirmiüçünde sultan vekili Kerimüddin el-Kebîr, kendini bir ambarda asarak intihar etti. Ambarın kapısını içeriden kilitleyip boynuna bir ip geçirmiş, ayağının altına koyduğu kafesi ayaklarıyla iterek canına kıymıştı. Bu olay Asvan şehrinde cereyan etmişti. Bu şahsın biyografisi ileride daha geniş anlatılacaktır. Zilkade ayının onyedisinde, sultamn ölümle yüz yüze gelmesine sebep olan ağır hastalıktan kurtulup şifâ bulması sebebiyle Dımaşk şehri süslendi. Zilkade ayında Haleb´e göçen, Ibn Zemiekânî´nin yerine Cemaleddin b. Kalanisî, Zahiriyetü´1-Cevvaniye Medresesi´nde ders verdi. Dersinde Kadı Kazvinî de hazır bulundu. Bağdat´tan Mevlâ Şems b. Hassan´a bir mektup geldi. Doğruluğu kesin olan bu mektupta anlatıldığına göre Emir Çoban, Emir Muhammed Hüseyna´ya, içmesi için bir kâse şarap verdi, o da bunu içmeyip şiddetle karşı koyunca Emir Çoban ona içmesi için emir verdi, ancak o yine karşı koyunca Emir Çoban; "Ya bunu içersin, ya da otuz tümen para ödemekle yükümlü olursun!" dedi. Emir Muhammed Hüseyna: "Olur, otuz tümen para öderim ama, şarabı kesinlikle içmem" diye karşılık verdi. Emir Çoban da bunu bir yazıya geçirip imzasını aldı. Sonra Emir Muhammed Hüseyna, Emir Çoban´ın yanından çıkıp bektî adındaki bir emirin yanına gitti. Ondan otuz tümen borç para istedi. O da otuz tümeni on tümen kârına, yani kırk tümen borçlandırarak verebileceğini söyledi. Anlaştılar. Bunun üzerine Emir Bektî, Emir Çoban´a şu haberi iletti: "Emir Muhammed Hüseyna´dan istediğin para bendedir. İstersen haziney-i şerifeye gönderirim istersen askerlere dağıtırsın." Emir Çoban da Emir Muhammed Hüseyna´ya haber gönderip yanma gelmesini istedi. Yanına gelince ona şöyle dedi: - Kırk tümen para ödemeyi kabul ediyorsun da, bir kâse şarabı içmiyorsun! - Evet! Emir Muhammed Hüseyna´nın bu cevabı Emir Çoban´ın hoşuna gitti ve Emir Çoban daha önce onun aleyhine düzenlediği tutanağı yırttı. Böylece Emir Muhammed Hüseyna, onun yanında itibar sahibi oldu. Emir Çoban da onu bütün işlerinde yetkili kıldı. Onu kâtiplerinin başına tayin etti. Böylece Emir Çoban daha önce elde ettiğinden fazla gelire sahip oldu. Allah Emir Muhammed Hüseyna´ya rahmet etsin. Bu sene İsfahan´da kargaşa ve fitne meydana geldi. Bu yüzden binlerce İsfahanlı öldürüldü. Bu kargaşa aylarca sürdü. Bu sene Dımaşk´ta aşırı derecede kıtlık meydana geldi. Bir çuval buğday 220 dirheme satılır oldu. Gıda maddeleri azaldı. Cenâb-ı Allah, Mısır´dan kendilerine azık getirecek kimseleri göndermiş olmasaydı kıtlık daha da şiddetlenecek ve kat kat artacaktı ve bu yüzden çok sayıda insan ölecekti. Bu hal bu sene bir kaç ay devam etti. Hicretin 725. senesine kadar sürdü. Nihayet Mısır´dan gıda maddeleri geldi. Fiyatlar ucuzladı. Hamd ve minnet Allah´adır. [30] Hicretin Yediyüzyirmîdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler Bedreddin B. Memduh B. Ahmed El-Hanefî Rum Kalesi´nin kadısı idi. Salih bir insandı. Defalarca hacca gitmişti. Bazan Rum Kalesi´nde iken, bazan da Kudüs´te iken ihrama girerdi. Muharrem ayının başında Hicaz´da vefat etti. Dımaşk´ta gıyabî cenaze namazı kılındı. Şerefüddin b. İzz ile Şerefüddin b. Necih´in de gıyabî cenaze namazları kılındı. Bunlar onbeş gün ara ile hac ibadetini ifa ettikten sonra Hicaz yolunda vefat etmişlerdi. Bunlar daha önce İbn Teymiye´nin arkadaşı İbn Necih´in Hicaz yolunda vefatına gıpta etmişler, kendilerine de bu şekilde bir ölüm nasip olmuştu. Hac gibi salih bir ameli ifa ettikten hemen sonra ölmüşlerdi. [31] Hüccetü´l- Kebire Honda Binti Mekkiye Melik Nasir´m zevcesi idi. Daha önce Melik Nasır´m kardeşi Melik Eşrefin zevcesiydi. Sonra Nasır kendisinden yüz çevirdi ve onu kaleden çıkardı. Cenaze merasimi muhteşem olmuştu. Kendi yaptırmış olduğu türbesine defnedildi. [32] Şeyh Muhammed B. Cafer B. Fer´ûş Kendisine Lebbad denirdi. Müelleh diye de tanınırdı. Camide kırk sene kadar insanlara Kur´an okuttu. Ben de kendisinden kıraat dersi aldım. Küçük çocuklara râ harfini ve râ gibi telaffuzu zor harflerin mahreçlerini öğretirdi. Azıcık dünyalığı vardı. Hiçbir şey biriktirmez di. Evi, ambarı yoktu. Yiyeceğini çarşıda yerdi ve camide yatardı. Bu sene safer ayının başmda yetmiş yaşını aşmış iken vefat etti. Babül- Feradis Me-zarlığı´na defnedildi. Allah rahmet etsin. [33] Şeyh Eyyûb Es-Suudi Yukarıda adı geçen Şeyh Muhammed b. Cafer b. Fer´ûş´un vefat ettiği günde, Mısır´da 100 yaşma yaklaşmış iken vefat etti. Cenaze merasimi çok görkemli olmuştu. Şeyhinin Kurafe´deki türbesine defnedildi. Kadilkudat Takiyyüddin es-Subkî, sağlığında ondan hadis rivayet edip yazıya geçirmişti. Şeyh Ebu Bekir er-Rehabî´nin anlattığına göre, Kahi-re´de şimdiye kadar böylesine muhteşem bir cenaze merasimi görülmemişti. [34] Şeyh Nureddin Ebü´l- Hasan Şeyh İmam Zahid Nureddin Ebü´l-Hasan Ali b. Yakup b. Cibril el- Bekri. Mısırlıydı. Şafiî Mezhebine mensuptu. Tasnif eserleri vardı. Şafiî´nin Müsned´ini, Vezire binti Mencâ´dan okudu. Sonra Mısır´a gitti. Şeyhül-îslâm İbn Teymiye´ye cephe alanlardandı. Devlet erkânından biri kendisini Öldürmek isteyince kaçıp Mısır´da ikamet eden İbn Teymiye´nin yanma gizlendi. Onun gibi zayıf şahsiyetli kişiler, akıllı kimseleri her zaman kendine güldürmüşlerdir. Sultan onu öldürmek istedi, emirlerden biri sultana gelip onu affettirdi. Sonra devlete karşı geldi. Kahire´den Deyrot denen bir beldeye sürgün edildi. Bu sene rebiyülahir ayının yedisinde pazartesi günü vefat edinceye kadar orada kaldı. Kura-fe Mezarlığı´na defnedildi. Cenaze töreni meşhurdu, ama muhteşem değildi. Şeyhi, onun İbn Teymiye´ye karşı çıkışını hoş görmemiş ve ona, "Sen güzel konuşmasını bilmiyorsun" demişti. [35] Şeyh Muhammed El-Bacrîkî Sapık Bacrikiye fırkası kendisine nisbet edilir. Bu fırka, aziz ve ce-lü olan yaratıcıyı inkâr eder, isimleri kutsal olan Rabbin varlığım kabul etmezdi. Muhammed el-Bacrikî´nin babası Cemaleddin b. Abdurrahim b. Ömer el-Musulî ise Şafiî ulemasından salih bir insandı. Dımaşk´m birkaç medresesinde ders vermişti. Oğlu, fakihler arasında yetişti, ilim tahsil etti. Sonra tarikate intisap etti< Kendisine inanan bir cemaat etrafında toplandı. Malikî kadısı onur^ kanının akıtılmasına hükmedince doğuya kaçtı. Daha sonra kendisi aleyhinde şehadette bulunan şahitlerle, kendisinin arasında düşmanlık bulunduğunu ispatlayınca, Hanbelî kadısı onun canının bağışlanmasına hükmetti. Bir kaç sene Kabon´da ikamet etti. Nihayet rebiyülahir ayının onaltısmda çarşamba gecesi vefat etti. Kasyun Mezarlığı´ndaki Meğaretüddenıin yakınında ve mağaranın alt tarafında dağ eteğindeki kubbeye defnedildi. Vefat ederken altmış yaşındaydı. [36] Şeyhimiz Kadı Ebu Zekeriya Muhiddin Ebu Zekeriya Yahya b. Fadl Cemaleddin İshak b. Halil b. Faris eş-Şeybanî. Şafiî Mezhebine mensuptu. Nevevî´den ders aldı. İbn Makdisî´nin yanma devam etti: Zer´de ve diğer yerlerde hakimlik yaptı. Sonra Dımaşk´ta ikamete başlayarak camide ders verdi. Sarimiye Med-resesi´nde ve diğer bir kaç medresede bu senenin rebiyülahir ayı sonunda vefat edinceye kadar ders verdi. Seksen yaşma yaklaşmış iken vefat etti ve Kasyun Mezarlığı´na defnedildi. Allah rahmet etsin. Çok hadis dinledi. Zehebî onun bazı hadislerini tahric etti. Biz de Dârakutnî´nin Sünen´ini ve diğer hadis kitaplarım kendisinden dinledik. [37] Büyük Fakih, Vezir, İmam, Alim Ve Hatip Bedreddin Bedreddin Ebu Abdillah Muhammed b. Osman b. Yusuf b. Munam-nıed b. Haddad el-Amidî el-Hanbelî. Hadis dinledi. İlim tahsil etti. Hanbelî Mezhebinin el-Muharrer adlı eserini ezberledi. İbn Ham-dan´dan bir kaç sene ders aldı. İbn Hamdan onu çok Över, zihninin ve zekâsının mükemmel olduğunu söylerdi. Sonra yazı yazmakla iştigal etti. Haleb´de Emir Kara Sungur´un hizmetinde bulundu. Emir Kara Sungur da onu vakıflar nazırlığına ve Haleb´in büyük Camii´nin hatipliğine atadı. Daha sonra Dımaşk´a döndüğünde onu Emevî Camii´nin hatipliğine atandı. Orada kırkiki gün süreyle hatiplik yaptı. Sonra Cela-leddin el-Kazvinî bu camiinin hatipliğine yeniden atandı. Sonra Bedreddin, hastahane nazırlığına, muhtesipliğe ve Emevî Camii´nin nazırlığına yeniden atandı. Bir zamanlar Hanbelîlerin kadılığına da tayin edildi. Bu sene cemaziyeîahir ayının yedisinde çarşamba gecesi vefat etti ve Babü´s-Sağir Mezarlığı´na defnedildi. Allah rahmet etsin. [38] El-Katibü´l -Müfid Kutbedpin Kutbeddin Ahmed b. Mufaddal b. Fadellah el-Mısrî. Tengiz´in kâtibi Muhiddin´in kardeşidir. Sahip Aîemüddin de babasıdır. Yazı yazmakta ustaydı. Kardeşinden sonra vakıflar idaresinin gelirlerini toplamakla görevlendirildi. Kardeşinden daha yaşlıydı. Kardeşine yazı yazmayı ve diğer sanatları o öğretmişti. Bu sene receb ayının ikisinde pazartesi gecesi vefat etti. Taziyet meclisi Sümeysatiye Medresesi´nde kuruldu. Sağlığında Sümeysatiye vakıflarında idareci idi. [39] Emirü´l-Kebir Melikü´l-Arap Muhammed B. İsab. Mühenna Bu sene receb ayının yedisinde cumartesi gecesi Silmiye´de vefat etti. Altmış yaşını geçmişti. Şekli güzel, yaşantısı hoş, ilmiyle amel eden arif bir insandı. Allah rahmet etsin. [40] Büyük Vezir Alişah B. Ebu Bekir Et-Tebrizî Sadeddin es-Savî´nin öldürülmesinden sonra Ebu Said´in veziri oldu. Kıymetli, dindar, hayırlı bir âlimdi. Cenazesi Tebriz´e götürüldü. Ölüm haberi receb ayında Dımaşk´a ulaştı. Allah rahmet etsin. [41] Emir Seyfeddin Bektimur Valiler valisi; çeşitli beldelerdeki vakıfların sahibi olan bir zattı. Sulp´teki medreseyi kendisi vakfetmişti. Ebu Ömer Medresesi´nde ve diğer medreselerde müderrisleri kendisi görevlendirmişti. Bu sene ramazan ayında naibi olduğu İskenderiye şehrinde vefat etti. Allah rahmet etsin. [42] Şerefüddin Ebu Abdillah Şerefüddin Ebu Abdillah Muhammed b. Şeyh İmam Allame Zey-neddin b. Menca b. Osman b. Esad b. Menca et-Tenuhî. Hanbelî Mezhebine mensuptu. Kadilkudat Alaeddin´in kardeşi idi. Hadis dinledi. Ders ve fetva verdi. Şeyh Takiyyüddin b. Teymiye ile arkadaşlık etti. Dindar, sevgi dolu, âlicenab, hakların çoğunu sahiplerine ödeyen bir kimseydi. Bu sene şevval ayının dördünde pazartesi gecesi vefat etti. Hicretin 675. senesinde doğmuştu. Salihiye´deki aile mezarlığına defnedildi. [43] Şeyh Hasan El-Kürdî El-Müleh Pisliklere ve necasetlere karışır, yalın ayak dolaşırdı. Bazan gayb ilmine benzer saçma şeyler söylerdi, Kör ve sapık kimselerden olan avam tabakası, onun ermiş bir kişi olduğuna inanırdı. Bu sene şevval ayında vefat etti. [44] Sultan Vekili Kerimüddin Kerimüddin Abdülkerim b. Alem Hibetüllah el-Müselmanî. Türklerin devletinde sultanın yanında başkalarına nasip olmayacak derecede yüksek makamlara gelmiş ve büyük servet sahibi olmuştu. Dı-maşk´ta iki cami vakfetti. Bunlardan biri Kubeybat Camii idi. Bu caminin karşısındaki büyük havuz için 50.000 dinar Ödeyerek, bir ırmağın suyunu satın almıştı. İnsanlar bu sudan çok yararlanmışlardı. İkinci cami ise Kabon´daki camidir. Çok miktarda sadaka dağıtmıştı. Allah hayırlarını kabul buyursun ve kendisini affetsin. Ahir ömründe tutuklanmış, sonra malına el konularak önce Şobek´e, sonra Kudüs´e, oradan da Said´e sürgün edilmiştir. Rivayet edildiğine göre Asvan şehrinde kendini sarığıyla boğmuştur. Ölüm tarihi, şevval ayının yirmiüçüncü günüydü. Şekli güzel, boyu poşu yerinde bir adamdı. Allah kendisini affetsin. [45] Şeyh İmam Alim Alaeddin Ali Alaeddin Ali b. İbrahim b. Davud b. Süleyman b. Attar. Nuriye Darü´l-Hadisi´nin şeyhi, Emevî Camii´ndeki Gasiye Medresesi´nin müderrisi idi. Hicretin 654. senesinde, ramazan bayramında doğdu. Hadis dinledi. Şeyh Muhiddin en^Nevevî´den ilim tahsil etti. Onun yanına gidip gelmeye devam etti. Öyle ki, kendisine, "Nevevî´nin Özeti" anlamına gelen Muhtasar-ı Nevevî denildi. Faydalı eserleri, tasnifleri, derlemeleri ve rivayetleri vardır. Hadis de tahric etmiştir. Hicretin 694. senesine kadar otuz yıl süreyle Nuriye Medresesi´nin şeyhliği görevini yürüttü Bu sene zilhicce ayı başında pazartesi günü vefat etti. Kendisinden sonra Nuriye Darü´l-Hadisi´ne şeyh olarak Alemüddin el-Berzalî, Gosiye Medresesi´ne de Şihabüddin İbn Hirzullah atandı. Cenaze namazı Emevî Camii´nde kılındı ve Kasyun Mezarlığı´na defnedildi. Allah rahmet etsin. Doğrusunu noksanlıklardan münezzeh olan Yüce Allah daha iyi bilir. [46] Hicretin Yediyüzyirmibeşinci Senesi Bu sene başında İslâm ülkesinin yöneticileri, önceki senede adlan anılan kimselerdi. Yılbaşı çarşamba günü başlamıştı. Safer ayının beşinde Hac dönüşü ve Kudüs-ü Şerifi ziyaretinin akabinde Şeyh Şemsed-din Mahmud el-İsfahâni Dımaşk´a geldi. Faziletli bir insan olup çeşitli tasnif eserleri vardı. Muhtasar-ı îbn Hacîb´i, Allame Tusî´nin Tecrîdi´ni, Hacbiye´yi ve diğer kitapları şerhetmişti. Mısır´a döndükten sonra da bir tefsir hazırlamıştı. Dımaşk´a geldiğinde ikram gördü. Talebeler yanma gelip kendisinden ders aldılar. Kadı Celaleddin el-Kazvinî´nin nezdinde itibar sahibiydi. Şeyh Takiyyüddin b. Teymiye vefat edince bütün görevleri bırakıp Mısır´a göçtü ve tefsirini hazırladı. Rebiyülevvel ayında saltan, 5.000 kadar atlıyı Yemen´e, kendisine karşı isyan eden amcasının üzerine gönderdi. Bu süvari birliğine çok sayıda hacı katıldı. Katılanlar arasında Şeyh Fahreddin en-Nüveyrî de vardı. Bu sene Şihabüddin b. Mirrî el-Baalbekkî, İbn Teymiye´nin yolunu tuttuğu için Mısır´da insanlarla konuşmaktan men edildi. Maliki kadısı, İstiğase (ermiş kimselerden medet umma) sebebiyle onu tazir etti. Adı geçen kişi sultanın huzuruna götürüldü. Ümeradan bazıları onu övdüler. Sonra aile efradıyla birlikte Şam´a göçtü ve Bilad-i Halil´e yerleşti. Daha sonra şark beldelerine gitti. Sincar ve Mardin´de ve buranın kazalarında kalarak vefat edinceye kadar inşalara vaaz verdi. Onlarla konuştu. Allah kendisine rahmet etsin. Rebiyülâhir ayında, Şam naibi Mısır´dan döndü. Sultan ve ümera kendisine ikramda bulundu. Cemaziyelevvel ayında Mısır´da daha önce misli görülmemiş ve duyulmamış derecede bir yağmur yağdı. Öyle ki yağmurun yağması nedeniyle Nil´in suları hayli yükseldi ve bu durum günlerce devam etti. Yine bu sene Bağdat´ta Dicle nehrinin suları nehir yatağının dışına taştı insanlar altı gün müddetle şehirde mahsur kaldı. Şehrin kapılarını açamadılar. Şehir adeta denizin ortasındaki bir gemiyi andırıyordu, bir çok insan boğuldu. İnsanların, miktarını ancak Allah´ın bildiği kadar malı telef oldu. Belde ahalisi birbirleriyle vedalaştı. Mushafları başlarının üzerinde taşıdılar. Kadılar ve ayan da böyle yaptı. Çok acaip bir zamandı. Sonra Cenâb-ı Allah kendilerine lütufta bulundu. Sular çekilip azaldı. İnsanlar eski durumlarına döndüler. Bazılarının anlattığına göre Bağdat´ın batı yakasında 6.600 ev sular altında kaldı ve telef olan şeyler on sene kadar temin edilemedi. Cemaziyelahir ayının başlarında sultan, yaptırdığı Seryafus Hankâhı´nı hizmete açtı. Buraya bir kanal bağlatmış, yanında da bir mahalle inşa ettirmişti. Sultan, kadılar, ayan tabakasına mensup kimseler, emirler ve halk burada hazır bulundular. Bu hankâhın şeyhliğine Mecdüddin Aksarayî atandı. Sultan, burada büyük bir ziyafet verdi. Ka-dilkudat İbn Cemâa´nm oğlu İzzeddin, yirmi kadar hadis okudu. Sultanın naibi Ergun, devlet erkânı, Şeyhüş-Şüyûh el-Konevî ve başkaları da hazır bulundu. Hadisleri okuyan İzzeddin´e hil´at giydirildi. Onu çok övdüler. Saygı ve ikram görerek yerine oturtuldu. Ayrıca İzzeddin´in babası İbn Cemâa´ya, Maliki kadısına, şeyhüş-şüyûha, Mecdüddin Aksa-raî´ye ve başkalarına da hil´at giydirildi. Receb ayının ondördünde çarşamba günü Mansuriye Kubbesi´nde Şeyh Zeyneddin b. Kettanî ed-Dmıaşkî, Kerek naibi ile Ergun´un önerisi üzerine hadis dersi verdi. Dersinde insanlar hazır bulundular. Şeyh Zeyneddin güçlü bir fakihti, ancak hadis ilminde ise fazla bilgili değildi. Çünkü onun branşı bu değildi. / Receb ayının sonlarında Şeyh Zeyneddin b. Abdullah b. Merhal, daha önce İbn Zemlekânf nin elinde bulunan Şamiyetü´1-Berraniye Medresesi´nin müderrisliğine atandığı için Mısır´dan Dımaşk´a geldi. Şeyh Zeyneddin, Şamiyetü´1-Berr aniye Medresesi´nde şaban ayının beşinde ders verdi. Dersinde Şafiî kadısı ile bir cemaat de hazır bulundu. Receb ayının bitiminde Kadı îzzeddin b. Bedreddin b. Cemâa, oğluyla birlikte Mısır´dan Dımaşk´a geldi. Beraberinde Şeyh Cernaleddin ed-Dimyatî ve bir grup talebe de vardı. Hadis okumak ve öğretmek amacıyla geldiği için bizzat kendisi insanlara hadis okudu, insanlar da ondan istifade ettiler, onunla ilgilendiler. Biz de başkalarıyla birlikte kendisinden çok hadis dinledik. Allah okudukları ve dinledikleri güzel şeylerden bütün insanları istifade ettirsin. Şevval ayının onikisinde çarşamba günü Şeyh Şemseddin el-İsbahanî, İbn Zemlekânî´nin Haleb´e gitmesinden sonra Revahiye Medresesi´nde ders verdi. Dersinde kadılar ve ayan tabakasına mensup kimseler de hazır bulundular. Dinleyiciler arasında Şeyhü´l-İslâm ibn Teymiye de vardı. O gün Şeyh Takiyyüddin İbn Teymiye de dinleyicileri şaşırtacak derecede muazzam bir konuşma yaptı. Ramazan bayramının tespiti o gün ancak öğleye yakın bir zamanda belirlendi. Bayram tespit edilince davullarla ilân edildi. Bayram namazı ancak ertesi gün Emevî Camii´nde kılınıp, hutbe irad edilebildi. İnsanlar müezzinlere öfkelendikleri için namaza gitmemişler, bu yüzden de bazıları zindana atılmıştı. Dımaşk´m hac kafilesi, Emir Selahaddin b. Aybek et-Tavil komutasında şevval ayının onunda yola koyuldu. Kafilede Selahaddin b. Evhad ve Megürsî gibi kimseler de bulunuyordu. Kafilenin kadısı ise Şihabüd-din ez-Zahîr idi. Şevval ayının onyedisinde Hüsameddin el-Kazvinî, Nasırı hankâ-hında ders verdi. Bu zat daha önce Trablus kadısı iken Cemaleddin b. Şerişî ile becayiş yapmış ve Mesruriye Medresesinin müderrisliğine atanmıştı. Ama merkezden Azraviye ve Zahiriye medreselerinin mü |