> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Ehli Beyti ve Sahabeleri > Ehli Beyt e muhabbet
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ehli Beyt e muhabbet  (Okunma Sayısı 4163 defa)
12 Kasım 2010, 13:58:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Kasım 2010, 13:58:24 »



Ehl-i Beyt'e muhabbet..



Hadis kaynaklarında Resulullah (a.s.m.) efendimizin, torunları olan Hz. Hasan ve Hüseyin'e (r.a.) henüz küçük yaşlardan itibaren büyük düşkünlük gösterdiğine,

onları sevdiğine, onların üzerine titrediğine dair pek çok rivayet bulunur.
Bu durum belki ilk başta, Hz. Peygamber'in (a.s.m.) insanı yönünün bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan, bir peygamber olarak düşünüldüğünde, dar dairede bu derece şefkat gösterilmesi, geniş dairedeki elçilik göreviyle sanki çelişir gibi görülebilir. Ancak işin aslına bakıldığında, torunlarına karşı gösterdiği aşırı şefkat ve hassasiyetin sıradan bir insanî özellik olarak nitelendirilmesinin ne kadar şığ ve yanlış olduğu görülecektir. Her ne kadar Hz. Hasan ve Hüseyin'i (r.a.) büyük bir şefkatle öpüp, okşayıp, sevgisini en güzel şekilde sergilemesinde, onların torunları olmasının bir payı olsa da, bu olayın gelişigüzel bir davranış olmadığı açıktır. Aslında bu davranışında dahi peygamberlik görevinin önemli bir cilvesi ve yansıması bulunur. Tabii bu gerçek, tarihî süreç göz önüne alınmak suretiyle görülebilecektir..
Mesela, Resûl-ü Ekrem'in (a.s.m.), Hz. Hasan ve Hüseyin'e (r. anhüma) karşı, küçüklüklerinde gösterdiği fevkalâde şefkat ve verdiği büyük önemin temelinde bu iki nadide şahsiyetin, gelecekte nübüvvet görevinin kıyamete kadar uzanan manevî zincirinin ilk halkası olmalarının bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Filhakika, bu iki zât, zaman içinde Nebevî miras üstlenecek çok önemli bir cemaatin çekirdeğini, kaynağını ve temsilciliğini üstlenecek bir neslin başlangıcı olmuşlardır. Örneğin, Resûlullah efendimiz (a.s.m.) Hz. Hasan'ın (r.a.) başını mükemmel bir şefkat nisanesi olarak öperken, ondan sonra gelecek nuranî bir nesli oluşturan şahsiyetlerin; meselâ bu nesil içinde yer alacak olan Gavs-i Azam Sâh-i Geylanî gibi mehdî seviyesindeki pek çok essiz zatların başlarını da öpmüştür. Ve o büyük zatların istikbalde gerçekleştirecekleri muazzam hizmetleri takdir ve tebrik manasında bir öpücük kondurmuştur. Aynı şekilde Hz. Hüseyin'in (r.a.) başını öpmekle, onun da zürriyetinden gelecek Zeynelabidîn, Ca'fer-i Sadık gibi yüce makam sahibi, Nebevî mirasın hamelelerinin mübarek alınlarını da öpmüştür.
Daha henüz hayattayken Mahşer meydanında meydana gelecek olayları haber veren; Cennet ve Cehennem'in özelliklerinden, kendilerine has durumlarından bahseden; zeminden gökteki melekleri müşâhede eden; geçmiş ve gelecekten aynı anda haberler veren; bunların da ötesinde Mi'rac ile Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkan bir zatın nuranî bakışları, elbette kendisinden sonra gelecek bir nesli ve o nesil içinde yer alacak büyük şahsiyetleri de görecektir.
Kur'an-ı Kerim'de yer alan su ayet-i kerime üzerinde önemle durmak gerekir: "De ki: Vazifem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istedigim, ancak akrabaya sevgi ve Ehl-i Beytime muhabbettir."
Bu âyet-i kerimeyi çeşitli yönleriyle, tafsilatlı bir şekilde yorumlayan Bediüzzaman Said Nursî, çok önemli bir noktaya dikkat çeker. Ayet-i kerimede Hz. Peygamber'in (a.s.m.) ümmetinden kendi nesline muhabbeti istemesinin ardındaki esas sebeb olarak, Sünnet-i Seniyyeye bağlılığın gösterildiğini söyler. Çünkü, Asr-i Saadetten günümüze kadar, Hz. Muhammed'in (a.s.m.) mübarek neslinden nice maneviyat büyükleri: İslâmi insanlara en güzel şekilde anlatıp, örneklik yapan nice mümtaz şahsiyetler çıkmıştır. Demek ki burada Âl-i Beyt, risalet görevinin en temel takipçileri olmaları bakımından, Sünnet-i Seniyyeyi gayet net bir şekilde temsil makamındadırlar.
Diğer yandan gerek Kur'an ayetleri, gerekse bazı hadis-i şeriflerle Sünnet-i Seniyenin üzerinde bu kadar ısrarla durulmasının bir hikmeti daha görülebilir. O da, 14 asırdan beri, bir yandan İslâmiyetin geniş alanlara yayılmasına karşılık, belirli dönemlerde Müslümanların özellikle inanç noktasında bazı zorluklarla karşılaşacaklarının; gerçek inanç esaslarıyla batıl olanları birbirine karıştırır hale geleceklerinin dolayı bir şekilde ifadesidir. Böylesi bir ortamda, yani gerçeklerle yanlışların karıştığı bir zeminde, İslâmiyeti en üst derecede temsil eden Âl-i Beyt, bir buluşma noktası olarak gösterilmiştir. Adeta, "gelecek zamanlar içinde sizi Islâmiyete ulaştıracak yolları şaşırırsanız, yanlışlara dalarsanız, en azından böyle bir şüpheyle karşılaşırsanız, aranızda sizi bana ulaştıracak manevî zincirin halkaları bulunacaktır. Onlar da Âl-i beytimdir. Onlara sarılır, onları örnek alırsanız, tekrar doğru yolu bulabilirsiniz" denilmiştir.
Burada hemen bir noktaya daha işaret edelim. Bu açıklamalardan kesinlikle, Ehl-i Beytin insan üstü varlıklar olduğu manası anlaşılmamalıdır. Elbette onlar da insandırlar ve hata yapabilirler. Tarih içinde bunun örnekleri de görülmüştür. Ancak biz bu hükmü çoğunluğu dikkate alarak vermekteyiz.
Doğrudan Kur'an tarafından emredilen Âl-i Beyte muhabbet konusunda, tarihten günümüze kadar bazı insanların ifrata giderek, İslâm'ın özüne ters bir takım inançları benimsedikleri de görülmüştür. Özellikle şia ve Rafizîler gibi bazı meşreblerin Hz. Ali (r.a.) ve onun neslinden gelenlere karşı duydukları aşırı sevgi, onlarıi yanlış inançlara yöneltmiştir. Bu ifratın temelinde, onlara olan muhabbetin "Mânây-i ismîye" dayanması bulunur. Böyle bir muhabbeti taşıyan kişi, doğrudan onların zâtını sevmektedir. Hazret-i Peygamber'i (a.s.m.) düşünmeden, Hz. Ali'nin kahramanlıklarını ve kemâlini; Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in (r. anhüm) yüksek faziletlerini düşünüp sever. Hatta Allah'ı bilmese de, Peygamberi tanımasa da, yine onları sever. Böyle bir muhabbet ise, ne Cenâb-ı Hakka, ne de Resûl-ü Ekrem'e (a.s.m.) duyulan ve duyulması gereken gerçek muhabbeti ortaya çıkarmaz.
Böylesi bir tehlikeye düşmemenin en kısa formülü ise, Hz. Ali'yi, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i ve Âl-i Beyti (r. anhüm) "Mânây-ı harfî" cihetinden sevmektir. Yani onları, Resûl-ü Ekrem (a.s.m.) hesabına, Cenab-ı Hak namına sevmektir. Böylesi bir muhabbet en istikametli yoldur ve Müslümanların Resûl-ü Ekrem'e (a.s.m.) duydukları muhabbeti daha da artırır. Bunun da ötesinde Cenab-ı Hakkın muhabbetine vesile olur. Ayni zamanda bu vasfı taşıyan muhabbet meşrû olduğu için, ifratı da zarar vermeyecektir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 24 Mayıs 2019, 18:49:15 Gönderen: Ceren »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ehli Beyt e muhabbet
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:24:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ehli Beyt e muhabbet rüya tabiri,Ehli Beyt e muhabbet mekke canlı, Ehli Beyt e muhabbet kabe canlı yayın, Ehli Beyt e muhabbet Üç boyutlu kuran oku Ehli Beyt e muhabbet kuran ı kerim, Ehli Beyt e muhabbet peygamber kıssaları,Ehli Beyt e muhabbet ilitam ders soruları, Ehli Beyt e muhabbetönlisans arapça,
Logged
07 Kasım 2014, 21:50:45
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 07 Kasım 2014, 21:50:45 »

Ehli beyt sevgisi farklı boyutlara ciktigi için bidat mezhepler ortaya cikmis. Ehli beyti Allah adina Efendimiz adina sevmek ve ve saygi duymak gerekir. Rabbim razi olsun paylasim için.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Ağustos 2015, 21:35:58
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 04 Ağustos 2015, 21:35:58 »

Esselamü aleyküm ve rahmetüllah,  Sevgide de dusununerek hareket etmeliyiz. Çünkü Allah ( celle celaluhu ) için bir iş kötü bir iştir.  Rabbim ( celle celaluhu ) bizleri Allah ( celle celaluhu ) için islerini yapanlardan eylesin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Ağustos 2015, 21:47:00
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 04 Ağustos 2015, 21:47:00 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Ehli beyt peygamber efendimizin torunlarının ve Hz.Alinin soyundan gelenlerdir.Onlara saygı göstermek,onları sevmek peygamber efendimizin sevmek,ona saygı göstermektir....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Mayıs 2019, 18:49:01
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 24 Mayıs 2019, 18:49:01 »

Esselamu aleykum. Hz.hasan ve hz.huseyini seven onların yolunda gidip peygamber efendimizin sefaatine nail olan kullardan olalim inşallah. .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes