Konu Başlığı: Emevi Halîfelerinin Atası Abdülmelik B. Mervan Gönderen: Esila üzerinde 22 Kasım 2010, 12:25:38 Emevi Halîfelerinin Atası Abdülmelik B. Mervan Abdurrahman B. Esasın İsyanı Hicri Seksenbirinci Senede Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Büceyr B. Verka Es-Sarimî Süveyd B. Gafle. Abdullah B. Şeddad B. Had. Hz. Ali´nin Oğlu Muhammed. Hicretin Seksenıkınci Senesi Deyrü´l-Cemacim Savaşı . Hicretin Seksenikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Mühelleb B. Ebi Süfra. Esma B. Harice El-Fezari El-Kûfî Muğire B. Mühelleb. Haris B. Abdullah. Muhammed B. Üsame. Abdullah B. Ebi Talha B. Ebi´l-Esved. Abdullah B. Ka´b B. Malik. Affan B. Veheb. Cemil B. Abdullah. Ömer B. Ubeydullah. Kümeyl B. Ziyad. Zazan Ebu Amr El-Kindî Küçük Ümmü Derda. Hicretin Seksenüçüncü Senesi Vasıt Şehrinin Kuruluşu. Hicretin Seksenüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler. Abdurrahman B. Cuhayre El-Holanî Tarık B. Şihab. Ubeydullah B. Adiy B. Hiyar. Hicretin Seksendördüncü Senesi Ebu Zür´a El-Cüzami El-Filistinî Îmran B. Hattan El-Haricî Abdurrahman B. Esas El-Kindî Eyyüb B. Kirayye. Ruh B. Zınba. Hicretin Seksenbeşinci Senesi Abdülaziz B. Mervan. Abdülmelik´in, Önce Oğlu Velid İçin, Sonra Da Diğer Oğlu Süleyman İçin Veliahtlık Bey Atı Alması 33 Hicret´in Seksenaltıncı Senesi Emevi Halîfelerinin Atası Abdülmelik B. Mervan. Abdurrahman B. Esasın İsyanı Ebu Mihnef in ifadesine göre bu isyanın başlangıcı hicretin sek-senbirinci senesinde olmuştur. Vakidî´nin ifadesine göre ise hicretin seksenikinci senesinde olmuştur. İbn Cerir, bu isyan meselesini hicretin seksenbirinci senesi olayları arasında anlattığından biz de ona uyarak bu senedeki olaylar arasında anlattık. Bu olayın sebebi şuydu: Abdurrahman b. Eş´as, Haccac tarafından sevilmeyen bir adamdı. Abdurrahman da bunun farkındaydı. Bu nedenle Haccac´a karşı kötü niyet beslemekte, onun iktidardan düşmesini arzulamaktaydı. Haccac, onu önceki sayfalarda sözünü ettiğimiz ordunun başına komutan yapıp Türk hükümdarı Rutbil´in ülkesine girmesini emrettiğinde o, harekete geçti. Türk beldelerinden bazılarını ele geçirdi. Daha sonra adamlarına hareketlerini durdurmalarını ve bir sene sonrasına kadar hazırlık yapıp güçlenmelerini teklif etti. Bu düşüncesini ayrıca bir mektupla Haccac´a bildirdi. Haccac da yazdığı cevabî mektubunda onun bu konudaki görüşünü garipsediğini söyledi. Aklını zayıf buldu. Onu korkaklık ve savaştan kaçmakla ayıpladı. Derhal Rutbil´in ülkesine girmesini emretti. Bu emrini ikinci ve üçüncü mektuplarıyla da te´yid etti. Yazdığı mektuplardan birinde ona şöyle hitab ediyordu: «Ey hain, mürted ve korkunun kalbine yerleştiği adamın oğlu! Sana, düşman ülkesinin iç kısımlarına ilerlemene dair verdiğim emri yerine getir, aksi takdirde altından kalkamayacağın bir iş senin başına gelir.» Haccac, Abdurrahman b. Eş´as´a çok kızıyor ve onun hakkında şöyle diyordu: «O; beyinsiz, ahmak ve hasut bir kimsedir. Babası, mü´minlerin emiri Hz. Osman´ın giysilerini yağmalamış ve onu öldürmüştü. Ubeydullah b. Ziyad´ı da Müslim b. Ukayl´ın üstüne sal-dırtmış, nihayet onu öldürtmüştü. Dedesi Eş´as da İslâm´dan irtidat etmişti. Ben onu her gördüğümde mutlaka öldürmek istemişimdir.» Haccac´m kendisine peşpeşe mektuplar göndermesi üzerine İbn Eş´as öfkelendi ve şöyle dedi: «Güçsüz, zayıf ve hakir bir kimse olduğundan Ötürü askerlerimden veya hizmetçilerimden biri dahi olmaya layık olmayan böyle bir adam bana böyle bir mektubu nasıl yazar Babasının Sakif kabilesinden şu korkak adam olduğunu ve komutan Sebib´in karısı Gazale´nin önünden kaçtığını hatırlamıyor mu Gazale Kûfe´ye girişinde Haccac´a ve askerlerine hamle yapmış, Haccac ve askerleri onun önünde bozguna uğrayıp kaçmışlardı.» Bundan sonra Abdurrahman b. Eş´as, Iraklıların önde gelenlerini toplayarak onlara şöyle demişti: «Haccac, düşman beldelerinin iç kısımlarına doğru ilerlemenizi ısrarla istiyor. O beldelerdeki din kardeşleriniz mahvoldular. İşte kış mevsimi ve soğuklar üzerinize geliyor. Durumunuza bakın, bana gelince ben Haccac´a itaat etmeyeceğim ve dün verdiğim bir kararı da bozmayacağım.» Bundan sonra kalkıp askerlerine bir nutuk irad etti ve kendi görüşünün hem kendisi hem de askerleri için en uygun görüş olduğunu bildirdi. Fethettikleri beldeleri onarıp ıslah etmelerini ve bu beldelerin malları ve ürünleri ile güçleninceye kadar buralarda ikamet etmelerini ve kış mevsimi çıktıktan sonra harekete geçip düşman beldesinin iç kısımlarına doğru ilerlemelerini ve ondan sonra şehir şehir memleketi fethetmelerini, nihayet başkentte Türk hükümdarı Rut-biVİ kuşatma altına almalarım istedi. Sonra Haccac´m kendisine, Rutbü üzerine acilen gitmelerini emrettiğine dair gönderdiği mektubunu okudu. Çevresindeki topluluk galeyana geldi ve: «Hayır, Allah´ın düşmanı Haccac´a itaat etmeyecek, emrini dinlemeyeceğiz.» dediler. Ebu Mihnef, Mutarrif b. Amir b. Vaile el-Kinanî´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Babam bu konuda ilk konuşan kişiydi. Şair ve hatib olup şöyle demişti: "Haccac´m bu görüşü ve bizimle ilgili durumu, şuna benzer: Bir adam, kendi kardeşine: «Köleni şu ata saldırt, eğer ölürse ne âlâ, kurtulursa da senin lehine olur.» demesi bizim şu andaki durumumuza uymaktadır. Eğer siz Rutbil´e karşı muzaffer olursanız bu, Hac-cac´ın iktidarım daha da güçlendirir. Eğer ölürseniz zaten Haccac sizi sevmiyor ve sizi kendine düşman olarak görüyor. Allah´ın düşmanı Haccac´a olan bey´atınızdan vazgeçin (böyle derken Abdülmelik´in halinden bahsetmemişti). Emiriniz Abdurrahman b. Eş´as´a bey´at edin, şahid olun; Haccac´a olan bey´attan ilk vazgeçen benim." Her taraftan insanlar, «Allah´ın düşmanı Haccac´a olan bey´atımızdan vazgeçtik.» diye sesslendiler. Hep birlikte Abdurrahman b. Eş´as´a yöneldiler. Haccac yerine ona bey´at ettiler. Abdülmelik b. Meryan´m halinden bahsetmediler. ibn Eş´as, Rutbil´e haber saldı. Eğer Haccac´a karşı muzaffer olurlarsa Rutbil´den asla haraç almayacaklarını bildirerek onunla barış yaptı. Sonra beraberindeki askerlerle Sicistan´dan harekete geçerek Haccac ile savaşmaya ve Irak´ı ondan almaya gitti. Yolun yarısına vardıklarında askerler dediler ki: «Haccac´ı hal´ etmemiz Abdülmelik b. Mervan´ı da hal´etmemiz demektir.» Böylece hem Haccac´ı hem de Abdülmelik b. Mervan´ı hal´ ettiler. İbn Eş´as´a yeniden bey´at ettiler. O da Allah´ın kitabına, Rasûlünün sünnetine bağlı kalmak, sapıklık önderlerini hal´etmek, dinsizlerle cihad etmek şartıyla onlarla bey1 atlastı. Onlar, "Evet" dedikçe o da onlarla bey´atlaşıyordu. Haccac, kendisini ve Abdülmelik b. Mervan´ı hal´ ettiklerini duyunca, Abdülmelik b. Mervan´a mektup yazarak bu durumu bildirdi ve İbn Eş´as üzerine acilen ordu göndermesini istedi. Kendisi de Basra´ya gelip konakladı. İbn Eş´as´ın durumundan Mühelleb de haberdar oldu. İbn Eş´as, ona bir mektup yazarak kendi saflarına katılmasını istedi ama o, bu çağrıyı kabul etmedi. İbn Eş´as´ın mektubunu Haccac´a gönderdi. Mühel-leb´in kendisi de İbn Eş´as´a şu cevabî mektubu gönderdi: «Ey İbn Eş´as! Sen ayağını uzun bir üzengiye koydun. Muham-med (s.a.v.)´in ümmetinde kalmaya devam et, kendi durumuna bak, nefsini helak etme. Müslümanların kanlarının akmasına neden olma, cemaatı parçalama, bey´atı bozma. "İnsanların nefsime zarar vermelerinden korkuyorum." diyorsan, aslında insanlardan çok, Allah´tan korkman gerekir. Kanların akıtılmasına neden olarak nefsini Allah´ın gazabına maruz bırakma. Haramları helal sayarak kendini İlahi azaba hedef yapma ve sana selam olsun.» Mühelleb, Haccac´a şöyle bir mektup gönderdi: «Iraklılar sana doğru geliyorlar, varacağı yere erişmeden hiçbir kimsenin geri çeviremeyeceği bir seli andırıyorlar âdeta. Iraklıların ilk çıkışlarında bir kızgınlıklarını, çocuklarına ve hanımlarına da özlemleri vardır. O bakımdan sen ailelerinin yanına gidinceye, çocuklarının kokusunu alıncaya kadar onlara ilişme. Ailelerinin ve çocuklarının yanındayken üzerlerine atıl. O takdirde Allah sana onlara karşı zafer verecektir.» Haccac bu mektubu okuyunca şöyle dedi: «Allah ona şöyle yapsın, böyle yapsın, bu görüşüyle benim iyiliğimi gözetmedi. O, amcasını oğlunu korumak istiyor.» Haccac´m mektubunu götüren ulak yanına ulaştığında Abdülmelik korktu. Sonra tahtından indi. Halid b. Yezid b. Muaviye´ye haber salarak onu yanına çağırttı. Haccac´m mektubunu ona okuttu. O da Abdülmelik´e şöyle dedi: «Ey mü´minlerin emiri! Eğer bu olay Horasan tarafında ise gizle. Sicistan tarafından ise gizleme.» Daha sonra Abdülmelik Irak´a, Haccac´a takviye olarak göndermek üzere Şam´da asker toplamaya ve bu askerlerin İbn Eş´as ile savaşmaya gitmek üzere hazırlanmaları için gerekli tedbirleri almaya başladı. Mühelleb´in kendisine bu hususta yaptığı tekliflere iltifat etmedi, oysa Mühelleb´in tavsiyelerinde öğütler ve samimi ifadeler vardı. Haccac´m mektupları, bu sırada Abdülmelik´e peşpeşe geliyordu. İbn Eş´as´ın sabah ve akşam neler yaptıklarım, nereye konduğunu, nereden geldiğini, nereye gittiğini ve kimlerin ona daha çabuk geldiklerini bildiriyordu. İnsanlar da her taraftan gelip İbn Eş´as´ın etrafında toplanmaya başladılar. Öyle ki, onun etrafında 33.000 süvari ve 120.000 piyade oluştu. Haccac da Şam ordusuyla Basra´dan çıkıp İbn Eş´as´ın üstüne gitti. Tüster´de mola vedi. Öncü kuvvetlerini Mutahhar b. Hüyey el-Ka´-bî komutasında gönderdi. Beraberinde Abdullah b. Zimmit adında başka bir komutan da vardı. Öncü kuvvetler, Dicle nehrine vardılar, orada İbn Eş´as´ın, Abdullah b. Eban el-Harisî komutasındaki 300 süvarisi ile karşılaştılar. Bunlar, |