> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler  (Okunma Sayısı 1855 defa)
02 Şubat 2011, 03:49:22
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 02 Şubat 2011, 03:49:22 »



Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler.

Rasûlullah (S.A.V.)´In, Risaletî Tebliğ Etmekle Emrolunması

İraşî´nın Hikayesi

Fasıl

Fasıl

Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler.

Fasıl

Fasıl

Müşriklerin Rasûlullah´la Tartışmaları, O´nun Da Onlara Karşı Kuvvetli Deliller İleri Sürmesi

Habeşistan´a Giden Sahabelerin Hicreti




Rasûlullah (S.A.V.)´In, Risaletî Tebliğ Etmekle Emrolunması


Cenâb-ı Allah, rasûlüne, risaleti herkese tebliğ etmesini, eziyetlere karşı sabırla göğüs germesini, inatçı cahillere ve yalanlayıcılara delille­ri gösterip açıkladıktan sonra aldırış etmemesini emretti. Ona ve ashabına, müşriklerden gördüğü eza ve cefalara katlanmasını tavsiye etti. Yüce Allah buyurdu ki:

"Önce en yakın hısımlarını uyar. Sana uyan mü´minleri kanatları­nın altına al. Sana başkaldırırlarsa: ´Taptıklarınızdan uzağım" de. Ey Muhammed! Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah´a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.

(eş-Şuarâ, 214-220.)

"Doğrusu bu Kur´ân sana ve ümmetine bir öğüttür. Ondan sorumlu tutulacaksınız." (ez-Zuhmf, 44.)

"Kur´ân´a uymayı sana farz kılan Allah, seni döneceğin yere döndü­recektir." (el-Kasas, 85.)

Yani Kur´ân´ı tebliğ etmeni sana farz ve vacip kılan Allah, seni dönü­lecek yer olan ahiret yurduna döndürecektir. Ve Kur´ân´ı tebliğ edip et­mediğini de sana soracaktır.

"Rabbin hakkı için biz onların hepsine mutlaka soracağız, yaptıkları şeylerden." (ei-Hicr, 92.93.)

Gerçekten de bu konuda pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır. Bu konuyu tefsirimizde geniş bir şekilde anlattık. eş-Şuarâ sûresinin 214. ayetini tefsir ederken bu konuda uzun uzadıya açıklamalarda bulun­muş ve bununla ilgili birçok hadis nakletmisizdir.

Nitekim İmam Ahmed b. Hanbel, Abdullah b. Numeyr vasıtasıyla îbn Abbas´m şöyle dediğini rivayet etmiştir: Cenâb-ı Allah, "Önce en ya­kın akrabanı uyar." mealindeki ayet-i kerimeyi inzal buyurduğu zaman Peygamber (s.a.v.), Safa tepesinin yanına geldi.Tepeye çıkıp halka: "İm­dat!... imdat!" diye seslendi. Bunun üzerine insanların kimi bizzat kendi gelerek, kimi de elçilerini göndererek orada toplandılar. Rasûlullah (s.a.v.) onlara şöyle hitap etti; "Ey Abdülmuttalib oğulları! Ey Fihr oğul­ları! Ey Ka´b oğulları! Şu tepenin arkasında size saldırmak üzere bekle­mekte olan atlıların bulunduğunu söylersem bana inanır mısınız " On­lar, evet, deyince şöyle buyurdu: "Öyleyse, şiddetli bir azap ile karşı kar­şıya olduğunuzu söyleyerek sizi uyarıyorum!"

Orada bulunan lanetli Ebu Leheb de: "Yok olası adam. Günümüzü zehir ettin. Bizi bunun için mi buraya çağırdın " demiş, bunun üzerine yüce Allah, Tebbet sûresini inzal buyurmuştu.

"Ebu Leheb´in iki eli kurusun (yok olsun o.), zaten yok oldu ya."

Ahmed b. Hanbel, Muaviye b. Amr tarikiyle Ebu Hüreyre´nin şöyle dediğini rivayet eder: "Önce en yakın akrabanı uyar." ayeti nazil olunca Rasûlullah (s.a.v.), Kureyşlilerden yakın uzak herkesi toplantıya çağırdı.Toplandıklannda onlara şöyle hitab etti: "Ey Kureyş topluluğu! Canınızı ateşten kurtarın. Ey Ka´b oğulları topluluğu! Kendinizi ateş­ten koruyun. Ey Haşim oğulları topluluğu! Kendinizi ateşten kurtarın. Ey Abdülmuttalib oğulları topluluğu! Canınızı ateşten kurtarın. Ey Mu­hammed kızı Patıma! Kendini ateşten koru. Allah´a yemin ederim ki, onun azabına karşı size yardımcı olamam. Ama sizin için bir akrabalık bağı aramızda vardır. Bunun (rahmet) ıslaklığı ile sizi ıslatabilirim."

Yine Ahmed b. Hanbel, Veki´ b. Hişam tarikiyle Hz. Aişe´nin şöyle-dediğini rivayet eder: "Önce en yakın akrabanı uyar." ayeti nazil oldu­ğunda, Rasûlullah (s.a.v.) kalkıp şöyle dedi: "Ey Muhammed ki2i Fatıma, Ey Abdülmuttalib kızı Safiyye, Ey Abdülmuttalib oğulları! Al­lah´ın azabına karşı size bir yardımım olamaz.Ama malımdan dilediği­nizi benden isteyin."

Bunu, Müslim de rivayet etmiştir.

Hafız Ebu Bekir el-Beyhakî, "Delail" adlı eserde, Ebu Talib oğlu Ali´nin şöyle dediğini rivayet eder: "Önce en yakın akrabanı uyar ve mü´-minlerden sana uyanlara kanadım indir." ayetleri nazil olduğunda Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Bu tebligatı önce kavmime yaptığım takdirde, onlardan hoşuma gitmeyecek davranışlar göreceğimi bildiğim için sustum, tebligatta bu­lunmadım. Ama Cebrail (a.s.), bana gelip şöyle dedi: "Ya Muhammed, eğer Rabbinin sana emrettiğim yerine getirmezsen seni ateş ile azap-landırır!"

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), beni çağırarak şöyle dedi: "Ey Ali! Doğrusu Cenâb-ı Allah, önce en yakın akraba mı uyarmamı bana emretti. Bunun için de bir koyunla bir Ölçek buğdaydan yemek yap. Bir büyük bardak süt de hazırla. Sonra da Abdülmuttalib oğullarını bana çağır."

Bana emredileni yaptım. Abdülmuttalib oğulları o gün toplandılar. Tam kırk kişi kadardılar. Aralarında Rasûlullah´ın amcaları Ebu Talib, Hamza, Abbas ve lanetli Ebu Leheb de vardı. Yemek tabağını önce Rasûlullah´a takdim ettim. Kendileri o tabaktan bir parça et alıp dişle­riyle parçaladı. Sonra tabağın etrafına bıraktı ve: "Allah´ın adıyla ye-yin." dedi. Oradakiler doyuncaya kadar yemek yedikleri halde bitireme-diler. Onların sadece parmak izlerini görebiliyorduk. Oradakilerden ba­zıları bir koyunu tek başına yese dahi doymazdı. Sonra Rasûlullah (s.a.v.) bana: "Süt içir." dedi. Ben de o büyük bardak içindeki sütü kendi­lerine sundum. Kana kana içtiler, yine tüketemediler. Allah´a andolsun ki, kişi ancak o kadar içebilirdi.

Yemekten sonra Rasûlullah (s.a.v.), onlara hitap etmek isteyince la­netli Ebu Leheb önce söze girişerek: "Hayret!... Şimdiye kadar bunun gi­bi bir sihir görmedik. Adamınız sizi büyülemesin." dedi. Oradakiler bu söz üzerine dağılıp gittiler. Rasûlullah (s.a.v.), onlarla konuşamadı.

Ertesi gün Rasûlullah (s.a.v.) bana şöyle emir verdi: "Ey Ali, dünkü gibi yine bize yiyecek ve içecek hazırla. O adam, ben söze başlamadan önce söze girişti ve sözümü kesti." dedi.

Ben de verilen"emri yerine getirdim, onları topladım. Rasûlullah (s.a.v.), bir önceki gün gibi yaptı. Yemeğe başladılar. Doyuncaya kadar yedikleri halde bitiremediler. Allah´a and olsun ki, kişi ancak o kadar yi­yebilirdi. Sonra Rasûlullah (s.a.v.) bana: "Ey Ali, onlara içir." dedi. Ben de o süt kabını getirerek ikram ettim. Doyasıya, kana kana içtiler. Al­lah´a andolsun ki kişi ancak o kadar içebilirdi.

Rasûlullah (s.a.v.), onlara hitap etmek isteyince lanetli Ebu Leheb ondan önce söze girişerek: "Hayret!.. Şimdiye kadar bunun gibi bir sihir görmedik. Adamınız sizi büyülemesin." dedi. Oradakiler de Rasûlul-lah´m konuşmasına fırsat vermeden dağılıp gittiler.

Ertesi gün yine Rasûlullah (s.a.v.), bana şu talimatı verdi: "Ey Ali, dünkü gibi bize yiyecek ve içecek hazırla. Çünkü o adam benim halka hi-tab etmemden önce söze girişerek sözümü kesti." dedi.

Verilen emri yerine getirdim. Sonra onları topladım. Rasûlullah (s.a.v.)´da daha önce yaptığı gibi yaptı. Yemeğe başladılar. Doyuncaya kadar yediler. Sonra o büyük kaptan kendilerine süt içirdim. Allah´a an­dolsun ki kişi, ancak o kadar yiyebilir, o kadar içebilirdi.

Sonra Rasûlullah (s.a.v.) onlara şöyle hitab etti: "Ey Abdülmuttalib oğulları! Allah´a andolsun ki ben, Araplar arasında benim size getirdi­ğim hususlardan daha kıymetli şeyler getiren bir genç bilmiyorum. Ben size dünya ve ahiret işini getirdim."

Ebu Cafer b. Cerir´in, Muhammed b. Humeyd er-Razî tarikiyle îbn Abbas´tan yaptığı rivayette şu ilaveler vardır: "Ben size dünya ve ahiret hayrını getirdim. Sizi, buna davet etmemi Allah bana emretti. Bu hu­susta bana kim yardımcı olmak, bana kim kardeş olmak ister " dedi.

Oradakilerden hiçbiri, bu teklifi kabul etmedi. Oradakiler arasında yaşı en küçük, gözü en fazla çapaklıların en fazla büyük, bacakları da­ha çok yaralı, bereli olan ben olduğum halde şöyle dedim: "Ey Allah´ın peygamberi! Ben senin yardımcın olacağım." Boynumdan tuttu ve: "îşte bu, benim kardeşimdir. İşte bu böyledir,, işte bu şöyledir. Onu dinleyin ve ona itaat edin." dedi. Orada bulunanlar bu manzara karşısında gülüp Ebu Talib´e şöyle dediler. "Görüyor musun, Muhammed, oğlun Ali´yi dinlemeni ve ona itaat etmeni sana emrediyor!"

îbn Eb^ Hatim, tefsirinde babası tarikiyle Hz. Ali´nin şöyle dediğini rivayet eder : "Önce en yakın akrabam uyar." ayet-i kerimesi nazil oldu­ğunda Rasûlullah (s.a.v.), bana: "Bir koyun budu et ve bir ölçek buğday­dan yemek yap. Büyük bir kap süt hazırla. Sonra da Haşimoğullanm evime davet et." dedi. Ben de onları davet ettim. O gün onlar otuz dokuz veya kırk bir kişi idiler. Yemek sonrasında Rasûlullah (s.a.v.) söze baş­layarak şöyle buyurdu: "Benim borcumu hanginiz öder ve benden sonra ailemin idaresini kim yürütür "

Hepsi sustular. Abbas, bunun kendi malına dokunacağından kork­tuğu için sesini çıkarmadı. Ben de Abbas´m yaşından dolayı ses çıkar­madım. Bir kez daha bu soruyu tekrarladı. Abbas yine sustu. Ben bu durumu görünce; "Ben, ya Rasülallah!" dedim. O da: Sen mi diye sordu.

Çünkü o gün ben onların içinde durumu en kötü olan, görünüşü beğenil­meyen, gözleri çapaklı, karnı şişkin, bacakları da bereli bir kimse idim.

Hz. Peygamber´in; "Benim borcumu kim öder ve ailemin benden sonra idaresini kim yürütür " diye sorması, onun ölümünden sonraki zaman içindi. Güya o, risaleti Arap müşriklerine tebliğ ettiği takdirde kendisini öldürmelerinden korkmuştu. Bu sebeple ölümünden sonra borcunu ödeyecek ve ailesinin idaresini üstlenecek birine güvenmek is­tiyordu. Ama Cenâb-ı Allah, ona bu güveni vermişti:

"Ey elçi, Rabbinden sana indirileni duyur; eğer bunu yapmazsan, O´nun mesajını duyurmarmş olursu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:21:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler rüya tabiri, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler mekke canlı, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler kabe canlı yayın, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler Üç boyutlu kuran oku Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler kuran ı kerim, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler peygamber kıssaları, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetler ilitam ders soruları, Güçsüz Müslümanlara Yapılan Eziyetlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes