> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > El-Akl ve Fehmül Kuran > Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları  (Okunma Sayısı 721 defa)
16 Haziran 2011, 17:08:24
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Haziran 2011, 17:08:24 »



Vaad Ve Vaid Konusundaki İddiaları

 

Ebu Abdullah şöyle devam etmektedir: Onlar kıyasta çok ileri gittiler ve bize söylemediğimiz şeyleri isnad ettiler. Halbuki biz, her halükarda doğru, ezelî ve ebedî kemal sahibi olan Allah'ın, ha­ber ve övgülerini neshedebileceğini söylemekten Allah'ı tenzih ederiz. Fakat biz Allah'ın, amm bir takım haberler verdiğini, her ne kadar bunlar zahirde genel anlam içeriyor olsalar ve bu konuda ittifak bulunsa da anlam itibariyle genel içerikli mi, yoksa özel (hass) içerikli mi oldukları hususunda ihtilaf bulunduğunu savunu­yoruz. İlahî vaid (cehennem) konusunda bize karşı ileri sürdükleri id­dialar ise tamamen geçersizdir.

Allah (c) yetim malı yiyene, hırsızlık yapana, içki içene ve adam öldürene cehennemi vacib kılmıştır. Allah (c), onların tama­mı üzerine azabın vacib olduğunu murad etmekte ama onların hep­sine azab etmeyi murad etmemektedir. Şayet hepsine azab etmeyi murad etmiş olsaydı bile onlar buna müstehaktılar. Eğer Allah azab etmeyi hak edenlerden bir kısmına azab etmeyi murad ederse, bu adaleti gereğidir. Kendilerine azab gerekli olanlardan bir kısmını affetmeyi murad ederse, Iütfu ve rahmeti gereği küçük günahlarını affeder. Cenab-ı Hak, Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağış­lamaz, bundan başka dilediği kimselerin günahlarını bağışlar [960] buvurmaktadır.

Bu ayette Allah, kendisine şirk koşanlardan hiç birini bağışla­mayı murad etmediğini, bunun dışında kullarından dilediklerini af­fedeceğini, yine onların hepsini değil, içlerinden dilediklerini af­fetmeyi murad ettiğini haber vermiştir.

Yine Allah günahkarların tamamının azaba müstehak oldukla­rını, Allah'ın hükmü doğrultusunda azaba müstehak olanlardan ba­zılarına azab etmeyi murad ettiğini haber vermiş, kimleri bağışla­yacağını ise bize bildirmemiştir. Biz de bu kesin habere dayanarak kesin konuştuk ve müşriklerin affı konusunda bizi umutsuzluğu sevkettîği için biz de onların affından ümidimizi kestik. Müslü­manlardan azaba müstehak olanlardan bir kısmı üzerinden azabı kaldırdığı için biz de kaldırdık. Ancak biz, Allah, bazı günahkarla­ra azab edeceğini haber verdiği için onlara azab edeceğini ve O'nun yalan söylemediğini biliyoruz. Onlar ve affetmeyi dilediği kulları hakkında, kimleri cezalandırıp kimleri affedeceğine karar verecek olan Allah'tır.

Tevhid ehlinden olup da Allah'ın kendilerine azab edeceğini bildirdiği kimselere ilişkin haberler, onlardan dilediklerini affedeceğini haber verdiği için özel hüküm ifade eden haberler olup ge­nel hüküm ifade etmezler. Onların azaba müstehak olduklarına ilişkin haberler ise genel hüküm vaz'eden (amm) haberlerdir.

Allah, bunlardan dilediklerini affedeceğini bildirdiğine göre bu affın, azaba müstehak olan günahkarlar için olması muhtemeldir.

Bize karşı iddialarından biri de şudur: Onlar, bu durumda bizim zorunlu olarak kafirlere azab edileceğinden şüphe etmemiz gerek­tiğini ve içlerinden bazılarının affedilip edilmeyeceğini bilemiyeceğimizi iddia etmektedirler. Çünkü Allah (c) Yahudi ve Hristiyanlar hakkında, Doğrusu siz de onun yarattığı insanlardansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğini de cezalandırır [961] buyur­maktadır.

Onlar, Allah, şirk dışındaki günahlar gibi bu iki ayette de istis­na kaydı koymuş olabilir demektedirler ki kendilerine, 'Siz kıyasta ölçüyü ve doğru ile yanlış arasında ayrım yetisini yitirdîniz' diye cevap verilir. Allah (c) Yahudi ve Hristiyanlara, "Siz de O'nun ya­rattığı insanlardansınız; Allah içinizden dilediklerini affeder" de­memiştir. Eğer böyle demiş olsaydı içlerinden bîr kısmını istisna etmiş olur ve bizim tezimiz geçersiz hale gelirdi. Böyle söylemiş olsaydık, söylediğiniz gibi bizi bağlardı. Aynı şekilde, Allah dile­diğini affeder [962] ayeti de genel içeriklidir ve herhangi bir kavmin ileri gelenlerini özel olarak zikretmemiştir. Bu ifadeden sonra biz kimleri bağışlamayı murad ettiğini genel hüküm vaz'etmeyen ayetlerden anlayabiliriz. Bu genel içerikli ayetin dışında özel içerikli haberler olmasaydı, kimlere azab etmeyi murad ettiği­ni bilmek için (kıyameti) beklememiz gerekirdi. Allah (c) kendisi­ne şirk koşanları affetmeyeceğini haber verdiğine göre, biz de bu haberle yetinmek zorundayız.

Allah, tevbe edenlerden dilediklerini affedeceğini bize bildir­miş, Ben tevbe eden, iman edip salih amel işleyen sonra da doğru yolda gidenleri mutlaka affedeceğim [963] ve Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini affeder, dilediğini de ceza­landırır [964] buyurmuştur. Biz, bu haberler doğrultu­sunda kesin ifade kullanırız. Biliriz, ki, Allah kafirleri cezalandır­mayı, tevbe edenleri ise bağışlamayı murad etmiştir. Bununla birlikte, günahta ısrar eden müslümanların, bu kapsamda değerlendi­rilip değerlendirilmeyeceği noktasında kesin ifade kullanmayız. İçlerinden bağışlamayı diledikleri hariç onları cezalandıracağını haber verdiği için biliriz ki Allah; bağışlamayı dilediği bir kısım günahkarları bağışlar, azab etmeyi dilediği bir kısmını da cezalan­dırır. Onlardan dilediğimi cezalandırır, dilediğimi affederim ayeti gereği, iradesi, içlerinden özellikle bir kısmı hakkında bağışlama, diğerleri hakkında ise cezalandırma şeklinde tecelli edecektir. Biz, O dilediğini bağışlar dilediğini de cezalandırır[965]  ayetinden sonra, kullarından dilediğini bağışlayıp dilediğini de ce­zalandıracağını biliriz, ama günahta ısrar edenlerden kimleri affe­dip kimleri cezalandıracağını bilemeyiz. Ancak Allah (c) onlardan bir kısmını affedecek dilediği bir kısmını da cezalandıracaktır.

Onların iddiaları şu üç ihtimalden biri dışında kalamaz: Allah (c) ya onlardan kimleri cezalandıracağını biliyor, veya içlerinden kîmleri cezalandıracağını bilmiyor, ya da onların hepsini cezalan­dıracağını biliyor olduğu için, onları cezalandıracağım demiş ol­malıdır.

Allah'ın onları cezalandıracağını bildiğinden şüphe etmek kü­fürdür.

Azab edeceği halde azab etmeyeceğini söylemesi yalan olur.

Birinci ihtimal dışında; biz bu konuda onlarla aynı kanaati pay­laşıyoruz: Buna göre Allah (c) onlardan kimi cezalandıracağını bi­lerek, onları cezalandıracağım söylemiştir.

Bizim cevabımız şudur: Allah onlardan bir kısmını cezalandı­racağını ve bağışlamayı dilediği bir kısmını da bağışlayacağını bi­lerek bunlan söylemiştir. Yine aynı şekilde bildiği için de istisna kaydı getirmiştir ki bu istisna; ne şüphe, ne yalan, ne de sözünden dönme olarak nitelenebilir. Tevhid ehlinden dilediklerini affedece­ğini söyleyerek istisna kaydı getiren ayet, bütünü ile ya günahta ıs­rar veya tevbe ya da özel bir durum için olmalıdır; başka bir ihti­mal yoktur. Ayetin baştan sona tevbe edenler hakkında olduğunu, Allah'ın, şirkten tevbe edenleri bağışlamayacağını, günahlarından tevbe edenlerden dilediği kimseleri bağışlayacağını hiç kimse söy­lememiştir. Veya bu ayet, günahta ısrar edenlerden söz etmektedir ki bize göre doğrusu budur. Çünkü Allah (c), şirkte ısrar eden ve bu bu durum üzere ölenleri bağışlamaz. Tevhid ehlinden olduğu halde günahta ısrar edenlerden dilediklerini bağışlar. Ya da ayetin baş tarafı günahta ısrar edenlerin tamamı hakkında olmayıp sadece bir kısmı hakkındadır ki bu uzak bir ihtimaldir. Ayetin son kısmı ise tevbe edenler hakkında olmalıdır ki bu yorum, ayete kendi gö­rüşleri doğrultusunda zorlama bir anlam vermek anlamına gelir, çünkü onlar ayetin baş tarafının günahta ısrar edenler hakkında varid olduğu konusunda bizimle hemfikirdirler. Ayetin başlangıcı gü­nahta ısrar edenler hakkındadır, şeklindeki iddialarının; ya başlan­gıçta söylediklerine aykırı olduğunu kabul etmeleri veya tezlerini destekleyen somut bir delil getirmeleri gerekir.

"Ayetin sonu tevbe edenler hakkındadır" şeklindeki iddialarına gelince: Bu iddia doğru ise tevbe edenlerin tamamı bağışlanmaz, Allah onlardan sadece bağışlamayı dilediği bir kısmını bağışlar. Çünkü Allah, onlar hakkında genel ifade kullanmamış, 'bazıları' diye istisna kaydı getirmiştir. Halbuki tevbe edenlerin tamamını bağışlayacağına ilişkin daha önce genel içerikli haberler varid ol­muştu. Bu haberler tevbe edenlerin bir kısmını istisna ederek, Al­lah'ın mağfiretini sadece bir kısmına tahsis etmemekte; aksine bu ayet kendisine şirk koşulması dışında kullarından dilediklerini af­fedeceğini haber vermekte ve tahsis yoluna gitmektedir.

Şayet cezalandıracağı konusundaki ayetin sadece zahirî anla­mını dikkate alırlar ve hiçbir yorum kabul etmezlerse, bu durumda Allah (c), günahkarların tamamını cezalandıracağını haber vermiş olur. Ayetin zahirine göre günahkarların tamamı cezalandırılacak­tır. Allah, sadece istisna ayetinde onlar dışında huzuruna gelenleri (bu şekilde) istisna etmiştir. Müslümanlardan kimleri cezalandıra­cağına ilişkin haber ise genel içerikte bir haberdir ve bir kısmını istisna edip bir kısmını cezalandırmayı murad etmemiştir. Zahirî anlama göre 'ben onları cezalandıracağım' diyen Allah, cezalan­dırmayı murad etmiş, hepsini kasdetmiş ve bir kısmını istisna ede­rek bir kısmını cezalandırmayı murad etmemiş olduğuna göre on­lar için de azab gereklidir. Çünkü Hak Teala, Allah ve Rasulüne is­yan edenler için cehennem azabı vardır[966]; Zalimler kesintikle sürekli bir azabın içindedirler[967]; Allah zalimleri sev­mez [968] ve Rableri huzuruna kötülükle gelenler yüzükoyu cehenneme atılırlar [969] buyurmaktadır.

Kötülük yapan veya küçük bir günah işleyip nefsine zulmeden ve günahta ısrar ederek (tevbe etmeden) ölen veya büyük bir gü­nah işleyip sonra tevbe eden herkes cehennemdedir. Çünkü Allah, bu ayetlerde küçük olsun büyük olsun günahta ısrardan vazgeçip tevbe edenleri istisna etmemiştir.

"Tevbe edenleri, büyük günahlardan sakınanları ve peygamber­leri kasdetmemiştir" derlerse kendilerine, siz zahirî anlamı terkettiniz denilir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:35:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları rüya tabiri,Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları mekke canlı, Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları kabe canlı yayın, Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları Üç boyutlu kuran oku Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları kuran ı kerim, Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları peygamber kıssaları,Vaad ve Vaid Konusundaki İddiaları ilitam ders soruları, Vaad ve Vaid Konusundaki İddialarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes