> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye > Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi  (Okunma Sayısı 970 defa)
20 Kasım 2010, 01:15:15
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 20 Kasım 2010, 01:15:15 »



Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi


Hicretin.İkiyüzotuzbirinci Senesi

Hicretin İkiyüzotuzikinci Senesi

Mütevekkil Alallah Cafer B. Mutasım´ın Halifeliği

Hicretin İkiyüzotuzüçüncü Senesi

Hicretin İkiyüzotuzdördüncü Senesi

Hicretin İkiyüzotuzbeşincî Senesi

İshak B. Mahan.

Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi

Hicretin Îkiyüzotuzyedînci Senesi

Hicretin İkiyüzotuzsekizinci Senesi

Hicretin İkiyüzotuzdokuzuncu Senesi

Ahmed B. Asım El-Antakî

Hicretin İkiyüzkırkıncı Senesi

Ahmed B. Ebi Duad.

Sahnun El-Malikî


Hicretin.İkiyüzotuzbirinci Senesi


Bu senenin muharrem ayında Rumların elinde bulunan Müslü-man esirlerin fidyeleri hadim Emir Hakan tarafından ödendi ve 4.362 Müslüman esir kurtarıldı.

Bu senede Ahmed b. Nasr el-Huzaî öldürüldü. Allah ona rahmet etsin ve makamım yüce kılsın. Öldürülmesinin sebebi şuydu:

Ahmed b. Nasr´m dedesi Malik b. Heysem, Abbasilerin devletleri­nin kurulması için propaganda yapanların en önde gelenlerindendi. Abbasiler, onun bu oğlunu öldürdüler Ahmed b. Nasr; itibarlı bir li­der, şahsiyetli bir kimseydi. Babası Nasr b. Malik´in yanına hadis eh­li kimseler gelirlerdi. Hicretin 201. senesinde Me´mun´un Bağdat´tan uzaklaşmış olduğu esnada, hırsız ve yankesicilerle yol kesenlerin ço­ğaldığı ortamda iyiliği emredip kötülüğü menetmesi için halk ona bey´at etmişti. Bunun adına Bağdat´ta, Nasr pazarı diye bir pazar ku­rulmuştu.

Ahmed b. Nasr; ilim, diyanet, salih amel ve hayır ehli kimseler­dendi. İyiliği emredip kötülüğü meneden sünnet imamlanndandı. Al­lah´ın indirilen kelamının gayrı mahluk olduğunu söylemeleri için halka çağrıda bulunanlardandı.

Halife Vasık ise insanları, "Kur´ân mahluktur" demeye çağırıyor ve bu konuda şiddet kullanıyordu. Bu çağrısını gece gündüz, gizli aşi­kar, her zaman yapıyordu. Daha önce babasının ve amcası Me´mun´­un delilsiz, bürhansız, hüccetsiz, beyansız, sünnetsiz, Kur´ân´la ala­kasız olan bu iddialarına dayanarak kendisi de aynı iddiaya sahip " çıktı, Ahmed b. Nasr ise, insanları Allah´a imana, iyiliği emredip kö­tülüğü menetmeye ve Allah´ın indirilen kelamı Kur´ân´ın mahluk ol­madığını söylemeye ve daha birçok iyiliklere davet etti. Bağdat hal­kından ve diğerlerinden birçok kişi onun etrafında birleştiler. Ebu Harun es-Serrac, Bağdat´ın doğu yakasındaki insanları; Talib de batı yakasındaki insanları Ahmed b. Nasr´ın yanında toplanmaya davet ettiler. Böylece etrafında binlerce insan toplandı. Büyük bir cemaat meydana geldi.

Bu senenin şaban ayında, iyiliği emredip kötülüğü menetmek üzere; bid´atçılığı ve insanları Kur´ân´ın mahluk olduğunu söylemeye davet edişi nedeniyle insanları sultana başkaldırmaya gizlice davet eden Ahmed b. Nasr el-Huzaî´ye bey´at edildi. Çünkü sultan ve komu­tanlarıyla maiyeti; masiyet işliyor, fuhşiyatı irtikab ediyor ve daha birçok kötülükler işliyorlardı.

Ahmed b. Nasr´ın cemaatı, bu senenin şaban ayının üçüncü gece­sinde, yani cuma gecesi karanlıkta def çalmak ve randevulaştıkları yerde toplanmak üzere sözleştiler. Bunların dinar dağıttığı kimseler arasında Beni Eşres kabilesinden içkici iki adam da vardı. Perşembe gecesi olunca onlar kendi arkadaşlarıyla içki içtiler ve sözleşilen gece­nin o gece olduğunu sandılar. Oysa cuma gecesi toplanmaları gereki­yordu. Bunlar perşembe gecesi arkadaşlarıyla içki içtikten sonra in­sanların toplanmaları için kalkıp geceleyin def çalmaya başladılar. Hiç kimse onların bu gürültüsüne gelmedi, düzen bozuldu. Emniyet görevlileri durumdan haberdar olarak saltanat naibi Muhammed b.

İbrahim b. Mus´ab´ı bilgilendirdiler. O, kardeşi İshak b. İbrahim´in yerine vekalet ediyordu. Kardeşi Bağdat dışındaydı. İnsanlar sağa so­la kaçışmaya başladılar. Saltanat naibi, o iki kişinin huzura getiril­mesini emretti. Onları işkenceye tabi tutunca, Ahmed b. Nasr´ın adamları olduklarını itiraf ettiler. O da Ahmed b. Nasr´ı arattı. Onun bir hizmetçisini yakalattı. Hizmetçi de o iki kişi gibi aynı ikrarda bu­lundu.

Şaban ayının sonunda, Ahmed b. Nasr ile taraftarlarının elebaş-larmdan bir grup, Samarra´da bulunan halifeye gönderildiler. Halife, onları sorgulayacağı meclise ayandan bir cemaatı getirtip onları da hazır bulundurdu. Mutezile mezhebinden Kadı Ahmed b. Ebi Duad da bu mecliste hazır bulundu.

Ahmed b. Nasr, huzura getirildiğinde; bu yaptıklarından ve iyiliği emredip kötülüğü menetmek hususunda halktan bey´at alışından Ötürü halife Vasık onu hiç azarlamadı. Bütün bunları bir tarafa bıra­kıp ona şöyle bir soru yöneltti:

- Sen Kur´ân hakkında ne diyorsun

- O Allah kelamıdır. .

- Kur´ân mahluk mudur .

- O Allah kelamıdır.

Ahmed b. Nasr ölmek istiyordu. Kendini feda etmişti, ölmeyi göze alarak vücuduna hanut kokusu ve nevre sürüp avret mahallerini ör­tecek giysiyi de sıkıca bağlayarak gelmişti.

Halife Vasık ona bu defa şöyle bir soru yöneltti.

- Sen Rabbin hakkında ne diyorsun, kıyamet günü onu görecek

misin

- Ey mu minlerin emiri, onu göreceğimi Kur´ân ve hadisler söylü­yor. Bir ayet-i kerimede yüce Allah şöyle buyurmuş: "O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır." (ei-Kıyâme, 23.) Rasûlullah (s.a.v.) da bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: "Sizler bu Ay´ı gördüğü­nüz gibi Rabbinizi göreceksiniz. O´nu görürken de sıkışıklığa maruz kalmayacaksınız." Bizler Kur´ân ve hadisin haberlerine bağlıyız.

Hatib Bağdadî´nin rivayetine göre halife Vasık ona şöyle demiş:

- Yazıklar olsun sana! Allah, şekli şemaili belirli cisim suretinde hiç görülebilir mi O bir mekana sığar mı Gören gözler onu göz çer­çevesinde müşahede edebilir mi Senin anlattığın nitelikteki bir Rab-be ben inanmıyorum!

Ben derim ki: Vasık´ın söyledikleri, caiz olmayan sözlerdir. Bu sözler karşı tarafı ilzam edici sözler değildir ve onun bu sözleriyle sa­hih hadis reddedilemez. Doğrusunu Allah bilir.

Sonra Ahmed b. Nasr, Vasık´a şöyle cevap vermişti: «Süfyan, ba­na şu merfu hadisi nakletti: "Ademoğlunun kalbi Allah´ın parmaklarından iki parmak arasındadır. Allah o kalbi dilediği gibi evirip çevi­rir." Peygamber (s.a.v.) de bir duasında Cenâb-ı Allah´a hitaben şöyle diyor: "Ey kalbleri evirip çeviren! Kalbimi bu dinin üzere sabit kıl."

Orada bulunan İshak b. İbrahim, Ahmed b. Nasr´a dönüp şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana, söylediklerine dikkat et!" Ahmed b. Nasr da ona: "Böyle söylememi sen bana emretmiştin." deyince İshak bun­dan korktu ve: "Ben mi sana emretmiştim " diye sordu. O da şu ceva­bı verdi: "Evet, sen bana, Vasık´a öğüt vermemi emretmiştin."

Vasık, çevresinde bulunan adamlara: "Şunun hakkında ne diyor­sunuz " diye sordu. Orada bulunanlar, onun hakkında çok şeyler söy­lediler. Bağdat´ın batı yakasının kadılığını yapmakta olan ve azledi­len ve daha önceleri Ahmed b. Nasr´ı seven bir kimse olan Abdurrah-man b. İshak, halife Vasık´a: "Ey mü´minlerin emiri, bunun kanı he­laldir!" dedi. Ahmed b. Ebi Duad´ın arkadaşı Ebu Abdillah el-Ermenî de halifeye: "Ey mü´minlerin emiri, bana şunun kanını içir." dedi. Ha­life Vasık: "İstediğin kanın mutlaka akıtılması gerekir." dedi. İbn Ebi Duad ise: "Bu kafirdir, tevbe etmesi istenilsin, belki kendisinde bir hastalık veya akıl noksanlığı vardır." dedi.

Vasık: "Üzerine gitmek için yerimden kalktığımı görürseniz hiç kimse kalkıp da bana müdahale etmesin. Ben adımlarımı hesaplıyo­rum." dedi. Sonra halifeliği zamanında Musa el-Hadi´ye hediye edil­miş, alt tarafı çivili, büyülü ve enli bir kılıç olan Amr b. Madikerib ez-Zübeydî´nin kılıcı Samsama´ya elini uzattı. Kılıcı eline alıp Ahmed b. Nasr´m omuzuna, sonra başına, sonra karnına üç darbe vurdu. İplere bağlanmış ve deri bir yaygı üzerinde bulunan Ahmed, can verip yere düştü. Allah ona rahmet etsin. Doğrusu bizler Allah´a aidiz ve ona dö­nücüleriz. Allah, Ahmed´e rahmet etsin, onu bağışlasın.

Sonra Sima ed-Dımışkî kılıcını alıp Ahmed´in boynuna vurarak başını kesti. Gövdesini alıp Babek el-Hürremî´nin asıldığı bahçeye gö­türdü ve orada astı. Ayaklarında çifte bukağı, üzerinde bir gömlek ve şalvar vardı.

Kesik başı Bağdat´a götürülerek doğu yakasında birkaç gün, batı yakasında da birkaç gün mızrak üzerine dikildi. Kesik başının yanın­da gece gündüz bekçiler vardı. Kulağına, şu ifadelerin yazılı olduğu bir kağıt asılmıştı:

"Bu kafir, müşrik, sapık Ahmed b. Nasr el-Huzaî´nin başıdır. Ab­dullah Harun, mü´minlerin emiri Vasık Billah´ın öldürdüğü bir kim­sedir. Halife, kendisine karşı Kur´ân´ın mahlukluğu, Allah´ı birşeye benzetmenin imkansızlığı hususunda hüccet beyan ederek tevbe tek­lif edip hakka dönme fırsatı vermesine rağmen kendisi inad edip küf­rünü açıkça beyan ettikten sonra Öldürülmüştür, Onu Cehennem´e ve elem verici azaba çabucak sevkeden ve küfrü nedeniyle azaplandıran

Allah´a hamdolsun. Böylece onun kanı mü´minlerin emirine helal ol­du. Allah ona lanet etsin."

Bundan sonra halife Vasık, Ahmed b. Nasr´m adamlarının önde gelenlerini ve reislerini takip ettirdi. Onlardan yirmidokuz kadar ki­şiyi yakalattı ve bunları zindana attırdı. Kendilerine, zalimler adım verdi. İnsanların onları ziyaret etmeleri yasaklandı, demir prangala­ra ve zincirlere vuruldular. Mahkumlara verilen erzak onlara veril­medi. Bu da büyük bir haksızlık ve zulümdü.

Kendisinden bahsettiğimiz Ahmed b. Nasr; iyiliği emredip kötü­lüğü meneden, ilmiyle amel eden büyük âlimlerdendi. Hammad b. Zeyd, Süfyan b. Uyeyne ve Haşim b. Beşir´den hadis dinledi. Yanında Haşim´in bütün eserleri vardı.- İmam Malik b. Enes´ten sahih hadisler dinledi, ama onun hadislerinin çoğunu nakletmedi.

Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî ile kardeşi. Yakub b. İbrahim ve Yahya b. Maîn de kendisinden hadis rivayet ettiler. Yahya b. Maîn, bir gün Ahmed b. Nasr...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi
« Posted on: 27 Nisan 2024, 16:45:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi rüya tabiri,Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi mekke canlı, Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi kabe canlı yayın, Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi Üç boyutlu kuran oku Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi kuran ı kerim, Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi peygamber kıssaları,Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi ilitam ders soruları, Hicretin İkiyüzotuzaltıncı Senesi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes