Konu Başlığı: Nasih ve Mensura İlişkin Hükümler Gönderen: Ekvan üzerinde 18 Haziran 2011, 10:57:46 Nasih Ve Mensura İlişkin Bazı Hükümler Muhâsibî, Kur'ân'da nasih-mensuh ve amm-hass konusunda Müşebbihe, Mutezile ve Şia ile çetin bir mücadeleye giriştikten sonra Fehmu'l-Kur'ân ve Hakikatu Meanihi isimli eserlerinde izlenmesi gerekli olan sağlıklı yöntemi kesin çizgilerle ortaya koymak ister. Nasih ve mensuha ayırdığı bu bölümü tamamladıktan sonra, tefsir ilminine ilişkin bir takım sır ve inceliklere yer vermektedir. Muhâsibî, bu bölümde, önce veya sonra nazil olan sure ve ayetlerin bilinmesi, nasih-mensuh açısından şart olduğu için önce Mekkî ve Medenî olmak üzere Kur'ân'daki sure ve ayetleri ikiye ayırmaktadır. Mekkî ve Medenî sureler konusunda alimlerin görüşlerine yer verdikten sonra da; son derece veciz ifadelerle Mekkî ve Medenî ayetlerin ayırıcı özelliklerini sıralamakta ve daha sonra da nasih-mensuh konusunu ele almaktadır. Haris, bu konuyu 15 bölümde ele almıştır: 1- Recm ayeti ve başka ayetler gibi hıfzı kalplerden silinmediği halde, lafzı Kur'ân'dan çıkarılan; hükmü Hz. Peygamber'in sünneti ile sabit olan ayetler. 2- Sizden sabreden yirmi kişi bulunursa... [633] ayeti gibi başka bir ayet tarafından hükmü kaldırılan ama lafzı Kur'ân'da sabit olan ayetler. 3- Lafzı Kur'ân'dan, hıfzı gönüllerden çıkarılan ve hükmü kaldırılan ayetler; el-Kasım b. Sellam, Abdullah b. Salih, Leys, Ukayl, İbn-i Şihab ve Ebu Ümame'den bize gelen şu rivayet bu tür neshe örnektir: Bir şahıs kalkıp; beraberindeki bir sureyi geceden itibaren okumaya başladı ama okuyamadı; aynı şeyi bir başkası denedi; o da başaramadı, bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurdu: "Bu sure dün gece neshedildi". 4- Hıfzı gönüllerde baki olduğu halde lafzı Kur'ân'dan çıkarılmış ve hükmü neshedilmiş ayetler: Hz. Aişe'den gelen, "On emzirmeden az olan emzirmelerden dolayı süt kardeşliğinden doğan mahremiyetin gerçekleşmiyeceğine ilişkin ayet nazil olmuştu" rivayeti bu tür neshe örnektir. Ümmet, Kitap ve Sünnete göre süt kardeşliği için on emzirmenin şart olmadığı hususunda icma halindedir. Hiç kimse beşten fazlasının gerekli olduğunu söylememiş, ancak bunun için bir emzirmenin mi yoksa beş emzirmenin mi gerekli olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. 5- Bir sebebe binaen hem lafzın hem de hükmün kaldırılması ve söz konusu illetin sona ermesi: Eğer eşlerinizden biri sizi bırakıp kafirlere kaçar ve siz de (onlarla savaşıp) galip gelirseniz eşleri gitmiş olanlara ganimetten harcadıkları kadarını verin [634] ayeti böyledir. 6- Hz. Peygamber'in, ALLAH'ın kitabında bulunmayan bir iş yapması ya da ümmetine emretmesi; ALLAH'ın, Kur'ân'da vahyettiği bir hükümle bunu neshetmesi ve bu ikinci hükmün Kur'ân'da sabit olması: Hz. Peygamber'in Beytu'l-Makdis'e yönelerek namaz kılması ve amcasının bağışlanması için dua etmekten men edilmesi böyledir. 7- Bir ayetin, bir başka ayeti nesh edip etmediği konusunda ihtilaf edilmesi: Mensuh olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunan bîr ayetin hükmü ile amel konusunda her ne kadar icma oluşmuş ise de; bu icma; ayetin kesin hüküm vaz'etmesi ile ilgili değil, bu ayet ile amelin cevazı ve ihtiyat ile ilgilidir; İki kız kardeşi bir araya getirmeniz size haram kılındı[635] ayeti bu tür neshe Örnektir; çünkü daha sonra ALLAH, Sahip olduklarınız müstesna [636] buyurmuştur. Ali ve Osman: "İki kız kardeşi bir araya getirmeyi bir ayet helal, bir başka ayet haram kıldı" demişlerdir. 8- Bir ayetin diğerini neshedip etmediği hususunda ihtilaf edilmesi ve daha sonra iki farklı konuda hükmün sabit olduğu hususunda icma oluşması: Namazda yüksek sesle okuma, sesini de büsbütün kısma[637] ayeti bu tür neshe örnektir. Ayet, yanındakilerin/dostlarının seni işitemeyeceği oranda sesini kısma ve fazla da yükseltme ki müşrikler Kur'ân'a küfretmesinler anlamındadır. Bu ayet Mekke'de nazil olmuştur. 9- İki ayetten birinin; diğer ayeti neshedip etmediği ve her iki ayetin hükmünün aynı anda sabit olup olmadığı konusunda sahabe ihtilafına karşılık; sonraki iki kuşak (tabiin ve tebe-i tabiin) alimlerinin, Hz. Peygamber'in sünnetine dayanarak; bu iki ayetten birinin diğerini neshettiği ve önceki ayetin bazı hükümlerini değiştirdiği noktasında icma oluşturmalarıdır: Sizden vefat edenlerin geriye bıraktıkları eşleri (tekrar evlenmeden önce) dört ay on gün beklerler[638] ve Eşlerinizden hamile olanların bekleme süresi (iddet) çocuklarını doğuruncaya kadardır [639] ayeti bu tür neshe örnektir. Sahabe; bu iki ayet hakkında ihtilaf etmiştir. İbn-i Mes'ud, "Tahrim suresi (Kısa Nisa) daha sonra nazil oldu" derken, diğerleri "İki iddet süresinden sonuncusu; iddet için gerekli süredir" demişlerdir. Bu gün (Hâris'in yaşadığı dönem) ümmet; hamile kadının iddeti ile ilgili olarak ayetin hükmen sabit olduğu hususunda icma halindedir ki hamile kadın, iki iddetten daha uzun olanını beklemez. Hz. Peygamber'den gelen, "Hz. Peygamber (s.a), kocasının ölümünden kırk gün sonra Sabia'ya evlenmesini tavsiye etmiştir" rivayeti ile bu durum kesinlik kazanmıştır. 10- Alimlerin bir ayetin neshi konusunda icma etmeleri, buna karşılık nesheden ayet (yani hangi hükmün vacib olduğu) hakkında ihtilafa düşmeleri, daha sonra bîr hükmün gerekli olduğu ve daha önceki hükmü neshettiği konusunda icma etmeleri ve diğer hükmün nesheden ayetle sabit olup olmadığı konusunda ihtilafa düşmeleridir. 11- İlk kuşak olan Hz. Peygamber'in ashabı, iki ayetten birinin diğer ayeti nesh edip etmediği konusunda ihtilafa düşmüş; sonraki kuşak alimleri ise; ilk ayetin muhkem olduğu noktasında icma etmişlerdir. Bu tür neshe örnek teşkil edebilecek iki ayet vardır. Bunlardan bîri, Zina eden kadın da ancak zina eden erkekle evlenebilir [640] ayeti, diğeri de O kullarının (evbelerini kabul eder ve kötülükleri affeder [641] ayetidir. 12- Başka bir ayetin baş ve son kısmını ihtiva eden, iki ayetten birinin diğerini nesh edip etmediği noktasında, ümmetin ihtilaf etmesi ve alimlerin iki görüşten biri üzerinde icma etmeleridir. Zimmet ehline ilişkin, Sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver ister onlardan yüz çevir [642] ayeti bu tür neshe örnek teşkil etmektedir. 13- Bir ayetin başka bir ayeti neshettiği hususunda alimlerin icma etmeleri, hangi ayetin neshedildiğî hususunda ise ihtilafa düşmeleridir. 14- Alimlerin bir ayetin neshedilip edilmediği hususunda ve buna bağlı olarak da ayetin tefsiri konusunda ihtilafa düşmeleridir: Onlara seksener değnek vurun ve şahitliklerini asla kabul etmeyin[643] ayeti bu tür neshe örnek teşkil etmektedir. Alimler, fışkın; tevbe ile düşeceği hususunda icma etmiştir. Ancak bazıları "Ayet neshedilmemiştir" derken, bazıları "ALLAH (c), fasığı murad etmemiş, sadece tevbe etmemiş olanları murad etmiştir"; bazıları ise "Tevbekarın yapacağı şahitliğin, kabul edilmemesi murad edilmemiştir" demişler ama şehadet konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. 15- Bir ayetin; mensuh olup olmadığı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir ki kelamcılara göre Kitap ve Sünnetin mensuh olması caiz değildir. Siz ve ALLAH'ın dışında tapındığınız şeyler cehennem yakıtısınız[644] ayeti bu tür neshe örnektir. Bu ayetin nesh edilip edilmediğine ilişkin el-Kelbî'nin düşüncelerini aktarırken Hâris'in görüşlerine de yer vermiştik. Burada Hâris'in sözünü ettiği ihtilaflı konuların çoğunu tek bir maddede toplamak mümkündür. Bu durumda, geriye üç madde kalmaktadır: a- Hüküm ve tilavet itibariyle mensuh; b- Hükmü mensuh tilaveti sabit; c- Tilaveti mensuh hükmü sabit ayetler.[645] [633] Enfal: 8/65. [634] Mümtehine: 60/11. [635] Nisa: 4/23. [636] Nisa: 4/24. [637] İsra: 17/110. [638] Bakara: 2/234. [639] Tahrim: 66/4. [640] Nur: 24/3. [641] Şura: 42/25. [642] Maide: 5/42. [643] Nur: 24/4. [644] Enbiya: 21/923. [645] el-Amidî, el-İhkam, c. 3/ 129; Mutezile'den şaz bir grubun aksine alimler hükmü baki olmak üzere tilavetin nesh, tilaveti baki olmak üzere hükmü mensuh ve hükmen ve tilaveten neshin varid, akıl ve naslann da buna delalet ettiği konusunda icma etmişlerdir. Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 249-253. |