> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > El-Akl ve Fehmül Kuran > Sufiler İle
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sufiler İle  (Okunma Sayısı 1835 defa)
09 Temmuz 2011, 15:02:26
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 09 Temmuz 2011, 15:02:26 »



Sufiler İle


Muhâsibî'nin mensubu olduğu mezhep olan sufîyeye karşı bir takım endişeler taşıması ilginç karşılanabilir. Ayrıca o dönem sufîlerinin Hâris'i desteklememeleri de ilginçtir. Halbuki hadis ve fıkıh alimleri ve iktidara yakın kelamcılardan oluşan çevreyi terkeden Haris, sufîleri açıkça desteklemiş ve onlara sığınmıştı. Ne var ki sufî kaynaklara şöyle bir göz attığımızda bile bu çekingenliğin ne­denini anlayabiliriz.

El-Gazalî: "sufîler akıl ve ma'kul'dan nefret ediyor ve bu nefret ile kelam ve kelamla ilgisi olduğunu düşündükleri tartışma ve kav­ga ortamını kastediyorlardı [66] demektedir.

Sırr-ı Sakati de, Hâris'i eleştiri kabilinden Cüneyd'e: "Onun ah­lâkını almalı, fakat kelamla ilgili fikirlerini bırakmalısın" diyordu. Buna göre sufîlerin Hâris'e karşı çekingen davranmaları, onun bir ölçüde kelamdan etkilenmiş olmasındandır. [67] Halbuki daha sonra Ebu'l-Hasen el-Eş'arî (H. 240-324) döneminde kelamcılardan bir fırka var gücü ile Mutezileye karşı olanların bayraktarlığını yap­mıştır. Bu ifadeler sufîlerin Hâris ile bütün ilişkilerini kestikleri an­lamına gelmez. O dönemde onlar da (kelama bizzat bulaşmamış ol­salar da) bir miktar kelam karışımlı bir gelenek oluşturmuşlardı.[68]

Sufîlerin bu tavırlarına rağmen, ileriki sayfalarda açıklayacağı­mız gibi Haris; sufî bir ortamda gelişen ve ileride Eş'arîye ile bü­tünleşecek olan bir kelam mezhebine öncülük etmiştir.

Sufî dostlarına karşı Muhâsibî'nin tutumuna gelince: Hâris'in, birinci derecede öncelik verdiği nassları ve ikinci derecede öncelik verdiği aklı asla gözardı etmemiş olması, onun sufîlere karşı tutu­munda belirleyici iki önemli unsurdur ki bunlar sufîlerin tamamen yabancısı oldukları hususlardır. Buna karşılık makul olanı kendisi­ne ilke edinmesi Hâris'in hulul ve ittihad gibi sufî tezlerini gözü kara kabul etmesini engellemiştir. Hâris'in mezhebinin onun açtığı yolu tam anlamı ile izlemeyip daha sonraki dönemlerde birtakım mistik iddia ve şatahat'a yöneldiğini göz önüne alacak olursak sufîyane bir hayat ile nasslar doğrultusunda makul bir hayat arasında denge kurmanın ne denli çetin bir iş olduğunu daha iyi anlayabili­riz. Her ne kadar sufîler kendi şeyhlerinin sözleri olarak kaydetmiş olsa da bu tür şatahat ve cezbeli ifadeler ilk kez Cüneyd ve Şiblî'nin bazı ifadelerinde gün yüzüne çıkmıştır. Es-Serrac şunları söy­lemektedir:

Ebu Hamza'dan öğrendiğime göre bir gün Ebu Hamza Hâris'in evine gider. Hâris'in güzel bir evi, tertemiz giysileri, avluda da meleyen bir koyunu vardı. Koyunun sesini duyan Ebu Hamza cezbe ile: 'Em­redin efendim!' diye bir çığlık atar. Buna çok sinirlenen Haris bıçağı kaparak: 'Eğer bu yaptığından tevbe etmezsen seni keserim!' diye onu azarlar.[69]

Bu olaydan açıkça anladığımıza göre Ebu Hamza hululü kabul ederken, Haris ise reddediyordu; ki zaten Haris, akıl ve sarih nasslarla çelişen her iddiayı reddetmişti. Bu nedenle Abdullah b. Yezid ve Abdük gibi sufîlerin bu anlamdaki taşkınlıklarını hoş karşıla­mamış ve: "Bu ikisi kesbi haram kabul ederek mahvetmişlerdir. Ümmet ise bunların söylediklerini değil tam aksi görüşleri benim­semiştir" [70] demişti.

Metod bakımından Haris; samimiyet ve güzel ahlâk hususunda kendi durumlarını beğendikleri için fıkıhcıları uyardığı gibi sufîle­ri de uyarmış ve şunları söylemiştir:

Sufîlerden bir kısımı ilim öğrendiler. İlim sahibi, ilmin özüne uygun olarak hak, sevgi, korku, ümit, hüsn-i tevekkül ve takdirine rıza gibi konularda Allah'ın kulları üzerindeki haklarını gözetir. Riya, ucub, kibir, hased, kötü zan ve benzeri diğer psikolojik hallerden, yalan ve gıybet gibi Allah (c) katında yerilmiş ve yasaklanmış davranışlardan kaçınır. Böyle yapanların iç dünyaları arınır... Aynı şekilde haya ve diğer bütün seçkin davranışlar Allah'tandır..

Yine Allah'ın haklarını yitirenlerin niteliklerini de sayar:

Buna karşılık biri bildiği ile amel etmediği ve içinde herhangi bir yakınlık hissetmediği halde; kaynağı amel olmayan ve bizzat yapmadı­ğı bir şeyi söyleyebilir... Gece ve gündüz bütün gün Allah'ı unutup O'nun sevgisi hilafına hareket ederken 'Sevgi Allah (c) içindir' diye­bilir. Yalnız kalmak ve Allah'a yakın olmak istediğinde bu arzu onu ürpertir, nefsine ağır gelir. Yalnız kalmak (halvet) ve Allah'a yakar­mak istediğinde bu içinden gelmez, Allah'ı ansa bile herhangi bir tad almaz. Kendisine yaratılmışlardan biri bir yarenlik teklif edecek olsa içi rahatlar ve kalbi ısınır... Dünya kendisine boyun eğip istediğini verecek olsa bile tevekkülü Allah'a izafe eder; dünya kendisine itaat edip istediklerini verse, geçim sıkıntısı ile nefsinin arzularına muha­lefet edilecek veya herhangi bir kuldan korkması teklif edilecek veya sahip olduklarına tamah edilecek olsa içi sıkılır; Allah'tan başkasın­dan korkar ve kulların elindekilere tamah eder. Aynı şekilde ihlasın niteliklerini sayar; hemen arkasından amelleri bir başkasına gösteril­diğinde riya hissi depreşir ve ihlas ortadan kalkar. Ben bu gibi eği­limleri olan insanlara ilişkin tesbitlerimi uzun uzun anlattım. Çünkü bunlar çok büyük gaflet içindedirler ve bu gaflet hali zahid olduğunu ve Allah'a ibadet ettiğini düşünenlerin bir çoğuna hakimdir. Haris, bu noktada hulul'u kabul edenlere tekrar hücum eder ve bunların gittikleri yolun yanlış olduğunu örnekleri ile anlatır ve bu zümrenin ilahî güzellik bahanesi ile kadınlara, erkek çocuklara ve cennet hurilerine bakışlarını ayıplar. [71] Bu son paragraftan yola çı­karak Hâris'in düşünce kapasitesinin boyutlarını kestirebiliriz. Çünkü o, ilke ile ilkeli hareket arasında ayrım yapmış ve onların son derece sapkın ve riyakâr olduklarını bildiği halde savundukları ilkeyi benimseyip savunmuştur. Belki o zamanlar süflilerde bu öl­çüde bir bozulma söz konusu değildi, belki Haris sufîlere karşı acı­masızdı, ama bu tutumunun nedeni onun ideal olanı, sadece ideal olanı arzu etmesiydi.

Samimi oldukları halde katı davrandı onlara boyun eğmeleri için öyleyse arada bir merhamet sahibi bana da katı davransın. [72]



[66] el-İhya, c. 1/77.

[67] EbuTalib el-Mekkî-Kutu'l-Kulub.c. 1/158.

[68] Sufîlerin kelama karşı tutumları Hanbelîlerin tutumlarına benzer; sufîlerin ve sufîlerden el-Fudayl, el-Hafi ve Muhammed b. Mis'ab'ın kelamcılara karşı tutumları için bkz. ez-Zehebî, s. 11, 186,215.

[69] el-Luma, s. 495.

[70] el-Mesail, %.212.

[71] el-Mesail, s. 163; er-Riaye; s. 393-396.

[72] Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 38-40.




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sufiler İle
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:34:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sufiler İle rüya tabiri,Sufiler İle mekke canlı, Sufiler İle kabe canlı yayın, Sufiler İle Üç boyutlu kuran oku Sufiler İle kuran ı kerim, Sufiler İle peygamber kıssaları,Sufiler İle ilitam ders soruları, Sufiler İleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes