> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Eğitim Dünyası >  Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken  (Okunma Sayısı 695 defa)
20 Eylül 2010, 15:38:40
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 20 Eylül 2010, 15:38:40 »




Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken




Başlayan her öğretim yılı "daha dün annesinin kollarında yaşayan, çiçekli bahçelerin yollarında koşan çocukların, okullu olması, sınıfları doldurması" tüm yurtta sevince, heyecana, umuda neden olur

Nasıl olmasın ki? Daha dün doldurduğumuz sınıfları çocuklarımız, torunlarımız dolduracak. Fakat biz de onlarla beraber okula gideceğiz, ders çalışacağız, ödev yapacağız, sınava gireceğiz vs...

Yakın bir zamana kadar görmeye alıştığımız siyah önlük, beyaz yakalıklı öğrenciler, siyah-beyaz televizyonlar ile yarışır gibi, önce verilen izin kadar çeşitlendi ve renklendiler, şimdi de hayallerinin renkleri ve kıyafetleri ile sınıfları doldurmaya hazırlanıyorlar. Karatahta-tebeşir yerini çoktan beyaz laminat, seramik, emaye tahtaya ve mürekkepli tahta kalemlerine bıraktı. "Akıllı tahtalar" her geçen gün daha çok derslikte kullanılıyor. Okul hademesinin veya nöbetçi öğrencinin eline alıp çaldığı zil, çoktan yerini elektronik saatlere ayarlı sevilen melodilere bıraktı...

Anne-babalar okulun açıldığı ilk gün, okula gitmekte isteksiz, ürkek, kaygılı davranan çocuklarına, cesaret, özgüven vererek okula gönderir, ama aslında kendileri en az onlar kadar kaygılı ve heyecanlıdırlar. Sanki içlerinden bir şeyler kopar. İçleri kıpır kıpırdır. Sevinç gözyaşı, hüzün ve heyecanlarını çocuklarına fark ettirmemeye çalışırlar. Bir şekilde okula gidilir, onlarla beraber sınıflarda olmasalar da sınıf kapısının önünde, serviste, okulun bahçesindedirler... Kalpleri onlarla çarpar, zihinleri onlarla meşguldür. Bir an önce "paydos zilinin" çalınması, birlikte eve dönülmesi, okulda geçirilen ilk günün ayrıntılarıyla anlatılması, konuşulması beklenir.

Eğitim tarihi insanlık-medeniyet tarihi ile başlar. İnancımıza göre ilk öğretmen, yarattığı ve sahibi olduğu varlıkların isimlerini ilk peygamber ve ilk insana öğreten Cenab-ı Allah (cc) ilk öğrenci ise bütün varlıkların isimlerini Yaratıcı'sından layıkıyla öğrenen Hz. Adem (as)'dir. Bu anlamda eğitim önemli, kutsal bir uğraş, öğretmenlik ise "Tanrı mesleği"dir.

Eğitim en genel anlamı ile "kültürlenme sürecidir." Her medeniyet edindiği tecrübeyi, ulaştığı birikimi kendinden sonraki kuşaklara aktarmak istemiş ve onları çağın gerektirdiği bilgi ve beceri ile donatmaya çalışmıştır. Bunu yaparken doğal olarak, farklı imkân ve yöntemlere başvurmuştur. Kuşkusuz günümüzün tartışmasız eğitim kurumları, cılız itiraz ve alternatiflere rağmen okullardır. Eğitim tarihçilerine göre günümüzün okul anlayışının geçmişi çok eski değil, XVIII. yüzyılda ortaya çıkan modern devletin bir ürünüdür. Günümüzün devletleri ülkemizde de olduğu gibi, çocuklarının eğitimlerini bir görev olarak üzerlerine almış ve bu konuda aileye çok sınırlı bir inisiyatif alanı bırakmışlardır. Bu anlamda çocuğun okula gitmeme, ailenin çocuğunu okula göndermeme seçeneği bulunmamaktadır. Denilebilir ki: Modern devlet tüm gücüyle çocuklarımızı okula istiyor, onun eğitimini, en azından ilköğretimde "parasız" olarak üstleniyor.

20 AB ÜLKESİNİN NÜFUSUNDAN FAZLA ÖĞRENCİMİZ VAR


Bizim tarihimizde bugünkü manada okullaşmanın ve zorunlu ilköğretimin temellerinin II. Mahmut döneminde atıldığı söylenebilir. Tanzimat'la gelişen bu süreç, özellikle Cumhuriyet'ten sonra büyük bir ivme kazanmış; Tevhid-i Tedrisat Kanunu, harf inkılabı, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim gibi dönüm noktası sayılabilecek hamlelerle günümüze gelmiştir.

Bu bağlamda, toplumun bütün kesimlerini zorunlu olarak ilgilendiren, meşgul eden başka bir "alan" yoktur. Peki toplumu bu kadar yoğun olarak ilgilendiren eğitim sistemimizin yeni başlayan öğretim yılı arefesinde görünümü nasıldır?

Ülkemizde; 2009-2010 öğretim yılı itibarıyla okullaşma oranı;[1] [2] okulöncesinde % 38,55; ilköğretimde % 98,17; ortaöğretimde % 64,95 ve yükseköğretimde % 27,69'dur. Bu oranların sonucu olarak; ilk ve ortaöğretimdeki toplam 46.100 örgün eğitim kurumunda 707.052 öğretmen; yükseköğretimde ise 1.495 kurumda 100.504 öğretmen görev yapıyor, ilk ve ortaöğretimde 16.137.436; yükseköğretimde ise 2.757.828 öğrenci öğrenim görüyor. Bu rakamlara göre, ülkemiz 20 milyona yaklaşan öğrenci sayısı ile Avrupa Birliği'ne üye 27 ülkenin 20'sinin toplam nüfusundan daha fazla bir öğrenci sayısına sahiptir.[3] İlköğretimde elde edilen % 98,17'lik okullaşma oranı Cumhuriyet tarihimizin rekorudur. Okulöncesi eğitimde 2009-2010 öğretim yılından itibaren ilk aşamada okullaşma oranı yüzde 50'nin üzerinde olan 32 ilde "zorunlu eğitim" uygulaması başlatılmış ve belirlenen takvim dahilinde 2013-2014 öğretim yılında bu zorunluluğun ülke geneline yaygınlaştırılması ile 60-72 yaş grubu için % 100'lük okullaşma oranı hedeflenmiştir.

Yeni kurulan üniversiteler ile üniversitesiz ilimiz kalmamış, vakıf üniversitelerinin de artması ile yükseköğretimde önemli kapasite artışı gerçekleşmiş, yurtdışına eğitim amacıyla öğrenci gönderilmesi, öğrencilerin yurt, burs ve kredi imkânlarında önemli artışlar gerçekleşmiştir.

Son yıllarda merkezî genel bütçeden eğitime ayrılan pay büyük artış göstererek 2007 yılında % 13,6; 2008 yılında % 13,8; 2009 yılında % 14 ve 2010 yılında % 13 olarak gerçekleşmiştir[4]. Eğitime Yüzde 100 Destek projesi, halkın ve özel idarelerin de katkısı ile eğitimde fizikî altyapı ve donanım sorununda büyük ölçüde iyileştirmeler sağlanmış; ilk ve ortaöğretimde öğretim programlarının yenilenmesi, taşımalı ilköğretim uygulaması, ücretsiz ders kitaplarının dağıtılması, her okula bilişim teknolojisi sınıfı kurulması gibi uygulamalar ile de eğitimin niteliğinde iyileştirmeler hedeflenmiş ve gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

ŞEHİRLER ARASI DENGESİZLİK VELİLERİ YENİ ARAYIŞLARA İTİYOR


Ancak bu kadar komplike ve dinamik bir sistemin sorunsuz olması da düşünülemez. Bütün iyileştirmelere rağmen; ülkemizin eğitim istatistiklerinin AB üyesi ülkelerin ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı ülkemizde 32 iken AB ortalaması 20,2'dir. Bu oranlar nüfus artış hızı ve kontrolsüz iç göçün de etkisiyle İstanbul ve Gaziantep'te 46; Şanlıurfa'da 53 öğrenciye çıkmakta; Tunceli'de 15, Bayburt ve Burdur'da 16 öğrenciye düşmektedir. Öğrenci başına düşen öğretmen sayısında da benzer eşitsizliklerin olduğu görülmektedir. Mevcut imkânların dağılımında önemli farkların bulunması büyük bir sorundur. Bu sorun okullar arasında kabul edilebilir bir standardın oluşmasını engellemekte ve aileleri okul ve öğretmen arayışına/tercihine zorlamaktadır.

Bunun yanında; eğitim kurumlarının yönetici atamalarında uzun süre devam eden belirsizlik; merkez ve taşra teşkilatlarındaki atamaların objektif, adil ölçütlere dayanmaması; öğretmenlerin yetiştirilmesi, kadro durumu, atamaları ve atandıkları yerlerde çalıştırılamaması(!); çağdaş, bilimsel bir denetim sisteminin işlerlik kazanmaması; sınavlar, ödevler (performans ve projeler) iyileştirilmeyi bekleyen sorunlar olarak sistemdeki yerlerini korumaktadırlar.

Kuşkusuz eğitim sistemimizin güçlü ve zayıf yönleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ümitvar olmamızı gerektirecek yeteri kadar neden var. Bizatihi sorunlara neden olan devasa sayısal veriler, aslında ne kadar güçlü bir eğitim potansiyeline sahip olduğumuzun göstergesidir.

[1] Millî Eğitim İstatistikleri 2009-2010, [2] Yükseköğretim için 2008-2009 öğretim yılı, [3] Fransa, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, İspanya, Polonya, Romanya dışındaki AB ülkeleri, [4] YÖK ve üniversiteler dahil
Zaman

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:46:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken rüya tabiri, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken mekke canlı, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken kabe canlı yayın, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken Üç boyutlu kuran oku Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken kuran ı kerim, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken peygamber kıssaları, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarken ilitam ders soruları, Yeni bir eğitim-öğretim yılı başlarkenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes