> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Eğitim Dünyası > Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor  (Okunma Sayısı 587 defa)
13 Mart 2012, 01:13:23
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 13 Mart 2012, 01:13:23 »



Hindistan Dârü’l-Hüdâ Üniversitesi Rektörü Seyyid Haydar Ali: “Biz Bediüzzaman’ın ‘Medresetüzzehra’ projesini uyguluyoruz”    
   
Geçen hafta Hindistan’a gittim. Orası ayrı bir dünya, ayrı bir âlem. Herkesin gidip görmesini tavsiye ediyorum. Ülkemizin, dinimizin, milletimizin kıymetini bilme, dünyayı tanıma, türlü türlü zıtlıkların nasıl bir arada olduğunu görmek istiyorsanız Hindistan’a gidin.
 
Getirilen otobüsle yaklaşık iki saatte otele gittik, yerleştik ve akşam da Dârü’l-Hüdâ Üniversitesi’ne giderek açık havada yapılan sohbet toplantısına katıldık. Sohbete bin beş yüz öğrenci ve hocaları katıldılar.
Çok samimi ve tatlı sohbetler oldu. Hazırlanan yemek ve uyuma saati geldi, ancak orada hafızalara kazınan üniversite rektörünün (Seyyid Haydar Ali Shihab Thangal) söylediği şu sözler oldu: “Biz Üstad Bediüzzaman’ın ‘Medresetüzzehra’ projesini uyguluyoruz. Fen bilimleri ile dinî ilimleri birlikte okutuyoruz.” Bütün İslâm üniversiteleri aynı şeyi söylüyor.
Sonraki gün şehrin en büyük kapalı salonunda sempozyum yapıldı. Türkiye, ABD, Kanada, Dubai, Lübnan, İngiltere ve Hindistan’dan gelen bilim adamları ile âlimler “Modern Türkiye’de İslâm ve Risale-i Nur” adlı sempozyumda tebliğler sundular. Salon tıklım tıklım, binlerce insan ilgi ile takip ederek sonunda sorular sordular, mükemmel bir kardeşlik havası içinde program sona erdi.
Aynı gün akşamda Dârü’l-Hüdâ’nın düzenlediği halka açık, açık hava toplantısında halka hitap edildi, konu yine Bediüzzaman ve Risale-i Nur’du. Binlerce insan tekbirlerle konuşmaları takdir ettiklerini gösterdiler. Burada alkış yapılmıyor, takdir edince tekbir getiriyorlar.
Bu toplantıya Kelara eyaleti eğitim ve devlet bakanları katıldılar. Bir profesörün sitem dolu şu sözlerini not etmişim: “Neden Bediüzzaman’ı bize geç tanıttınız?”
 
SAKAFİ-İ SÜNNİYYE İSLÂM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ: “BEDİÜZZAMAN SADECE SİZİN DEĞİL, BÜTÜN ÜMMETİN İMAMI”

Daha sonraki gün, Hintli eski bir bakan ile Srilanka Eğitim Bakanının da katıldığı Merkez Sakafi-i Sünniyye İslâm Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyuma katıldık. Konusu “Çok Kültürlü Bir Dünyada İmanlı, Anlamlı ve Barış İçinde Yaşama Pratiği: Risale-i Nur Yaklaşımı” idi. Burada açılış konuşmasını rektör yaparak şöyle dedi: “Bediüzzaman sadece sizin değil, bütün ümmetin imamı, üstadı ve müceddididir.”
Aynı gün akşam bu üniversite bir açık hava toplantısı düzenledi, Mevlit ve Lihye-i şerif gecesi, üniversite yönetimine göre bir milyon, Hint medyasına göre beş yüz bin kişi katıldı. Açılış duasını Bediüzzaman’ın talebesi Abdullah Yeğin ağabey yaptı. Harika konuşmalar yapıldı.
Üniversite rektörü eline Lem’alar’ı alarak: “Bu allâme-i cihan, müceddid-i ümmet Bediüzzaman Hazretleri’nin kitabıdır ve Üstad şöyle buyuruyor: Sakalı şerifi kastederek, “O saçların ziyareti vesiledir. Resul-i Ekrem’e (a.s.m.) karşı salâvat getirmeye sebep ve bir hürmet ve muhabbete medardır. Vesilelik ciheti o şeyin zatına bakmaz, vesilelik cihetine  bakar. Onun için, eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; kat’î senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir. Yalnız, aksine kat’î delil olmasın, yeter…”
Bu satırları okuyunca yüz binlerce insan tekbirlerle meydanı çınlattı. Rektör neden bu konuşmayı yaptı? Çünkü iki büyük Müslüman grup arasında Efendimizin sakal-ı şerifi ile ilgili bir tartışma varmış ve Üstadın ifadelerini delil göstererek son noktayı koyuyordu.
Bu muhteşem toplantıdan sonra Seyyidler cemaatinin lideri şöyle dedi: “Bugün bu meydanda toplananların kalbine bir tohum ektik, onlar yarın gelip bize soracaklar, ‘Bediüzzaman kimdir?’ diye, biz de onlara Üstadı anlatacağız.”
 
PROF. DR. M.A. ISLAHİ: BEDİÜZZZAMAN’I TANIMANIN SEVİNCİ İÇERİSİNDEYİZ
Delhi’de otele yerleştikten sonra, sabah nerelerde programlar olacak onları öğreniyoruz. JNU Üniversitesi’nde iki salon ayrılmış, birinde İngilizce, diğerinde Arapça konuşmalar yapılacak. JNU Üniversitesinin dünyanın on üçüncü önemli üniversitesi olduğunu söylediler. Beş bin doktora öğrencisi var. Onların başındaki isim, sempozyumun koordinatörü Prof. Mujeebur Rahman karınca gibi çalışıyor, sevincinden dört köşe…
Açılış konuşması, JNU Üniversitesinden Arap ve Afrika Çalışmaları Dekanı Prof. Dr. M.A. Islahi tarafından yapıldı. Islahi konuşmasında “100 yıl önce fikirleriyle dünyaya gelen bu zatı yeni tanımanın sevinci içerisindeyiz. Ona Bediüzzaman ismi verilmesi boşuna değildi, çünkü kendisi bu ismi hak etti ve çok sıkıntılar çekti. O İslâmın bir şiddet dini olmadığını öğretti ve o her zaman İslâm’ın şiddet karşıtı olduğunu söyledi” dedi.

HİNDİSTAN DEVLET BAKANI KHAN:RİSALE-İ NUR “BEREKETÜ’L-KUR’ÂN”DIR

Hindistan Devlet Bakanı Janab Arif Muhammad Khan, konuşmasında; “Bu konferans vasıtasıyla Risale-i Nur’u araştırdım, okudum ve Risale-i Nur’u şöyle tanımlayabilirim: ‘Bereketü’l-Kur’ân.’ Yani Bediüzzaman yazdığı risalelerin hakikatlerini Kur’ân’dan almıştır. Bediüzzaman Hutbe-i Şamiye’de şunu der: ‘Gelecek İslam’ındır ve İslam’ın olacak, bu da iman ile olacak.’ Bu çok önemli bir cümledir. O normal bir yazar değildir ve kafamızdaki birçok yargıyı yıkıcı şeyler söyledi. Bizim kafamızdaki ayrımcı fikirleri yıkıyordu. Bediüzzaman eserlerinde çoklukla şu ayeti yazar: ‘Ve in min şey’in illa yusebbihu bi hamdihi.’ Yani her şey Allah’ı tesbih eder, bilerek ya da bilmeyerek, bütün insanlar da bunun içerisine girer. İnsanların farklı olması Allah’ın bir sanatıdır, Allah’ın sanatına savaş mı açacağız. Bu Allah’ın merhametidir. Hindistan’daki Müslümanlar çok zulüm gördüler, ancak kesinlikle ülkeyi terk etmediler. Bu yüzden bu  konferansı burada organize etmeniz çok anlamlı. Bu muhteşem mesajı buraya getirdiğiniz için çok teşekkür ederim. İnsanları barış ve mutluluk içerisinde yaşatacak bu konferansta onun mesajı verilecek.”

PROF. DR. ABDULHAKİM EL ENİS: RİSALE-İ NUR BİR FİKİRLER FABRİKASI
Delhi’deki sempozyumda Hintli ve dışarıdan gelen altmış civarında bilim adamı tebliğ sundular. Tebliğlerde çok önemli konular işlendi. Dubai’den konferansa katılan Prof. Dr. Abdulhakim El Enis, konuşmasında: “Bediüzzaman milyonlarca insana barış yolunu gösterdi ve insanlık için çalıştı. Büyük insanlar ölünce büyüklükleri bitmez, ancak daha da artar. Risale-i Nur bir fikirler fabrikasıdır ve sizi bu fikirleri keşfetmeye davet ediyorum” dedi. Daha sonra Iraklı İhsan Kasım Salihi şu ifadeleri kullandı: “Siz bir doktora gidersiniz ve doktor size aspirin verir, aspirin sizin Türk mü Müslüman mı olduğunuza bakmaz. Risale-i Nur da aynı bu ilaç gibi bütün insanlığa hitap etmektedir. İnsanlığa Kur’ân eczanesinden ilaçlar sunmaktadır.”

ÇİNLİ ÖĞRETİM ÜYESİ: BUGÜN YENİDEN DOĞDUM
Çinli bir öğretim üyesi, dünya barışı ile ilgili oturumu dinledikten sonra şunu söyledi: “Bugün benim doğum günümdür, ama ben bugün yeniden doğdum. Dünya barışına bu kadar önem veren ve bu kadar güzel anlatan bir İslam âlimi ile karşılaşmaktan çok memnun oldum, duygularımı anlatmakta zorlanıyorum.”
Kendisine detaylı bilgiler verildi ve kitaplar hediye edildi. Umuyorum Müslüman olacak, Allah ona hidayet versin, çünkü  hazırdı.
 
“BEDİÜZZAMAN” DENDİKÇE AKLA TÜRKİYE GELİYORDU
Kapanış konuşmasını Türkiye’nin büyükelçisi ile diğer bazı konuşmacılar yaptılar. Özellikle büyükelçimizin orada olması çok anlamlı idi. Öyle olması gerekirdi, çünkü on gün boyunca Hindistan’da Türkiye rüzgârı esti, her yerde Türkiye konuşuldu, ülkemizin adı anıldı, milletimizin yetiştirdiği müceddidin fikirleri tartışıldı. Her “Bediüzzaman” dendikçe akla aynı zamanda Türkiye de geliyordu. Yüz binlerin katıldığı programlarda ülkemizin temsilcisinin olmaması bir eksiklik olurdu, kendilerine teşekkür ediyorum.
 
BASIMEVİ AÇILIŞI
Sempozyum programları bitince, Hindistan basımevlerinin olduğu sitede, oranın en güzel mekânının açılışı yapıldı. Tek Müslüman kuruluş oldu. Seksen bin kitap basılmış, Arapça ve İngilizce olarak, inşallah hayırlı hizmetlere vesile olacak. Oranın açılışı yapıldıktan sonra seyitler cemaatinin lideri, bir evi hizmette kullanmak üzere verdiğini açıkladı. Tabi orada bulunan herkes buna çok sevindi.
 
“CENAB-I HAK BU HİZMETİ BÜTÜN DÜNYAYA YAYACAK”
Anlattıklarım, olanların küçük bir kısmını oluşturuyor. Hepsini anlatmak mümkün değil. Diyeceksiniz ki, bu kadar harika hizmetleri kim yapıyor? Hemen söyleyeyim, bir avuç gencecik insan, daha sakalları yeni çıkmış, enaniyet, gurur, kibir, ucb, gösteriş yok, ben yaptım diyen yok, hangisiyle konuşup tebrik etseniz, o diğer kardeşinin faziletini anlatıyor, kendisinin bir şey yapamadığından bahsediyor.
“Bunlar mı hakikat kahramanları ve dünyaya karşı meydan okuyan? Heyhât! Bunlar nerede, evliyaları bu zamanda âciz bırakan bu kudsî hizmet mücahidleri nerede?” diyenlere, eğer sesim yetişseydi diyecektim: İşte o aranan hakikat kahramanları ve hizmet mücahidleri burada ve dünyanın her yerinde.
Said Özdemir ağabey, bir hatırasını anlatıyor: Bediüzzaman Hazretlerini bir ziyaretimde buyurdu ki: “Kardeşim, bu sana son vasiyetimdir. Sizler hizmeti düşünmeyin. Cenab-ı Hak bu hizmeti bütün dünyaya yayacak. Esas sizin düşüneceğiniz, uhuvvet, muhabbet, ittihad, tesanüd.”
 
İMAM-I RABBANÎ’Yİ ZİYARET
Bediüzzaman Hazretleri, “Eğer İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî bugün Hindistan’da hayattadır diye ziyaretine bir dâvet vuku bulsa, bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim” diyor.
Biz de buraya kadar gelip o mübarek insanı ziyaret etmeden gitmek olmaz dedik ve yola koyulduk. Delhi’ye iki yüz yetmiş beş kilometre olduğu halde gidip gelmemiz on dört saat sürdü. Ama hiçbir yorgunluk hissetmedik, bu da imamın feyzinden diye yorumladık…
İmam-ı Rabbani’nin torunlarından az sayıda orada oturanlar var. Çok mübarek insanlar, kendileriyle ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:32:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor rüya tabiri,Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor mekke canlı, Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor kabe canlı yayın, Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor Üç boyutlu kuran oku Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor kuran ı kerim, Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor peygamber kıssaları,Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyor ilitam ders soruları, Hindistan DârülHüdâ Üniversitesi Bediüzzamanın Medresetüzzehrasını uyguluyorönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes