> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > El-Akl ve Fehmül Kuran > Mufasal ve Mevsul
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mufasal ve Mevsul  (Okunma Sayısı 1482 defa)
12 Haziran 2011, 11:18:30
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 12 Haziran 2011, 11:18:30 »



Mufassal Ve Mevsul

Mufassal ve mevsul'e gelince; ALLAH, Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmekteyiz (aralıksız göndermekteyiz) [1519] buyurmaktadır.

Şayet bir ifadenin, diğer ifadede de var olan anlam bakımın­dan, diğeri ile birlikte mütalaası uygun değilse, ayrılması (fasl), ve eğer anlam ancak bu ikisinin birlikte mütalaa edilmesi ile tamam­lanıyorsa, bu durumda da vasi (yani birlikte mütalaa edilmesi) ge­rekir.

Bu bakımdan Kur'an muvassal ve mufassal (anlamları birlikte ve(ya) ayrı ayrı mütalaa edilmiş ayetlerden oluşmuş)dır.

Başka bir açıdan Kur'an tümü ile mufassaldır. Çünkü ALLAH, İş­te biz her şeyi açık açık ortaya koyduk [1520] ayetinde buyurdu­ğu gibi bütünü ile her şeyi apaçık (fasıl fasıl) beyan etmiştir.

ALLAH, Ayetleri (ALLAH tarafından) sapasağlam vazedilmiş son­ra da açıklanmış (fasıl fasıl ayrılmış) bir kitaptır [1521] buyur­maktadır.

Yine Cenab-ı Hak buyuruyor ki:

O (ALLAH) haram kıldıklarını size apaçık bildirmiştir. [1522]

İşte biz her şeyi açık açık anlattık. [1523]

İşte bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz. [1524]

Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıklarız. [1525]

Böylece suçluların yolu belli olsun diye ayetleri iyice açıklıyoruz. [1526]

ALLAH (c) emir ve nehiylerin, kendi zatına İlişkin niteliklerin, va'd-vaidin ve vahyettiği diğer bütün hususların anlaşılabilmesi için, kitabını apaçık bir Arabça [1527] ile vahyettiğini bildirmiştir. Arab dilinde, muradın iyi anlaşılabilmesi, anlatılabilmesi, somut bir ifade ile ortaya konulabilmesi için bir takım fasıl ve vasıllara başvurmak gerekmektedir; eğer bir kelime; başka bir kelime ile birlikte mütalaa edilmedikçe tek başına bir anlam ortaya koyamıyor ise, bu durumda iki kelime birlikte mütalaa edilir.

Konuşan min dediği zaman, min eyne ci'te (nereden geldin?) ifadesi ile birlikte mütalaa etmedikçe dinleyen ne demek istediğini anlayamaz. "Dedim" dediği zaman "şunu, şunu" diye ilave etme­dikçe, ne söylediği anlaşılamaz. "Ahmed" dediği zaman "Peygam­ber" (s.a) diye ilave etmedikçe ve "Ben falancayım" demedikçe kimi kasdettiği anlaşılamaz. Şayet, "Dinledim" diyecek olsa "şunu şunu dinledim" diye ilave etmedikçe muhatabı bu ifadeyi anlamaz. Bir kısım ifadeler mufassaldırlar ve anlam; bir, iki, üç ya da da­ha fazla kelime ile oluşur. Sanra konuşmacı, ikinci bir anlam orta­ya koymak üzere yeni bir ifadeye geçer ve anlam tamamlanınca ilk ifadeyi keser. Birinciye ek olmayan yeni bir anlam ortaya koy­mak için yeni, başka bir ifadeye başlar.

Biri "Ahmed cömerttir" der ve sonra da İshak'ı kötülemek ve cömertliği ile övdüğü Ahmed'e katmak istemezse, "Ahmed cö­merttir ve İshak.." der ve İshak'ın Ahmed ile birlikte değerlendiril­mesine izin vermez.

Biri "Benim falancada bin dirhemim var" der, sonra falancanın kendisine olan borcunu ödediğini haber vermek isterse, "Benin fa­lancada bin dirhemim var ve falanca.." derse, "falanca" ifadesi üzerinde sustuğu zaman; her ikisinde, bin dirhem alacağı olduğunu iddia etmiş; ve eğer, "Falanca bana olan borcunu ödedi" derse, iki ifade arasını ayırmış (fasıl etmiş) olur.

İddia sahibi birinci kişi aleyhine bin dirhem iddia etmiş ve ken­disine olan borcundan beri olduğunu söylemek sureti ile de diğeri­ni ondan ayırmıştır. Bu ayrım ancak ifadenin ikinci kısmını birin­ciden ayıran ikinci bir ifade ile yapılabilir: "Ben gittim ve falan­ca..." ifadesinde olduğu gibi. Şayet "falanca" ifadesi üzerinde su­sacak olursa, her ikisinin birlikte gittiğini söylemiş, daha sonraki bir ifade ile "falanca" ifadesini "ben gittim" ifadesinden ayırırsa, iki ifadeyi faslettiğini göstermiş olur.

"Ben gittim ve falanca şahıs benimle gitmedi" demiş, "falanca" ifadesi üzerinde durmamış, onunla birlikte gittiğini haber vermiş­tir. Cümlenin öznesine (ismine) atıf yaptığını ortaya koymak için "falanca şahıs" sözü ile bu ifadeye dahil ettiği bir kelime sayesin­de onu gitmekten ayrı mütalaa ettiğini ortaya koyarak onunla bera­ber gitmeyip yalnız gittiğini haber vermiş olur.

Aynı şekilde ALLAH, anlamı Evav' ile ortaya koyarak İman eden­ler, yahudiler ve Hıristiyanlar,.. [1528] buyurmuş ve üç zümre arasında fasl yapmıştır.

Şayet biri "İman edenler ve yahudiler" diyecek olsa, ikisi ara­sında fasl yapmış olur.

Yine, "gökyüzü ve yeryüzü, erkek ve kadın" ifadesi de böyle­dir. Aradan vav'ı kaldırarak "Gökyüzü yeryüzü, erkek kadın" de­mek caiz değildir ve bu şekilde ifade edilecek olursa, her ikisinin de aynı şeyler olduğu zannedilir.

Aynı şekilde ALLAH (c), mufassal bir ifade ile O, öyle ALLAH'tır ki O'ndan başka tanrı yoktur. O, gaybı ve şehadeti bilendir. O rah­mandır, rahimdir [1529]ve Rahman-rahim ALLAH'ın ismi ile[1530] buyurmuştur. "Rahman ALLAH'ın ismi ile ve rahim" de­mek caiz değildir; çünkü ikisinin iki ayrı şey olduğu yanılgısı, ortaya çıkar.

Muhammed ALLAH'ın elçisidir [1531] ayeti de böyledir. "Muhammed ve ALLAH'ın elçisi" demek caiz değildir; çünkü iki farklı şahıs gibi anlaşılır.

Vasıl yapmaksızın anlamın tamamlanmadığı durumlarda vasi doğru değildir. Yine anlamın tam olarak ortaya çıkmadığı durum­larda, anlamı açıkça ortaya koymadıkça vasi caiz değildir.

Bazı fasl ve vasıllardan kaçınmak gerekir ve ifade fasledilmesi gerekirken vasledilirse zahiren küfür olur. Aynı şekilde vasledilmesi gereken yerde fasl yapılırsa; ALLAH'ın kitabının zahirine göre bu da küfürdür. Terimler birlikte bir anlam ifade ettiği (mevsul ol­duğu) için ifadeyi bölmek caiz değildir ve kim böyle yaparsa kafir olur. Nitekim "... hiç bir ilah yoktur" ifadesinde şanı yüce ALLAH'ı inkar için vakf yapan kafir olur. Yine şayet vakfetmez ve vasledilmemesi gereken başka bir ifade ile sözü sürdürürse yine kafir olur. Şayet "Hiç bir ilah yoktur" der ve "ALLAH'tan başka" demeksizin, "Günahından tevbe et" derse, ALLAH'ı inkar etmiş olur.

"ALLAH'tan başka" ifadesi ile ilintilendirmeksizin, Bil ki... hiç bir ilah yoktur [1532] ifadesi de böyledir. Bu baş tarafı itibariyle her türlü ilahı inkar eden bir ifadedir. Eğer "ALLAH'tan başka" ifadesi ile ilintilendirilirse her tür varlığı inkar etmek sureti ile sadece ALLAH'ı birlemiş olur.

Yine De ki: "Göklerde ve yerde ALLAH'tan başka kimse gaybı bilmez"[1533] ayeti de böyledir. Gayb bilgisine sahip olmakla sadece ALLAH'ı niteleyerek bu konuda ALLAH'tan başkası nefyedilmiştir.

Gaybın anahtarları O'nun katındadır. Onları... bilmez [1534] ve ALLAH… çekinmez [1535] ayeti de böyledir. Ki ALLAH (c) bu ifadeyi, Bir sivri sineği misal getirmekten... [1536] ifadesi ile vasletmiştir.

Yine ALLAH... çekinmez... [1537] ayeti de böyledir. Bu ayet­te anlam gerçekten[1538] [1539] ifadesi ile tamamlanmaktadır. Yani ayet, ALLAH hakkı söylemekten çekinmez [1540]anlamınadır.

Yine Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona sözümüz sa­dece... [1541] ayeti de böyledir ve ALLAH'ın söz konusu şeye söylediği söz söylenmemişse bu ifadeyi bu noktada kesmek caiz değildir. ALLAH "Ol!" demiş ve bu ifadeyi sonrası ile vaslederek "O da oluverir" buyurmuştur. Daha sonra da yeni bir ifadeye geçmiş ve Hicret edenlere gelince... [1542] buyurmuştur.

ALLAH'ın anlamı, ifade ile fasl ederek ikinci bir anlam ile vasi etmemesine gelince; her ikisi diğerini dışarıda bırakmak üzere ayrı bir anlam oluşturacağından; fasledilmesi gereken anlamı, ikinci bir anlam ile vasletmemiştir. Vaslettiği takdirde ikinci anlam, ilk anlamı tamamlayıcı bir işlev kazanır. İşte bunu önlemek için, birincisi­ni faslederek söze yeniden başlar ve bu yeni ifadeyi gelecek yeni bir anlam ile vasleder; çünkü fasletmesi durumunda anlam uygun düşmez ve küfrü gerektiren yeni bir anlam ortaya çıkar. Nitekim Kötü sıfatlar ahirete inanmayanlar içindir [1543] ayeti böyle­dir. Bu, anlamı tamamlanmış bir ifadedir. Bu ifade vasledilerek Ve ALLAH içindir [1544] deyip sonra fasledilirse, En yüce sıfatlar ALLAH içindir [1545] ifadesi ile vasletmedikçe küfür olur. Ne var ki önce "kötü sıfatlar ahirete inanmayanlar içindir" İfadesinin oku­nması, ALLAH ifadesinin bu ifadeye vasledilmemesi, kötü sıfat sa­hiplerinden fasl edilmesi ve en yüce sıfatlarla vasledilmesi gerekli­dir.

Ancak samimiyetle dinleyenler, daveti kabul ederler [1546] ayetinde "dinleyenler" ifadesi "ölüler" ifadesinden fasledilmiş, sonra "ALLAH onları diriltecek" buyurulmuş, onları diriltîleceği belirtilerek anlam vasledilmiştir.

ALLAH, Onların belirtileri yüzlerindeki secde izidir. Bu onların Tevrat'taki vasfıdır [1547] buyurduktan sonra incil'deki vasıfla­rı da; onlar ekin gibidirler [1548] diye devam etmiştir.

Onlar için doğru olan [1549] ayeti de böyledir. Cenab-ı Hak, İtaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman, ALLAH'a sadakat gösterselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu [1550] ayeti ile devam etmektedir. Burada, yirminci ayetin sonundaki ifadenin, yirmi birinci ayetle vasledilmesi gere­kir.

Onlar kızları ALLAH'a izafe ediyorlar. ALLAH bundan münezzeh­tir. Kendileri için de... [1551] ayeti de böyledir. Şayet "ve ken­dileri için..." ifadesi üzerinde durur, onu vasleder ve "beğendikle­ri" ile başlayan ifadeden ayırmazsa, onların kızları ALLAH'a izafe et­tiklerini ve kendilerine de beğendiklerini (erkekleri) izafe ettikleri­ni haber vermiş olur. Onların; ALLAH'ın kızları olmakla niteledikle­rini ve kendileri için tercih ettikleri erkek çocukları ile niteleme­diklerini haber vermiş olur ki, ALLAH (c) her iki durumdan da münezzehtir. Kendileri için istemedikleri kızları ALLAH'a, erkekleri de kendilerine izafe etmeleri ve kendilerini ALLAH'tan üstün tutmaları ve ALLAH'ın yarattığını kabul edip sonra d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 12 Haziran 2011, 11:24:45 Gönderen: seymanur K »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mufasal ve Mevsul
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:04:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mufasal ve Mevsul rüya tabiri,Mufasal ve Mevsul mekke canlı, Mufasal ve Mevsul kabe canlı yayın, Mufasal ve Mevsul Üç boyutlu kuran oku Mufasal ve Mevsul kuran ı kerim, Mufasal ve Mevsul peygamber kıssaları,Mufasal ve Mevsul ilitam ders soruları, Mufasal ve Mevsulönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes