Rektörler görevde

Rektörler görevde!

Daha düne kadar farklı siyasi gündemlerle isimlerini duyuran rektörler, artık üniversitelerin kalkınması için büyük bir çaba sarf ediyor. Görev yaptıkları ilin esnaf ve sanayicisiyle birlikte hareket eden rektörler, milyonlarca TL'lik yardım toplayarak bütçelerine katkı sağlıyor. Görüştüğümüz rektörlerin hemen hepsi de aynı fikirde: Meslektaşlarımız bir dönem kendilerini toplumdan soyutladı ama biz, rektörlerin normal birer vatandaş olduğunu göstermeye çalışıyoruz.

Bir dönem, 'üniversite rektörü' denilince akıllara hep siyasî gündemler gelirdi. Halka tepeden baktıkları için bolca eleştirilen rektörler, 'Ordu göreve!' pankartı taşınan mitinglerde boy göstermekten bile sakınmazdı. Hatta otobüs kiralayıp öğrencileri bu mitinglere taşıyanlar bile vardı. Hal böyle olunca üniversiteler bilim üreten kurumlar olmaktan çıkmış adeta bulundukları illerin birer 'kışlası' haline gelmişti.

Son yıllarda bu algı değişmeye başladı. Değişimin en önemli mimarları olan rektörler, işadamlarından aldıkları destekle yeni fakülte binaları yaptırıyor, öğrencilerine burs buluyor. İşadamlarıyla belirli dönemlerde bir araya geliyor, "Üniversitemiz için neler yapabiliriz?" sorusuna cevap arıyor, bulundukları ilin önde gelen sanayicilerini tek tek ziyaret ediyorlar. Gereğinde şehir dışı ziyaretler yapıyor, milyonlarca TL destek bularak üniversite bütçesine katkı da sağlıyorlar.

Malatya İnönü Üniversitesi'nin kampüsü içerisinde yoğun bir inşaat çalışması var. Hayırseverler yeni bir hukuk ve ilahiyat fakültesi yaptırıyor. Bürokratik işlemler olmadığı için binalar kısa bir sürede bitirilecek. Üniversite, bünyesindeki tesisleri kiraya vererek yıllık 4 milyon kira geliri elde ediyor. Bu gelirlerle Kale ilçesindeki baraj gölünün kenarına 4 yıldızlı bir otel yaptırmışlar. Karaciğer nakli için üniversite hastanesine gelen hastalar bu otelde ağırlanıyor. Üniversitenin hedefi, karaciğer nakillerinde dünyada söz sahibi olmak ve sağlık turizminden gelir elde etmek. Sosyal tesisleri halkın kullanımına açan üniversite, Malatyalıların yoğun ilgisiyle karşılaşmış. Hafta sonları kapalı yüzme havuzları dolup taşıyormuş. Turgut Özal'ın özel eşyalarının sergilendiği müze ise ücretsiz olarak gezilebiliyor.

Kayseri Erciyes Üniversitesi fizikî şartlarını yıllar önce tamamlamış. Şimdi ise hayırseverlerin desteğiyle araştırma merkezleri kurarak bilimsel çalışmalara yönelmişler. Bugüne kadar Kayserililer 150 milyon TL'lik bir destekle üniversiteye katkıda bulunmuşlar. Nevşehir ve Düzce Üniversitesi ise kısa bir süre önce kurulmalarına rağmen işadamlarından aldıkları destekle epey bir yol kat etmiş.

Şehrimize olan vefa borcunu ödüyoruz

İşadamları, üniversitelere yaptıkları yardımları bir vefa borcu olarak görüyor. Kayseri'deki Erciyes Üniversi-tesi'nde bu vefa borcunun nasıl da hakkıyla ödendiği ortada. Boydak, Çetinsaya, Kılıçer, Çıkrıkçıoğlu ve Eren aileleri birer fakülte binası yaptırmış. Bu aileler, destek vermeye de devam ediyor. Boydak Holding CEO'su Memduh Boydak, "Hem Kayseri'ye hem de ülkemize olan vefa borcunu ödüyoruz. Çünkü şehrimizde farklı illerden binlerce genç eğitim görüyor." diyor.

Malatyalı işadamlarından Erman Ilıcak, Abdullah Kiğılı, Ahmet Çalık ve Sabri Özel de yaptıkları yardımlarla eğitime öncülük ediyor. Oyuncu Kenan Işık ile gazeteci Vahap Munyar, Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde hasta yakınları için yaptırılan misafirhanenin tefrişatının bir kısmını üstlenmiş. Nevşehirli işadamları Vefa Küçük, Ali Dirikoç, Ali Acarer ve Merit Rating Kredi Derecelendirme Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Aygün, üniversiteye desteklerini esirgememiş. Düzceli işadamı Ahmet Erciyas ise büyük bir fakülte binası yaptırmış.

Düzce'de herkes bu rektörü tanıyor

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu'nu şehirde tanımayan neredeyse yok. Onu yakından tanıyanlar, "Düzce'nin en büyük iki ailesinden birinin kızı, diğerinin ise gelini." diyor. 2007 yılında kurucu rektör olarak atandığı ilk günlerden itibaren Düzcelilerin desteğini arkasında hissetmiş. 1997 yılından 2006'ya kadar inşaatı bitirilemeyen hastane binası için devletten ödenek çıkarttırmış. Hastanenin tefrişaatı için, 'Bir odada da senden' kampanyası düzenleyerek esnaf ve sanayicilerin desteğini almış. Devletten bir kuruş bile talep etmeden 5 ilçeye 5 meslek yüksekokulu kurmuşlar. 2007 yılında 3 olan fakülte sayısını bugün 9'a çıkarmışlar. Bu sayede öğrenci sayısının 2 kattan daha fazla arttığını söyleyen Şerifoğlu, "Üniversitelerin topluma kapalı olmasını israf olarak görüyorum. Biz toplumun desteğini aldıkça bir yerlere varabiliriz. Bu da esnaf ve sanayicileri aktif hale getirmekten geçiyor." diyor.

İki yılda 35 milyon lira topladı

Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, göreve geldiği ilk günlerde üniversitenin halktan kopuk bir halde olduğunu söylüyor. Kopukluğu, 'kışla' benzetmesiyle ifade ediyor. Bu yapıyı değiştirmek için Malatyalı işadamlarını, şehirdeki esnafları ve sivil toplum kuruluşlarını üniversiteye davet etmişler. İşadamları, öğrencilere başarı öykülerini anlatmış. Esnaf bayramını, kampüsün içerisinde kazanlarla pilav pişirerek kutlamışlar. Yine tüm öğrencilere aşure dağıtmışlar. Sosyal tesisleri Malatyalıların hizmetine açmışlar. Prof. Dr. Cemil Çelik, İstanbul ve Adana'da Malatyalı işadamlarıyla onlarca kez toplantı düzenlemiş. Çelik'in, "39 derece ateşle arabanın içerisinde yatarak Adana'ya gittim. İşadamlarıyla toplantım vardı ve bizim için çok önemliydi." sözleri rektörlerin bu konuda ne kadar hassas olduklarını gösteriyor. Ortaya konulan bu çabayla birlikte işadamları da desteğini esirgememiş. Son iki yılda 35 milyon TL değerinde destek sağlanarak yeni fakülte binaları yapılmış. Yıllardır kapalı olan ilahiyat fakültesi açılmış.
Üniversiteler Erciyes modelini örnek alıyor

Erciyes Üniversitesi'ndeki fakültelerin tamamına yakını farklı işadamlarının ismini taşıyor. Üniversite, bu yönüyle başka şehirlere de model olmuş. Bu modelin çıkış noktası 20 yıl önce üniversitede rektörlük yapan Prof. Dr. Mehmet Şahin dönemine dayanıyor. O yıllarda Şahin, Kayseri'nin önde gelenlerini toplayarak, "Toprağıyla Ödeşenler" adı altında toplantılar düzenlemiş.

Toplantılar maya tutmuş ve sonraki rektörler de bu geleneği devam ettirmiş. Kampüsteki binaların yüzde 70'i bu sayede bitirilmiş. Erciyes Üniversitesi Rektörü Fahrettin Keleştemur ise biraz değişik bir yöntem izlemeye başlamış. Araştırma merkezleri üzerine yoğunlaşmış. İşadamlarından aldığı destekle moleküler araştırma merkezinin temellerini atmış. Yine bu kapsamda bir ilaç geliştirme merkezi yapılacakmış.

Keleştemur, tıp kökenli olduğu için Kayseri genelinde iyi bir çevresi var. Nazının geçtiği işadamlarından bina yaptırmalarını istiyor. Bilimsel çalışmalar için Amerika ve İngiltere'ye gönderilen akademik personele yine Kayserililerden burs istiyor. Fahrettin Keleştemur, "Rektörler bir dönem kendilerini toplumun dışında gördüler. Kendilerini sırça köşklerde oturuyor zannediyorlardı. Biz, rektörlerin de herkes gibi bir insan olduğunu, halktan kopmadığını göstermeye çalışıyoruz." diyor.

***

İşadamları da üniversitenin şehre olan katkısının farkına vardı

Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, şu an kampüsün bulunduğu yeri, "Burası bir çöl gibiydi adeta." diyerek anlatıyor. Nevşehirliler, üniversitenin kuruluş aşamasında büyük çapta arsa bağışlamış.

Rektör Filiz Kılıç, bir liste oluşturarak Nevşehir dışındaki işadamlarını tespit etmiş. Bu süreç içerisinde il il gezmiş. Davet edildiği her platformda hedeflerinden bahsederek öğrencilere sahip çıkılması gerektiğini anlatmış. İşadamları, üniversiteye gelerek icraatları yerinde görmüş ve öğrencilerle görüşüp dertlerini dinlemiş.

Bu sayede son 3 yılda 20 milyon TL'lik maddî bir destek gerçekleşmiş. Filiz Kılıç, Ramazan ayında esnafların evlerine konuk olmuş ve onlarla birlikte iftar yapmış. Öğrencilerle huzurevlerini ziyaret etmiş. Bu sayede Nevşehirlilerin gönlünü kazanmış.

zaman
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın