> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Ehli Beyti ve Sahabeleri > Asrı Saadette cihadın seyri 2
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asrı Saadette cihadın seyri 2  (Okunma Sayısı 3256 defa)
23 Eylül 2010, 16:13:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Eylül 2010, 16:13:03 »



ASR-I SAÂDETTE CİHADIN SEYRİ  2

MEDİNE DEVRİ–2

Geçen yazımızda Mekke Devri cihadına temas etmiştik. O devrin karakteristik özelliğini incelerken ana vasıf olarak "Sabır"ı tesbit etmiştik. Onun devamı olan bu yazıda ise Medine devrini yine ana hatlarıyla göstermeye çalışacağız. Bunu yaparken, kaynaklarımızda yer alan klâsik usûle uymayacağız. Olayları, kronolojik tarih sıralamasıyla verme yerine, muhataplarını nazara vererek, onlara karşı Efendimiz'in (sav) tavrını göreceğiz.

"TALEA'L-BEDRU ALEYNA"

İnsanı yaratan Rabbimiz, bizleri Kendi varlığından haberdar kılmış. Kendi marziyatını Peygamberler (aleyhimüsselâm) marifetiyle bizlere bildirmiştir. Biz, bu ilahî tekliflere 'din' diyoruz. Bu dinler, Hz. Adem'le başlamış, Hatemü'n-Nebiyyîn olan Efendimiz'e kadar süregelmiştir. Hz. Peygamber Efendimiz, adı 'İslam' olan son ve kemale erdirilmiş 'Din'i Yüce Rabbimiz'den almış ve bizlere hem 'tebliğ' ve hem de 'tebyîn' etmiştir. Tebliğ ve tebyin'de en mükemmel örnek kendisidir. Madem, İslam'ı anlatmak ve yaymak bizim görevimizdir. Bu görevi yerine getirirken de bakmamız gereken nümune-i imtisâl, Kur'ân'ın beyanıyla, Hz. Peygamber Efendimiz'dir (Ahzab, 33/21).

Hz. Peygamber Efendimiz, Mekke toplumuna Rabbinden aldığı ilahî mesajları sundu. Fakat onların sert tavırlarıyla karşılaştı. Zihinleri ve idrakleri nurla birden karşılaşınca kamaşıverdi. Halbuki, Mekkeliler'in kamaşan gözleri O nuru "asırlardan beri bekleşmedelerdi." Mekke, Kendisine artık bağrını kapatmıştı. Nurdan rahatsız olanlar Onu Mekke'de yaşatmak istemediler. Aleyhissalatü vesselam Efendimiz de. medeniyetini kuracağı bir başka Kutlu Belde'ye 'Hicret' buyurdu. O güne kadar adı "Yesrib" olan kutlu belde, "Medeniyetin Beşiği" mânâsına 'Medine' diye İsimlendirildi. Artık tebliğde yeni bir sayfa açılıyordu.

Medine'de durum farklılaşmıştı. Medine bağrını Efendimiz'e açmış ve O ağızdan dökülecek lâl ü güher incilerin herbirine sonsuz bir iştiyakla sahip çıkmıştı. Mekke devrindeki zulüm ve işkence gerçi bitmişti, İslâm'ı gizli tebliğ devri sona ermişti. İslâm, artık toplumun dini olmuştu, ama, düşmanlık bitmemişti. Sadece düşmanların kimlikleri değişmişti. Bunlar Mekke zalimleri değildi, fakat, bir yönüyle onlardan daha da tehlikeli idiler. Zira, Mekke İnsanının dinlerden nasibi olmadığı için, Efendimizden gelen mesajlara doğrudan karşı çıkıyor, bu karşı çıkışta dinî bir mantık bulunmuyordu. Ellerindeki imkânların gideceği endişesiyle hareket ediyorlardı. Kurulu menfaat çarklarının artık işlemeyeceği için karşı çıkıyorlardı.

Medine’de ise, aynı kaynaktan gelen yerleşik Yahudilik ve yeni gelen İslam olarak iki din vardı. Birisi devrini tamamlamış, diğeri ise, zamanı peşinden koşturacaktı. Durum nezâket kazanmıştı. Bu ikisinin arasında birinciler tarafından oluşturulan bir kin havasının olması bekleniyordu. Zaten bunun ilk kıvılcımları, henüz Mekke'de iken görülmüştü. Zira, sanadîd-i Kureyş, zaman zaman Medine yahudilerinden bazı şeyler öğreniyor, bunları Efendimiz'e soruyor, böylece onu susturmak istiyorlardı. Yahudilerdeki bu kin ve nefret, Efendimiz Medine'ye hicret buyurunca daha da artmıştı.

Bu arada Medine'nin toplum yapısını hatırlamakta fayda var. Evs ve Hazreç isimli iki büyük kabileden müteşekkil Araplar ile Benu Kaynuka, Benu Nadir ve Benu Kureyza yahudileri vardı. Araplar ve Yahudiler, kendi aralarında daima çekişiyorlardı. Arapların, hem Evs, hem de Hazreç kolundan müslümanlar vardı. Ayrıca bu iki büyük Arap kabilesi kendi arasında da savaşıyorlardı. Yıllarca süren ve adına Buâs denilen bu harplerden bir de Buas Harpleri edebiyatı doğmuştu. Birbirlerine karşı bu şiirlerle öğünüyorlardı. Rabbimiz, bu yüce ruhlu insanların İslam'a yapacakları yardımın bir mükafat-ı âcilesi olarak, aralarındaki fitne ve tefrikayı yok etti. Onları aynı din uğruna baş koyan mücahidler kıldı. Onları fitneler cehenneminden kurtardı. "..Hani siz birbirinize düşman idiniz, Allah kalblerinizi uzlaştırdı. O'nun nimetiyle kardeşler haline geldiniz. Siz ateşten bir çukurun kenarında bulunuyordunuz, (Allah) sizi ondan kurtardı..." (Âl-i İmrân, 3/103).

Buna göre Medine'deki muhatapları şöylece tasnif edebiliriz. Mü'minler, Yahudiler ve ikisinin arasında olan münafıklar. Bunların dışında etrafta müşrik kabileler ve daha sonra temas kurulacak Necran hristiyanları vardı. Efendimiz (as)'ın Medine devrindeki tebliğ ve İrşadını iyi takip etmek için, devrin muhataplarını tanımak durumundayız. Zira bunlar, daha sonra bizim karşılaşacağımız insanların hemen hemen aynıdır. Öyleyse biz, irşad ve tebliğ yaparken karşılaşacağımız muhatapların ilk misâllerini Efendimiz devrinde bulabiliriz. O'nun Yahudilere karşı nasıl davrandığını, Necranlı hristiyanlara niçin 'mubahale' teklif ettiğini, nifakları toplumsal buut kazanmış, zararları aşikâr münafıkları nasıl tesirsiz hale getirdiği hususunda en mükemmel örneğimiz daima O'dur. Bunun için, o devre bakarken biraz da günümüzü yakalamaya çalışmış olacağız. Çünkü o günkü insanlar bugünün prototipidir. Gerçi tarih aynıyla tekerrür etmez ama, biz de benzeri durumlarla karşılaştığımız zamanlarda Onun örnek davranışlarına uymaya çalışırız. Problemlerle malamal günümüzde, Bernard Shaw'ın dediği gibi "problemleri peynir-ekmek yeme rahatlığı içinde çözecek O'nun kutlu eline" ne kadar muhtacız!

Hasılı, Medine'de; Mü'minler, Yahudiler, münafıklar ve müşrikler olarak dört sınıf insandan bahsetmek mümkündür. Bu kitleler arasındaki münasebetler, Medine Devrini ana hatlarıyla tesbit etmemizi mümkün kılmaktadır.

A- MÜ'MİNLER: ÖNCE CEPHEYİ GENİŞLETMEK


Efendimiz, Medine'yi teşrif etmekle baskıdan kurtulmuş olmadığını ve Mekke'nin kendilerini rahat bırakmayacağını biliyordu. Ayrıca, Medine'dekiler arasında da çekişmeler eksik değildi. Hz. Peygamber Efendimiz Medine'ye yerleştikten sonra hemen ortak bir cephe teşkiline girişti. Yukarıda sayılan sınıflardan Yahudi ve müşrikleri de içine alan ve şimdilerde Medine Vesikası ismiyle üzerinde çokça konuşulan bir antlaşma yapıldı. Böyle bir antlaşma taraflarca gönül rızasıyla imzalandı. Bu antlaşmaya göre, taraflardan herhangi birine yapılan haksız bir saldırıda, diğerleri de hemen yardıma koşmak durumunda idiler. Dışarıdan yapılan hücumlara hep beraber karşı koyacaklardı. Hukuk tarihinin İlk yazılı anayasasının bu olduğunu tarihçiler tesbit etmektedirler.

Bu antlaşmanın getirdiği yeniliklerden biri de şudur: Tarihlerinde hep düşman kardeşler olarak yaşamış Evs ve Hazreç kabileleri, aralarında Buas harplerini sürdüregelmişlerdi. Bu insanlar artık bir otorite etrafında ortak birlik tesis ediyorlardı. O güne kadar bu, hiç birinin aklına gelmemişti; üstelik de aralarındaki çekişmelerden Yahudiler istifade ediyorlardı.

Bundan sonraki diğer iş, müminler arasında kardeşlik tesis etmekti.

KARDEŞLİK TESİSİ


Aralarında kardeşlik tesis edilecek müminleri, Medine'ye hicret eden Muhacirlerle Medine'de onları bağrına basan Ensar (r.anhüm) oluşturmaktadır. Bu insanlar arasındaki münasebete Cennetin arzîleşmesi desek sezadır. Hz. Peygamber Efendimiz, ilk husus olarak bu insanlar arasındaki münasebeti tanzimi üstlenmişti. Ve aralarında Muâhât dediğimiz bir kardeşlik anlaşması tesis etmişti. (Geniş bilgi için bk. Yeni Ümit, sayı. 20, sh. 28 vd.) Bu öyle bir şeydi ki, tarih bunun örneğini önceden hiç kaydetmemişti. Meselâ, Abdurrahman b. Avf ile Sad b. Rebi arasındaki civanmerdlikte yarışır muamele, o dönemde sadece Cennette tasavvur olunabilirdi. Fakat, Âlemler Rahmeti (sav) eliyle dünyada da tatbik edilmişti.

Abdurrahman b. Avf, Mekke'den herşeyini, ama herşeyini bırakarak üzerindeki elbisesiyle, Medine'ye hicret emrine imtisal etmişti. Oraya geldiği zaman civanmerd kardeşler bulmuştu. Aralarındaki bağ, sadece iman bağıydı. Önceden aralarında hiç bir tanışıklık yoktu. Ve bu can yoldaşlığı sadece Abdurrahman ile kardeşliği Sa'd arasındakine de münhasır değildi. Bütün mümin Medine halkı, aynı uhuvvet için aralarında yarış halindeydi. Biz sadece Hz. Abdurrahman ile kardeşliği arasındaki misali hatırlatmak istiyoruz.

Sa'd, Hz. Abdurrahman'ı evine getirmişti. "Kardeşim," demişti, "Benim iki hanımım var. Bunlardan bak, istediğini senin için boşayayım, İddetini bekledikten sonra sen evlen. Şu kadar parça tarlam var. Onları da ikiye böleriz. Sen de evini kurarsın." Bu gözyaşartıcı tabloda, Abdurrahman'ın cevabı da ondan geri değildi. "Kardeşim, Allah, hanımını sana mübarek kılsın. Malın senin olsun. Sen bana pazarın yerini göster.

Bana sadece bir parça ip ver. Ben hamallık yaparım" demişti. İşte bu insanların topluluğu, meleklere gıbta ile yeryüzünü temaşa ettiren tablolardır. İslâm, ayrımcılığı ifade edecek bütün tabirlerden kaçtığı halde, bu civanmerd insanların ana vasıflarını bize kadar okutmuş ve kıyamete kadar da okutacaktır. 'Mine'l-muhâcirîne ve'l-ensâr' (Tevbe, 9/100). Üstelik bu mübarek insanlardan 'razı olduğunu' da ilave ederek... Yukarıda da denildiği gibi bu, Âlemlere Rahmet Nebî'nin ümmeti bir toplumun yaşadığı örnek hayattı.

SİLAHLI CİHADA İZİN


Medine'de birlik tesis edilince Efendimiz, etrafı yıldırma taktiği olarak seriyyeler göndermeye başladı. İlk sancak bağlanan şahıs da Şehidler Ef...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asrı Saadette cihadın seyri 2
« Posted on: 19 Nisan 2024, 15:10:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asrı Saadette cihadın seyri 2 rüya tabiri,Asrı Saadette cihadın seyri 2 mekke canlı, Asrı Saadette cihadın seyri 2 kabe canlı yayın, Asrı Saadette cihadın seyri 2 Üç boyutlu kuran oku Asrı Saadette cihadın seyri 2 kuran ı kerim, Asrı Saadette cihadın seyri 2 peygamber kıssaları,Asrı Saadette cihadın seyri 2 ilitam ders soruları, Asrı Saadette cihadın seyri 2önlisans arapça,
Logged
02 Ekim 2016, 15:07:24
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Ekim 2016, 15:07:24 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda olan ve islam icin cihad eden kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Nisan 2020, 01:15:51
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #2 : 07 Nisan 2020, 01:15:51 »

Aleyküm selâm. Rabbim bizleri Peygamber Efendimizin yolundan hiiiç ayırmasın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Nisan 2020, 16:13:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 07 Nisan 2020, 16:13:30 »

Esselamu aleyküm.rabbim bizleri kur anın rehberliğinde peygamber efendimizin yolunda giden kurtuluşa erişen kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Nisan 2020, 13:04:47
Veranur

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 15



« Yanıtla #4 : 08 Nisan 2020, 13:04:47 »

Cennet kılıçların gölgesin altındadır buyuruyor Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem... İslâm dini, değerlerini korumak için gerektiğinde savaşmaya izin vermiştir.
Cihâdı terk eden bir millet, zillete düşmeye mahkumdur....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

ALLAH DE KALBİMM...
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes