๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => El-Akl ve Fehmül Kuran => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 20 Haziran 2011, 15:32:54



Konu Başlığı: El Cüveynî
Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Haziran 2011, 15:32:54
El-Cüveynî (H. 478)


es-Subkî ile İmamu'l-Haremeyn'in, Muhâsibî'nin Akl isimli ese­rine ilişkin değerlendirmelerine yer vererek şunları söylemiştir:

İmamu'l-Haremeyn, el-Burhan isimli eserinde aklı tanımlarken şu ifadelere yer vermektedir: "Haris dışında bizim üstadlarımızdan hiç kimse bu konuya girmemiştir. Haris ise: 'Akıl, kendisinden dolayı değil, kendisi yardımı ile ilimlerin kolayca öğrenilebildiği bir seci­yedir' demiştir".

Görüldüğü gibi o, Hâris'in bu görüşünü benimsemekte ve he­men ardından şunları ilave etmektedir:

Şayet akıl gerçeklik kazanırsa bu bir niteliktir ki bu nitelik sayesinde teorik bilgiler ve bu bilgilerin dayandığı zorunlu öncüllerin bilinme­si mümkün hale gelir. Aklın kendisinin bir bilgi olmadığına ilişkin temel ilke dikkate alındığında, bu nitelik akıldan ve akla ait bir nite­liktir. Şeyh Ebu'l-Hasen el-Eş'arî'ye nisbet edilen bir rivayete göre "Aklın kendisi bir bilgidir". Kadı Ebu Bekir el-Bakıllanî: "Akıl, zo­runlu bilgilerin bîr dalıdır" demiştir.

İmamu'l-Haremeyn eş-Şemail'de, el-Burhan'da benimsediği Muhâsibî'ye ait bu görüşü nakletmekte ve: "Biz bu görüşü benimse­miyor ve Hâris'e ait bir nakil olduğundan şüphe ediyoruz" demek­tedir. Daha sonra ise: "Rivayetin Hâris'e aît olduğu doğru olsa bile akıl; marifetullah değildir anlamınadır. O halde aklı, marifet anla­mına kullanmış olsa bile Haris bununla marifetullahı kastetmemiştir. Sanki Haris, aklın kendisi marifetullah değildir ama bir seciye­dir demiş ve bu seciye ile Allah'ın doğuştan kendisine verdiği em­ri bilir ve bu emir sayesinde marifetullaha ulaşır" demek istemiş­tir" demektedir.

Bu konuya ilişkin eş-Şamil'de yer alan ifadeler bu kadarla sı­nırlıdır. el-Cüveynî'nin yaptığı nakiller gerçek olup bu ifadeler Hâ­ris'in er-Riaye isimli eserinde yer almaktadır.

Zaten İmamu'l-Haremeyn de benimsememiş olduğu Hâris'in bu düşüncelerini yeniden değerlendirdikten sonra, bu düşüncelerin Hâris'e nisbetinin doğru olduğu kanaatine varmıştır.

el-Burhan sarihlerinin sandığı gibi -es-Subkî'nin ifadeleri- onun, Hâris'in görüş ve inançlarını benimsediği anlamına gelmez. "Akıl seciyedir" iddiasını eleştiren veya benimseyen herhangi bir felsefî görüş yoktur. Biz başka bir konuda bu noktayı ve İmamu'I-Haremeyn'in, "Haris, marifetullahı kastetmişti" ifadesinin kuvvetli bir ifade olduğunu belirtmiştik.

Ayrıca daha önce Hâris'in: "Akıl seciye nurudur, takva ile artar ve güçlenir" ifadesini senedi ile birlikte vermiştik. Evet Haris "akıl nurdur" ifadesi ile filozofların kendisine nisbet ettiği anlamı kastetmemiştir.[508]


[508] Tabakatu's-Sufiye el-Kübra, c. 2/20

Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 197-198.