๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => El-Bidaye Ven Nihaye => Konuyu başlatan: Esila üzerinde 18 Kasım 2010, 23:33:37



Konu Başlığı: Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesi
Gönderen: Esila üzerinde 18 Kasım 2010, 23:33:37
Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesi

Abdullah B. Muhammed.

Muhammed B. Ahmed.

Muhammed B. Abdülvahid Eş-Şafiî

Ümmü Halife.

Hicretin Beşyüzyirmidokuzuncu Senesi

Raşid Billah´ın Hilafeti

Hicretin Beşyüzyirmidokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Muhammed B. Hüseyin.

İsmail B. Abdullah.

Debis B. Sadaka.

Sultan Muhammed B. Melikşah´ın Oğlu Sultan Tuğrul

Ali B. Muhammed En-Nerocanî

Fadl Ebu Mansur.

Hicretin Beşyüzotuzuncu Senesi

Muktefi Li Emrillahın Hilafeti

Dikkat Çekilmesi Gereken Güzel Bir Fayda.

Hicretin Beşyüzotuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Muhammed B. Hameveyh.

Muhammed B. Abdullah.

Muhammed B. Fadl

Hicretin Beşyüzotuzbirinci Senesi

Hicretin Beşyüzotuzbirinci Senesinde Vefat Eden Şahsiyetler.

Ahmed B. Muhammed B. Sabit

Hîbetullah B. Ahmed.

Hicretin Beşyüzotuzikinci Senesi

Hicretin Beşyüzotuzikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Muhammed.

Abdülmün´im B. Abdülkerim..

Muhammed B. Abdülmelik.

Halife Raşid.

Enuşirvan B. Halid.

Hicretin Beşyüzotuzüçüncü Senesi

Hicretin Beşyüzotuzüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Zahir B. Tahir.

Yahya B. Yahya B. Alî

Hicretin Beşyüzotuzdördüncü Senesi

Hicretin Beşyüzotuzdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Cafer.

Abdüsselam B. Fadl

Hicretin Beşyüzotuzbeşinci Senesi

Hicretin Beşyüzotuzbeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

İsmail B. Muhammed.

Muhammed B. Abdülbakî

Yusuf B. Eyyub.

Hicretin Beşyüzotuzaltıncı Senesi

Hicretin Beşyüzotuzaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

İsmail B. Ahmed B. Ömer.

Yahya B. Ali

Hicretin Beşyüzotuzyedinci Senesi

Hicretin Beşyüzotuzsekizinci Senesi

Hicretin Beşyüzotuzsekizinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. 1

Abdülvehhab B. Mübarek.

Ali B. Tarrad.

Zemahşerî Mahmud.

Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesi

Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

İbrahim B. Muhammed B. Mansur.

Sa´d B. Muhammed.

Ömer B. İbrahim..

Hicretin Beşyüzkırkıncı Senesi

Hicretin Beşyüzkırkıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Muhammed.

Alî B. Ahmed.

Mevhub B. Ahmed.

Hicretin Beşyüzkırkbirinci Senesi

Hicretin Beşyüzkırkbirînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Zengi B. Aksurgur.

Sa´d El-Hayr.

Safi B. Abdürreşid.

Abdullah B. Ali

Rey Şahnesi Abbas.

Muhammed B. Tarrad.

Vecih B. Tahir.

Hicretin Beşyüzkırkikinci Senesi

Hicretin Beşyüzkırkikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Es´ad B. Abdullah.

Ebu Muhammed Abdullah B. Muhammed.

Nasrullah B. Muhammed.

Hibetullah B. Alî

Hicretin Beşyüzkırküçüncü Senesi

Hicretin Beşyüzkırküçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

İbrahim B. Muhammed.

Şahanşah B. Eyyub.

Alı B. Hüseyin.

Ebü´l-Hac Yusuf B. Derbas.

Hicretin Beşyüzkırkdördüncü Senesi

Hicretin Beşyüzkırkdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Nizamülmülk.

Ahmed B. Muhammed.

Kadıiyaz.

İsab. Hibetullah.

Aksungur Oğlu Gazi

Hadim Kutuz.

Hicretin Beşyüzkırkbeşinci Senesi

Hicretin Beşyüzkırkbeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Hasan B. Zinnun.

Abdülmelikb. Abdülvehhab.

Abdülmelik B. Ebî Nasr B. Ömer.

Fakih İbn Bekir B. Arabî

Hicretin Beşyüzkırkaltıncı Senesi

Hicretin Beşyüzkırkaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Burhaneddin.

Hicretin Beşyüzkırkyedinci Senesi

Hicretin Beşyüzkırkyedinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Muzaffer B. Erdeşir.

Sultan Mes´ud.

Hattat Ve Kâtip Yakup.

Hicretin Beşyüzkırksekizinci Senesi

Ferezdakvecerir.

Hicretin Beşyüzkırkdokuzuncu Senesi

Sultan Nureddin Eş-Şehid´in Dımaşk´ı Zaptetmesi

Hicretin Beşyüzkırkdokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Reis Müeyyedü´d-Devle.

Hadim Ata.

Hicretin Beşyüzellînci Senesi

Nureddîn Eş-Şehid´in Baalbek Şehrini Fethetmesi

Hicretin Beşyüzellînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Muhammed B. Nasır.

Mücella B. Cemi Ebü´l-Meali

Hicretin Beşyüzellibîrinci Senesi

Bağdat Kuşatması

Hicretin Beşyüzellibirinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Alî B. Hüseyin.

Mahmud B. İsmail B. Kadus.

Şeyh Ebü´l-Beyan.

Abdülğafir B. İsmail

Hicretin Beşyüzelliîkinci Senesi

Hicretin Beşyüzelliikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ahmed B. Muhammed.

Ahmed B. Bahtiyar.

Sultan Sencer.

Muhammed B. Abdüllatif

Muhammed B. Mübarek.

Yahya B.İsa.

Hicretin Beşyüzelliüçüncü Senesi

Hicretin Beşyüzelliüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Abdülevvel B. İsa.

Nasr B. Mansur.



Abdullah B. Muhammed

Abdullah b. Muhammed b. Ahmed b. Hasan Ebu Muhammed b. Ebu Bekir eş-Şaşî. Babasından hadis dinledi. Fıkıh Öğrendi. Münazara yaptı. Fetva verdi. Faziletli bir vaiz, fesahatlı ve düzgün konuşan bir kimseydi. Güzelce vaaz verdiğinden İbnü´l-Cevzî ona teşekkür etti. Nazmı, nesri, lafzı güzel ve sağlam bir kimseydi. Bu senenin muharrem ayında elli yaşma varmış iken vefat etti. Babasının mezarının yanına defnedildi. [1]



Muhammed B. Ahmed


Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Ebu Bekir el-Affan. İbn Hallaç el-Bağdadî diye de tanınır. Hadis dinledi. Kıraat ilmini öğrendi. Hayırlı, zahid ve abid bir kimseydi. Duasında bereket umulan ve ziyaret edilen bir kimseydi. [2]



Muhammed B. Abdülvahid Eş-Şafiî


Künyesi Ebu Reşid idi. Taberistan´a bağlı Amil şehrindendi. Hicre­tin 434. senesinde doğdu. Hacca gitti ve Mekke´de ikamet etti. Az mik­tarda hadis dinledi, zahid bir kimse olup insanlardan kopuk ve kendi nefsiyle meşgul olarak yaşardı. Bir defasında tüccarlarla birlikte deniz yolculuğuna çıktı. Bir adaya vardıklarında «Beni burada bırakın ki yüce Allah´a ibadet edeyim» dedi. İsteğini kabul etmediler. Ama o mutlaka o adada kalmak istedi. Bunun üzerine onu adada bıraktılar. Diğerleri yol­larına devam ettiler. Ancak rüzgar ve fırtına onları tekrar o adaya geri dönmek mecburiyetinde bıraktı. Dediler ki: «Sensiz yola devam etme­miz mümkün olmuyor. Eğer mutlaka bu adada ikamet etmek istiyorsan varacağımız yere kadar bizimle beraber gel. Sonra buraya geri dön.» Ça­resiz arkadaşlarıyla birlikte yola devam etti. Varacakları yere kadar on­larla gitti. Sonra tekrar o adaya geri döndü. Bir süre orada kaldı. Tekrar oradan ayrıldı. Sonra kendi beldesi Amil´e döndü. Orada vefat etti. Allah rahmet etsin. Anlatıldığına göre Muhammed b. Abdülvahid o adada mevcud olan şeylerle geçinip hayatını sürdürürmüş.Orada insanları yutan ejderhalar varmış. Ayrıca orada bir su pınarı mevcud olup pınar­dan su içip abdest alırmış. Mezarı Amil şehrinde meşhur olup ziyaret edilir. [3]



Ümmü Halife


Halife Müsterşid´in annesidir.Bu senenin şevval ayının ondoku-zunda yatsı vaktinden sonra pazartesi gecesi vefat etti. Doğrusunu nok­sanlıklardan münezzeh olan yüce Alah daha iyi bilir. [4]



Hicretin Beşyüzyirmidokuzuncu Senesi


Bu senede halife Müsterşid vefat etti. Yerine oğlu Reşid geçti. Bu­nun sebebi şuydu: Sultan Mes´ud ile halife arasında bir ihtilaf vardı. Ne­ticede halife, Sultan Mes´ud adına Bağdat´ta hutbe okunmasına son ver­di. O esnada Sultan Mes´ud´un kardeşi Tuğrul b. Muhammed b. Melik­sin vefat etti. Sultan Mes´ud Bilad´e gitti. Orayı ele geçirdi. Hakimiyeti güçlendi. Sonra Bağdat´ı halifeden almak amacıyla asker toplamaya

başladı. Halife durumdan haberdar olunca tedirgin oldu. O da karşı ha^ zırlıklara başladı. Önde gelen bazı komutanlar halifenin yanına koştu­lar. Sultan Mahmud´un satvetinden korkuyorlardı. Halife de büyük br orduyla Bağdat´tan çıktı. Ordusunda kadılar, devlet erkânı ve her sınıf­tan yöneticiler vardı. Bunlar, halifenin önü sıra yaya olarak ilk konağa kadar yürüdüler. Sonra otağa ulaştılar. Halife, öncü olarak bazı birlikle­ri şevketti. Sultan Mes´ud da halifeye karşı Debis b. Sadaka b. Mansur komutasında bir öncü birlik gönderdi. Aralannda çok görüşmeler cere­yan etti. Anlaşamadılar. Sonuçta iki ordu bu senenin ramazan ayının onunda pazartesi günü karşı karşıya geldi. Şiddetlice savaştılar. İki ta­raftan sadece beş kişi öldürüldü. Sonra halife, Sultan Mes´ud´un ordusu­na hamle yaptı.Onlan hezimete uğrattı. Ama Sultan Mes´ud´un ordusu ric´at yapıp halifeye hamle yapınca bu defa halifenin ordusunu hezimete uğrattılar. Çok sayıda halife askerini öldürerek halifeyi de esir aldılar. Sonrada mallannı ve eşyalarım yağmaladılar. Yağmaladıkları şeyler arasında 4.000.000 dinar, aynca ev eşyaları, hil´atler, kaplar ve kumaş­lar vardı. İnna lillah ve inna ileyhi raciun (doğrusu biz Allah´a aidiz ve Ona dönücüleriz) bu haber memleketin her tarafına uçtu. Haber Bağ­dat´a varınca halk çok tedirgin oldu. Şiddetli bir sarsıntı geçirdiler. Madden ve manen huzursuz oldular. Halk, camilerdeki minberleri kırdı ve cemaatle namaz kılmaya yanaşmadılar. Kadınlar, saçlarım başlan-nı yolarak şehirde dolaşıp halifeye ağıt yaktılar. Onun esir edilmesine yandılar. Diğer beldelerdeki insanlar da Bağdatlılara uydular. Büyük bir fitne meydana geldi ve bu hal memleketin her tarafına yayıldı. Bu hal zilkade ayı boyunca devam etti. Ülkenin her tarafında çirkinler, fe­caatler yaygın haldeydi. Neticede Sultan Sencer, kardeşinin oğlu Sul­tan Mes´ud´a mektup yazarak onu bu yaptığı işin sonucundan sakındı-np uyardı ve halifeyi tekrar eski yerine ve hilafet sarayına iade etmesini emretti. Sultan Mes´ud da amcasının bu emrine uydu. Halife için büyük bir otağ kurdurdu. O otağın üzerine bir kubbe yaptırdı. Altında da mu­azzam bir taht vardı. Halife´ye âdeti üzere siyah elbiseler giydirdi. Onu eski bineklerine bindirdi. Kendisi de bineğinin yulannı tuttu ve halife­nin hizmetinde bulundu. Atının yulannı tutup yürüttü. Bütün askerler de yaya olarak yürümekteydiler. Nihayet halife kendi tahtına oturdu. Sultan Mes´ud da karşısında esas duruşta bekledi. Sonra önünde yer Öp­tü. Halife de ona hil´at giydirdi. Debis, eli kolu bağlı vaziyette sağında iki emir solunda da iki emir bulunduğu halde huzura getirildi. Beraberinde yalın bir kılıç ve beyaz bir kuşak da vardı. Halife´nin önüne atıldı. Hali-fe´nin gönlünün hoş olması için ne yapacaksan yap, denildi, halife de ona doğru yöneldi. Debis önünde yerde yatmakta iken «Affet ey müminlerin emiri ben hata yaptım, güçlüler affederler» diyordu. Halife onun bağla­rının çözülmesini, serbest bırakılmasını emretti ve şu ayeti okudu:

«Bu gün azarlanacak değilsiniz. Allah sizi bağışlar.» (Yusuf; 92).

Debis ayağa kalktı. Halifenin elini öpmek istedi. Halife de Öpmesi­ne izin verdi ve onu tekrar işinin başında bıraktı. O da yaptığından Ötü­rü af diledi. Böylece işler yoluna girdi. Bu haber memleketin her tarafı­na uçuruldu.Halk buna çok sevindi.

Zilhicce ayı başında Sultan Sencer´in elçileri-kardeşinin oğlu Sul­tan Mes´ud´un yanma geldiler. Sultan Sencer ondan, halifeye iyi dav­ranmasını, onu acilen kendi yurduna göndermesini istedi. Elçilerle bir­likte Bağdat´a kadar halifeye hizmet edecek adamlar da göndermişti. Halife´yi Bağdat´a götürecek askeri birliğin arasına Batınîlerden de on kişi sızmıştı. Askerler hâlifeyi götürmektelerken Batınîler hemen hali­feye hücum ettiler. Onu çadırında öldürüp lime lime ettiler. Halifeden geride ancak hilafet nişanları kalmıştı. Batınîler onunla birlikte arala­rında Ubeydullah b. Sekkine´nin de bulunduğu bazı adamlarını da öl­dürmüşlerdi. Ama daha sonra bu Batınîler yakalanıp yakıldılar. Allah onları kahretsin. Anlatıldığına göre onlar halifeyi öldürmek için Önce­den hazırlıklıymışlar. Doğrusunu Allah bilir. Bu haber memleketin her tarfına uçtu. İnsanların halife Müsterşid´e olan üzüntüleri arttı. Bağ­dat´ta kadınlar saçlarını başlarım yolarak yollarda halifeye ağıtlar yak­tılar. Halife bu senenin zilhicce ayının onyedisinde perşembe günü Me-rağa kapısında öldürülmüş, vücudunun parçalan Bağdat´a götürül­müştü. Oğlu Reşid´e hilafet beyatı yapıldıktan sonra maktul halife için üç günlük taziyet meclisi kuruldu.

Halife Müsterşid, atılgan, cesaretli, himmeti yüksek, fesahatli, be-lagatli, tatlı sözlü, hitabeti güzel, yazısı güzel, çokça ibadet eden, avam ve havas tarafından sevilen bir kimseydi. Hatip olarak görülen en son halife oydu. Öldürüldüğünde kırkbeş sene üç aylık ömrünü noktaladı. Onyedi sene altı ay yirmi gün süreyle halifelik yapmıştı. Annesi Türk bir cariye i di. Allah rahmet etsin. [5]


Raşid Billah´ın Hilafeti


Ebu Cafer Mansur b. Müsterşid. Babası onu veliahd tayin etmiş, sonra bu görevden almak istemişti. Lakin buna muktedir olamamıştı. O ihanet etmemişti. Babası bu senenin zilhicce ayının onyedisinde per­şembe günü Merağa kapısında öldürüldüğünde kendisine ayan ve halk hilafet beyatını sundular. Bağdat´ta minberler üzerinde adına hutbeler okundu. O zaman kendisi çoluk çocuk sahibi bir kimseydi. Beyaz tenli, rengi hoş bir kimseydi. Bu senenin arefe gününde babası Müsterşid´in naaşı getirildi. Çok sayıda insan cenazeye katılmış, izdiham meydana gelmişti. Ertesi sabah halk bayram namazını kılmaya şiddetli derecede

hüzünlü olarak çıkmıştı. Raşid´in hilafetinin ilk günlerinde az da olsa Rafızilik ortaya çıkmıştı. [6]



Hicretin Beşyüzyirmidokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Ahmed B. Muhammed B. Hüseyin


Ahmed b. Muhanımed b. Hüseyin b. Amr Ebü´l-Muzaffer b. Ebu Be­kir eş-Şaşî. Babasından fıkıh dersleri aldı. Rivayet yaşına varmadan, kardeşinden sonra ölüm onu da yakaladı. [7]



İsmail B. Abdullah


İsmail b. Abdullah b. Ali Ebü´l-Kasım. Hakimlik yapmıştır. İma-mül-Haremeyn´den fıkıh dersleri aldı. Gazzalî´nin arkadaşı oldu. Ona saygı gösterip ikramda bulundu. Yüksek derecede fakih, abid, takvalı bir kimseydi. Tus şehrinde bu senede vefat etti. Gazzalî´nin mezarının yanına defnedildi. [8]



Debis B. Sadaka


Debis b. Sadaka b. Mansur b. Debis b. Ali b. Mezyed Ebu´1-A´az el-Esedî. Emirlik hanedanından ve Arapların önde gelenlerindendi. Şeca­atti, kahraman ve bahadır bir kimseydi. Çok yararlılıklar gösterdi. Korktuğundan ötürü Bilad´da halifeye isyan etti. Halife öldürüldüğün­de kendisi halifeden sonra sadece otuzdört gün yaşadı. Sonra Sultan Mes´ud nezdinde aleyhinde bulunuldu. Güya onun Zengi ile mektuplaş­tığı ve Zengi´nin, sultanın yanına gitmesine mani olduğu, onu bu işten sakındığı, kendini kurtarmaya bakmasını öğütlediği söylendi. Sultan da ona Ermeni bir köle gönderdi. Köle onun başını Önüne eğmiş ve çadı­rında tefekkür ettiğini görmüştü. Konuşmadan kılıcını kınından sıyır­mış, boynunu vurmuş, başım gövdesinden ayırmıştı. Başka bir rivayet­te anlatıldığına göre sultan onu huzuruna çağırtmış ve önünde eli kolu bağlı vaziyette iken öldürtmüştü. Doğrusunu Allah bilir. [9]



Sultan Muhammed B. Melikşah´ın Oğlu Sultan Tuğrul


Bu senenin muharrem ayının üçünde perşembe günü Hemedan´da vefat etti. Allah rahmet etsin. [10]



Ali B. Muhammed En-Nerocanî


Abid ve zahid bir kimseydi. İbnü´l-Cevzî onun «Kudret, imkansız şeylerle alakalıdır» dediğim nakletmiştir. Sonra o bunu inkâr etmiş ve ne dediğini anlamadığım, cahil olduğunu söyleyerek özür dilemiştir. [11]



Fadl Ebu Mansur


Müminlerin emiriydi. Lakabı el-Müsterşid idi. Biyografisinin bir kısmı önceki sayfalarda verilmiştir. Doğrusunu Allah bilir. [12]



Hicretin Beşyüzotuzuncu Senesi


Bu senede halife Raşid ile Sultan Mes´ud´un arası açıldı. Çünkü ha-life´ye haber göndererek babası Müsterşid´in esaret döneminde kendisi­ne vereceğini taahhüd ettiği şeyi istemişti. Babası Müsterşid, Sultan Mes´ud´a 400.000 dinar vermeyi taahhüd etmişti. Halife Raşid bunu ver­meye yanaşmadı ve «Bizimle sizin aranızda ancak kılıç konuşur» demiş­ti. Bu yüzden aralarında ihtilaf meydana geldi. Sultan Mes´ud, askerle­riyle harekete geçti. Halife de karşı atağa geçti ve emirleri topladı. İma-düddin Zengi´ye, yanına gelmesi için haber gönderdi. İmadüddin geldi. Halifenin etrafında çok asker toplandı. O esnada sultan Davud b. Mah-mud b. Muhammed b. Melikşah da geldi. Halife, Bağdat´ta onun adına hutbe okuttu. Ona hil´at giydirdi ve sultan olarak ona beyat etti. Böylece halife ile Sultan Mes´ud arasındaki düşmanlık iyiden iyiye fazlalaştı. Halife, Bağdat dışına çıktı. Askerler önünde yürüyorlardı. Tıpkı babası­na muamele ettikleri gibi ona da umamele ediyorlardı. Bağdat´tan çıkı­şı, bu senenin şaban ayının son günü olan çarşamba gününde olmuştu. Sultan Davud da diğer yandan çıktı. Bunlar Sultan Mahmud´un asker­lerinin çokluğunu duyunca İmadüddin Zengî, halifeye kendisiyle birlik­te Musul´a gelmesini önerdi ve bunun uygun olduğunu söyledi. Sultan Mes´ud, halife ile İmadüddin Zengi´nin yokluğunda şevvalin dördünde pazartesi günü Bağdat´ı aldı. Sonra halifenin zevcelerinden ve gözdele­rinden zinetlerini, takılarım ve süslü elbiselerini gasp etti. Kadıları ve fakihleri topladı. Halife Raşid´in «Ne zaman sultan ile savaşmak üzere Bağdat dışına çıkacak olursam halifelikten düşmüş olacağım» mealin­deki elyazısım kadı ve fakihlere gösterdi. Fakihlerden bazıları bu du­rumda onun hal* olmuş olduğuna fetva verdi. Bu senenin zilkade ayının onaltısmda pazartesi günü hakimin hükmü ve fukahanm fetvası ile ha­life Raşid hal´ edilmiş oldu. Halifeliği onbir ay ve onbirgün sürmüştü. Sultan, onun amcası Muktefî b. Müstazhir´i çağırdı ve Muktefî´ye hilafet beyatı yapıldı. Böylece kardeşinin oğlu Raşid Billah halifelikten düş­müş oldu. [13]



Muktefi Li Emrillahın Hilafeti


Muktefi Li Emrillah Ebu Abdillah b. Müstazhir. Annesi Safra Ha-tun´du. Nesima diye adlandırıldı. Ayrıca ona Sittü´s-Saade de denildi. Muktefi hilafete geçtiğinde kırk yaşındaydı. Raşid´in hal´inden iki gün sonra halifeliğine beyat edildi. Bu senenin zilkade ayının yirmisinde cu­ma günü minberlerde onun adına hutbe okundu. Kendisine Muktefi la­kabının verilmesinin sebebi şuydu: O, rüyasında Rasûlullah (s.a.v.)´i görmüş, Rasûlullah (s.a.v) ona şöyle buyurmuştu: «Hilafet işi sana ula­şacaktır. Sen bana uy.»

Uymak kelimesi Arapça´da iktifa mastarı ile ifade idilir. Muktefi de uyan kişi anlamına gelir. İşte bu rüyayı görmesinden altı gün sonra hali­fe oldu ve Muktefi lakabını aldı. [14]



Dikkat Çekilmesi Gereken Güzel Bir Fayda


Muktefi ve Müsterşid halifelik yaptılar. İkisi de kardeştiler. Seffah ile Mansur da halifelik yapan iki kardeştir. Hadi ve Reşid de halifelik yapmış iki kardeş olup ikisi de Mehdi´nin oğullarıdır. Vâsık ve Mütevek­kil de kardeş olup babaları Mu´tasım´dır ve halifelik yapmışlardır. Üç kardeşe gelince bunlar; Emin, Me´mun ve Mu´tasım olup üçü de halifelik yapmış olup Harun Reşid´in oğullandır. Muntasır, Mu´tez ve Mutemid´e gelince bunlar da halifelik yapmış olup Mütevekkilin oğullandır. Muk­tefi, Muktedir ve Kahir´e gelince bunlar da Mutedit´in oğullan olup hali­felik yapmışlardır. Radi, Muktefi ve Muti´e gelince bunlar da Muket-dir´in oğullan olup halifelik yapmışlardır. Dört halife kardeşe gelince, Emevilerde sadece şunlar vardır: Velid, Süleyman, Yezid ve Hişam. Bunlar da Abdülmelik b. Mervan´m oğullandır. Muktefi halifelik tahtı­na oturduğunda mahlul (hal edilen) halife Raşid, Musul´a Vali İmadüd-din Zengi ile birlikte gitmekteydi ve bu senenin zilhicce ayında ikisi bir­likte Musul´a vardılar. [15]



Hicretin Beşyüzotuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Muhammed B. Hameveyh


Muhammed b. Hameveyh b. Muhammed b. Hamaveyh Ebu Abdil­lah el-Cüveynî. Hadis rivayet etti. Doğru sözlü, ilmiyle meşhur, zahid ve keramet sahibi bir kimseydi. Bağdat´a geldi. Ayrılacağı zaman Bağdat­lılarla vedalaşırken onlara şu şiiri okumuştu:

«Bundan sonra size tekrar dönecek olursam,

Bu, gönlümün size olan düşkünlüğünden dolayıdır.

Ama size dönemez uzakta kalırsam, Bu da Allah´ın takdiridir.

Size gelemeyeceksem artık size selam olsun.» [16]



Muhammed B. Abdullah


Muhammed b. Abdullah b. Ahmed b. Habib Ebu Bekir el-Amirî. İbn Habbaz adıyla meşhur olmuştur. Hadis dinledi. Tasavvufi metodla hal­ka vaaz verdi. İbnü´l-Cevzî ondan edep dersi alanlardandır. Onu övmüş­tür. Ve onun şu şiirini nakletmiştir:

«Çarem nedir, aşkta durumum budur. Aşk, beni kınayanlann kınamasından daha çok etkiliyor. Nasıl şikâyetçi olayım ki onu sevmek benim için meşguliyettir. Öyle ki bütün işimi gücümü bırakıp onunla meşgul oluyorum.»

Muhammed b. Abdullah´ın fikıh ve hadis bilgisi vardı. Kitabu´ş-Şi-hab´ı şerhetti. Bir tekke yaptırdı. Yanında abid ve zahidlerden oluşan bir cemaat vardı. Can çekişirken onlara aziz ve celil olan Allah´a karşı takvalı ve ihlaslı, dindar kimseler olmalarını vasiyet etti. Vasiyetini ta­mamladıktan sonra yine can çekişti. Alnından terler döküldü. Elini uza­tıp şu şiiri okudu:

«İşte elimi sana uzattım.

Bunlan lütufla doldurarak çevir.

Yoksa düşmanlanmı sevindirerek beni ziyana uğratma.»

Böyle dedikten sonra sözünü şöyle sürdürdü: «Şeyhlerin, ellerinde tabaklarla beni beklediklerini görüyorum» dedi ve vefat etti. Vefatı, bu senenin ramazan ayının ortasında çarşamba gecesi olmuştu. Kendi hankâhma defnedildi. Sonra tekkesi ve mezan hicretin 540. senesinde sular altında kaldı. [17]


Muhammed B. Fadl


Muhammed b. Fadl b. Ahmed b. Muhammed b. Ebu´l-Abbas Ebu Abdullah es-Saidî el-Feravî. Babası Ferave´nin smmndaki bir mahalde idi. Nisabur´a yerleşti. Muhammed b. Fadl orada doğdu. Muhammed b. dl k hadis dinledi> Çeşitli beldelerdeki hadis alimlerini dinledi. Öğrendi. Fetva verdi. Münazaralarda bulundu, vaaz verdi. Zarif, güzel yüzlü, hoş geçimli, çokça tebessüm eden bir kimseydi.1.000 mec­listen ziyade hadis yazdırdı. Memleketin çeşitli yerlerinden talebeler yanına gelip kendisinden hadis dinlediler. Öyle ki «Ferâvî´nin bir ravisi var» denildi. Başka bir rivayette anlatıldığına göre bu onun yüzüğünün kaşında yazılıymış. Sahih-i Müslim´i yirmi defaya yakın miktarda riva­yet edip dinletti. Bu senenin şevval ayında doksan yaşında vefat etti. [18]



Hicretin Beşyüzotuzbirinci Senesi


Bu senede İsfahan´da ani ölümler çoğaldı. Binlerce ikşi öldü. Birçok evin kapısı kilitlendi.

Bu senede halife, Fatıma binti Muhammed b. Melikşah Hatun ile 100.000 dinar mehir vererek evlendi. Nikâh akdinde kardeşi Sultan Mes´ud, devlet erkânından önden gelen bir grup, vezirler ve ümera da hazır bulundular. Davetlilerin üzerine çeşitli para, mücevher ve altın­lar saçıldı. Bu senede Bağdatlılar ramazan orucunu otuz gün tuttular. Hava açık olduğu halde hilali göremediler.İbnül-Cevzî «Bu benzeri gö­rülmemiş bir durumdu» demiştir.

Bu senede Mısır hükümdarının veziri Tacü´d-Devle Behram en-Nasranî kaçtı. Vezir Tacü´d-Devle ülkede güçlenmiş, söz sahibi olmuş, otoritesini kurmuştu. Ama halka kötü muamelede bulunmuştu. Bunun üzerine halife Hafız onu yakalatmak istedi. Nihayet aramalar netice­sinde yakalayıp zindana attı. Sonra serbest bırakınca, kaçtı ve işi bırak­tı. Halife Hafız da ondan sonra Rıdvan b. er-Reyhanî´yi vezirliğe tayin etti ve ona el-Melikü´1-Efdal lakabım verdi. Rıdvandan önceki vezirlerin hiçbirine böyle bir lakab takmamıştı. Ancak bilahare Rıdvan´la halife Hafız´ın arası açıldı. Halife onun açığım aramaya devam etti. Nihayet yakaladı. Ülkeyi yalnız başına yönetmeye başladı.

Bu senede İmadüddin Zengi birkaç beldeyi zaptetti.

Bu senede Şam´da dünyayı karartan siyahi bulutlar meydana gel­di. Bunların ardı sıra dünyayı ateş gibi aydınlatan kızıl bulutlar görül­dü. Bunun da ardı sıra birçok ağaçları kökünden söküp yerinden attıran şiddetli bir fırtına çıktı. Fırtınanın ardı sırada şiddetli yağmurlar yağdı ve büyük miktarda iri taneli dolular yağdı.

Bu senede Bizans imparatoru Şam´a ve çevresine hücum etti. Haçlı­ların ellerinden birçok beldeleri aldı. Ermeni hükümdarı İbn Elyevm ona itaat etti. [19]



Hicretin Beşyüzotuzbirinci Senesinde Vefat Eden Şahsiyetler


Ahmed B. Muhammed B. Sabit


Ahmed b. Muhammed b. Sabit b. Hasan Ebu Sa´d el-Hocendî. Baba­sı İmam Ebu Bekir el-Hocendî el-İsferanî´den fıkıh dersleri aldı. Bağdat Nizamiye medresesinde defalarca müderrislik yaptı. Sonra bu görevden azledildi. Hadis dinledi. Vaaz verdi. Bu senenin şaban ayında dok­san yaşında iken vefat etti. [20]


Hîbetullah B. Ahmed


Hibetullah b. Ahmed b. Ömer el-Harirî İbn Tayr diye bilinir. Çok hadis dinledi. Ebü´l-Hasan İbn Zevç el-Hürre´den en son hadis rivayet eden kişi kendisidir. Hatib Bağdadî de kendisinden hadis rivayet etti. Sebatkâr ve çokça hadis dinleyen bir kimseydi. Çokça zikreder, Kur´an okurdu. Bu senenin cemaziyelevvel ayında doksanaltı yaşında vefat edinceye dek duyu organlarından ve kuvvetlerinden normal şekilde ya­rarlanmıştı. [21]


Hicretin Beşyüzotuzikinci Senesi


Bu senede mahlu´ (hal edilmiş) halife Raşid öldürüldü. Şöyle ki: Me­lik Davud ve önde gelen ümerâdan bir topluluk onunla bir araya gelerek Merağa´daki Mes´ud ile savaşmaya gitmişler, ancak Mes´ud onları hezi­mete uğratıp darmadağın etmiş ve onlardan bazılarını huzurunda eli kolu bağlı vaziyette öldürmüştü. Öldürdüğü kimseler arasında Sadaka b. Debis de vardı. Sadaka´mn yerine kardeşi, Hille valiliğine geçti. Mah­lu´ halife Raşid de kaçıp İsfahan´a gitti. Orada kendisine hizmet etmekte olan Horasanlı biri onu Öldürdü. Oysa öldürüldüğünde hastalıktan daha yeni kurtulup şifa bulmuştu. Bu senenin ramazan ayının yirmibe-şinde öldürülen mahlu´ halife Raşid, İsfahan dışında Şehristan´a defne­dildi. Güzel tenli, güzel yüzlü, güçlü, heybetli bir adamdı. Annesi cariye idi.

Bu senede Kabe´ye tüccarlardan Rast el-Farisî adında biri 18.000 dinar değerindeki bir örtüyü geçirdi. Bu senede hükümdarlar arasında ihtilaflar olduğundan Kabe´ye kimse örtü getirmemişti.

Bu senede Şam, Cezire ve Irak taraflarında büyük depremler mey­dana geldi. Birçok ev yıkıldı. Yıkıntılar altında kalan birçok kimse ca­nından oldu.

Bu senenin muharrem ayında İmadüddin Zengi, Humus şehrini ele geçirdi. Ramazan ayında Dımaşk valisinin annesi Zümrüt Hatun´la ev­lendi. Hatuniye el-Berraniye´nin nisbet edildiği kadın budur.

Bu senede Rum hükümdarı Bazaa şehrini ele geçirdi. Burası Ha­leb´e altı fersah mesafedeki bir yerdir. Öldürülmekten ve esir düşmek­ten kurtulan bazı Buzaalılar Bağdat´a gelip müslümanl ardan yardım

istediler. Bağdat´ta hutbe okunmaz oldu. Uzun süren fitneler cereyan etti.

Bu senede Sultan Mes´ud, Debis b. Sadakâ´nm kızı Süfra ile evlen­di. Evlenme şerefine Bağdad şehri yedi gün süreyle süslendi. İbnü´l-

Cevzî dedi ki: «Bu sebeple uzun süren ve her tarafi kapsayan bozgunlar meydana geldi. Daha sonra Sultan Mes´ud, amcasının kızıyla evlendi ve Bağdad şehri bu evlenme şerefine üçgün süreyle süslendi.

Bu senede Selahaddin Eyyubî´nin Tikrit kalesinde bir çocuğu doğ­du. [22]



Hicretin Beşyüzotuzikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler

Ahmed B. Muhammed


Ahmed b. Muhanımed Ebu Bekir b. Ebu´1-Feth ed-Dineverî el-Hanbelî. Hadis dinledi. Fıkıh derslerini de Ebü´l-Hattab el-Kelvezanî´den aldı, Fetva verdi. Müderrislik yaptı. Münazaralarda bu­lundu. Es´ad el-Miherî onun hakkında şöyle demiştir: «Ebu Bekir ed-Dineverî herhangi bir kimsenin ileri sürdüğü bir delile itiraz etmeye dursun, mutlaka o delili eksik ve illetli bulurdu.»

İbnü´l-Cevzî onun hakkında şu şiiri okumuştur:

«Zahmet çekmeksizin münazara yapabilen bir fakih olmayı temen­ni etti.

Delilik türlü türlüdür.

Yorulmaksızın mal kazanmak mümkün olmadığına göre çaba har-camaksızın nasıl ilim elde edilebilir » [23]



Abdülmün´im B. Abdülkerim


Abdülmün´im b. Abdülkerim b. Hevazin. Künyesi Ebü´l-Müzaffer el-Kuşeyrî´dir. Kuşeyrîlerin hayatta kalan en son şahsiyetidir. Babasın­dan, Ebu Bekir el-Beyhakî´den ve diğerlerinden hadis dinledi. Abdül-vehhab el-Enmatî´de kendisinden hadis dinleyip rivayet etti. İbnü´l-Cevzî´ye rivayet hususunda icazet verdi. Doksan yaşına varmış iken bu senede vefat etti. [24]



Muhammed B. Abdülmelik


Muhammed b. Abdülmelik b. Muhammed b. Ömer. Künyesi Ebü´l-Hasan el-Kerhî´dir. Çeşitli beldelere gidip hadis dinledi. Fetva veren bir fıkıhçıydı. Ebu İshak´tan ve diğer Şafiîlerden fıkıh dersleri aldı. Fesa-hatli bir şairdi. Birçok eseri vardır. Mesela büyük imamların itikadına dair el-Fusul adlı eseri vardır. Bu eserinde Selefilerin itikada dair mez­hep ve görüşlerini anlatır. Garip ve güzel birçok şeyler nakleder. Ayrıca fikha dair bir kitabı ve tefsiri de vardır. Sabah namazında kunut oku­maz ve bu hususta şöyle derdi: «Bununla ilgili sahih bir hadis varid olmuş değildir. İmamız Şafiî derdi ki: «Hadis sahih olursa işte benim mezhebim odur. Sözümün sahih hadisle çeliştiğini görürseniz benim sö­zümü duvara çarpın.»

Muhammed b. Abdülmelik güzel suretli, geçimi hoş bir kimseydi. Hoş sohbetli şiirlerinden biri şudur:

«Evi benden uzaklaştı. Lakin güzelliğinin hayali kalbimde duru­yor.

Gönül onunla dopdolu olduktan sonra

Etraftaki mekânlarda onun bulunmayışı bana zarar vermez.»

Muhammed b. Abdülmelik bu senede doksan yaşına yaklaşmış iken vefat etti. [25]



Halife Raşid


Asıl adı Mansur b. Müsterşid´dir. Yakalandığı bir hastalıktan kur­tulduktan sonra İsfahan´da öldürüldü. Zehirlendiğine veya Batmiler tarafından öldürüldüğüne dair zayıf rivayetler de vardır. Ev işlerini dü­zenleyen, odacılığını yapan bazı kimseler tarafından öldürüldüğü de söylenmiştir. Doğrusunu Allah bilir. İbnü´l-Cevzî, Ebu Bekir es-Sû-lî´den rivayet etti ki, halife Raşid şöyle demiştir: «İslamiyetin başlangı­cından bu yana gelen yöneticilerin altıncı sırada bulunanların mutlaka hal´ edildiklerini gördüm.»

İbnü´l-Cevzî diyor ki: «Ben onun bu sözünün üzerinde düşündüm. Gerçekten de hayret verici bir şekilde doğru olduğunu tesbit ettim. Şöy-leki:

1- Rasûlullah (s.a.v.). 2- Ebu Bekir. 3- Ömer. 4- Osman. 5- Ali. 6- Ha­san. Hz. Hasanı Muaviye hal´etti.

1- Muaviye. 2- Yezid. 3- Muaviye b. Yezid. 4- Mervan. 5- Abdülme­lik. 6- Abdullah b. Zübeyr. Abdullah b. Zübeyr, hal´edildi ve öldürüldü.

1-Velid. 2- Süleyman. 3- Ömer b. Abdülaziz. 4- Yezid. 5- Hişam. 6-Velid b. Yezid. Velid b. Yezid hal´edildi ve öldürüldü. Bundan sonra Emevilerin düzeni bozuldu. Nihayet Abbasilerden Seffah halife oldu. Bunlarda da aynı vakıa görülmüştür. Şöyle ki:

1- Seffah. 2- Seffah´m kardeşi Mansur. 3- Mehdî. 4- Hadî. 5- Reşid. 6- Emin. Emin hal´edildi ve öldürüldü.

1- Me´mun. 2- Mu´tasım. 3- Vâsık. 4- Mütevekkil. 5- Muntasır. 6-Müstain. Müstain hal´edildi ve öldürüldü.

1- Mu´tez. 2- Muhtedi. 3- Mutemid. 4- Mutedid. 5- Muktefi. 6-Muk-tedir. Muktedir hal´ edildi, tekrar halifeliğe iade edildi. Sonra da öldü­rüldü.

1- Kahir. 2- Radi. 3- Muttaki. 4- Muktefi. 5- Muti. 6- Tai\ Tai´ de hal´ edildi.

1- Kadir. 2- Kaim. 3- Muktedi. 4- Müstazhir. 5-Müsterşid. 6- Raşid. Raşid hal´edildi ve öldürüldü. [26]



Enuşirvan B. Halid


Enuşirvan b. Halid b. Muhammed el-Kaşanî el-Kaynî. Kaşan´a bağlı Kayn kasabasmdandır. Künyesi Ebu Nasr´dır. Sultan Mahmud ile halife Müsterşid´e vezirlik yapmıştır. Akıllı, heybetli, cüsseli ve güzel ahlaklı bir kimseydi. Ebu Muhammed el-Haricî´ye makamat adlı eseri tamamlaması için görev veren zat kendisidir. Bunun sebebi şuydu: Ebu Muhammed, Basra´nın, Beni Haram mahallesindeki mescidinde otur­maktaydı. Eski püskü bir izarla peştemala bürünmüş yaşlı bir adam o meslise geldi. Kendisine «Sen kimsin » diye sorduklarında «Ben Suruç-lu bir adamım. Bana Ebu Zeyd derler» diye cevap verdi. Bunun üzerine Harirî de Haramilerin makamatım yazdı ve halk arasında bu makamat meşhur oldu. Vezir Enuşirvan bu makamattan haberdar olunca alıp okudu ve beğendi. Harirî´yi, diğer makamları da buna ekleyerek eseri tamamlamakla görevlendirdi. O da başka makamlar ekleyerek eseri elli makamda tamamladı. Halk arasında meşhur olan makamat işte budur. Vezir Enuşirvan çok cömert bir kimseydi. Makamat adlı eserin sahibi Harirî onu övmüştür. Şöyle ki:

«Sıkıntılı kardeşi rahatlatacak bir temenni ve dilekte bulunuyo­rum haberiniz olsun.

Diyarınız benden uzaklaştıktan beri,

Sizin geniş ve âlicenap sahilinize yaklaşmaya çalışıyorum.

Hep özlem ve hasret çekiyorum.

Bu özlem ve hasret, geceleyin beni sağa sola döndürüyor. Uykumu kaçırıyor.

Buluşma günlerini arıyorum.

O günleri anarken üzüntüm açığa çıkıyor. Aklım uçuyor.

Her vakitte sizi arzuluyorum.

Susamış kimselerin soğuk suyu arzulayışı gibi.

Allah´a yemin ederim ki size olan düşkünlüğümü gizlesem bile.

Bu düşkünlüğüm ne doğularda, ne batılarda gizlenemez, açığa çı­kar.

Kalbimi üzen ve inciten şey,

Mektuplarıma cevabı geciktirmeye göz yummanızdır.

Önceleri suçlu olduğum halde cezadan korkmazdım.

Ama şimdi suçsuz olduğum halde cezadan korkar oldum.

Irak heyeti size doğru geldiğinde,

O gelişleri benim de kendileriyle birlikte,

Size gelmemi bana ilham etti.

İhtiyaç ve zaruretime mektubumu vekil bıraktım.

Su bulamayan kimse suya vekaleten toprakla teyemmüm eder.

Organlarımdan bir kısmı da buna yardım eder,

Gizli halimi size haber verir ve cevap bekler.

Sizin iyiliğinizden sonra artık başka bir cömertliği anacak değilim.

Sizden özür deliyişim yeter, artık yeter.» [27]



Hicretin Beşyüzotuzüçüncü Senesi


Bu senede Cebert şehrinde büyük bir zelzele (deprem) meydana geldi. Bu yüzden 230.000 kişi öldü. Şehrin yerini fersahlarca kara sular kapladı.

Halepliler de bir gecede seksen kez sallandılar.

Bu senede Sultan Mahmud halkın üzerindeki vergilerden çoğunu kaldırdı. Kendisine çokça dua edildi.

Bu senede Sultan Sencer ile Sultan Harezmşah arasında büyük bir savaş meydana geldi. Sencer onu bozguna uğrattı. Onu savaş alanında Öldürdü. Harezmşah oğlunun ölümüne çok üzüldü.

Bu senede Dımaşk valisi Şihabüddin Mahmud b. Tacü´l-Mülûk Bö-ri b. Tuğtekin öldürüldü. Kendi has adamlarından üç kişi geceleyin onu öldürdüler ve kaleden kaçıp gittiler. İkisi yakalanıp idam edildi. Biri ka­çıp kurtuldu. ´

Bu senede Yahudi ve Hristiyanlar mübaşirliklerden azledildiler. Aradan bir ay geçmeden tekrar bu görevlere iade edildiler.

Bu senede Hadim Kutuz insanlara hac ettirdi. [28]



Hicretin Beşyüzotuzüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Zahir B. Tahir


Zahir b. Tahir b. Muhammed Ebü´l-Kasım b. Ebi Abdurrahman b. Ebi Bekir es-Sehamî. Çok hadis rivayet eden, hadis toplamak amacıyla birçok yerlere seyahatlerde bulunan bir muhaddistir. Çok hadis dinle­yip yazdırdı, hadisleri Nisabur Camii´nde 1.000 kez oturum düzenleye­rek yazdırdı. Ebu Sa´d es-Sem´anî onun aleyhinde konuşarak «O, na­mazları ihlal ederdi» demiştir. İbnü´l-Cevzî de Sem´anî´ye itirazda bulu­narak Zahir´in hastalık mazereti yüzünden namazı ihlal ettiğini söyle­miştir. Anlatıldığına göre Zahir ağır hasta olduğundan sık sık namazla­rı cem ederek kılarmış, Doğrusunu Allah bilir. Seksenbeş yaşma varmış iken bu senenin rebiyülahır ayında Nisabur´da vefat etti ve Nisabur me­zarlığına defnedildi. [29]



Yahya B. Yahya B. Alî

Yahya b. Yahya b. Ali b. Eflah. Künyesi Ebü´l-Kasım´dı. Katiplik yaptı. Halife Müsterşid ona hil´at giydirdi ve Cemalülmülk lakabını tak­tı. Ona ayrıca dört ev verdi. Bu dört evinin yanında kendisinin de bir evi vardı. O evlerin hepsini yıkarak yerlerinde muazzam bir konak yaptırdı ki bunun uzunluğu altmış zira, genişliği de kırk zira idi. Konağın ahşap tuğlaları ile nakış ve desen malzemelerini halife karşıladı. Yahya b. Yahya bu konağının çeşitli yerlerine kendisine ve başkasına ait güzel şiirler yazdı. Konağın kapısındaki şiir şuydu:

«Bakanlar dışım görünce şaşırdılar.

Eğer bilseler içim daha da şaşırtıcıdır.

Saraylar onun avucunda yağmur dolu bulutlar gibi oldular.

Yağmur dolu bulutlar onun avucuna karşı mahcup oldular.

Onun ahlak bahçesindeki çiçekler sağa sola salındılar.

Bir diyarda ki, oranın mezhebi nurdur.

Öyle bir gönül ki, içindeki nur ile kalbimi perdeledi.

O nur günler üzerine doğan ve batmayan güneş oldu.»

Sarayın süslemeleri üzerine de şu şiir yazılmıştı:

«Delikanlı kişinin mürüvveti şudur ki:

Yaşadığı müddetçe onun için Övülecek bir saray olmalı.

Dünyadaki rızkınla geçinip kanaat et.

Asıl ahiret yurdu için çalış. İşte verdiğin sözü yerine getirdin.

Ve artık bu dünya hayatı kesildi.»

Sarayın bir başka yerinde de şu şiir yazılıydı:

«Öyle bir meclis ki sanki ebediyet cenneti,

Oraya güzelliğinden bir parlaklığı iğreti olarak vermiştir.

Zamanın olayları ona,

Belalardan ve kötülüklerden bıkmaması direncinsi vermiştir.

Yaptırdığı her saray ona,

Gün doğarken gün batarken her haberi vermiştir.

Heyetler oraya boyun eğerek, gönüllü olarak gelirler.

Misafirler orada başları önlerine eğik olarak akşamlar.

Ey hükümdarların yakışıklısı, orada ebedi kal.

Kalmak istediğin sürece orada baki ol, ey lütuf ve üstünlük sahibi,

Zamanın belaları orada sana ilişmesin.

Ve sakınılacak şeylerden korunmuş ol.»

Ama Allah´a yemin ederim ki bu emeller gerçekleşmedi. Aksine kı­sa bir zaman içinde halife onun Debis´le mektuplaştığını söyliyerek onu suçladı ve sarayının yıkılmasını emretti. Taş üstünde taş kalmayacak şekilde sarayı tahrip edildi. Daha önce güzel bir makam ve göz doyurucu bir mesken iken orası harabeye döndü. Bu da gecelerin ve gündüzlerin akışı içinde cereyan eden ilahi bir hikmetin ve kaderin gereği idi. Şıma­rıklık ve taşkınlık içinde inşa edilen her sarayda ilahi hikmet bu şekilde cereyan etmiştir. Gurur, şımarıklık ve büyüklük tasarlayarak giyilen her elbise içinde ilahi takdir böyle gerçekleşmiştir.»

İbnü´l-Cevzî, Yahya b. Yahya´ya aid güzel şiirler ve nesirler naklet-miştir. Mesela şu şiirler de Yahya b. Yahya b. Ali´ye aittir:

Hevesi, bilen kimselere bırak.

Onlar sevgiyi ve aşkı denemişler, hem de en zorunu...

Kendini, denemediğin bir işin içine soktun.

Kişinin denemediği şey kendisine zor gelir.

Tahammül edemediğin şeylerde sabırlı ol.

Nice bir şeye kavuşan kişiler vardır ki onu,

Çok zorluklar sonucunda elde etmişlerdir.

Her günde hareketleri beni yoran bir kalp karşısında beni seçenek sahibi kılan o kalbe karşı tahammüllü ol,

Rüzgar Necid taraflarından esti. Onu harekete geçirdi,

Şimşeğin parıltıları gibi nağmeler onu coştururlar.»

«İşte şurası Hayf tır, şurası da Mina,

Ey yoldan çıkan ve bize haksızlık eden! Acı bize, bineğini bir süre bi­zim için durdur.

Gidip o evde yakarahm ve kendimiz için ağlayalım,

Ağlamayı işte şurası için sakladım.

Göz yaşları işte bu günde de ağlamak için bekletilir,

Ey zulme uğradığımız zaman,

Cenabı Allah işte bu zamanı geri getirdi.

O günde ki aramızda uzlaşarak bir araya geliriz,

Birbirimizden hoşnut olmasak ta uzlaşırız.» [30]



Hicretin Beşyüzotuzdördüncü Senesi


Bu senede Zengi, Dımaşk´ı kuşatma altına aldı. Atabeğ Muinüddin d. Memluk Tuğtekin orayı koruma altına alıp istihkam tedbirlerini al­mıştı. O sıralarda Dımaşk valisi Cemaleddin Mahmud b. Bön b. Tuğte­kin ölmüştü. Muinü´d-Devle, kardeşi Mücirüddin Abak´a haber salmış­tı. Mücirüddin o sıralarda Baalbek´de bulunuyordu. Muinüddin onu Dı-ttiaşk´a vali yaptı. Zengi de Baalbek´e giderek orayı zaptetti. Oraya Nec-nıeddin Eyyub Selahaddin´i naib olarak bıraktı.

Bu senede halife, Sultan Mes´ud´un kızı Fatıma Hatunla gerdeğe girdi. Bağdat şehri günlerce kapalı kaldı.

Bu senede vefat eden salih bir adamın cenaze namazını kılmaları için halka çağrıda bulunuldu. Halk Şeyh Abdülkadir´in medresesinde toplandı. Ama o esnada, vefat ettiği zannedilen adam hapşırarak uyan­dı. Cenaze merasimine gelen halk, o esnada oraya getirilen başka bir adamın cenaze namazını kıldılar. Bu senede dünyanın birçok yerinde sular eksildi.

Bu senede Hama valisi Takiyyüddin Ömer Şehinşah b. Eyyub b. Şarî´nin bir çocuğu doğdu. [31]



Hicretin Beşyüzotuzdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Ahmed B. Cafer


Ahmed b. Cafer b. Ferec Ebül-Abbas el-Harbî. Âbid ve zahid kimse­lerdendi. Hadis dinledi. Güzel halleri vardı, hatta denilir ki o bazı sene­lerde Arafat´ta görülmüştür. O, bu senede hacca gitmemişti. [32]



Abdüsselam B. Fadl


Künyesi Ebü´l-Kasam el-Cilî´dir. Hadis dinledi. Fıkıh öğrendi. Fı­kıh hocası, Keyya el-Herasî idi. Usul ve fu´ru´da ileri mesafeler katetti. Başka ilimleri de tahsil etti. Basra kadılığı yaptı. Hayırlı ve seçkin kadı­lardandı. [33]



Hicretin Beşyüzotuzbeşinci Senesi


Bu senede Peygamber (s.a.v.) Efendimizin hırkası ve kamçısı Bağ­dat´a ulaştı. Daha önce bu iki emanet, hicretin 529. senesinde kaçan mahlu, halife Müsterşid´in yamndaydı. Ancak Sultan Sencer bu iki ema­neti yanında muhafaza etti. Nihayet bu senede Bağdat´a gönderdi.

Bu senede Kemaleddin Ebü´l-Fütuh Hamza b. Talha´ya mensup medrese inşası tamamlandı. Bilindiği gibi Kemaleddin, hazinedardı. Bu medresede Şeyh Ebü´l-Hasan el-Hillî ders verdi. Ayandan bazılan da yanında hazır bulundular. [34]



Hicretin Beşyüzotuzbeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


İsmail B. Muhammed


İsmail b. Muhammed b. Ali Ebü´l-Kasım et-Talhî el-İsfahanî. Çok sayıda hadis üstadını dinledi. Hadis derlemek amacıyla çeşitli beldelerde bulundu. Hadis yazdı ve İsfahanda da yazdırdı. Yaklaşık 3.000 otu­rum düzenleyerek hadislerini yazdırmıştı. Hadiste, fıkıhta, tefsirde ve lügatta imamdı. Hadis hafızıydı. Rivayeti sağlamdı. Bu senenin kurban bayramı gecesinde seksen yaşma yaklaşmış iken vefat etti. Cenazesini yıkayan kişi tenasül organının üzerindeki bezi kaldırmak istediğinde -ölü olduğu halde-bezi tutup tekrar tenasül organının üzerine koymuştu. Başka bir rivayette anlatıldığına göre tenasül organını, üzerine kendi elini koyarak örtmüştü. [35]



Muhammed B. Abdülbakî


Muhammed b. Abdülbaki b. Muhammed b. Abdullah b. Muham­med b. Abdurrahman b. Rebi b. Sabit b. Vehb b. Mescea b. Haris b. Ab­dullah b. Ka´b b. Mâlik el-Ensarî. Hadis dinledi. Hadis meşayihinden oluşan bir topluluktan münferiden rivayetlerde bulundu. Kasr Camii´n-de hadis yazdırdı. Birçok ilimlere vâkıftı. Küçük yaşta Rumların eline esir düşmüştü. Onu küfür kelimesini telaffuz etmeye zorlamışlarsa da başaramamışlardı. Kendisi Ruplardan Rumca yazı yazmasını öğren­mişti. «Alimlere hizmet edene minberler hizmet eder» derdi. İbnü´l-Cevzî, onun şu şiirlerini nakletmiştir:

«Dilini tut. Sana sorsalar bile üç şeyi söyleme:

Yaşını, malım ve mezhebini,

Bu üç şeyi söylersen üç belâya uğrarsın:

Ya tekfir edilirsin, ya kıskanılırsın, ya da yalanlanırsın.»

«Benim varacağım bir ecelim vardır.

Vakit tamam olduğunda ölürüm.

Kükremiş arslanlar bile inatlaşıp hücum etseler.

Ecel gelmedikçe bana zarar veremezler.»

İbnü´l-Cevzî dedi ki: «Muhammed b. Abdülbaki doksanüç yaşına vardığı halde duyu organları değişmemişti. Bu senenin receb ayının iki­sinde vefat etti. Cenazesine halkın önde gelenleri ve diğerleri katıldılar. Bişr el-Hafî´nin mezarının yakınma defnedildi.» [36]



Yusuf B. Eyyub


Yusuf b. Eyyub b. Hasan b. Zühre Ebu Yakub el-Hemedanî. Şeyh Ebu İshak´tan fıkıh dersleri aldı. Fıkıhta ve münazarada yükseldi. Son­ra bütün bunları bırakıp kendini ibadete verdi. Salih insanlarla arkadaş oldu. Cibal´da ikamet etti. Sonra Bağdat´a döndü. Orada vaaz verdi. Ge­nel bir kabulle karşılandı. Bu senenin rebiyülevvel ayında Herat´ın bir köyünde vefat etti. [37]



Hicretin Beşyüzotuzaltıncı Senesi


Bu senede Sultan Sencer ile Sultan Harezmşah arasında çok savaş­lar cereyan etti. Harezmşah, Sultan Sencer´i hezimete uğrattıktan ve onu helak ettikten sonra Merv şehrini istila etti. Özellikle oradaki Şafiî fakihlerine kötü muamelede bulundu. Harezmşah´ın 300.000 savaşçısı vardı.

Bu senede Nehruz, Şam valiliğini üstlendi. Nehruz, Bağdat şahne-ligine (emniyet müdürlüğüne) Habbab Sebbağ el-Harir er-Rumî´yi ata­dı ve ona hil´at giydirdi. Sonra da Sultan Mes´ud´la birlikte bir gemiye bi­nerek nehirde gezinti yaptı. Sultan Mes´ud buna çok sevindi. Sultan Mes´ud bu nehire 70.000 dinar sarfetmişti.

Bu senede hazine nazırı Kemaleddin Talha hac etti. Hac dönüşün­de işini gücünü bıraktı. Evine kapandı ve zahidane bir hayat yaşamaya başladı.

Bu senede halifenin izniyle Abbasiler Mescidi´nde cuma namazı kı­lınmaya başlandı.

Bu senede Hadim Kutuz insanlara hac ettirdi. [38]



Hicretin Beşyüzotuzaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


İsmail B. Ahmed B. Ömer


İsmail b. Ahmed b. Ömer b. Eş´as Ebü´l-Kasım b. Ebi Bekir es-Semerkandî ed-Dımaşkî el-Bağdadî. Çokça hadis dinledi. Bazı hadis meşayihinden müfred olarak rivayette bulundu. Hadis dinlemesi sağ­lamdı. Mansur Camii´nde 300 kadar oturum düzenleyerek hadis yazdır­dı. Bu senede seksen yaşım aşmış iken vefat etti. [39]



Yahya B. Ali


Yahya b. Ali b. Muhammed b. Ali Ebu Muhammed b. Tarrah el-Mü-debber. Hicretin 429. senesinde doğdu. Çokça hadis dinledi. Rivayet et­ti. Heybetli, ibadeti çok, güzel bir alimdi. Bu senenin ramazan ayında vefat etti. [40]



Hicretin Beşyüzotuzyedinci Senesi


Bu senede İmadüddin Zengi, Hadise´yi zaptetti. Muhariş ailesini oradan Musul´a naklettirdi ve Hadise´de kendi adına naib bıraktı. [41]



Hicretin Beşyüzotuzsekizinci Senesi


Bu senede Sultan Mes´ud, Musul ve Şam´ı İmadüddin Zengi´nin elinden almaya hazırlandı. Ancak İmadüddin Zengi 100.000 dinar öde­mek şartıyla barış yaptı ve bu paranın 20.000 dinarını peşin olarak Öde­yince Sultan Mes´ud gerisini ona bağışladı. Bunun sebebi de İmadüddin Zengi´nin oğlu Seyfeddin Gazi´nin Sultan Mes´ud´un yanında hizmet et­mekte olmasıydı.

Bu senede İmadüddin Zengi, Bekr ülkesinin bir kısmını zaptetti.

Bu senede Sultan Sencer, Harezmşah´ı kuşatma altına aldı. Sonra ondan bir miktar mal ve para alıp serbest bıraktı.

Bu senede bir çocukla livata yapmakta olan bir adam yakalandı. Ceza olarak minarenin tepesinden aşağıya fırlatıldı.

Bu senenin zilkade ayının yirmidordünde salı gecesi deprem oldu.

Bu senede Hadim Kutuz insanlara hac ettirdi. [42]



Hicretin Beşyüzotuzsekizinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Abdülvehhab B. Mübarek


Abdülvehhab b. Mübarek b. Ahmed. Künyesi Ebü´l-Berekat el-Enmatî´dir. Büyük hadis hafızıdır. Sağlam, dindar, takvan, güler yüzlü, yumuşak huylu bir kimseydi. Bu senenin muharrem ayında doksanaltı yaşında iken vefat etti. [43]



Ali B. Tarrad

Ali b. Tarrad b. Muhammed ez-Zeynebî. Abbasilerin veziriydi. Kün­yesi Ebü´l-Kavm´dır. Halife Müstazhir zamanında hem alevilerin hem de Abbasilerin nakibünnukabalığını yaptı. Halife Müsterşid´e vezirlik yaptı. Bu senenin ramazan ayında yetmişaltı yaşında iken vefat etti. [44]



Zemahşerî Mahmud


Zemahşerî. Mahmud b. Ömer b. Muhammed b. Ömer. Künyesi Ebü´l-Kasım ez-Zemahşerî´dir. Keşşaf tefsirinin sahibidir. Arıca nahiv ilmine dair el-Muffassal ve diğer bazı faydalı eserlerin de sahibidir. Ha­dis dinledi. Hadis derlemek amacıyla çeşitli beldeleri dolaştı. Mekke´de mücavir olarak bir süre ikamet etti. Mutezile mezhebine mensuptu ve bunu tefsirinde açıkça ifade etmiş olup bu hususta münazaralar yap­mıştır. Bu senede yetmişaltı yaşındayken arefe gecesi Harezm şehrinde vefat etti. [45]



Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesi


Bu senede İmadüddin Zengi, Urfa şehrini ve diğer Cezire kalelerini Haçlıların elinden aldı. Onlardan çok sayıda adam öldürüp çok sayıda kadım esir aldı. Bol miktarda malı ganimet edindi. Müslümanların üze­rindeki şiddetli sıkıntıyı giderdi. Bu senede Hadim Kutuz insanlara hac ettirdi. O ve Mekke emin rekabete giriştiler. Bu yüzden tavaf etmekte olan hacıların malları yağmalandı. [46]



Hicretin Beşyüzotuzdokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


İbrahim B. Muhammed B. Mansur


İbrahim b. Muhammed b. Mansur b. Ömer Ebu´l-Velid el-Kerhî. Ebu İshak´tan ve Ebu Mütevellî´den fıkıh dersleri aldı. Nihayet kendi zamanının parmakla gösterilen yegane fakihi ve salih kişisi oldu. Bu se­nede vefat etti. [47]



Sa´d B. Muhammed


Sa´d b. Muhammed b. Ömer Ebu Mansur el-Bezzar. Hadis dinledi. Gazzalî´den, Şaşî´den, Mütevellî´den, Keyya el-Herasî´den fıkıh dersleri aldı. Nizamiye medresesinde müderrislik yaptı. Davranışı hoştu. Ağır­başlı ve sükûnetli bir kimseydi. Vefat ettiği günde cenazesine büyük bir kalabalık iştirak etti. Ebu İshak´m mezarının yanma defnedildi. [48]



Ömer B. İbrahim


Ömer b. İbrahim b. Muhammed b. Ahmed b. Ali Hüseyin b. Ali b. Hamza b. Yahya b. Hüseyin b. Zeyd b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib el-Kureyşî el-Alevî. Künyesi Ebu Berekât idi. Kufelidir. Sonra Bağdat´a ta­şınmıştır. Çok hadis dinledi. Çok kitap yazdı. Bir süre Dımaşk´ta ikamet etti. Fıkıh, hadis, tefsir, lügat ve edebiyat´a dair güzel bilgisi vardı. Nah­ve dair eserleri vardır. Kıt kanaat geçirirdi. Sabreder, sevabını Allah´tan beklerdi. Bu senenin şaban ayında doksanyedi yaşında iken vefat etti. Yüce Allah rahmet etsin. [49]



Hicretin Beşyüzkırkıncı Senesi

Bu senede Ali b. Debis, kardeşi Muhammed´i kuşatma altına aldı. Kuşatmayı sürdürdü. Nihayet Hille şehrini elinden aldı.

Bu senenin receb ayında Sultan Mes´ud, Rey valisi Abbas ile Mu­hammed Şah b. Mahmud´un bir araya gelmesinden korktuğu için Bağ­dat´a geldi. Sonra ramazan ayında oradan çıkıp gitti.

Bu senede Emirü´l-Cüyuş´un kölesi Arguvan, Hadim Kutuz ile Mekke valisi arasında geçen sene meydana gelen ihtilaf sebebiyle hac emirliği yaptı. [50]



Hicretin Beşyüzkırkıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Ahmed B. Muhammed


Ahmed b. Muhammed b. Hasan b. Ali b. Ahmed b. Süleyman. Kün­yesi Ebu Sa´d´dır. İsfahanlıdır. Sonra Bağdat´a taşınmıştır. Hadis dinle­di. Selefİlerin yolundaydı. Tatlı bir yaradılışı ve huyu vardı. Külfetten ve tekellüften uzak dururdu. Bazan bir gömlek ve bornoz giyinerek çar­şıya çıkardı. Onbir kez hacca gitti, hadis yazdırırdı. Çokça oruç tutardı. Bu senenin rebiyülevvel ayında seksen yaşma yaklaşmış iken Niha-vend şehrinde vefat etti. [51]



Alî B. Ahmed


Ali b. Ahmed b. Hüseyin b. Ahmed Ebül-Hasan el-Yezdî. Ebu Bekir eş-Şaşî´den fıkıh dersleri aldı. Hadis dinledi ve rivayet etti. Kendisinin ve kardeşinin sadece bir gömleği vardı. Biri sokağa çıkarken giyer, diğe­ri evde çıplak olarak otururdu. Gömleği nöbetleşe giyerlerdi. [52]


Mevhub B. Ahmed


Mevhub b. Ahmed b. Muhammed b. Hıdır Ebu Mansur el-Cevalikî. Kendi zamanında lügat alimiydi. Hocası Ebu Zekeriya et-Tebrizî´den sonra Nizamiye medresesinde lügat ilminin kürsü başkanlığını yaptı.

Halife Muktefî´nin imamlığını yapardı. Halife Muktefî ondan bazı ki­tapları da okumuştu. Akıllı, giyiminde mütevazi, uzun süre susan, çok­ça tefekkür eden bir kimseydi. Kasır Camii´nde cuma günleri vaaz verir­di. Yalnız dilinde biraz tutukluk vardı. Yanında Mağribli bir rüya yo­rumcusu vardı. O da faziletli bir kimseydi. Ama mecliste otururken çok­ça uyuklardı. Şairin biri bu ikisi hakkında şöyle demiştir:

«Bence Bağdat´ın suçu asla affedilmeyecektir.

Ayıbı da örtülemeyecek kadar açıktır.

Çünkü Mevhub Bağdat´ta hadis yazdırıyor, lügatçilik yapıyor.

Mağribli de rüya yorumluyor.

Onun dilinin tutukluğu meşhurdur ama fasih konuşuyor

Mağribli de uyanık olduğu günde rüya yorumları yapıyor.» [53]



Hicretin Beşyüzkırkbirinci Senesi


Bu senenin rebiyülevvel ayının ilk gecesinde halife Müsterşid´in yaptırdığı saray yandı. Burası son derece güzel bir binaydı. Halife Muktefî, içinde üç gün kalmak üzere cariye ve gözdeleriyle oraya gel­mişti, ama uykuya dalar dalmaz saray yanmaya başlamıştı. Bunun se­bebi de bir cariyenin elinde taşımakta olduğu yanar vaziyetteki mumun alevinin sarayın ahşap kısımlarına isabet etmiş olmasıydı. Nihayet sa­ray yandı. Ama Cenâb-ı Allah halifeyi ve ailesini korudu. Sabah olunca da halife çok miktarda sadaka dağıttı ve bir kısım mahpusları serbest bı­raktı.

Bu senenin receb ayında halife ile Sultan Mes´ud arasında anlaş­mazlık meydana geldi. Savaş durumuna geldiler. Halife, cami ve mes-cidlere (görevlilere) emir gönderdi. Camiler üçgün müddetle kapalı kal­dı. Nihayet ikisi barıştılar.

Bu senenin zilkade ayının ortasında cuma günü vaiz İbn Abbadî oturup Sultan Mes´ud´un da hazır bulunduğu bir mecliste vaaz vermeye başladı. Sultan Mes´ud halka çok ağır vergiler yüklemişti. İbn Abbadî, vaaz esnasında ona şöyle demişti:

«Ey âlemin sultanı! Bazen sen şevke gelip coştuğunda şarkıcıya, halka yüklediğin bu vergiler kadar para ihsan ediyorsun. Beni de bir şarkıcı say. Şarkılarımla şevke gelip coştuğunu düşün ve Cenâb-ı Al­lah´ın sana bahşettiği nimetler için bir şükran ifadesi olarak bu vergileri halkın üzerinden benim için kaldır.»

Sultan Mes´ud «Kaldırdım anlamına gelecek ekilde eliyle işaret et­ti. Bunun üzerine halk ona dua etmeye başladı. Dua sesleriyle ortalık gürültüye boğuldu. Onun bu emri sicillere yazıldı ve şehirde, vergilerin kaldırıldığına dair duyuru yapıldı. Halk buna çok sevindi. Hamd ve minnet Allah´adır.

Bu senede yağmurlar çok azaldı. Nehir suları azaldı. Etrafa çekirge yayıldı. İnsanların boğazlarına bir hastalık isabet etti. Bu yüzden çok sayıda insan öldü. İnna lillah ve inna ileyhi raciun (doğrusu biz Allah´a aidiz ve O´na dönücüleriz).

Bu senede Musul´un, Haleb´in Şam ve Cezire beldelerinin valisi İmadüddin Zengi b. Kayyimü´d-Devle et-Türkî öldürüldü. İmadüddin, Şihabüddin Salim b. Malik el-Ukaylî´nin hakimiyetindeki Caber kalesi­ni kuşatmıştı. Ancak Şihabüddin, İmadüddin Zengi´nin kölelerine rüş­vet verdi ve neticede onu bu senenin rebiyülevvel ayının beşinci gecesin­de kölelerine öldürttü. Katip İmad, «İmadüddin Zengi öldürüldüğünde sarhoştu» demiştir. Doğrusunu Allah bilir. İmadüddin Zengi hayırlı ve seçkin hükümdarlardan olup muamele ve eşkâl bakımından da hüküm­darların en güzeliydi. Şecaatli, atılgan, akıllı ve iyi bir idareciydi. Rea­yasının kadınlarına karşı çok gayretli olup onların ırzı konusunda çok titizdi. Muamele bakımından hükümdarların en sağlamı, halka da en merhametlisi idi. Kendisinden sonra Musul´da yerine oğlu Seyfü´d-Devle, Halep Valiliğine de Nureddin Mahmud geçtiler, Nureddin, Urfa şehrini geri aldı. İmadüddin Zengi orayı daha Önce fethetmişti. Ancak vefat edince Urfahlar isyan ettiler. Nureddin de isyanı bastırdı.

Bu senede Mağrib hükümdarı ve İbn Tumert´ın hadimi Abdülmü´-min, uzun süren savaşlardan sonra Endülüs adasını zaptetti.

Bu senede Haçlılar Trablusgarb´ı ele geçirdiler. Bu senede Dımaşk valisi Baalbek şehrini geri aldı. Bu senede Necmeddin Eyyub, Dımaşk valisine geldi. Vali ona kaleyi teslim etti. Dımaşk´ta yanında bulunan al­tın oluklarını da ona verdi.

Bu senede Sultan Mes´ud, hacibi Abdurrahman b. Tuğrul Bey´i öl­dürdü. Ayrıca Rey valisi Abbasi da öldürdü. Kesik başını adamlarının üzerine fırlattı. Halk bu durumdan tedirgin oldu ve Abbas´ın evini yağ­maladı. Abbas meşhur bahadırlardandı. Oğlu Cevher´le birlikte Batınîleri Öldürmüştü. O kadar çok Batınî öldürmüştü ki, onların kesik başlan ile Rey Şehrinde bir minare yapmıştı.

Bu senede Bağdat´ta nakibunnukeba Muhammed b. Tarrad ez-Zeynebî vefat etti. Kendisinden sonra yerine Ali b. Talha ez-Zeynebî atandı.

Bu senede halifenin kızının üzerine duvar yıkıldı. Kızı kadınlık ça­ğma gelmişti. Yıkıntı altında kalınca canım verdi. Ayan ve ileri gelenler cenaze merasimine katıldılar.

Bu senede Hadim Kutuz insanlara hac ettirdi. [54]



Hicretin Beşyüzkırkbirînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Zengi B. Aksurgur


Bu zatın biyografisinin bir kısmı önceki satırlarda anlatılmıştır. Şehid Nureddin´in babasıdır. Şeyh Ebu Şâme bu zatın biyografisini er-Ravzeteyn adlı eserde uzun uzadıya anlatmış, onun hakkında söylenen manzum ve mensur eserleri nakletmiştir. Allah rahmet etsin. [55]



Sa´d El-Hayr

Asıl adı Muhammed b. Sehl b. Sa´d´dır. Künyesi Ebül-Hasan´dır. Mağribli ve Endülüslü olup Ensarî soyundan gelir. Çeşitli beldeleri do­laştı. Kıymetli kitaplar meydana getirdi. İnbül-Cevzî ve diğerleri ondan rivayetlerde bulunmuşlardır. Vefat ederken cenaze namazını Gazne-vî´nin kıldırmasını ve İmam Ahmed b, Hanbel´in oğlu Abdullah´ın meza­rının yanına defnedilmesini vasiyet etti. Cenaze merasimine halktan birçok kimseler katıldı. [56]



Safi B. Abdürreşid


Safi b. Abdürreşid b. Kasım Ebu Abdillah el-Cilî. Şafiî mezhebine mensuptu. Keyya ve Gazzalî´den fikıh dersleri aldı. Kerh mıntıkasında yaşardı. Revak´ta Camiü´l-Mansur´da ders halkası vardı. İbnül-Cevzî: «Onun ders halkasında hazır bulundum» demiştir. [57]



Abdullah B. Ali


Abdullah b. Ali b. Ahmed b. Abdullah Ebu Muhammed. Ebu Man-sur ez-Zahid´in torunudur. Kıraat ilimlerini okudu. Bu ilimlere dair tas­nif eserler verdi. Çok miktarda hadis dinledi. Güzel kitaplar edindi. Kendi mescidinde elli küsur sene imamlık yaptı. Çok kimselere Kur´an Öğretti. İbnü´l-Cevzî «Ondan daha güzel kıraatlı bir kinıes duymadım» demiştir. Cenaze merasimine çok sayıda insan katıldı. [58]



Rey Şahnesi Abbas


Mertebesi yükselmeye devam etti. Nihayet Rey şehrine vali oldu. Sonra Mes´ud onu öldürdü. Halka çokça sadaka verir ve ihsanda bulu­nurdu. Batınîlerden o kadar çok adam öldürdü ki, onların kesik başla­rıyla Rey şehrinde bir minare meydana getirdi. Öldürülmesine halk çok üzülmüştü. [59]



Muhammed B. Tarrad


Muhammed b. Tarrad b. Muhammed ez-Zeynebî. Künyesi Ebu Ha-san´dı. Nakibunnukaba idi. Vezir Ali b. Tarrad´m kardeşidir. Babasın­dan, amcası Ebu Nasır´dan ve diğerlerinden çok miktarda hadis dinledi. Yetmiş yaşına yaklaşmış iken bu senede vefat etti. [60]



Vecih B. Tahir


Vecih b. Tahir b. Muhammed b. Muhammed. Künyesi Ebu Bekir eş-Şihamî´dir. Zahir´in kardeşidir. Çok miktarda hadis dinledi. Hadis bilgi­si vardı. Güzel yüzlü, çabuk ağlayan, çokça zikreden bir alim ve yaşlı bir kişiydi. Dinlediği hadisleri kendi yaşantısından pratiğe dönüştürür, doğru sözler sarfederdi. Bu senede Bağdat´ta vefat etti. [61]



Hicretin Beşyüzkırkikinci Senesi


Bu senede haçlılar, Endülüs adasındaki bir kaç kaleyi ele geçirdî-ler.

Bu senede Nureddin b. Mahmud Zengi sahillerde Haçlıların elle­rinde bulunan bir kaleyi ele geçirdi.

Bu senede babası Muktefî´nin ölümünden sonra Müstencid Bil-lah´m veliahdhğı sebebiyle adına hutbe okundu. Bu senede Avn b. Yah­ya b. Hübeyre Zimam divanının katipliğine atandı.

Zaimüddin Yahya b. Cafer de Mamure hazinesinin nazırlığına atandı.

Bu senede İfrikiye´de şiddetli bir kıtlık meydana geldi. Bu yüzden çok insan Öldü. Öyle ki evlerin içi boşaldı hapishanelerinde kapılarına kilit vuruldu.

Bu senede Seyfeddin Gazi, Mardin valisi Hüsameddin Timurtaş b. Artuk´un kızıyla evlendi. Seyfeddin Gazi önce Mardin´i kuşatmış, sonra Mardin vahşi Hüsameddin´in kızıyla evlenme karşılığında onunla barış yaptı. Evlendikten iki sene sonra Hüsameddin´in kızı Musul´a gelin git­ti, ama o esnada Seyfeddin Gazi hasta olup ölmek üzereydi. Gelin Mu­sul´a girmeden Seyfeddin vefat etti. Kendisinden sonra Musul valiliğine kardeşi Kutub b. Mevdud geçti ve gelinle o evlendi İbnü´l-Cevzî dedi ki: Bu senenin safer ayında bir adam rüyasında birinin kendisine şöyle de­diğini görmüştü: «Ahmed b. Hanbel´i ziyaret eden kimsenin günahları bağışlanır.» Bu rüya üzerine avamdan ve havastan Ahmed b. Hanbel´in mezarını ziyaret etmeyen bir kimse kalmadı.

İbnü´l-Cevzî dedi ki: «O gün Ahmed b. Hanbel´in mezarının yanında oturdum. Binlerce kişi orayı rizayete geldi.»[62]



Hicretin Beşyüzkırkikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler


Es´ad B. Abdullah


Es´ad b. Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Abdullah b. Abdüssa-med b. Mühtedi Billah. Künyesi Ebu Mansur´du. Çok miktarda hadis dinledi. Hayırlı, barışa yönelik işler yapan, salih amellerde bulunan ve vefat edinceye dek duyu organlarından ve gücünden yararlanabilen bir kimseydi. Yaklaşık 107 yaşında iken bu senede vefat etti[63]



Ebu Muhammed Abdullah B. Muhammed


Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Halef b. Ahmed b. Ömer el-Lahmî el-Endelüsî er-Ribatî. Hadis hanzıydı. İktibasü´l-Envar ve İltimasü´l-Ezhar fî Ensabi´s-Sahabe ve Rü