๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => El-Bidaye Ven Nihaye => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 08 Eylül 2010, 07:59:18



Konu Başlığı: Hicretin Yediyüzyirminci Senesi
Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Eylül 2010, 07:59:18
Emir Nasirüddin.

Temimi Darî

Kadı Sa´deddin Mes´ud El-Harîsî

Hicretin Yediyüzonikinci Senesi

Tengizin Şam´a Naib Olması

Hicretin Yediyüzonikînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Mardin Hükümdarı Melik Mansur.

Emir Seyfeddin Kutlubek.

Şeyh Nureddin Ebu´l-Hasan.

Büyük Emir Ve Muzaffer Hükümdar Şihabuddin Gazi

Kadilkudat Şemseddin Ebu Abdullah.

Hicretin Yediyüzonüçüncü Senesi

Hicretin Yediyüzonüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Fahreddin Ebu Amr Affan.

Îzzeddin Muhammed B. Adl

Büyük Şeyh Kurra Şemseddin El-Maksay.

Hicretîn Yediyüzondördüncü Senesî

Hicretin Yediyüzondördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Haleb Naibi Sudî

Sahib Şerefüddin.

Şeyh Reşid Ebu´l-Fida İsmail

Şeyh Süleyman Et-Türkmanî

Şeyha Ümmü Zeynep Fatıma Bint. Abbas.

Hicretin Yediyüzonbeşinci Senesi

Malatya´nın Fethi

Hicretin Yediyüzonbeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şebefübdin Ebu Abbîllah.

Şeyh Safiyyüddin El-Hindî

Kadı Takiyüddin Süleyman B. Hamza.

Şeyh Ali B. Şeyh Ali El-Harirî

Hekim Bahaeddin.

Hicretin Yediyüzonaltıncı Senesi

Hicretin Yediyüzonaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeref Salih B. Muhammeb B. Arabşah.

Tezkiretü´l-Kindîye Adlı Eserin Sahibi İbn Arefe.

Tavaşî Zahireddin Muhtar.

Emir Bedreddin.

Şeyha Sittü´l-Vüzera Bint Ömer.

İcadı

Şeyha Sittü´l-Münim..

Şeyh Necmeddin Musa B. Ali B. Muhammed.

Şeyh Takiyüddin El-Musılî

Şeyh Ebu Abdullah Muhammed B, Hatip Sülâme.

Şeyh Sadrb. Vekil

Şeyh İmadüddin İsmail El-Fuî

Hicretin Yediyüzonyedinci Senesi

Kayıp Mehdi´nin Cebele Diyarında Ortaya Çıkışı

Hicretin Yediyüzonyedincî Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Ebu´l-Hasan Ali B. Muhammed.

Şeyh Şîhabuddin Er-Rumî

Şeyh Fahredbîn Osman.

Kadîlkudat Gemalıddln Ebu Abdullah 1z-Zıvavî

Kadı Şerefüddin Ebu Muhammed.

Fakih İmam Şerefüddin Ebu Abdullah.

Sahip Enisü´l-Mülük Bedreddin.

Sadrü Reis Şerefüddin Muhammed.

Hicretin Yediyüzonsekizinci Senesi

Hicretin Yediyüzonsekizinci Senesinde Vefat Edenmeşhur Şahsiyetler.

Şeyh Salih Ömer B. Seyyid.

Şeyh Takiyüddin Ebu Muhammed Abdullah.

Kadîlkudat Zeyneddin.

Şeyh İbrahim B. Ebu´l-Alâ´

Şeyh Ebu´l-Velid Muhammed B. Ebu´l-Kasım..

Şeyh Kemaleddin B. Şerişî

Kurrâ Şihab.

Kadilkudat Fahreddin.

Hicretin YediÜzondokuzuncu Senesi 3

Hicretin Yediyüzondokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh, Kurrâ Şihabüddin.

Şeyh İmam Taceddin.

Muhyiddin Muhammed B. Mufaddal B. Fadlullah El-Mısrî

Büyük Emir Gurlu B. Abdullah El-Adilî

Emir Cemaleddin Akkuş.

Hatip Selahaddin.

Allame Fahreddîn Ebu Amr.

Şeyh Ebu´l-Feth Nasr B. Süleyman.

Şeyh İsa B. Abdurrahman B. Mealî

Hicretin Yediyüzyirminci Senesi

Hicretin Yediyüzyirminci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh İbrahim Ed-Dehistanî

Şeyh Muhammed B. Mahmud B. Ali

Lügat Alimi Şemseddin B. Sâiğ.

Hicretin Yediyüzyirmibirinci Senesi

Hicretin Yediyüzyirmibirinoi Senb8indı Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Afîfüddin Ebu Muhammed.

Şeyh Fazıl Şemseddîn Ebu Abdillah.

Şeyh Ali B.Said.

Emir Ve Baş Hacip Zeyneddin Kutboğa El-Mansurî

Hicretin Yediyüzyirmiikinci Senesi



Emir Nasirüddin


Nasirüddin Muhammed b. İmadüddin Hasan b. Nesaî. Tabılhane emirlerindendi. Bendakta hakimlik yapmıştı. Bu göreve Seyfeddin Ba-laban´dan sonra atanmıştı. Bu senenin ramazan ayının yirmisi ile otuzu arasındaki bir günde vefat etti. [1]



Temimi Darî


Bu senenin ramazan bayramında vefat etti. Küçük Kurafe Mezarhgına defnedildi. Mısır´da vezirlik yapmıştı. Göz doyuracak bir tarihçi ve haberciydi. Azledilmiş olduğu bir sırada vefat etti. Hadis dinlemiş ve ba­zı talebeler kendisinden hadis dinlemişlerdi.

Bu sene zilkade ayında büyük Emir İstedmür ile Benhas´m Kerek kalesindeki zindanda vefat ettiklerine dair haber Dımaşk´a ulaştı. [2]



Kadı Sa´deddin Mes´ud El-Harîsî


Kadı, imam, allame, hafız Sadeddin Mes´ud el-Harisî el-Hanbelî. Mısırda hakimlik yaptı. Hadis dinledi, hadis derlerdi. Tahriç etti. Tasnif etti. Bu sanat´ta senetlerde ve metinlerde otoriteydi. Ebu Davud´un Sü-nen´inin bir kısmını güzel ve faydalı bir şekilde şerhetti. Senetlerini gü­zelce tanzim etti. Yüce Allah kendisine rahmet etsin. Onun durumunu elbette ki yüce Allah, daha iyi bilir. [3]



Hicretin Yediyüzonikinci Senesi


Bu sene başında İslâm ülkesinin yöneticileri, adlan önceki senede anılan kimselerdi.

Muharremin beşinde, Emir İzzeddin Özdemir ez-Zerdgeş. ile bera­berinde iki emir, Efrem´in yanma gittiler. Hepsi birleşerek Mühen-na´nın yanında bulunan Kara Sungur´un yanına gittiler. Sultana mek­tup yazdılar. Yazın şiddetli sıcağında ısınan taşlardan kaçıp kurtulmak için adeta ateşe sığınmışlardı. Safer ayında posta bir emir getirdi. Efrem ve Kara Sungur ve Zerdgeşin bütün mallarına el konulması isteniliyor­du. Mühenna´nın ekmeğinin kesilmesi, görevden atılması, yerine kar­deşi Muhammed´in emirliğe atanması emrediliyordu. Bütün askerler Ergun´un komutasında Şam´ın kuzey tarafındaki beldelerden döndüler. Kara Sungur ve arkadaşlarının başına gelen hadiseden ötürü insanlar hüzünlenip kederlendiler. Sudî, Haleb naibi olarak Mısır´dan gelirken Dmıaşk´a uğradı. İnsanlar ve askerler onu karşılamaya çıktılar. Bir zi­yafet sofrası kuruldu. O esnada Dımaşk naibi Cemaleddin´in Mısır´a ça­ğırıldığını bildiren ferman okundu o da hemen o anda posta arabasıyla Mısır yoluna koyuldu. Laçin´in bulunmadığı zamanda naibliği hakkın­da konuştu. Aynı günde Sülamiye Şeyhi Kutbeddin Musa, ordu nazırı olarak Mısır´a davet edildi. O günün akşamında Mısır yoluna koyuldu. Gidip orada; azledilen, mahna mülküne el konulan Fahreddin Katibü´l-Memalikin yerine ordu nazırlığı görevine rebiyülevvel ayının onunda başladı. Aynı ayın onbirinde Mısır´daki Hanbelîlerin kadılığına Takiy-yüddin Ahmed b. Muiz Ömer b. Abdullah b. Ömer b. İvaz ei-Makdisî atandı. Bu zat ilk Hanbelî Kadısı Şeyh Şemseddin b. İmad´m kızının oğluydu. Emir Seyfeddin Bektimur da kaçıp Tatarlara sığınan Efremin yerine Trablus naibliği görevin başlamak üzere galdi. Rebiyülahir ayında Humus naibi Baybars el-Alaî, Baybars el-Msenun, Doğan vi alta Emir daha aym günde tutuklandılar. Tutuklu olarak Kersk´e götürülüp zindana atılıdılar.

Yine bu ayda Mısır naibi Rükneddin Baybars ed-Devaddar el-Mansurî tutuklandı. Yerine Ergun ed-Devaddar atandı.

Şam naibi Gemaleddin, Ksrek naibi, başhacip Şemseddin Sungur el-Kemalî ve beş emir daha Mısır´da tutuklanarak Kerek kalesindeki bir burca hapsedildiler.

Bu senede Babüssülamiye dahilinde bir yangın çıktı. Bu yüzden oradaki birçok ev ile İbn Ebil-Fevaris´in ve Şerif el-Kabanî´nin evleri de yandı. [4]



Tengizin Şam´a Naib Olması


Rebiyülahir ayının yirmisinde perşembe günü Emir Seyfeddin Tengiz b. Abdullah el-Malik en-Nasırî, Kerek naibi ve beraberindeki bir grup sultan kölesinin Baybars el-Alaî taraftarlığı yüzünden tutuklan­malarından sonra Dımaşk´a naib olarak geldi. Tutuklananlar arasında Hacı Aruktay da bulunuyordu. Tengizi karşılamak için halk şehir dışına çıkmıştı. Onun gelişine çok sevinmişlerdi. Tengiz, Dârüssaade´ye yer­leşti. Şehre gelişi esnasında halk çok sevindi. Günlerden de ağustosun yirmi dördüncü günüydü. Cuma günü Maksure´de hutbeyi dinledi. Halk, onun için geçtiği yolda mumlar yaktı. Bu arada İbn Saserî´nin ka-dıaskerliğe yeniden atandığına dair ferman da geldi. Bu fermanda onun vakıflara da nezaret etmesi, önceki Şafiî kadıların adetleri üzere Şam beldelerinde, naiblikte kimsenin ona ortak olmaması da emrediliyordu. Şemseddin Ebu Talib b. Hamid´in, Mısır´da ikamet etmesinden dolayı görevden alman İbn Şeyh Sülamiye´nin yerine ordu nazırlığına atandı­ğına dair ferman da geldi. Birkaç gün sonra ordu nazırı Sadr Muineddin Hibetullah b. Haşiş Dımaşk´a geldi ve İbn Hamid de İbn Bedir´in vazife­sine başladı. İbn Bedir, Trablus ordu komutanlığına atanıp bu göreve gitti. Ergun ise Mısır naibliğine atandı. Kâtibül-Memalik Fahreddin de vazifesinin başına döndü, Kutbeddin b. Şeyhü´s-Sülamiye de onunla be­raber bu görevi yürütmeye devam edecekti.

Aynı ayda Şeyh Muhammed b. Kavvam ve beraberindeki bir grup iyi insan, Kilase´de vaaz veren, konuşmalar yapan İbn Zühre el-Mağribî aleyhinde harekete geçtiler. Onun Mushaf-ı Şerifi tahkir ettiğini, ilim ehlinin aleyhinde konuştuğunu ispatlayan bir tutanak hazırladılar. Bunun üzerine adalet meclisine çağırıldı. Teslim oldu. Cam bağışlandı. Ama çok ağır bir şekilde tazir edilip cezalandırıldı. Şehrin içinde, dışında, her tarafında, başı açık, sırtı kırbaçlanarak ve merkebe ters bindiri­lerek dolaştırıldı. Dolaştırılırken "Bilgisizce ilim ehlinin aleyhinde ko­nuşanın cezası işte budur." diy© yüksek sesle duyuru yapılıyordu. Bun­dan sonra hapsedildi bir sûra hapiite kaldıktan sonra salıverildi. O da sonra Kahir©´y§ kaçtı. Şaban ayında ise posta vasıtasıyla geri gelerek eski görsvinin başına döndü.

Bu ayda Suğd naibi Bahadır As, Dımaşk´a geldi. Dımaşk´a naib ol­masından dolayı insanlar onu tebrik ettiler.

Yine bu ayda sultanın Dımaşk´a gönderdiği mektup geldi. Bu mek­tupta kimsenin para ve rüşvet karşılığında göreve atanmaması emredi­liyordu. Aksi takdirde bu görevlere layık olmayan insanların atanmala­rına yol açılacağı anlatılıyordu. Bu mektubu sarayın kapısında îbn Zemlekanî okudu ve okuduğu cümleleri de müezzin İbn Habib halka yüksek sesle tekrarladı. Bu mektubun sultan tarafından yazılıp gönde­rilmesine Şeyh Takiyyüddin İbn Teymiye sebep olmuştu. Allah ona rah­met etsin.

Receb ve şaban aylarında Tatarların Şam´a gelmek üzere harekete geçtiklerini duymaları sebebiyle Dımaşk´taki insanlar çok korktular paniğe kapıldılar. Tedirgin oldular. Çokları başka beldelere göçtüler. Şehrin kapılarında izhidanı meydana geldi. Bu hadise ramazan ayında vuku bulmuştu. Her taraf alt üst olmuş, adeta sarsıntı meydana gelmiş­ti. Tatarların Rahbe´ye ulaştıklarını duyunca daha çok sarsılır olmuş­lardı. Bu hareketlerinin de kendilerine sığman Kara Sungur ve adamla­rının önerisi üzerine gerçekleştiği her tarafta anlatılıyordu. Doğrusunu Allah bilir.

Ramazan ayında sultan bir mektup gönderdi. Bu mektupta şöyle deniyordu: "Bir adam öldürülürse faili meçhul ise onun öldürülmesi yü­zünden insanlar rastgele Öldürülmesin. Aksine katil araştırılıp takip edilsin ve bulunduktan sonra Şer´i Şerifin hükmü gereğince ona kısas tatbik edilsin."

İbn Zemlekanî bu mektubu saltanat naibi İbn Tengiz´in huzurunda saray kapısında okudu bu mektubun yazılmasına da İbn Teymiye sebep olmuştu. Hem bu mektubun hem de önceki mektubun yazılmasının se­bebi, İbn Teymiye idi.

Ramazan ayı başında Tatarlar Rahbe´ye ulaştılar. Yirmi gün sü­reyle orayı kuşatma altında tuttular. Rahbe naibi Emir Bedreddin Mu­sa Ozdekçi onlarla beş gün süreyle şiddetlice savaştı. Onların Rahbe´ye girmelerine engel oldu. Reşidü´d-Devle, Rahbelilere Tatar hanı Sultan Harbenda´ya itaat etmelerini, onun hükmüne boyun eğmelerini, ona he­diyeler sunup af dilemelerini Önerdi. Bunun üzerine Kadı Necmeddin Ishak, Tatar hanı Harbenda´nın yanına gitti. Heyetiyle birlikte onunla görüştü. Ona beş at ve on çuval şeker hediye olarak takdim etti. Harbenda bu hediyeleri kabul edip ülkesine döndü. Haleb, Hama ve Humus hal­kının büyük bir çoğunluğu ülkelerini terkedip kaçmışlar, şehirlerin bü­yük bir kısmı tahrip olmuştu. Ama Tatarların Rahbe´den geri döndükle­rini kesin olarak duymaları üzerine Şehirlerine geri döndüler. Haberler güzelleşti. Kalpler sakinleşti. Müjde davulları çalındı. İmamlar kunut okumaktan vazgeçtiler. Hatip, bayram gününde hutbe irad etti ve in­sanlara bu nimeti anlattı. Tatarlar bineklerinin, yemlerinin azlığı, fi­yatların yüksek olması ve çoklarının da ölmesi üzerine geri dönmüşler­di. Geri dönmelerini Tatar hanı Harbenda´ya Reşidü´d-Devle ile Çoban önermişlerdi.

Şevval ayının sekizinde sultanın, Tatarlarla savaşmak üzere Mı­sır´dan ayrılması üzerine Dımaşk´ta müjde ve sevinç davulları çalındı. Şevval ayının ortasında Berr valisi Emir Hüsameddin Küçük Laçin ko­mutasında kafile yola çıktı. Mısır askerleri de kıta, kıta gelmeye başla­dılar. Sultan, şevval ayının yirmiüçünde Dımaşk´a geldi. Şehre girişi üzerine insanlar büyük tören hazırladılar. Kaleye indi. Şehir süslendi. Sevinç ve müjde davulları çalındı. Bir gece sonra saraya intikal etti. Cu­ma günü Emevi Camii´nin sultan mahfelinde namaz kıldı. Hatibe hil´at giydirdi. Pazartesi günü adalet sarayında oturdu. Şevvalin yirmisinde salı günü veziri Emimi´1-Mülk geldi. Zilkade ayının başında çarşamba günü sultanla birlikte şeyh, imam, allame Takiyyüddin Ebu´l-Abbas Ahmed b. Teymiye de yedi seneden beri görmediği Dımaşk´a gelmişti. Beraberinde iki kardeşi ve bir grup arkadaşı da vardı. Dımaşk´a sağlıkla gelişinden dolayı onu birçok insan karşılamaya çıkmıştı. Gelişine çok sevinmişlerdi. Hatta onu görmek için bir grup kadiri da karşılamaya gel­mişti. Sultan onu beraberinde Mısır´dan getirmişti. Gaza niyetiyle sul­tanla birlikte gelmişti. Ama gaza yapılmayacağı kesinlik kazanınca Ta­tarların kendi ülkelerine döndüğü anlaşılınca Gazze´de ordudan ayrılıp Kudüsü ziyarete gitti ve orada birkaç gün kaldı. Sonra Aclun Sevad ve Zer´e uğradı. Zilkade ayı başında Dımaşk´a vasıl oldu. Dımaşk´a girdi­ğinde sultanın zilkade ayının ikisinde perşembe günü kırk kadar has emiri ile Hicaz´a yönelmiş olduğunu öğrendi. Şeyh İbn Teymiye Dı­maşk´a ulaştıktan, oraya yerleştikten sonra çeşitli ilimleri insanlara öğ­retmeye, ilim yaymaya, kitap tasnif etmeye, şer´i hükümler hususunda ictihad yapmaya, insanlara şifahi veya yazılı fetvalar vermeye başladı. Bazı hükümlerde dört mezhebe muvafık şekilde kendi içtihadına daya­narak fetva veriyordu. Bazı hükümlerde ise onlara muhalif ve de mez-heplerindeki meşhur görüşlere aykırı olarak fetva veriyordu. İçtihadı neticesinde verdiği çok sayıdaki fetvayı birçok ciltte toplamıştı. Bu fet­valarına kitaptan, sünnetten, sahabilerin ve selef-i salihinin kavillerin­den deliller bulmuştu.

Sultan, hacca gidince askerleri Şam´da dağıttı. Ergun´u da Dımaşk´ta bıraktı. Cuma günü Şeyh Kemaleddin ez-Zemlekanî, İbn Şe-riş´in yerine Beytu´1-mal vekilliğine atanması münasebetiyle hil´at giy­di. Sultanın veziri şehirde bir konuşma yaptı. Halktan çok miktarda pa­ra talebinde bulundu. Bazılarına para cezası vererek mallarını müsade­re etti. Zorluk çıkaranları tokmaklarla dövdürdü. Reislerden bir kısmı­nı tahkir etti. Eziyet ve hakaret ettiği reisler arasında İbn Fadlullah Muhyiddin de vardı. Bu ayda Şihabeddin b. Cehbel, Necmeddin Davud el-Kürdî´nin vefat etmesi üzerine Kudüs´teki Salahiye Medresesinin müderrisliğine tayin edildi. Vefat eden Necmeddin Davud ei-Kürdî otuz seneden beri orada müderrislik yapmaktaydı. O, vefat edince İbn Ceh­bel, Kurban bayramından sonra Kudüs´teki bu medreseye gidip göreve başladı.

Bu senede Tuğtay han adını taşıyan Kıpçak hükümdarı vefat etti. Bu, yirmiüç seneden beri hükümdarlık yapmaktaydı. Vefat ederken otuzsekiz yaşındaydı. Şehametli ve şecaatli bir kimse idi. Putlara ve yıl­dızlara tapma hususunda Tatarların dinine mensuptu. Mücessimeyi, filozofları, tabipleri tazim eder, Müslümanlara da bütün taifelerden da­ha fazla ikramda bulunurdu. Muazzam bir ordusu vardı. Askerlerinin çokluğu, kuvvetli oluşu, teçhizatlarının eksiksizliği sebebiyle onunla savaşmaya hiç kimse cesaret edemiyordu. Anlatıldığına göre o bir defa­sında her on askerinden bir taneyi seçerek bir askerî birlik teşkil etmiş ve bu birliğin askerlerinin sayısı 250.000´i bulmuştu.

Tuğtay han bu senenin ramazan ayında öldü. Ölümünden sonra ye­rine kardeşinin oğlu Özbekhan geçti. Özbekhan Müslümandı. Ülkesin­de İslamiyeti izhar etti. Güçlendirdi. Bir grup kâfir emiri öldürdü. Ora­da Hz. Muhammed (s.a.v.)´in dini, diğer dinlere üstün oldu. İslâm´a ve sünnete verdiği bu imkânlardan Ötürü hamd ve minnet Allah´adır. [5]



Hicretin Yediyüzonikînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler

Mardin Hükümdarı Melik Mansur


Necmeddin Ebu´1-Feth Gazi b. Melik Muzaffer Kara Arslan b. Meli-kü´s-Said Necmeddin Gazi b. Melikül-Mansur Nagirüddin Artuk b. Ga­zi b. Müna b. Timurtaş b. Gazi b. Artuk. Artukluydu. Birkaç ianeden bi­ri Mardin hükümdarlığa yapmaktaydı. Heybetli, iri yan, şişman bir ihti­yardı. Ahmak biri tarafından saldırıya uğramaktan korktuğa için dışa­rıda dolaşmaya çıktığında arkasında hep tahtırevanı bulunurdu. Bu se­nenin rebiyülahir ayının dokuzunda vefat etti ve kale altındaki medre­sesine defnedildi. Vefat ederken yetmiş yaşına varmıştı. Yaklaşık yirmi yıl kadar hükümdarlık yapmıştı. Vefatından sonra yerine oğlu Âdil geç­ti. O da onyedi gün hüküm sürdükten sonra bu defa kardeşi Mansur hü­kümdar oldu. [6]



Emir Seyfeddin Kutlubek


Emir Seyfeddin Kutlubek eş-Şeyhî. Dımaşk´ın büyük emirlerin-dendi. Bu senede vefat etti. Allah rahmet etsin.[7]



Şeyh Nureddin Ebu´l-Hasan


Salih bir şeyhti. Şeceresi şöyledir. Nureddin Ebu´l-Hasan Ali b. Mu-hammed b. Harun b. Muhammed b. Harun b. Ali b. Hamid es-Salebî. Dı-maşklıydı. Kahire´de hadis ve müsnedini okudu. İbn Zebidî´den İbn Leysî´den, Cafer el-Hemadanî´den, İbn Şirazfden ve başka şeyhlerden hadis rivayet etti. İmam ve allame Takiyy