Konu Başlığı: Korku ve Ümide Engel Olur Gönderen: Ekvan üzerinde 12 Haziran 2011, 12:08:32 Korku Ve Ümide Engel Olur Biz size soruyoruz: "Bütün kullar ya büyük günah sahibidir veya büyük günahlardan sakınıp küçük günah işlemiştir; bu iki ihtimalin dışında kalan hiç kimse gördünüz mü?" Eğer "Hayır" derlerse biz, "Büyük günah işleyen birinin, cehenneme gireceğini kesin olarak bilmesi gerekmez mi?" diye sorarız? Eğer "Evet, gerekir" diyecek olurlarsa onlara, "Şayet günahkar olarak ölürse, öldükten sonra kendisinin Allah tarafından cezalandırılacağından endişe etmesi gerekir mi?" diye sorulur. Eğer "Gerekir" derlerse biz de onlara, "Korku, endişeden kaynaklanır, kesin olarak cezalandırılacağını bilen birinin, cezalandırılacağından emin olup, bunda hiç bîr şüphesi olmadığına göre korkmasının bir anlamı yoktur. Bu şekilde öldüğü takdirde cezalandırılacağından emin olduğu halde cezalandırılacağı konusunda nasıl endişe eder? Eğer onun endişe etmesi caiz ise onların, "Biz Allah'ın, Firavun ve Haman'ı cezalandırmasından endişe ediyoruz" demeleri de caizdir. Eğer "Bu caiz değil çünkü biz Firavun ve Haman'ın cazalandırılacağından eminiz" derlerse kendilerine, "Biz, küfürde ısrar ederek ölecek kafirin cezalandırılmasından endişe ettik" demeleri de caizdir" denilir. Onlar "Caiz değildir, çünkü biz bundan eminiz" derlerse, "Aynı şekilde büyük günah işleyenin de günahı sebebi ile Allah'ın kendisini cezalandıracağından şüphe etmesi caiz değildir. Çünkü Allah'ın günahlarına karşılık kandisini cezalandıracağından şüphe etmiş ve küfre düşmüş olur" denilir. Onlara, "Tevbe etmemiş ve günahlarda ısrar etmiş olan birinin Allah'tan mağfiret umması caiz midir?" diye sorulur. "Caiz değildir; çünkü tevbe etmediği halde Allah'tan mağfiret umması, Allah'ın tehdidinden, doğru söylediğinden şüphe etmek ve sözünden dönmesini ve sözünü yalanlasmasını istemek anlamına gelir" derlerse, "O halde büyük günah işleyen birinin korku ve umudu bir sapkınlıktır" denilir. Onlara, "Büyük günahlardan sakınan kişinin endişe etmesi caiz midir? Ne düşünüyorsunuz?" diye sorulur, onlar "Evet, Allah'tan endişe etmelidir" derlerse kendilerine, "Allah (c), kendisine mağfiret, rıza ve yüce bîr barınak/cennet vaadettiği halde Ondan endişe etmesi gerekir öyle mi?" diye sorulur? "Büyük günahlardan sakınırsa, öldüğü zaman küçük günahları sebebi ile cezalandırılmaktan endişe etmez" derlerse, biz de deriz ki: "Büyük günahlardan sakınmış olarak öldüğü zaman Allah'ın kendisini cezalandıracağından endişe etmesine cevaz verirseniz; bu endişesi sapkınlık olur; çünkü bu, Allah'ın vaadinden şüphe etmesi ve vaadini yerine getireceğine inanmaması ve sözünü yalanlaması anlamına gelir. Allah zalimlerin söylediklerinden berî ve yücedir". Onlara deriz ki: "O büyük ve küçük günahlardan sakınmış olsa bile bunlardan sakındığı halde Allah'tan, günahlarını affetmesini ve cennete koymasını ümid etmesi caizdir. Biz size şunu soruyoruz: Büyük günahlardan sakınmış, küçük günahlar işlemiş veya bütün günahlardan sakınmış olsa Allah'tan af ve mağfiret umması caiz midir?" Şayet "Bu vacib değildir" derlerse, "Hiç kimsenin Allah'tan mağfiret umud etmesi gerekmez" demiş olurlar, çünkü onlara göre büyük günah sahipleri Allah'tan ümid kesmiş durumdadırlar; küçük günah sahipleri ve hiç günah işlememiş olanlar ise bağışlanacaklarından emindirler, -onların iddia ettikleri gibi- Allah'tan endişe etmeleri ve bağışlanma ummaları gerekmez. "Allah'tan ümid kesmeleri gerekmez" diyecek olurlarsa, onlara, "Sizin nazarınızda umut yakînî bilgiye dayanmaz, ancak şüpheye dayanır; böyle biri zaten kendisine vaadedildîği halde nasıl Allah'tan mağfiret isteyebilir, cennete koymasını talep edebilir?" denilir. .. Yine "Şayet onların bunu istemeleri caiz ise senin Allah'tan, peygamberleri cennete koymasını veya başkalarının işledikleri sebebi ile onların cezalandırılmalarını istemen de caiz olur. Yine onların, kafirlerden bîrini küfrü sebebi ile cezalandırmamasını, Allah'ın, müslüman olduğunuz halde sizin küfür sebebi ile cezalandırılmamanızı istemeleri de caizdir" denilir. Bu caiz ise bir takım insanların erkek, bir takım insanların kadın olmayı istemeleri de caizdir. Bütün bunlar, onlar nazarında caiz değildir. Çünkü onlara göre ümit ve korku, yakın durumunda caiz değil ancak şüphe durumunda caizdir. Eğer, "Bu caiz değildir; çünkü Allah, peygamherlerini cennete koyacağını, hiç kimsenin bir başkasının günahı dolayısı ile cezalandırılmayacağını, kulların ancak kendi işledikleri sebebi ile cezalandırılacaklarını ve işlemedikleri sebebi ile cezalandırılmayacaklarını haber vermiştir" derlerse, kendilerine "Aynı şekilde büyük günahlardan sakınanların da kendilerine vaadedildiği, hatta kesin olarak inandıkları halde Allah'tan kendileri için bağışlanma istemeleri caiz değildir. Tevhid ehlinden her hangi biri, ya büyük günahlardan sakınır, ya da bazı küçük ve büyük günahlarda ısrar eder, size göre ona, hatta bütün insanlara korku ve ümit haramdır. Çünkü, hiç kimse bu iki ihtimalin dışında değildir. Bu iddia da Kitap, Sünnet ve hem öncekilerin, hem de sonrakilerin icmaı dışına çıkmaktır" denilir. [994] [994] Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 337-339 |