๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => El-Bidaye Ven Nihaye => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 08 Eylül 2010, 07:32:31



Konu Başlığı: Hicretin Yedîyüzkırkıncı Senesi
Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Eylül 2010, 07:32:31
Hicretin Yedîyüzkırkıncı Senesi
Hicretin Yediyüzotuzbeşînci Senesi

Hicretin Yediyüzotuzbeşincî Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Dımaşk Camîî´nîn Baş Müezzini Şeyh Burhaneddin.

Ünlü Katip Bahaeddin Mahmud.

Alaeddin Es-Sincarî

Adl Necmeddin Et-Tacir.

Şeyh, İmam, Hafız Kutbeddin Ebu Muhammed.

Kadı İmam Zeyneddin Ebu Muhammed.

Taceddîn Alî B. Îbeahtm..

Salih Şeyhlerden Abdülkâfî

Şeyh Muhammed B. Abdülhak.

Emir Sultanü´l-Arap Hüsameddin Mühennâ.

Şeyh Fadl El-Aclunî

Hicretin Yediyüzotuzaltıncı Senesi

Hicretin Yediyüzotuzaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Sultan Ebu Said B. Harbenda.

Şeyh Bendenicî

Emir Sarimüddin.

Emir Alaeddin Moğultay El-Hazîn.

Kadı Kemaleddin.

Emir Nasirüddin.

Alaeddin Ali Şerefüddin.

İzzeddin Ahmed B. Şeyh Zeyneddin.

Şeyh Ali B. Mecd B. Şeref B. Ahmed.

Emir Şihabüddin B. Berk.

Emir Fahreddin B. Şems Lü´lü´

İmadüddin İsmail

Hicretin Yediyüzotuzyedinci Senesi

Hicretin Yediyüzotuzyedinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Alaeddin B. Ganim..

Şeref Mahmud El-Harirî

Şeyh Nasirüddin B. Şeyh İbrahim..

Şeyh Şihabüddin Abdülhak El-Hanefî

Şeyh İmadüddin.

Şeyh Muhibbüddin Abdullah B. Ahmed.

Muhaddis Nasirüddin Muhammed B. Tuğurbel

Şeyhimiz Şemseddin Ebüxmuhammed Abdullah B. Afif

Şeyh Muhammed B. Abdullah B. Mecd.

Emir Esedüddin.

Şeyh Hasan B.İbrahim..

Hicretin Yediyüzotuzsekizincî Senesi

Hicretin Yediyüzotuzsekizinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Emirü´l-Kebîr Bedreddin Muhammed B. Fahreddin.

Kadilkudat Şihâbüddin.

Şeyh Îmam Alîm Îbn Merhal

Kadilkudat Cemaleddin Es-Salihî

Şeyhü´l-İslâm Kadilkudat İbn Barizi

Şeyh İmam Alim Şîhabüddin Ahmed.

Sır Katibi Kadı Muhiddin B. Fadlullah.

Şeyh İmam Allame İbn Kettanî

Şeyh İmam Allame İbn Kavî

Hicretin Yediyüzotuzdokuzuncu Senesi

Allame Kadilkudat Fahreddin.

Kadilkudat Celaleddin Muhammed B. Abdurrahman.

Şeyh Îmam Hapız Îbn Berzalî

Tarihçi Şemseddin.

Hicretin Yedîyüzkırkıncı Senesi

Emir Tengîz´in Tutuklanış Sebebi

Hicretin Yediyüzkırkıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Halife Müstekfî Billah.

Hicretin Yediyüzkırkbîrîncî Senesi

Tengiz´in Vefatı

Haleb Naibi Taşdemîr.

Muhammed B. Temmam´ın Vefatı

Şeyh Mîzî´nîn Zevcesi Aîşe´nîn Vefatı

Dekkanî´nin İdamı

Melik Nasır Muhammed B. Kalavun´un Vefatı

Hicretin Yediyüzkırkikinci Senesi

Şeyhimiz Hafız Ebü´l-Haccac El-Mizzî´nin Vefatı

Cidden Garip Bir Olay.

Cidden Garip Bir Olay.

Zamanın Acaip Hallerinden Biri

Hicretin Yediyüzkırküçüncü Senesi 38


Hicretin Yediyüzotuzbeşînci Senesi


Bu sene başında İslâm ülkesinin yöneticileri, önceki senede adları anılan kimselerdi. Emevî Camii´nin nazırı İzzeddin b. Menca, muhtesip de İmadüddin eş-Şirazî idi.

Muharrem ayının başında perşembe günü Şeyh Hatip Tebrur, Ka-dilkudat Şihabüddin b. Mecd´in yerine Ümmü Salih Medresesi´nde ders verdi. Dersinde kadılar ve ayan tabakasına mensup kimseler de hazır bulundu.

Muharrem ayının altısında Mühenna b. İsa, sultamn yanından Dı-maşk´a geri geldi. Kendisini naib ve askerler karşıladılar. İzzet ve afiyet üzere ailesinin yanına döndü.

Bu ayda sultan, Kale Camii´nin genişletilmesini ve onarılmasını, Mısır´ın eski camisinin de tamir edilmesini emretti. Kadı Cemaleddin Muhammed b. İmadüddin b. Esir, Sır kâtibi olarak DımaşVa geldi. Da­ha önce bu görevde İbn Şihap Mahmud bulunuyordu. Bu ayda ve mütea­kip ayda boğaz şişmesi nedeniyle insanlardan bir çoğu öldü.

Rebiyülevvel ayında divanların başkam Emir Necmeddin b. Zey­bek tutuklandı. Mallarına el konuldu, atları ve eşyaları satıldı. Kendi­sinden sonra divan başkanlığına Seyfeddin Semer atandı. Bu kişi, hacib Bektimur´un kölesi olup zekât işlerine bakardı.

Bu ayda Emir Şemseddin Hamza´nın hamamının onarımı tamam­landı. Bu zat Nasirüddin Devaddar´dan sonra saltanat naibi Tengiz´in yanında itibar sahibi olup yükselmişti. Sonra hamamın onarımı işinde zulüm yaptığı nedeniyle aleyhinde dedikodular yayıldı, şikayet edildi. Saltanat naibi bu yüzden onu karşısına aldı, hesaba çekti. İnsanların kendisindeki haklarını alıp hak sahiplerine verdi ve huzurunda dövdür­dü. Keman kereyi eline alıp yüzüne ve vücudunun çeşitli yerlerine vur­du. Daha sonra kaleye hapsetti. Bir süre sonra da Taberiye gölüne gön­dererek gölde boğdurttu.

Kerek naibi Emir Cemaleddin, kendi isteği ile bu görevden alınarak Trablus naibliğine nakledildi. Kerek´e de naib olarak Taygal gitti.

Selhat´ta ikâmeti emredilen Kerek naibi Dımaşk´a geldi. Onu, sal­tanat naibi ve askerler karşıladı, önce Dârüssâade´ye getirildi, sonra kı­lıcı elinden alınarak kaleye götürüldü. Daha sonra Sıfd´a, oradan da is­kenderiye´ye götürüldü. Bu onun sonu oldu.

Cemaziyelevvel ayında, Emir Bektimur hacib Hüsamî´nin Kahi-re´deki evine ihtiyati tedbir konuldu. Araştırıldı ve içinden bir çok eşya alındı. Çocuklarının dedesi, mezkur Kerek naibi idi.

Cemaziyelâhir ayının dokuzunda cumartesi günü Hüsameddin Ebu Bekir b. Emir İzzeddin Aybek en-Necîbî, tutuklanan İbn Bektaş´ın yerine divan başkanlığına atandı. Bu münasebetle kendisine hil´atdirildi ve insanlar tarafından tebrik edildi.

Cemaziyelevvel ayının ortasında Mushaf-ı Osmanî´nin muhafaza edildiği odanın üzerine sekiz zira uzunluğunda, dörtbuçuk zira genişli­ğinde ibrişimden olan bu perdeye 4.500 dinar harcanmış, yapımı da bir-buçıık sene sürmüştü.

Şevval ayının dokuzunda perşembe günü Emir Alaeddin el-Mirrisî idaresinde Şamlıların hac kafilesi yola koyuldu. Kafilenin kadısı da Şi­habüddin ez-Zahirî idi.

Şevval ayında kendilerine katılan Türkmenlerden ayrı olarak sayı­lan 10.000 askeri bulunan Haleb ordusu Adana, Tarsus ve Ayaş tarafla­rından dönüp geldi. Bunlar o tarafları yıkıp tahrip etmişler, çok sayıda adam öldürmüşlerdi. Sadece bir asker kaybolmuştu ki o da Ceyhan neh­rine düşüp boğulmuştu. Ama kâfirler yanlarında bulunan 1.000 kadar Müslüman erkeği öldürmüşlerdi. Bu katliam ramazan bayramında ol­muştu. İnnâ lillalıi ve innâ ileyhi râciun (Doğrusu biz Allah´a aidiz ve O´na dönücüleriz.)

Bu ayda Hâma´da büyük bir yangın çıkmış, bu yüzden bir çok çarşı, pazar, emlak ve vakıflara ait binalar yanmış, sayılamayacak kadar çok mal telef olmuştu. Aynı şekilde Antakya şehrinin de çoğu yanmıştı. Müslümanlar bu duruma çok üzülmüşlerdi.

Zilhicce ayında Dımaşk´ın Babü´n-Nasır ile Babü´l-Cabiye kapılan arasındaki yolda bulunan mescit, kad,üann verdiği hüküm gereği salta­nat naibinin verdiği emir üzerine yıkıldı. Batı tarafında eskisinden da­ha güzel ve daha yararlı bir mescit yapıldı. [1]



Hicretin Yediyüzotuzbeşincî Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Dımaşk Camîî´nîn Baş Müezzini Şeyh Burhaneddin


Salih şeyhlerden ve uzun ömür sürenlerden biri olan Burhaneddin, Emevî Camii´nin baş müezzini idi. Şeceresi şöyledir: Burhaneddin İbra­him b. Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Vanî. Hicretin 643. sene­sinde doğdu. Hadis dinledi. Rivayet etti. Sesi ve şekli güzel bir kimse olup halk tarafından çok sevilirdi. Bu sene safer ayının altısında per­şembe günü vefat etti. Babü´s-Sağir Mezarlığı´na defnedildi. Kendisin­den sonra baş müezzinliğe oğlu Eminüddin Muhammed el-Vanî atandı. Oğlu da kendisi gibi faydalı bilgilere sahip bir muhaddis idi. O da baba­sından kırk gün sonra vefat etti. Allah ikisine de rahmet etsin. [2]



Ünlü Katip Bahaeddin Mahmud


Ünlü bir katip olup güzel yazı yazardı. Şeceresi şöyledir: Bahaeddin

Mahmud b. Hatibi Baalbek Muhiddin Muhammed b. Abdurrahim b. Ab-dülvehhap es-Sülemî. Hicretin 688. senesinde doğdu. Yazı sanatıyla il­gilendi. Yüksek derecede bir hattat oldu. Yazı yazmada, kitap istinsahı yapmada kendi zamanındaki hattatların tümünün fevkine çıktı. Şekli güzel, ahlakı hoş sesi tatlı, sevecen bir kimseydi. Bu sene rebiyülevvel ayının bitiminde vefat etti. Şeyh Ebu Ömer´in türbesine defnedildi. Al­lah rahmet etsin. [3]



Alaeddin Es-Sincarî


Dımaşk´taki Emevî Camii´nin kuzeyindeki Babü´n-Nâtıfaniyyin yanında bulunan Dârü´l-Kur´an´ı vakfeden kişidir. Şeceresi şöyledir: Alaeddin Ali b. İsmail b. Mahmud. Doğru sözlü, dürüst, hayırlı, seçkin, varlıklı, yardıma koşan tüccarlardandı. Bu sene cemaziyelâhir ajanın onüçünde perşembe gecesi Kahire´de vefat etti. Kadı Şemseddin b. Harirî´nin mezarının yanına defnedildi. [4]



Adl Necmeddin Et-Tacir


Necrneddin Abdurrahim b. Ebi´l-Kasım Abdurrahman er-Rahabî. Mizze´deki meşhur türbenin banisidir. O türbenin yanında bir de mescit yaptırmış, çok gelir getiren vakıfları da oraya bağlamıştı. Kendi zama­nının en hayırhlanndandı. Çok sadaka verirdi. Bütün hakimler nezdin-de hüsnü kabul gören adil bir insandı. Vefatından sonra geride çok sayı­da evlat, büyük servet, muazzam bir konak ve Mizze´de bahçeler bıraktı. Bu sene cemaziyelâhir ayının yirmiye dişin de çarşamba günü vefat etti. Mizze´deki mezkur türbesine defnedildi. Allah rahmet etsin. [5]



Şeyh, İmam, Hafız Kutbeddin Ebu Muhammed


Şeyh, İmam, Hafız Kutbeddin Ebu Muhammed Abdülkerim b. Ab-dünnur b. Münir b. Abdülkerim b. Ali b. Abdülhak b. Abdüssamed b. Ab-dünnur. Aslen Haleblidir. Sonraları Mısır´a yerleşmiştir. Mısır´da hadis rivayet eden, tedvin eden, şerheden, hadis üzerinde konuşan ve hadisi muhafaza ile ilgilenen meşhur muhaddis ve alimlerdendir. Hicretin 664. senesinde Haleb´te doğdu. Çeşitli rivayetlerine göre Kur´an-ı Ke-rim´i okudu, hadis dinledi. Şatıbiye ve Elfiye adlı eserleri tetkik etti. Ha­dis ilminde ilerledi. Hanefî Mezhebine mensuptu. Çok kitap yazıp tasnif etti. En çok da Buharî´nin şerhiyle ilgilendi. Mısır için bir tarih derledi, ama bunu tamamlayamadı. Hafız Abdülganî´nin derlediği Siret üzerine konuştu. Kendi şahsı için senetleri birbirine zıt kırk hadisi tahric etti. Ahlâkı güzel bir kimse olup dili temiz, külfeti bir tarafa atan, çokça kitap mütalâa eden, ilimle meşgul olan bir kimseydi. Bu halini bu sene receb itiminde pazar günü vefat edinceye kadar sürdürdü. Ertesi gün-HffiSSm brrinde dayısı Nasır el-Münbicî´nin mezarının ya-nma oSnedüdi. Geride dokuz çocuk bıraktı. Allah kendisine rahmet etsin. [6]



Kadı İmam Zeyneddin Ebu Muhammed


Zeyneddin Ebu Muhammed Abdülkâfî b. Ali b. Temmam b. Yusuf es-Sübkî. Mahille kadısı idi. Babası ise allame Kadilkudat Takiyyüddin es-Sübkî eş-Şafn idi. Kendisi İbn Enmatî´den ve İbn Hatibi Mizze´den hadis dinledi, hadis rivayet etti. Bu sene şaban ayının dokuzunda vefat etti. Ardı sıra zevcesi Nasırîye binti Kadı Cemaleddin İbrahim b. Hüse­yin es-Sübkî de vefat etti ve Kurafe Mezarlığına defnedildi. Bu hatun îbn Sabunî´den Sünen-i Neseî´nin bir kısmım dinlemişti. Onun kızı Mu-hammediye de aynı şekilde Sünen-i Neseî´nin bir kısmanı dinlemiştir. Muhammediye annesinden önce vefat etti. [7]



Taceddîn Alî B. Îbeahtm


Taeeddin AH b. ibrahim b.´AbdülJcerim el-Mısri. Katip Kutlubek adıyla tanınmıştır, Şufıîkrin şeyhi v© İbirk&ş m§dre«©d@ d§ anların mü= dirTİglikltrini yapan allamı Fahreddin^in babasıdır. Bu mm şaban ayı­nın ontişünd© §alı faetıi Âdüiyitü´s-Sağb© Mtdragrfnda vsfat @tti. Vs» fatma kadar devlet hizmetinde ve katiplikte bulunmaya devam etti. Er­tesi gün Emevî Camii´nde kılman namazdan sonra Babti´s-Şağir Mezar-lığı´na defnedildi. [8]



Salih Şeyhlerden Abdülkâfî


Ubeyd b. Ebi´r-Rical b. Hüseyin b. Sultan b. Halife el-Meninî. İbn Ebi´l-Ezrak adıyla tanınmıştır. Hicretin 644. senesinde Baalbek´e bağlı bir köyde doğdu. Daha sonra Menin köyüne yerleşti. Salihliğiyle meşhur oldu. Hadis okuttu. Doksan yaşını aşmış iken bu sene vefat etti. [9]



Şeyh Muhammed B. Abdülhak


Muhammed b. Abdülhak b. Şaban b. Ali el-Ensarî. Seyyah adıyla tanınmıştır. Kasyun Mezarlığı´nm kuzeyindeki derede meşhur bir zavi­yesi vardı. Hadis dinlemiş ve rivayet etmiştir. Çeşitli hususlara dair bil­gisi vardı. Mükâşefe sahibi güzel bir adamdı. Bu sene şevval ayının son­larında doksan yaşında vefat etti. [10]



Emir Sultanü´l-Arap Hüsameddin Mühennâ


Hüsameddin Mühennâ b. İsâ b. Mühennâ. Şam´daki Arapların e.miri idi. Bunlar, kendilerinin Cafer b. Yahya b. Halid el-Bermekî süla­lesinden geldiklerini iddia ederler, Harun Reşid´in kız kardeşi Abba-se´den doğan çocuğun zürriye tinden olduklanm söylerlerdi. Doğrusunu Allah bilir.

Şam´da, Mısır´da ve Irak´taki bütün hükümdarlar tarafından saygı gören, kadri yüce bir kimseydi. Dindar, hayırlı ve haktan yana olan bir insandı. Geride çok miktarda mal ve evlat bıraktı. Yaşı çok ilerlemişti. Şeyh Takiyyüddin b. Teymiye´yi aşın bir sevgiyle severdi. Kendisi sevdi­ği gibi zürriyeti ve emrinde bulunan Araplar da İbn Teymiye´ye aşın bir sevgiyle bağlıydılar. İbn Teymiye´nin onlar nezdinde mertebesi ve say­gınlığı vardı. Onlardan ikram görürdü. Sözünü dinlerler, emrine itaat ederlerdi. Onların birbirlerine hücum etmelerini men eden ve bunun haram olduğunu onlara anlatan da İbn Teymiye idi. Onun bu hususta kıymetli bir tasnif eseri vardı. Mühennâ bu sene zilkade ayının onseki-zinde Silmiye´de vefat etti ve oraya defnedildi. Allah rahmet etsin. [11]



Şeyh Fadl El-Aclunî


Zahid bir kimseydi. Şeceresi şöyledir: Şeyh Fadl b. İsa b, Kandil el-Aclunî el-Hanbelî, Mismariye´de ikamet ederdi. Aslen Habrahi beldele-rindendir. Az bir dünyalıkla yetinirdi. Çok ucuz ve uzun elbiseler giyer, büyük sarıklar takınırdı. Rüya tabirlerini bilir, rüyalarım tabir ettir­mek isteyen kimseler tarafından ziyaret edilirdi. Hiç kimseden bu hu­susta bir karşılık almazdı. Kendisine yüksek maaşlı görevler teklif edil­miş, ama hiç birini kabul etmemiştir. Bu sene zilhicce ayında doksan ya­şma yaklaşmış iken vefat etti. Şeyh Takiyyüddin b. Teymiye´nin mezan-mn yakınma defnedildi. Allah ikisine da rahmet etsin. Cenazesi kalaba­lık bir insan topluluğu tarafından teşyî edildi. [12]



Hicretin Yediyüzotuzaltıncı Senesi


Bu sene, cuma günüyle başladı. Sene başındaki yöneticiler, önceki senede adlan anılan kimselerdi. Saltanat naibi Tengiz, bu sene başında beraberinde askerler ve mancınıklar olmak üzere Caber Kalesine git­mek maksadıyla Dımaşk´tan ayrılıp yola koyuldu. Dımaşk´tan bir ay, beş gün müddetle uzak kaldıktan sonra nihayet beraberindekilerle sali­men geri döndü.

Safer ayının sekizinde Seyfeddin Kason en-Nasırî´nin Kurafe kapı­sı dışında yaptırmış olduğu hankâhm açılışı yapıldı. Buranın şeyhliğine kelamcılardan Şemseddin el-İsfahanî atandı.

Safer ayının onunda İbn Cümle, kaledeki zindandan salıverildi.

Bu ayda Tatar hanı Ebu Said b. Harbenda b. Ergun b. Abaka b. Hü-lagu b. Töli b. Cengizhan´nm, Rebiyülâhır ayının onikisinde perşembe günü Karabağ´daki saltanat konağında öldüğüne dair haber Dımaşk´a geldi. Karabağ onlann kışlık yeri idi. Cenazesi babasının şehri olan Sul­taniye yakınında yaptırdığı türbesine nakledildi. Ebu Said, Tatarlann en hayırlı hükümdarlanndandı. Yolu en güzel olan ve sünnette fazla se­bat eden, sünneti ayakta tutmak için de çok çaba sarfeden bir yöneticiy­di. Onun zamanında ehl-i sünnet güçlendi, aziz oldu Rafızîler de alçalıp zelil oldu. Babasının iktidan zamanında ise durum tam tersiydi. Kendi­sinin vefatından sonra Tatarlar ayakta duramadılar, kendi aralarında anlaşmazlığa düşerek dağıldılar. Herbiri bir tarafa gitti ve bu dağınık­lıkları zamanımıza kadar sürdü. Kendisinden sonra Tatarların başına Abaka´mn zürriyetinden Ertegün geçti. Onun hakimiyeti de çok az sür­dü.

Bu sene cemaziyelevvel ayının onunda çarşamba günü Nasıriye-

tü´1-Cevvaniye Medresesi´nde vefat eden Kemaleddin b. Şirazî´nin yeri­ne Bedreddin el-Erdebilî ders verdi. Dersinde kadılar da hazır bulundu­lar.

Yine bu ayda Bedreddin el-Erdebilf nin Nasıriyetü´l-Cevvaniye

Medresesi´ne nakledilmesi sebebiyle Zahiriyetü´l-Berraniye Medrese­si´nde Şeyh, İmam, Kurrâ Seyfeddin Ebu Bekir el-Harirî ders verdi, Kendisinden bir gün sonra da katibi ismail b. Kesir, Necibiye Medrese­si´nde ders verdi. Şeyh Cemaleddin b. Kadı Zebedanî, Zahiriye tü´l-Cev-vaniye Medresesi´ne atandığından ötürü bu makamı ona bırakmıştı. Dersinde kadılar ve ayan tabakasına mensup kimselerde hazır bulun­dular. Bu derse kalabalık bir dinleyici topluluğu da katıldı. Dinleyiciler kendisini Övdüler. Cümle dizmesi ve tertibinin güzelliği sebebiyle hay­rete düştüler. Dersinde şu âyet-i kerimeyi tefsir etmişti:

"Allah´ın kullan arasında O´ndan korkan ancak bilginlerdir." (Fatır,28).

Ancak sök, uzamış ve ribay-ı fadl meselesine dayanmıştı.

Bu ayın dördünde pazar günü mezkur Zahiriye Medresesi´nde vefat etmiş olan Alaeddin b. Kalanisî´nin yerine İbn Kadi ez-Zebedanî ders verdi. Dersinde kadılar ve ayan tabakasına mensup kimseler hazır bu­lundular. O gün çok yağışlı bir gündü.

Cemaziyelâhir ayı başında Mısır diyannda şiddetli bi